ANNELERİN KIRDIĞI KALPLER İYİLEŞMEZ

Nisan 2, 2023 - 15:02
 0
ANNELERİN KIRDIĞI KALPLER İYİLEŞMEZ

Kimse sesimi duymasın diye hıçkırıklarımı susturmaya çalışıp, bir yandan da ardı arkası kesilmek bilmeyen gözyaşlarımı çocuk ellerimle silmek zorunda kaldığımda yeniden yüzleştim yalnızlığımla. Duvar aralarında yarım kalmış hayallerim saklı olan o evin körpe duvarları üzerime yıkıldı. Hem evsiz kaldım kışın soğuğunda, hem de yaralandığımla kalakaldım. Yara izlerimi, ısırmaktan morarttığım dudaklarımın titrek öpüşüyle kendim iyileştirdim.

Hayatım boyunca birçok duygunun eksikliğiyle sınandığımdan yaralı bakıyor belki de gözlerim. Ben sevgiyi bilmiyorum, sevmeyi bilmiyorum. Sevilmek nasıl tatlı bir his onu da bilmiyorum, çünkü herkese sevgi dağıtan o kalbinden bana bir kırıntı dahi vermedin anne. Çevrene gülüşler saçıyorken, beni kalbimin ortasındaki cehennemin kollarına bırakıp gittin. Ben senden öğrendim sevgisizliği. Ben sende gördüm sevmeden öldürmeyi. Katlettiğim bir ruhu sarmamayı senin nefret dolu bakışlarından öğrendim.

Ben gülmeyi bilmiyorum, güldürmeyi bilmiyorum. Saçma sapan bir anda gökyüzüne kahkahalarımı bırakamıyorum, çünkü buna yeltendiğim her an kırdığın kanatlarım sızlıyor anne. Acılarımın üzerinden geçip, bıraktığın yerden hayatıma devam edebilirsem şayet bir gün gülümseyecek bulutlar, yıldızlar tozunu gecenin kör ayazında üzerime serpiştirecek. Tüm her şey aklımın içinde bitiyor, ama aklım benden çok uzaklarda bir uçurumun yamacında sallanıyor.

Ben birine nasıl sığınak olunur, nasıl dört duvarına çatı olunur bilmiyorum. Soğuk havanın rüzgarından bir bedeni korumayı başaramıyorum anne. Ne zaman birine yuva olmak istesem, beni evsiz bıraktığın günün gecesini yaşıyorum. Çocukluğumun karanlığını gömdüğüm o ağacın dibine çöküp geceyi gündüz ediyorum her defasında. Sanırım ben yuvasızlığımın bedelini günahsız insanların saf kalbine ödetmeye devam edecek kadar yara bere doluyum.

Ben birilerinin kalbini gözlerinin içinde attırmayı bilmiyorum. Kalbine dokunduğumda iliklerine kadar kelebekler uçurtmayı başaramıyorum anne. Radyoda rastgele çalan bir şarkının nakaratını mırıldanırken, yoldan geçen bir kedinin tüylerini okşarken ya da gölgemin çizgilerinden yürürken asla bir kalbin içinde saklanamayacağım. Bir daha kör kurşunlara teslim olup aşık olamayacakmışım gibi çaresiz hissediyorum.

Ben bir yerden uzaklaşıp gitmeyi bilmiyorum. Arkama bile bakmadan ait olduğum yerden kaçar adımlarla gidemiyorum anne. Gidişine şahit olduğum günden beri kimseyi terk edemeyecek kadar kırgınım bana bıraktığın hatıralara. Şimdi içimi sızlatan bir yerden gitmek istesem, gittiğin gün beni sınadığın o acıyı bir başkasına yaşatmış olacağımı biliyorum. O acı beni kaç gece uykularımın ortasında kıvrandırdı, kaç gece bilmediğim sokakların kıyı köşesinde yürüttü sen bilemezsin. Kendimi öyle bir kaybetmişim ki, geriye dönüp olduğum insana dair tek bir iz dahi bulamıyorum.

Sen beni benimle sınadın anne. Sen beni içinde boğulup can vereceğimi bildiğin düşüncelerin zindanına hapsettin. Sen beni öyle hiç sevmedin ki, ben hep kendimde aradım sebebini. Gözlerimin rengine mi bu nefretin diye düşündüm, ya da ellerimin küçüklüğüne miydi öfken. Kim bilir, belki de babama olan sonsuz aşkımın kıskançlığı sardı ruhunu da senin içinden bir canavar çıktı bana karşı.

Aynalara küstüm ben. Yüzümün çizgileriyle dertleştim gecelerce. Baktığımda gördüğüm insan gerçekten de ben miyim diye sorguladım kalan gücümle. Herkesi sevebilecek kadar kocaman bir kalbi taşırken, kendimi zerre kadar sevememişim. O kadar güzel küsmüşüm ki kendime, kendimi bile taşıyamadım. Sahip olduğum bütün gücümü içimdeki güçsüzlüklere karşı olan sınavımda kaybetmişim.

Beni adını koyamadığım bir yokluğun içine bırakıp gittin sen anne. Ben tanımadığım yüzlerde seni aradım, ihtiyacım olduğunda sana olan öfkeme rağmen sen diye ağladım. Senden bahsedilen hiçbir cümleye izin vermezken, düştüğüm her kaldırımın kenarına çöküp yeniden sen diye delirdim. Giden herkes bir gün geri dönecek diye diye kapı eşiklerinde sabahlattılar beni. Ben çok bekledim ve sen hiç gelmedin. Kendine kurduğun o ailede bana bir yer bulamadın, koca dünyana beni sığdıramadın.

Sen aslında sevmeyi çok iyi biliyordun. Sen benim dışımda kalan herkesi sevmeyi biliyordun. Sen bir tek beni sevmeyi öğrenemedin. Bir tek bana kol kanat germeyi başaramadın. Ben sadece senin yüreğine sığamadım. Bu senin başarısızlığın, benim de en büyük zaferim olacak günün birinde. Pişmanlığın burukluğu göğsüne yerleştiğinde ben düşeceğim senin aklına. Ama inan bana, o gün geldiğinde ben şimdiye nazaran daha dik duracağım hayata karşı.

Bir yerde okumuştum. ''Annelerin kırdığı kalpler iyileşmez'' yazıyordu cümlenin bitişinde. Ne kadar da doğru diye geçirmiştim içimden. Çocukluğundan yara almış her insan, bir bataklığın çukurunda mücadele verir.

Ben senin kırdığın kalbi iyileştirmek için yaşıyorum anne. Dünyaya sözüm olsun ki, bugünlerde ciğerime batan kalp kırgınlıklarımdan kendi özgürlüğümü inşa edeceğim.

Son defa yazdım sana, son defa ''anne'' diye seslendim sana. Tekrarı olmaz bazı şeylerin. Ben belki de yeniden delirebilirim ama yeniden sen diye delirmem bir sokak ortasında.

Bir daha sakın çıkma yoluma, yüzün düşmesin rüyalarıma. Sen sadece bana yaşattığın kötülüklerle beraber öylece hoşçakal...

 

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Efsa Kandemir Sizlerle tanışmak için çok zamanımız olacak, ama kısaca bahsetmem gerekirse; 21 yaşındayım ve hemşirelik mezunuyum. 2022 Ocak ayında ilk kitabım olan "Sen G'ittin"i ve 2022 Aralık ayında “Bir Gülüşü Vardı” kitabımı yayımladım. Bugün buradayım, çünkü yazılar bizi yargılamadan anlayan tek gerçekler...