EVİM NERESİ? (7)

Eşleşme

Haziran 20, 2023 - 21:03
Haziran 20, 2023 - 21:04
 0
EVİM NERESİ? (7)

             İşyerine uğrayıp mı, sonra KBNE firmasına geçsem, yoksa doğrudan mı gitsem karar vermeye çalışarak otobüse bindim. Bir önceki gün firmada karşılaştığım olaylar beynimde sürekli dolanıp duruyordu. Mesaj gelmiş, bir hafta KBNE firmasında çalışma görevim bildiriliyor.

            Masama yerleşip, bigisayarı açtım. Şifre konmamış doğal olarak. Şahsıma ait değil, masa üstünde bir sürü klasör dosya var. Kodlanmış isimlerden ne dosyaları olduğuna dair fikir yürütemiyorum. Muhasebe, Hesap işleri, bütçe, maliye gibi bana tanıdık bir isimle dosya var mı diye kontrol ederken şirket görevlisi odama geldi:

-          Tam ihtiyaç duyduğumda buradasınız. Günaydın. Bu bilgisayarda pek çok veri var. Kendimle ilgili olanlara ulaşmakta zorlandım. Acaba rica etsem, buradaki dosyalardan benim ihtiyacım olanları ayırıp belirli bir yerde depolayabilir miyiz? Diğer dosyalarınıza ilişmek istemem.

-          Ne demek onların hepsi sizin istifadenize oluşturulmuş dosyalar. İhtiyaç sinyali aldığım için buradayım.

-          Öyle mi? Geldiğimi gören arkadaşlar size çağrı göndermiş olmalı.

-          Hayır artık sizinle direkt bağlantıdayız. Bir haftalık sürede uyuduğunuz yerdeki hazırlıklar da tamamlanacak. Artık kesintisiz irtibatta olacağız.

-          Bakın artık neye nasıl yorum yapacağım konusunda delirmek üzereyim. Sizin zannettiğiniz kişi olamam. Bütün söyledikleriniz bana gizemli, anlamsız geliyor. Ben sıradan bir insanım. Belli ki, karıştırmışsınız. Doğduğum aile, ev belli, büyüdüğüm şartlar belli. İnanın hiçbirinde bilinmeyen bir taraf yok. Daha fazlasına dahil olmadan bunu netleştirmek istiyorum.

-          Elbette bu söylediklerinizde bir gariplik olamaz. Öyle olması için her şey ayarlandı. Süreç de zaten bu dünyadaki zaman, mekân algısına uyumlanmak için beklenildi. Oysa bizim evrenimizde herşey dün planlandı ve eyleme kondu. Siz bunu güneş hareketleri ile ölçümlüyorsunuz. Yani sizin gün, ay, yıl diye saydıklarınız bizde mevcut değil. Herşey birbirine bağlı gerçekleşir. Zaman ve mekân aynı anda her yerdir. Bu düzende bozulmalar bizim evrenimizi de etkileyecek kadar çoğaldığı için yapılması gerekenler devreye girdirildi.

-          Sizin evreniniz neresi, başka gezegen, başka boyut, geçmiş veya gelecekten mi sözediyorsunuz.

-          Aynı evrendeyiz ama farklı düzenlerdeyiz. Sizin özellikleriniz bizi algılayamayacak nesnellikte, ama bir o kadar da bilinç boyutunuz bu evrenin temel varlık sebebi. İnsan evrenin kaynağı gibi düşün, yani çekirdek sizsiniz. İnsan var, oradan filizlenen enerji ile kâinatın sistemleri bir çarkın dişlileri gibi birbirini harekete geçiriyor.

-          O zaman bütün insanlar bu rolü ile varlar. Ben niye ayrı düşünülüyorum, sizin veya birileri tarafından.

-          Bizim varlık özelliklerimiz sizden farklı. Bu nedenle görevlerimiz de farklı.Direkt müdahele edemeyiz, bu dünyanın sisteminden uyumlanarak yapılması gerekenler projelendirildi. Ara bir türle görevlerin yapılması mümkün. Siz bu ara türsünüz. İnsan yönünüz ve bizden aldığınız DNA ile de bizim gücümüzle çok şeyler yapabileceğiz. Bu arada sadece siz değilsiniz. Böyle görevli başka ara türler de var. Ama irtibatlandırılmayacaksınız. Dünyanın selameti için. Karmaşa yaratmak istemiyoruz.

Korkmaya başlamıştım. Gece ve daha önce kâbus zannettiğim yaşananlar gerçek miydi? Ben garip bir varlık mıydım? Kendimi insan sanıyordum, öyle mi? Kedim aklıma geldi. Zavallı evde yetiştirildiği ve başka hemcinslerini bilmediği için, bizim gibi konuşmaya çalışıyor, patisiyle tokat atma halleri sergiliyor, yatarken karnı yukarıda uyuyordu. Annemin “hayvanı da hayvanlıktan çıkardınız, bu kendini insan sanıyor” diye söylenmesini hatırladım.

        Sessizliğimi yanıma gelen görevliyi farkettiğmde bozdum:

-          Evet ben şirketin hesaplarının nasıl yönetildiğini, bütçelendirildiğini ve vergiye matrah olacak verilere nasıl ulaşacağımızı, hangi verileri bize aktaracağınızı çözeceğimi biliyorum. Görevin bu olmadığını anladım.

