Komplo Gerçeklikler 2. Yazı
Ölmemizi istiyorlar ama bizi öldüremeyecek kadar güçlüler.

Ölü yüzler var. Aynada ölü yüzler var. Annemin yüzüne çok benziyor. Bunu ben söylemedim. Bir cami avlusuna kendimden bir parça bırakmaya gittim. Cami beni dinledi, ben camiyi. Susarak birbirimizin sessizliğini dinledik. Ağlamak istedim ama ellerim çok üşüdü. Ağlayamadım. Bir kadının omzuna baş koyar gibi cami avlusuna bıraktım kendimi. Şimdi hangi Allah bana sahip çıkacak? Kimin dişleri arasına takılı kaldı etimden sızan kan? Bir vaşağın boynu kırılıyor ince bir sesle. Aynalar biraz küsmüş. Ölü yüzler var. Her aynaya baktığımda anlıyorum aslında hayvan ruhlarının varlığının sürekli olduğunu. Bugün bir cami avlusuna içimdeki hayvanın haklarını ve ruhunu bırakmaya gittim. Orada annemin de olmasını dilerdim. Biraz yalnız... Biraz korkulu... Biraz şüpheli... Bir kadının omzuna baş koyar gibi. Günlerce sürüyormuş bazen. Korku, şüphe, yalnızlık ve endişe içinde iki kelimeyi bir araya getirmeye çalışmak. Sorun kelimede değil, kafamın içinde. O kadar dolmuş ve karışmış ki ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemiyorum. Bildiğim zaman da emin olamıyorum ve sürekli bir kısır döngü içinde debelenip duruyorum. Yoruluyorum doğru kelimeleri arayıp durmaktan, kendimi anlamaya çalışmaktan. İnsanlar göz ucuyla rahatsız ediyorlar düşüncelerimi. Yine de yorgunluğumdan taviz vermeden elma yemeye devam ediyorum. Arka bahçeye melisalar ekiyorum. Melisa mevsimindeyiz ve yağmur yağıyor. Islanıyoruz annemle. Sırılsıklam... Su birinkintilerine yansıyan görüntülerimize dalıyorum. Suda yüzler var, suda ölü yüzler var.
Tepkiniz nedir?






