EFSANELER GERÇEKTİR

Cumhuriyet coşkusu , çifte bayram hikayesi.

Ekim 29, 2022 - 15:13
Ekim 29, 2022 - 15:12
 0
EFSANELER GERÇEKTİR

          Okul kapısından girdiğinde Ayşe Öğretmen ürkmüştü. Koridorun başından sekiz on kişilik kalabalık üzerine geliyordu. Hemen son birkaç günü film şeridi gibi geçirdi zihninden. “Kimin kuyruğuna bastım acaba” diye düşündü. “Ben seni bilirim, aslında, işin kuyruklara basmak da, hangisi intikam peşinde…”

         Süslüydü kimi hanımlar…Beyler de şık giyinmişti. Anlam veremedi. Böyle soylu yaşayan taallukatın çocuklarının geleceği bir okulda görev yapmıyordu. Önde kısa boylu mavi ekose gömlekli, hafif göbekli beyi tanımıştı. Mavi gözleri ışıldıyordu ona bakıyorken.

         Bu mavi gözler griye çalmıyor muydu göreve başlamak üzere atandığı okula geldiği ilk gün. İlk veli ağırlamasıydı. Buyur etti, dar uzun odasında karşıya dizelenen misafir koltuklarından birine:

-                      Söyleyin , ben ne yapmalıyım bir baba olarak. Evladım çok iyi bir çocuk, efendi, saygılı. Ama kapasitesi sınırlı. Bütün okul hayatı boyunca başka bir kusuru olmadı. Ben de istedim ki ekmeğini kazanacağı bir mesleği olsun.

-                     Güzel düşünmüşsünüz. Ne mutlu ona, bilgili ve bilinçli bir babası var.

-                    -Öyle olmadı Hocanım. 68 diploma notu. Meslek liselerini sıraladık önce. Ama 82 ile kapatmışlar. Benim çocuğum sanki üniversiteye gidebilecek. İlçe milli eğitime gittim. Dedim ki: “Bak bu çocuk düz lisede yapamaz, yaptı diyelim, zar zor diploma aldı, bir mesleği olmaz. Başarılı çocukları akademik liselere kaydedin, bu işler yanlış oluyor. Üniversite okuyacak çocuklar meslek lisesinde. Meslek okuması gerekenler normal düz lisede.” Dediler, uygulama böyle: “Yapacak bir şey yok. Başvuranların diploma notları sıralanıyor, kontenjan kadar öğrenci alınıyor, kaça kadar düşerse. Senin çocuğun diploma notu düşük. Okusun lisede, sınıfı geçerse, zaten meslek lisesine bölüm seçerek geçiş yapabilir.”  Elimiz mahkûm, geldik buraya.

-                   -Dert etmeyin, inşallah güzel, başarılı bir yıl olur. Çocuğunuza güvenin, geçiş yapabilir seneye.

-                  - Bu sene buradaydı. Beş dersi zayıf. Ortalama yükseltme sınavına girdi haziranda. Çok çalıştı. İlk geldiği sınava beş dakika gecikmiş. Kapıda bir öğretmenle karşılaşmış. “Senden bir halt olmaz, sınava bile vaktinde gelemiyorsun, boşa gayret ama gir hadi sınava.” Demiş. Zaten üç ders seçebilme hakkı var. Hepsinden düşük aldı. Yüz üzerinden beş… Eylül’de yine buradayız geçemeyecek biliyorum. Ama çarem yok. Söyleyin ne yapayım. Okuldan alıp çıraklığa mı vereyim. Öyle içine kapalı ki, ustalarla baş edemez. Eline alet edevat da yakışmıyor. Ben de esnafım. Zar zor evi geçindiriyorum. Ama ticaret hayatı acımasız. Bir öğretmenin sözüyle bu kadar yıkılan çocuk piyasada hiç barınamaz.

-                     -Hemen umutsuz olmayalım. Öğretmen hata yapmış. Dersleri birlikte seçelim. Haziranda seçtiği dersler haftalık ders saati az olanlar. Geçme şansı yokmuş. Sınıf öğretmeni ve idare rehberlik yapmadı mı?

-                     -Çocukla seçtik, ben anlamam, yapabileceği dersleri seçin dediler öyle seçtik.

-                     -İyi de, Sağlık dersi zaten dört. Beş alsa sadece bir puan gelir işine yaramaz. Edebiyat seçerse kredisi beş. İki alsa bile dört puan geliyor, üç alsa sekiz puan. Geçme umudu olur.

  • -                     -Yapamadığını, anlamadığını söylüyor edebiyatı, matematiği.

-                     -Siz öğrenciyi bana gönderir misiniz?

-                     -Burada aşağıda bekliyor, gelmek istememişti.

-                     -O zaman çağırın, birlikte düşünelim seçelim.

       Koridordaki kalabalığın önüne geçen adam, elini uzattı:

-                    -Size çok teşekkür ederiz.

-                    -Ben halayım, çocuğumuzun karnesi için sülalece geldik. Dayı, kuzen, kim varsa gelebilecek geldik.

       Bir karne alma fasılasına bu kadar rağbet neden acaba, diye aklından geçirdi Ayşe öğretmen. Tören için yapılacak o kadar iş vardı ki. Kaçta başlayacak, bahçedeki törende akış ne olacak. Müdürün istediği evraklar hazırlanmalı. Hediyeler paketlenmeli.