Görevli, duygusal hiçbir tepki göstermiyordu:

-          Gerekli olanlari bilmeye başlayacaksınız. Şirket ile ilgili olanlar kamufle görevler. Onlar sorun olmayacak. Zaten bilgisayar yazılımlarımız size bütün ayrıntıları gösterecek kadar kolay anlaşılır düzenekte. Masanızdaki bilgisayardan başlayalım. Bu bilgisayar evinizin fiziksel bilgilerinde ihtiyaç duyacağınız bütün verileri içeriyor. Ve an be an bizim evrenimizden güncelleniyor.

-          Evimin fiziksel bilgilerini bilmek için ona ihtiyacım olmaz sanırım. İsterseniz Navigasyon sisteminden hemen bakalım. Hangi ulaşım aracıyla ne kadar sürer, trafiğin durumu nedir? Yol üzeri ihtiyaç duyabileceğim ve karşılamam için hangi alışveriş yerleri mevcut hepsi olmasa da üç aşağı beş yukarı var.

-          Evet, bunun gibi biraz. Ama sizin eviniz derken, eviniz neresi?

-          Adresimi biliyorsunuz sanırım, isterseniz söyleyeyim.

-          Eviniz, yuvanız bütün dünya!

-          Yani öyle de denebilir. Güneş sisteminde, dünya gezegeninde yaşıyorum sonuçta. Bu bilgisayarda Google Earth var diyorsunuz.

-          Daha fazlası. İsterseniz zihinsel uyumlanmalara başlayalım. Lütfen şu cihazı başınıza takar mısınız?

-          Beni hipnotize etmeyeceksiniz değil mi?

-          Şahsen etkilerini nasıl algılayacağınızı bilmiyorum. Ben de ilk defa tanık olacağım. Ama bilinciniz yerinde olacak, ona eminim.

-          Yapay zekâ gibi bir aktarım mı olacak. Olamaz da. Sonuç da çip falan takılmadı bana. Bir dakika. Yoksa çiplendim mi?

-          Sizin çip dediğiniz ilkel bir aracıya ihtiyacınız yok. Hücre yapınız bu özelliklere sahip.

-          Yani doğru anladım öyle bir şey olacak. Bütün dilleri konuşup anlayabileceğim, istediğim bilgiyi sistemlere bağlanıp alabileceğim. Ayaklı bilgisayar olacağım öyle mi? Ya ben insan özelliklerimi daha çok istiyor, bu kadar çok farklı beceriye sahip olmak istemiyorsam. Bu daha önce yapıldı mı? Böyle birini görmeye ihtiyacım var. Denek olmak istemiyorum.

-          Bunu siz onaylamasanız da yapacağız. Daha doğrusu yaptık. Ama uyumunuzu dünya hızında sağlamak için, size eşgüdümlü olarak yürütmeye çalışıyoruz. Hatırlatırım, bizim mekân ve zaman algımız yok. Sizin bu algınız ile hareket edersek başlangıçta daha iyi uyumlanırsınız.

-          Dün gece mi yoksa, uykumda, gölgeler hatırlıyorum. Kâbus değil miydi?

-          Evet, doğrudur, izin verin bilinç düzeyinize çıkaralım. Şimdi aleti kullanmama izin verir misiniz? Rahatsız olduğunuzda durur, iptal edebilir, erteleyebiliriz.

Başımın etrafını çevreleyen metal mi, plastik mi olduğunu kestiremediğim bir çember yerleştirdikten sonra, başımın birkaç yerine küçük yuvarlakları yerleştirdi. Çok küçük bir temas ve soğukluk hissettim.

-          Gözlerinizi kapatın ve sadece zihninize odaklanın. Ve ilginizi çeken, daha ayrıntılı incelemek istediklerinizi alıkoyun, detaylarında daha uzun süre kalmaya çalışın. Meditasyon dediğiniz bir işlem var. Ona benzetebilirim. İsteyin, hayal edin, somutlaştırın.

Beynimde huzurun sesi oluştu adeta. Karanlığın içinde daha önce hiç görmediğim renkler…Bilgi akışı olacak mı diye beklerken, hiçbir şeye benzetemediğim şekiller önümde netleşmeye başladı. Sürekli hareket halinde idiler. Yavaş yavaş ilginç bulduğum şekillere daha yakından bakmayı arzu edip dikkatimi onda sabitliyordum. Çok uzun sürmedi:

-          Tamamlandı, çok başarılıydınız. Bundan hiç şüphemiz yok.

-          Bitti mi gerçekten.

Gözlerimi açtığımda bilgisayar ekranında gördüğüm görüntünün beynimde oluşanla aynı olduğunu farkettim. Şaşkınlığım geçmeden, gözlerim açık olarak şekilleri incelemeye detaylara odaklanmaya devam ettim. Bilgisayar benim zihnime göre ekran görüntüsü veriyordu. Esasen ekrana gerek olmadan zihnimde görüntünün oluştuğunu söylemeliyim.

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

GÜMÜŞ SÖZ Sözün gücünü farkedeli epeyce yol aldık hayatta. Tadımız, tesellimiz, yoldaşımız, yârenimiz ve daha niceleri oldu söz benim için. Sözlerle dolu nice kitaplar.... İnsanoğlunun en değerli buluşu herhalde sesi söze, sözü yazıya dökmek....Sahibinin zerresi kalmamışken dünyada sözü yolculuğuna devam eder. Öyle bir sözdür ki o, doğduğu dilin gücünü yansıttığı ölçüde ömrü devam eder. Sözün gücüyle ruhlar inşa etmeyi isteyenlerin paylaşım mecraları bulmaları ne güzel şans!...