EVİM NERESİ (10)

GHH

Aralık 17, 2023 - 13:39
 0
EVİM NERESİ (10)

                   Güneşli bir günde durağa ilerlerken caddenin ıslak zeminini farkettim. Neden yıkadıklarını düşündüm; bir ihtimal cadde kenarındaki okul inşaatından girip çıkan kamyonların caddeye bıraktığı tozları bertaraf etmak için yıkamışlardır. Ama öyle çamuru uzaklaştıracak yoğunlukta bir yıkama değil bu. Bildiğiniz caddeyi ıslatıp geçiyor. Acaba yaz sivrisinekleri için ilaçlı bir su mu sıkılıyordur? Araştırma yapmayı düşünürken, asıl derdimin suyun boşa harcanmaması meselesiydi. Yeraltı suları azalıyor, plansız kullanmaya devap edersek günün birinde içme suyu bulamamamız felaketi bizi bekliyordu. Çoğu sular da içme özelliğini kaybetmişti bizim yüzümüzden. Öyle plansız çoğalmış, yerleşim yeri yaparak ürettiğimiz pislikleri toprağa, dereye, denize salıyorduk ki, kendi topuğumuza sıktığımızı farketmemiz uzak bir zaman değildi. Bu sadece benim sezgilerimde değil her platformda dillendirilen bir gerçek…. Ama insanlar bu bilgilere altın, döviz piyasası haberlerine gösterdikleri kadar rağbet göstermiyorlardı.

                Önemini yitirdi, caddenin sulanmış olması. Bir büyük su kaybı olduğu hissi ile içim daha çok sıkıştı. İnanılmaz bir kuruluk oluştu. Issız bir yerde çevremde dönmeye başladım. Yönü tayin ederek biraz ileride ana su hattının patladığını ve gökyüzüne doğru üç adam boyu su fışkırdığını gördüm beyin ekranımda. Etraf küçük bir göle dönmüş yayalar geçemiyor, arabalar da tekerlekleri suya gömülü dalgalar oluşturarak geçebiliyorlardı. Birazı da geri geri giderek yolu kullanmaktan vazgeçtiler. Dükkan sahipleri  orada ne yapacağını bilmez halde fışkıran suyu izliyordu. Şaşılacak bir durumdu aslında . Küçücük bir arıza bildirme işi çözmek için yeterliydi. Belki aradılar, kurum harekete geçmedi. Çözüm bulmalıyım diye düşündüm.   

                Sabahın erken saatleri olduğu için mi  bilmiyorum etrafta silüetleri görünen insanlarda öyle  bir enerji yoktu. Üst yoldan bir adam dalgın yürüyordu. Birden parlak bir ışıltıyla belirdi. Toprak rengi bir ışık, cansız ve düşük bir seviyedeydi. Çok da düşünecek vakit yoktu. Zira her saniye metreküplerce su boşa akıyordu.

                -Ne olmuş orada, nasıl bir su böyle patlar, kimse ilgilenmemiş mi?

Su arıza kaydı kendi evinde oluşan ve ana hattan müdahele gerektiren bir durumla uğraştığı için telefonunda kayıtlı idi. Hemen bu kaydı buldu ve aradı. Caddeyi bildirdi. Sultan caddesi ile Aktepe caddesini bağlayan adını bilmediği yolda olduğunu belirtti. Kendi kimlik kayıtlarını da istediler.

Akşam eve dönerken yolda büyük iş makinaları olduğunu gördü. Yol tamamen kapatılmış, derin bir kuyu iş makinaları ile açılmış, altı yedi kişi çalışıyordu. Sormadan edemedi:

-Kolay gelsin, büyük bir arıza mıydı?

-Sağolun, evet şehrin diğer bölümüne giden ana su hattı patlamış. Büyük bir arıza. Sabahtan beri uğraşıyoruz. Erken haber verilmeseydi, oluşan yarık ilerleyip daha da büyüyecekti. Suyu kestik de bu kadar zararla kapattık.

-Ben haber verdim sabahleyin, benden başka kimse aramamış mı?

-Orasını bimiyorum, biz mesaiye sekizde başladık, ilk dakikalarda bu arıza bildirildi. Daha önce bildirilseydi, gece ekibi işe gelirdi.

Mahallesine yöneldi. İki kişi marketin önünde karşılaşıp selamlaşıyordu. Bunlardan birisini tanıyordu. Kulak misafiri oldu:

-Nasılsın Hüseyin, görünmüyorsun ne zamandır?

-Memleketteydim. Yeni geldik sayılır. Nasılsın ne var ne yok.

-Sorma suları kestiler bugün, evde damla su kalmamış. Marketten su alacağım. Mecbur içme suyu ile yıkama, yunma işi de olacak. Bulaşık birikmiş, tuvalet kirli kaldı. Hanım delirecek.

- Memlekette böyle dert yok. Rabbim köyün çeşmesine her daim rahmetini indiriyor. Herkes motor da bağlamış, eve kadar geliyor sular. Ama ondan da devlet para alacakmış yakında. Yeraltı suları devletinmiş. Kanun varmış öyle. Anlamadım gitti. Allah vermese yerin altında su mu olur? Allah vermiş, sana da vermiş bana da vermiş. Ben vatandaşım diye devletin başıma eşkıya kesilmesi şart mı? Ne para harcadın? Vatandaş borusunu, motorunu kendi almış.

-Sular eve bağlanmadan mahalle çeşmesi vardı şurda sen de bilirsin. Oradan alırdık. Eve bağladılar diye hepsini kapattılar. Vallahi iyi mi ediyor kötü mü ediyor devlet kafam karışık. Çeşme olsa gider alırdık şimdi. Hayvanlara su bırakma diye bir dert de olmuyordu. Her türlü hayvan sebepleniyordu. Şu hale bak. Eve çeşmeden su aksın diye kolaylık istedik, ipleri verdik ellerine. Vanayı kapattılar mı, çaresiz kalıyorsun. Kuyu yok, çeşme yok. İnan ki susuzluktan biteriz. Uzun sürse bu sadece içme suyu alabilirim. Kullanacağım suya para yetiştiremem. Bitleniriz vallahi. Su ısıtıp yıkanmayı da unuttuk.

-Doğru söze ne denir Bekir Usta, durum aynen dediğin gibi. Kuyu açamazsın şimdi, hertaraf insan doldu. Alttaki suyun temiz olma ihtimali yok. Gökten inerken toplamalı suyu. Başka çare yok.

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

GÜMÜŞ SÖZ Sözün gücünü farkedeli epeyce yol aldık hayatta. Tadımız, tesellimiz, yoldaşımız, yârenimiz ve daha niceleri oldu söz benim için. Sözlerle dolu nice kitaplar.... İnsanoğlunun en değerli buluşu herhalde sesi söze, sözü yazıya dökmek....Sahibinin zerresi kalmamışken dünyada sözü yolculuğuna devam eder. Öyle bir sözdür ki o, doğduğu dilin gücünü yansıttığı ölçüde ömrü devam eder. Sözün gücüyle ruhlar inşa etmeyi isteyenlerin paylaşım mecraları bulmaları ne güzel şans!...