POSTMODERNİST ROMAN YA DA ….

Postmodernizm nedir?

Nisan 18, 2023 - 23:38
Nisan 18, 2023 - 23:56
 0
POSTMODERNİST ROMAN YA DA ….

            Bir bilgiyi sınıflandırarak, tanımlayarak kolay anlaşılabilir ve öğrenilebilir kılarız. Romanların bilinçli okuyucuları da ne okuyacağını önceden araştırır, okur yorumlarını, eleştirmen süzgecinden geçenlerin değerlendirmelerine bakar sonra kitabını okumaya kurulur. Ya da hiçbirine bakmadan okuma serüvenini kendi bilinç dünyasında yaşamak ister. Sonra merak eder acaba bu romanı diğer okurlar beğendi mi,  diye araştırır. Ama günümüz romanlarında öyleleri var ki,  “ ben ne okudum şimdi, bu da neydi, hiçbir şey anlayamadım, okumakta zorlandım, yarım bıraktım…” dedirtebiliyor. Hah işte onlar postmodernist roman kategorisinde oluyorlar. (Ne kolaydan bir tarif yaptım, aferim bana…)

          Modern romanların  - ki bunlar batı tarzı olay etrafında kurgulanan eserlerin adı olmakta- devamında gelişen yeni bir tarz roman postmodern roman. Bu arada modern roman tarzı da sona ermiş değildir, birlikte hayatiyetlerini devam edegelmektedirler. (POSTMODERN ismini kendi dil kullanımcılarımızın beceriksizliği olarak kullanmakta zorlanıyor ve eleştiriyorum. Bağsız roman, şaşkın roman, özgür roman… diye dilimin ucuna hemen birkaçtane geliveren onca ismin arasından bir Türkçe isim bulamamak beceriksizlikten başka nedir? Batı dillerine boğulmuş literatür oluşturunca daha mı ileri gitmiş oluyoruz, dünya bize kucak mı açıyor? Aksine Türkçe anlam çağrışımı yapmayan kelimeler bizi bizden, kendimizden daha çok uzaklaştırmıyor mu?)

         Tutunamayanlar (Oğuz Atay) romanı ile başlatılan postmodern akımını biraz anlamaya çalışalım. Kolay değil, zira daha edebiyat paydaşları konu üzerinde fikir birlikteliğine ulaşamadılar. Modern romanın Halit Ziya Uşaklıgil ile başlayan (Aşkı Memnu, Mai ve Siyah vb.) seyri tekdüzelik hissi vermiş olmalı ki yazarların değişim isteyenleri, romanın her türlü unsuruna başkaldırarak farklı bir roman oluşturma dürtüsü ile bir çabaya giriyorlar. Roman içinde romanlar oluşturuyorlar örneğin. Üst kurmaca deniyor buna. Sonra şiir, masal gibi farklı türlerin tarzları romana dahil oluyor. Hatta kimi eserlere atıflar, eserlerden alıntılar sözkonusu. Metinler arası köprüler kuruluyor. Ama bunları olağan bir çerçevede değil biraz mizah ile işe ironi de katarak yapıyorlar. Daldan dala atlamalar en belirgin özelliği. Bilinç akışı diye bir fosforlu adı da var. Siz aklınıza geleni hemen söyleyiverme diye anlayabilirsiniz. Konunun yeri mi, bağlama uyar mı, deli saçması gibi olur mu diye düşünmenize dert etmenize gerek yok. 

          Eseri okutan tarzıdır aslında. Dil becerisi üst seviyede ise o eser her türlü okutur kendini size. Dil becerisi yoksa başka pek çok şeye başvurursunuz. Sonra “bir delinin bir kuyuya taş atıp kırk akıllının çıkaramayışı” gibi varsın diğerleri ve okur uğraşsın. Kolay yazım yolu değil aslına bakarsanız, çok üstün bir zeka gerektiriyor. Çünkü okur varsayılıyor bu tür romanlarda. Adeta hadi gel birlikte bu eserde yolculuk yapalım der gibi eserin kurgulandığını okurla paylaşıyor. Modern roman anlayışındaki gerçekle güçlü kurulan bağını da gevşeten güruh bu romancılar. Diyorlar ki; “herşeyi akıl ile çözemezsiniz, insan karmaşık bir yapıdır, yaratılıştan getirdiği özelliklerin yanında içinde yaşadığı toplumun ve zamanın da ürünüdür.Öyleyse onun içinde bulunduğu bu şartların değerleri ile algılamak yorumlamak gerekir” Herşeyle oynarlar, zaman kırılmaları, geri dönüşler, derin iç çözümlemeler önem kazanır. Sürekli bir arayış vardır. Kişi kendini bulmak ve tanımak için  sorgulamalıdır. Bir o kadar da çoğulculuktan toplumsal yaşamda her türlü düşüncenin, eğilimin, gerçekliğin var olmasını, eşitliği ve özgürlüğü savunan görüşleri sahiplenirler.

            En karakteristik özellikleri kuralsız oluşlarıdır. Bir şablona oturmaz ve bir tek modeli ile karşılaşmazsınız. Bu tarzın sevildiğini yazarların çok sayıda eser vermelerinden anlıyoruz. Sorun okur olan bizlerde. Hiçbir beklentiye girmeden okuduğumuz romanın akışına bırakmalıyız kendimizi. Yok önce kitabın okurlar cephesinde nasıl karşılandığını bilerek okumaya başlayanlardan biriysek, önyargıların esiri olup başlangıçta bile elediğimiz eserler olabilir. Ama unutmayın herbirimiz farklı dünyalara sahibiz. Kimsenin ruhuna dokunmayan bir kitap bizi sarmalayabilir, tek bir cümlesi ile beynimizde harika kapılar açabilir.

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

GÜMÜŞ SÖZ Sözün gücünü farkedeli epeyce yol aldık hayatta. Tadımız, tesellimiz, yoldaşımız, yârenimiz ve daha niceleri oldu söz benim için. Sözlerle dolu nice kitaplar.... İnsanoğlunun en değerli buluşu herhalde sesi söze, sözü yazıya dökmek....Sahibinin zerresi kalmamışken dünyada sözü yolculuğuna devam eder. Öyle bir sözdür ki o, doğduğu dilin gücünü yansıttığı ölçüde ömrü devam eder. Sözün gücüyle ruhlar inşa etmeyi isteyenlerin paylaşım mecraları bulmaları ne güzel şans!...