Genel Geçer Yalnızlıklar (Birinci Yazı)

Aynada biri var, bana bakıyor yaz kış.

Şubat 2, 2023 - 15:09
Şubat 4, 2023 - 01:22
 0
Genel Geçer Yalnızlıklar (Birinci Yazı)

Uzun uzun seyre daldı dün yeni günü. Seviştikten sonra ağlayan kadınların gözyaşları ve köprücük kemikleri arasında çok naif bir benzerlik vardır dedi. Bunu yeni günü izlerken söyledi. Sen de duydun, oradaydın. Karanlık bir odada aynayı seyre daldı sonra. Açıkçası bu kadar gizemli olan tek dündü diyebilirim. Seviştikten sonra ağlayan kadınlara gelecek olursa konu, bence avuç içlerini okşamalı her yeni gün sabahı. Bir önceki sevişmeyi unutturmak için...  Bir kadının karnabahar pişirirken suratındaki o esaslı ciddiyete tanıklık ettin mi hiç? Karnabaharların varlığının anlamsızlığını sorguluyorum bazen. Bazen kadınların suratındaki o ciddi ifadenin anlamsızlığını, seni neden hâlâ arayamadığımı, seni hiç karnabahar pişirirken görmemiş olmamı, seni seviyorum demenin ağırlığını, gülümsemenin hafifliğini, sokak kedilerinin huysuzluğunu, seviştikten sonra ağlayan kadınları, sigara yakan adamları, el ele uyuyan çiftleri, Dünya dönerken Ay'ın da onun çevresinde dönmesini ve bizim bu hareketlerin hiçbirini hissedemiyor oluşumuzu, saksıdaki soğanları ve beni neden terk ettiğini sorguluyorum. Dünü sorguluyorum en çok, bugünden bağımsız bir şekilde. Bugün dünü sorgulamıyor. Yarına odaklı. Kediler artık yüzümü tırmalamıyor. Annem artık beni aramıyor. Bu yüzden uykusuz ve ağrılı uyanıyorum her yeni güne. Uykusuz, ağrılı ve sensiz. Kadınlardan kaçıyorum artık. Hepsi sana benzemeye başladı. Evden çıkmak istemiyorum. Sadece uykusuz, ağrılı ve sensiz bir şekilde uyumaya çalışmak istiyorum. Son günlerim böyle. Son günlerim hep sorgulamakla, uyumaya çalışmakla, sigara ve birayla, evde unuttuğun rujunla, aynalarla geçiyor. Aynalar beni sorguluyor. Onlardan korkuyorum. Bıyık ve sakal bıraktım. Zaman geçmek bilmiyor aynaların karşısında. Karnabahar kokusu geliyor üst kattan. Bıyıklarıma siniyor karnabahar kokusu çünkü kokuyla beraber yüzüm ekşidi. Sesini özlüyorum, soluğunu, varlığını hissetmeyi ve en çok da adını söylemeyi özlüyorum. Sonra balkona çıkıyorum uykusuz, ağrılı ve sensiz. Ağaçları izliyorum önce, evlerin çatılarını, balkondan görünen dağları izliyorum. Sonra hepsine birden genel bir bakış atıyorum. Hepsini gözlerimle hafızama kazıyorum. Kafamın içinde filler tepiniyor ben bir şeyi ezberlemeye çalışırken çünkü hâlâ sen varsın orada, bir yerlerde beynimi acıtıyorsun sürekli. Gece uyumadan önce sokak lambasının odama vuran ışığıyla avutuyorum kendimi. Duvara yansıyan gölgem şekilden şekle giriyor. Sonra yine bir çınlama sesi ben geldim diyor. Bugün dünde kalıyor. Uzun uzun seyre dalıyorum yeni günü. Uykusuz, ağrılı ve sensiz...

Çın...

Çın...

Çın...

Orada mısın?

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Rojda_Esra Adım Rojda Esra. Mustafa Tenker yayım grubunda editörüm. Yazılarımı hasta, komada, öldü şeklinde üç ana başlık altında topluyorum. Yazdıklarımın telif hakları yolda yürürken rastgele vurduğum topun kırdığı camda saklıdır.