GEZER AVCI

Axiom tarafından işletilen özel mekikte bir İsveçli, bir İtalyan ve bir İspanyol astronot da bulunuyor. Türkiye'nin ilk uzay yolcusu Alper Gezeravcı'nın da içinde yer aldığı SpaceX'e ait uzay aracı, Florida'daki Kennedy Uzay Merkezi'nden başarıyla fırlatıldı.

Ocak 19, 2025 - 17:17
Ocak 19, 2025 - 17:16
 0
GEZER AVCI

Başlık bu olmalı mıydı emin değilim. Uzun zamandır televizyon izlemiyorum. Bu Pazar günü mecbur kaldım.

Uzay mekiğinin fırlatış rampasında görüntüleri izleyen seyirciler ve Türk bayrağı. İlk aklıma gelen bir haberleşme uydusunun fırlatılış belgeseli olduğuydu. Nedense uzaya astronotlu bir seyehat yapıldığı tamamen çıkmış aklımdan.

Alper Gezeravcı’nın ilk Türk astronot olarak uzaya seyehatinin belgeseli olunca koltuğa çakıldım.Boş çay bardağımı mutfağa gidip doldurma sürecinde bir iki dakikasını kaçırmayı göze alamayarak…

Ben bir gökyüzü aşığıyım. Derken kendi kendime gülüyorum. Sevmediğim bir uğraş var mı acaba? Ama gökyüzü, evren çocukluk hayalim. Astronotluğu bilsem de dünyamıza girecek kadar ders kitaplarına, öğretmen gündemlerine girmemişti daha. Benim kitap okuma hastalığım ilk yüzleşmemi yaptı. Erch Von Daiken, Tanrıların Arabaları eserini neden ilginç bulup, bir hafta kendime misafir ettim bilmem. Ama o kitap bendeki çoğu taşı yerinden oynattı. Uzaylılar ziyaretinden bahsediyordu mesela. Yazarından daha fazla takıldım uzaylı meselesine. UFO hakkında bilgi edinmenin yollarını aradım her fırsatta. O da çocuk aklıma uzay fikrini işledi: Astronot olmak! Türkiye’de yaşıyorsan namümkün, bir merhale düşürelim pilot olayım. O da namümkün. Malum Türkiye ve Sabiha Gökçen sonrası zincirin halkası kopuk, hava harp okuluna girmenin cinsiyet itibariyle mümkünatı yok.

Uzaya tam da  mekiğin fırlatılışı esnasına tanıklıkla seyretmeye başladım. Dragon, astronot giysileri içinde çeşitli uluslardan dört kişiyi hedefe taşıyor. Her aşamasını Alper Gezeravcı’ dan bizzat dinliyoruz. Bütün tanıklıklarını paylaşıyor. Atmosferin yukarısına taşıyan parçanın ayrılışını nasıl mekik içinde hissettiklerini, yerçekiminin yok olduğu mesafelere ulaştıklarını nasıl test ederek anladığını, ilk kokpitten kendisinin ayrılıp uzaydaki süreçte düzen kurmanın kendisine ait bir görev olduğunu… Mesela mekanda,eşyada alt üst diye bir kavramın anlamını yitirdiğini. Kablolar ve bir sürü alet edevatın duvarda yer aldığı mekanın mutfakları olduğunu, masayı aslında yemek gereçlerini sabitlemek için mıknatısla tutturulan alan olarak sadece kullandıklarını, bıraktığınız her şeyin gözünüzü kapatıp açma süresinde sizden uzaklaştığını…

Her yerde yataksız, yastıksız, yorgansız uyuyabileceğinizi, sorunun nerede uyanacağınızı bimiyor oluşunuz olduğu… Bir uyku tulumunu hamak gibi dört köşesinden sabitleyip içinde uyumanın kendilerini  sabit tutması için olduğunu…Uzayda zor işlerin kolay, kolay işlerin zor olduğunu…Mesela kişisel bakımı yapmak: Su damlacığı mekanda gezintiye çıkıyor, astronotumuz ağzıyla avlıyor. Bir çok deney düzeneğini kurup takibini yapıyor. Bu deneylerin çoğu canlı organizmanın sunni yaşam ortamlarında verdiği reaksiyonu ölçmek. Gece ve gündüz yok. Merkezi laboratuvarda 5 dakikalık aydınlık ve karanlık ile bizim 24 saatlik günümüzde 16 defa akşam ve sabah yaşadıklarını söylüyor mesela.

Dünya ile yer uzay üssü bağlantıya geçip mesajlar paylaşıldığında “Mustafa Kemal Atatürk ve bütün şehitleri” anarak “istikbal göklerdedir” sloganı ile görevini ulusu adına gururla gerçekleştirdiğini, ilk olduğunu ama son almayacağını bildiğini paylaştı.

İstanbul üzerinden geçerken şehrin gece görüntüsünü fotoğrafladı. Öğrendikleri arasında, dünyayı bukadar uzaktan gözleriyle tanık olup değişim yaşamayanın mümkün olmayacağını, dünyada sınırların olmadığını, dünyadaki tüm insanların bir aile olduğunu, bir tarafta kopan bir fırtınadan diğer tarafın da etkilenecek kadar dünyanın hassas olabileceğini, büyük olan her şeyin aslında küçük olduğunu paylaştı.

Gezer astronotumuz Alper’e imrendiğim satırlar olacaktı bunlar. Ama harflere dökülürken garip bir gurur sardı her yanımı. Gezer avcı ruhu… Ben onun ruhunu hissettim.

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

GÜMÜŞ SÖZ Sözün gücünü farkedeli epeyce yol aldık hayatta. Tadımız, tesellimiz, yoldaşımız, yârenimiz ve daha niceleri oldu söz benim için. Sözlerle dolu nice kitaplar.... İnsanoğlunun en değerli buluşu herhalde sesi söze, sözü yazıya dökmek....Sahibinin zerresi kalmamışken dünyada sözü yolculuğuna devam eder. Öyle bir sözdür ki o, doğduğu dilin gücünü yansıttığı ölçüde ömrü devam eder. Sözün gücüyle ruhlar inşa etmeyi isteyenlerin paylaşım mecraları bulmaları ne güzel şans!...