-                     -Harika, ne güzel bu kadar sevilmek. Çocuğun başarısı. Onu tebrik ederiz.

“İlk karne de değil. Sınıf tekrarı ve daha birinci dönem. Gayet sıradan bir durum.” Görmemişlik şımarıklığı daha alt kademelerde gözlemlenir, lisede bu kadar debdebe göremezdiniz. Ama zamane o kadar hızla değişiyor ki, ana sınıfı mezuniyetini kep töreniyle profesörlük makamına eş gören anlayıştan sonra her şeyi abartmasına şaşmamalı.

Zil sesi duyuldu. Bahçedeki öğrenciler yavaş yavaş sıra düzenine geçmeye başladılar. Balkon gibi yükseltide, hizmetli ve birkaç son sınıf öğrenci, konuşma tertibatı için eşya yerleştirme telaşında idiler.

Bütün evrakları bilgisayardan döküp görevli öğretmenlere teslim eden Ayşe öğretmen odasında hızlıca kitaplardan oluşan hediye paketi yapmaya çalışıyordu. Masa başında baş başa öğrencisiyle yaptığı çalışmayı hatırladı:

-                              -Emre, sen gayet iyisin edebiyatta, niye yapamadığını düşünüyorsun?

-                              -Dilbilgisi kısmını anlamıyorum, genelde de oradan soru çıkıyor.

-                              -Ben sana anlattım, şimdi anladın, sınavda mı yapamıyorsun?

-                              -Şu anda anladım. Daha önce anlamamıştım. Ne kadar çalışsam da olmuyordu.

-                              - Emre sen gayet iyi yapabiliyorsun. Sınavlara gir, olmazsa da üzülme, ben seni benim odamın olduğu kattaki sınıflardan birine alacağım. Her zorluk yaşadığında çekinmeden bana gel, yardım iste. Eminim seneye çok başarılı olacaksın.

        Emre sınıfta kalmıştı. Babayla en son görüşmelerimde, “maddi sıkıntınız yok, lütfen Emre’ye zorlandığı konuda özel ders aldırın, matematik ile başlamanız çok iyi olur” diye öneride bulunmuştu. Sonrası Emre’nin öğretmenlerden ders durumunu öğrendiğinde, çok gayretli olduğunu, derse katılmadığını ama sınavlardan iyi notlar aldığını öğrenmişti. Emre bir kere odasına uğradı, sene boyunca:

-                       -Dersimiz boş, sınıfta çok gürültü var. Kütüphanede ders çalışmama izin verir misiniz?

               Ayşe öğretmen hediye paketleriyle bahçeye ulaştığında müdür konuşmasını sürdürüyordu.

Az sonra her sınıf düzeyinde takdir alan öğrencilerden temsili birer kişi anons edildi. Emre yoktu anons edilenler arasında.

              Ama üç gün önce başarı listelerini sınıf öğretmenlerine ulaştırdığından biliyordu ki, Emre sınıf düzeyinde en iyi ikinci sırayı yapmış, sınıf öğretmeni tebrik etmiş, bu ailede duyulmuş ve bayram sevinci yaşatmıştı.

               Ayşe öğretmen her Cumhuriyet Bayramı gününde farklı duygulanırdı. Olmazı olduran bir milletin efsanesine yüreği sevinç ve minnettarlıkla eşlik ederdi. Bu seneki cumhuriyet coşkusuna bir sosyal medya mesajı eşlik etti:

             Ayşe Hocam merhaba. Ben Emre K……... 2010-2015 arası Fevzi Çakmak'ta müdür yardımcısı olduğunuz dönemde öğrencinizdim. 2011 yılında sınıfta kalmıştım, bana çok yardımlarınız dokunmuştu. Umarım beni hatırlamışsınızdır. Liseden mezun olduktan sonra sizinle kontağımız koptu. Sizi …………… tesadüfen gördüm ve bir teşekkür etmek istedim.

             Şu an İstanbul Barosu mensubu bir Avukatım. Marmara Hukuk mezunuyum. İstanbul Üniversitesinde Kamu Hukuku alanında yüksek lisans yapıyor ve tez yazıyorum, bugünlere gelmemde katkınızı unutmam mümkün değil.”

             Tuşlara coşku ile basıyordu. Çifte bayramdı bugün:

             “Emre seni nasıl hatırlamam. Hâlâ benim efsanemsin. Sen bir cevherdin. Biraz hayatın tozuna maruz kalmıştın, şükür ki o tozlar ben varken uçtu gitti. Kendi enerjinle buralardasın. Hak ettiğin yerde yolun daima açık olsun. Gönlümde ve dualarımdasın. Sevgilerimle…”

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

GÜMÜŞ SÖZ Sözün gücünü farkedeli epeyce yol aldık hayatta. Tadımız, tesellimiz, yoldaşımız, yârenimiz ve daha niceleri oldu söz benim için. Sözlerle dolu nice kitaplar.... İnsanoğlunun en değerli buluşu herhalde sesi söze, sözü yazıya dökmek....Sahibinin zerresi kalmamışken dünyada sözü yolculuğuna devam eder. Öyle bir sözdür ki o, doğduğu dilin gücünü yansıttığı ölçüde ömrü devam eder. Sözün gücüyle ruhlar inşa etmeyi isteyenlerin paylaşım mecraları bulmaları ne güzel şans!...