EdebiyatBlog & Online Blog Makale Kurgu Yaz Oku & marfrancesniko https://edebiyatblog.com/rss/author/Nikolas Kamino EdebiyatBlog & Online Blog Makale Kurgu Yaz Oku & marfrancesniko tr-TR © 2021 | EdebiyatBlog® | Tüm Hakları Saklıdır. Son Bir Defa https://edebiyatblog.com/son-bir-defa https://edebiyatblog.com/son-bir-defa Hayalinle seviştikçe saplanan hançer,

Kanatıyor ruhumu en derin yerinden.

Hayalin de kayıp giderken ellerimden,

Bana kalan tek şey sana dair şiirler.

Eğer orada bir yerde bir tanrı varsa,

Son bir umutla tanrıya haykırıyorum.

Son bir kez çıkıyor adın dudaklarımdan,

Ve son nefesimde kaybediyorum seni.

]]>
Sat, 05 Aug 2023 23:50:14 +0300 marfrancesniko
Kırmızı Şemsiyeli Kadın https://edebiyatblog.com/kirmizi-semsiyeli-kadin https://edebiyatblog.com/kirmizi-semsiyeli-kadin Kadının arkasından bakakaldı adam. Aklındaki sorular her zamanki gibi tatlı bir tebessümle cevapsız kalmıştı. Ancak bu seferkinin farklı olduğunu içten içe hissedebiliyordu genç adam. Kadının yüzündeki tebessüm, hayal kırıklığı ve küçümseme dolu gözlerle her zamankinden farklı bir anlam kazanmıştı. Onu ilk gördüğü yerde, yine aynı elbise ve aynı şemsiye ile yine yağmurun altında aynı bakışı sunmuştu. Biliyordu genç adam. Kadının zamanının geldiğini içten içe hissediyordu ancak kabullenemiyordu. Sanki onunla hayata başlamış ve yine onunla bitirecekmişcesine yaşıyordu. Ama zihninin en derinlerinde bastırmaya çalıştığı o ses kendisine fısıldıyordu. Gidecekti. Hayatını adayacağı kadın gidecekti. Kırmızı Şemsiyeli Kadın. Sahi Kadın kırmızıyı çok severdi. Neden severdi ki? Bunu da soramamıştı. Belki de sormuştu. Hatırlayamıyordu. Kadına o kadar çok soru sormuştu ki... Ancak hatırladığı tek şey hiçbir sorusuna cevap alamadığıydı. Her seferinde gülümser ve giderdi.

Kırmızı şemsiyesini hava durumuna bakmaksızın yanında taşırdı. Yağmuru beklerdi Kadın. Kırmızıya ulaşmak için varması gereken griyi beklerdi yağmurda. Ama adam anlayamamıştı. Adam zaten hiçbir zaman anlamazdı. Sadece sorular sorardı. Hoş, zaten görse anlayacağı sorulardan hiç vazgeçmemişti. Kendisine bakardı genç adam. Sürekli izlerdi ama görmezdi. Belki de sorular sormak yerine görmeyi öğrenseydi farklı olacaktı. Kadına ihtiyacı da kalmayacaktı. Kadın biliyordu. Genç adam için kendisi sadece cevaplara ulaşmak istediği bir araçtı. Cevaplar... Cevaplar ayrılık demekti. Bu yüzden hiç sevmezdi Kadın cevaplamayı. Aramak yerine direkt ulaşmayı isteyen bu genç adamın cevapları aldığında kendisine ihtiyaç duymayacağını biliyordu. Adını bile hatırlamayacaktı belki de Kadının. İstediği bu değildi. Hayatından gelip geçmiş biri olmak istemiyordu. Hayatına anlam veren kişi olmak istiyordu. Fakat olmuyordu. Genç kadın ne kadar uğraşırsa uğraşsın adam görmüyordu. Görmeye kör birine daha fazla etrafını anlatmak istemiyordu. Gitmeliydi. Belki yeniden başlamalıydı. Sahi en başta nasıl başlamışlardı?

"Kimsiniz?" Diye sormuştu genç adam. Sevdiği kadına ilk rastladığı o yağmurlu akşamda, onu ilk gördüğü yerde, sorduğu ilk soru bu olmuştu. Ve yine ilk gördüğü yerde, son görüşünde sorduğu son soru da bu olmuştu. "Kimsiniz?" Kimdi bu kadın? Sevdiği kadın, hakkında hiçbir şey bilmediği, hiçbir zaman tanımadığı, asla tanıyamayacağı, Kırmızı Şemsiyeli Kadın. Kimdi ki Kırmızı Şemsiyeli Kadın? Sahi, Kadın neden kırmızıyı severdi ki?

]]>
Sat, 10 Sep 2022 22:46:11 +0300 marfrancesniko
Kırmızıyı Arayan Kadınlar https://edebiyatblog.com/kirmiziyi-arayan-kadinlar https://edebiyatblog.com/kirmiziyi-arayan-kadinlar

Yağmurlarda kırmızı ne arardı? Kadın neden yağmurlarda kırmızı arardı?

Kırmızıyı arayan Kadın'ı yazmıştı Kadın. Sahip olduğu eksikliğini arama arzusunu paylaşmıştı Kırmızı Şemsiyeli Kadın ile. Kahveyi arayan kadın yazmıştı Kırmızıyı arayan Kadın'ı. Neyi arardı ki bu iki kadın?

Sahi bir de hiçbir şeyi anlamayan genç adamlar vardı. Görmezdi ikisi de kadınları. Bakarlardı sadece, göremezlerdi. Kadının gözleri bağırırdı oysa adama. Yağmurlardaki kırmızı sendin, kırmızı tuğlalı binalardaki kahve kokusu sendin, aradığım eksik his sendin. 

Ama onlar anlamazdı ki kadınları. Basit adamlar için fazla karmaşık bir problemdi iki kadın da. Basit düşünen adamlar için fazla derin kadınlardı. Yazar kendi hikayesini mi yazmıştı? Kim bilir, belki de yazmıştı. Eksik parçasını arayan Kadın, kendini kırmızı yazmıştı.

Kadını anlamak kırmızıyı anlamak demekti. Kırmızıyı anlayan Kadının hikayesini de anlardı. Ama herkes Kırmızıyı anlar mıydı ki? Basit düşünen insanlar için derin bir konuydu Kırmızı. Basit ruhların anlayamayacağı kadar karmaşıktı Kadın. Kadının kendisi de basit bir insandı. Küçük bir insan. Ancak ona basit insan demek diğerlerinin değerini düşürmek demekti. Ancak zaten değeri düşük insanları basitleştirerek yüceltmiş olmuyor muydu?

Kırmızı Şemsiyeli Kadının hikayesini yazan Kadındı o. Kırmızı Şemsiyesini eksik parçasıyla bütünleştiren, aradığı o eksik hisse kırmızı diyen Kadın. Eksik parçasını tamamlamak için basit bir adamı arayan derin bir kadındı. 

Basit bir adamı sevmek derin bir kadın için meşakatli bir işti. Çünkü basit adamlar derin kadınları hep yanlış anlardı. Belki de bu yüzdendi Kırmızı kadınların sevgilerinin anlaşılmaması.

]]>
Thu, 13 Jan 2022 12:55:27 +0300 marfrancesniko
Maviye Tutunmak https://edebiyatblog.com/maviye-tutunmak https://edebiyatblog.com/maviye-tutunmak Gerçekleşmesini dilediği hayallerin bir bir yıkılması her zamanki gibi yıkmıştı onu. Her zaman aynısı olmuyor muydu zaten? Neden hayal kırıklığına uğrayacağını bile bile vazgeçemiyordu? Bakışlarını gökyüzüne çevirdi. Mavi kadar özgür olmak vardı. Umudun rengi barışın sembolü. Oysa ne kadar da yanlıştı. Mavi umudun rengi değildi. Mavi barış getirmiyordu. Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi mavinin de karanlığa sürgün edildiği bir sonu vardı. 

Zaman kavramını yitirmişti bile. Saatler geçmiş ama oturduğu yerden kalkmamıştı. Gerçekten kaybettiği şeyler arasına zamanı da mı eklemişti? Belki de zamanı kaybetmesi gerekiyordu aslında. 

Yerinden kalktı. Zamanı tamamen kaybetmeye gidiyordu. Zamandan kurtulup boşluğa bırakacaktı kendini. Koştu, koştu ve koştu. Nereye geldiğini umursamadı bile. Sadece gördüğü ilk boşluğa bıraktı kendini. Belki de ölümü selamlamalıydı. Boşluğa seslenmesi gerekiyordu. Son düşüncelerini geçirdi aklından. Karanlığa bıraktı kendini.

Hayallerinden koparıp özgür olmasını isteyen herkesin en büyük şaheserini göremeyecek olması büyük kayıptı.

]]>
Mon, 10 Jan 2022 00:03:52 +0300 marfrancesniko