PALETTE KALAN SON BOYA

Kırmızı, Sarı, Mavi...

Aralık 9, 2022 - 14:10
Aralık 9, 2022 - 14:11
 0
PALETTE KALAN SON BOYA
Birkaç fırça ile gökyüzüne boyanan hayaller...

 Güneşin kendini fazlasıyla belli ettiği sıradan bir gündü. Fransız ve İngiliz göçmenlerinden kalma antik mahallenin sakinlerinin hepsi derin bir uyku çekiyordu, sabah ışıkları tüm Dünya'ya el sallarken. Leva bütün şıklığı ile hazırlanmış, üzerine annesinin en sevdiği tulumunu giymişti. Yirmi yaşına yeni giren bu kız her gününü mükemmel yaşamak istiyordu. Bugün ise mükemmel günlerin başlangıcıydı ve Leva içinde tutamadığı neşesi ile gülümseyerek çıktı evin kapısından.

Hayat dolu bakıyordu yine yaşadığı bu yerin sokaklarına. Kendi değerinin farkındaydı, o karma bir ailenin tek çocuğuydu. Yaşamın değerini bilmemenin hayatında yapacağı en büyük hata olacağını biliyordu. Koluna astığı tuvali ve boya çantası ile evlerinin yakınlarında bulunan kırmızı çatılı boş ahıra gidiyordu. Bütün amacı bu Dünya'dan göçtüğünde ondan bir şeyler kalmasıydı. Leva bu yeryüzünde yaşamış sıradan birisi olmadığına inanıyordu. Bir iz bırakmak istiyordu yüreğinden bu acımasız Dünya'nın kollarına. En güçlü ve onun en inandığı şeydi bu.

Onlarca ruh içerisinde onun Dünya'ya gelmesi şans veya tesadüf değildi. Yirmi sene önce şu an ait olduğu ailenin değil bir başkasının da kızı olabilirdi veyahut yirmi sene önce değil şimdi de açabilirdi gözlerini hayata. Her şeyin bir nedeni, amacı vardı sonuçta.

Ahırın kapısından girerken bir kez daha şükretti tanrıya içten bir gülümseme ile. Ahırın içinden gelen ufak gitar melodisi ile durakladı girişte Leva. Kulakların gelen bu kırılgan melodi onu birkaç saniye duraklattı girişte. Ufak bir ıslık çaldı birisinin burada olduğunu belli edebilmek adına. Ardından birkaç adım ile ahıra tamamen girdi ve gitar melodisinin geldiği gitarın sahibini bulmuş oldu. Ortalama yirmi iki yaşlarında, sarışın, renkli gözlü genç bir delikanlı ahırın sağ kısmına yakın olan yere sandalyesini atmış gitar çalıyordu.

"Merhaba." dedi beyefendi ayağa kalkıp selam verirken. "Ben Cedric." diye ekledi yüzüne yerleştirdiği gülümsemesi ile. "Merhaba beyefendi." dedi nazik sesiyle öne doğru biraz eğilerek. "Ben Leva. Burada bir çalışma yapacaktım lâkin sizi rahatsız edecekse gidebilirim. Biraz ileride başka bir ahır olsa gerek." dedi yanakları kızarırken. Aksanı biraz bozuk olan bu beyefendi bir serseriyi andırmıyordu bile. Leva istemsizce gülümsedi bu haline.

"Sanırım boyalarla işiniz." dedi Cedric. Başıyla onayladı onu kız. "Müzik ile uyumlu bir iş. Ben burada, benim yanımda yapmanızda bir kusur göremiyorum. Eğer rahatsız olmazsanız ben çalarım, siz boyarsınız." dediğinde ufak bir kıkırtı çıktı dudaklarından. "O zaman ben başlayabilirim." dedi eşyalarını çoktan yerleştirmeye başlamış olan Leva gülerek. Cedric yüzüne yerleştirdiği gülümsemesi ile sandalyesine oturdu ve yavaş, insanı rahatlatan bir tonda çalmaya başladı.

Leva bütün eşyalarını hazırladığında taburesini kenara itti. Elinde duran kırmızı ve mavi boyaların kapaklarını sonuna kadar açtı. Ardından kırmızı boyayı savurdu tuvale. Bir yandan çalan, bir yandan da Leva'nın yapmakta olduğu şaheseri izlerken notalarını hızlandırdı Cedric. Leva gülümsüyor, fark etmeden de kahkahalar saçıyordu etrafına. Elinde duran mavi boyayı da kullandıktan sonra kırmızı tonlarının ağırlıkta olduğu tuvale baktı. "Hazır mısın? Sıra sarı renginde. O bu tablonun imzası olacak." dedi neşeyle. "Tıpkı kahkahalarının tabloya bıraktığı izler gibi." dedi Cedric tüm yüzüne yayılan gülümsemesi ile. Gün sonunda birbirlerinin ismini unutacak olan bu ikili şimdi anın tadını çıkarıyor, birbirlerini tanımamalarına rağmen ruhlarının kol kola dans etmesine izin veriyorlardı. Leva göz kırpıp elindeki sarı boyayı tuvale savurduğunda kahkaha attı. Hissediyordu. Mutluluğu, eğlenceyi şimdi tanımadığı bir beyefendi ile daha da yoğun hissediyordu.

"Her yer boya olmuş." dedi Leva kenara ittiği taburesine oturarak. "Teşekkür ederim." dedi bütün içtenliği ile Cedric. "Ne için teşekkür ettiniz beyefendi." dedi Leva neşesini koruyarak. " Birkaç saatliğine beni yaşattığınız için efendim." dedi gülümseyerek. Leva ayrılık vaktinin geldiğini anlamıştı. Yüzünde ufak bir tebessüm bıraktı bu beyefendiye karşı. "Şu an sizden ayrılıyorum, lâkin bir daha karşıma çıkarsanız sizi bırakmayacağım." diye ekledi sözüne. "Bu tuval benimle olduğu sürece kulaklarımda melodileriniz dans edecek beyefendi. Söz veriyorum." dediğinde Cedric çoktan ahır çıkışına gelmişti. "İyi günler dilerim Leva." dediğinde öne eğilerek selamladılar son kez birbirlerini. 

Boyalar melodilerde dans edemedi yeniden. Kader onları bir araya getirmedi. Lâkin güzel olan her şeyin bir sonu vardı.

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow