EdebiyatBlog & Online Blog Makale Kurgu Yaz Oku & Tuba KAYA https://edebiyatblog.com/rss/author/Tuba-Kaya EdebiyatBlog & Online Blog Makale Kurgu Yaz Oku & Tuba KAYA tr-TR © 2021 | EdebiyatBlog® | Tüm Hakları Saklıdır. Akışta Olmak https://edebiyatblog.com/akista-olmak https://edebiyatblog.com/akista-olmak İnsanoglu değişken bir canlıdır, hem fizik bedeni, hem psikolojik yani, hali, tavrı, tepkisi, duygusu... İçinde bulunduğumuz dünya ve içindeki herşeyde değişim ve dönüşüm sürecinde öyle degil mi? Bazen hayatımız, değişmeyen bir döngüye girdiği zaman can sıkıntısı başlar bır yenilik ister ve arayışa gireriz. Bazen bu değişimin büyük çaplı oluşu bizi kortutur kendimizi kocaman bir belirsizliğin içinde kalmış hissederiz, değişim istemek de, değişimden korkmakta hepsi insan olmanın gereklerinden. Son zamanlarda sık sık duydugumuz bir kelime var 'akışta olmak' hayatin sana sunulduğu hali kabul ederek yasamak , kulağa güzel geliyor ve bı o kadar kolay belki ama bazen akışta kalamaz geçmişte veya gelecektir insanoglu. Orada halletmesi gereken şeyler vardır, bazen bir pişmanlık bazen bir güzel anıdır geçmişte kalan, bazen bir hayaldir bazen bir korkudur gelecekten getirdiğimiz. Akışta olmak işte bunların hepsidir bana göre, hep anı yasamak değilde an içinde yaşadığın duyguyu farketmek, bilmezine yaşamak değil, bilerek yaşamak değişime direnmeden, herşeyin değiştiğini, değişeceğini, kabul eder yaşamaya çalışmak, bu resim gibi bugün kendini kedi olarak hisseder yarın güneş oldugunu düşünürsün... Ben kuş olmak,.güneş zorundayım demekte eksik, hep tel olarak kalacağım duygusuda, kendini bir yere sabitlemek zorunda değilsin, önemli olan o an kendini nasıl hissediyorsun bunu bulmaya çalışmak o duyguyu yaşamak olmalı amaz, akışin bencesi böyle, siz ne dersiniz?

]]>
Mon, 14 Aug 2023 07:40:18 +0300 Tuba KAYA
Boş Kalan Kafes https://edebiyatblog.com/bos-kalan-kafes https://edebiyatblog.com/bos-kalan-kafes

Boş kafes.... 

Bugün mavişimiz ucurttuk. Önce şok olduk, yok ya gitmez dedik, sokaklarda kuş sesi eşliğinde aradık, her uçan kuşa, her cik sesine bir umutla baktık. Ama maalesef ki elimiz boş şekilde eve geldik ve evde bizi bekleyen boş kafesi görünce daha iyi anladık uçup gittigini. O boş kafes öyle anılarla doldu ki bazen güldük, bazen kizdik, ama herzaman sevgi dolu baktık birbirimize. Doğan Cuceloglundan duyduğum bir cümleyi bugün çok derinden hissettim, canin büyüğü küçüğü olmaz demişti. Kayıp, tüm canlar için çok zor. Kendi küçüktü ama hepimizin sevgisini kazanan kocaman bir kustu bizim mavisimiz. Üzüldük çok üzüldük yokluğunu kabulden başka yapacak birşey gelmiyor, gittigi yerde mutlu olsun onu çok sevecek bir ailenin balkonuna konsun demekten baska birşey gelmiyor elden... Biz seni çok sevdik maviş.... Gittiğin her yere güzellikler götür. 

Hoşcakal...

]]>
Fri, 16 Dec 2022 12:35:20 +0300 Tuba KAYA
Şimdi ki Ben Lise Öğrencisi Olsaydı. https://edebiyatblog.com/simdi-ki-ben-lise-ogrencisi-olsaydi https://edebiyatblog.com/simdi-ki-ben-lise-ogrencisi-olsaydi Mezun olduğum lisenin önünden geçtim bugün. Oradaki ogrencileri izledim uzaktan, kendi liseli hallerim geldi karşıma.

Şimdiki halim o gün ki yaşım birlesseydi ve derse girseydim aynı hocalarimin anlattığı dersleri nasıl dinler neler düşünürdüm diye sordum kendime.

Edebiyatta ki duygu yüklü metinlerin ayrılığın, acının, gurbetin sadece kelimelerden ibaret olmadığını...

Tarih derslerini bir film gibi dinleyip, sadece yazılı için çalışmamak gertektigini, insanlarin canları pahasına yâptiklarini daha çok anlamaya çalışırdım.

Matematiğin formul sistemi üzerindeki tık tık cozume ulaştırma yontemlerinin hayatın matemetigine uymadığını her problemin hemen cozulemedigini, biraz zamana bırakmak gerektiğini, mantığın bazen ise yaramadigini ama buna rağmen hayatın da bir formulu olduğunu o formülü bulmak için ömürler harcandığını daha iyi anlardım.

 Coğrafyadaki, dağı taşı ovayı denizi akarsuları hepsinin insan taşıdığını insanin acılarına şahit olduklarını düşünür acaba ne hissediyorlar diye empati kurmak isterdim insanın gozunden dünyayı değilde, dunyanin gözünden insani gormeye anlamaya çalışırdım.

Olmayan müzik derslerini, cizilemeyen resimleri, sahayı turladigimiz beden derslerini, her birinin hayat dersi verdiğini hayatın bir ritminin olduğunu bu ritmi yakalayamadıgin zaman sol anahtarinda yerini kaybetmiş bir nota gibi kaldığını, yaşamanin kaderindeki resmi ortaya çıkarmak olduğunu, dünyanın hep bir koşturma, tur gecme olduğunu dusunurdum eğer şimdi tekar bir lise öğrencisi olsaydım....

Okul hayatıni tamamlayıp, hayat okuluna devam ettigimiz  bugünlerde tecrübenin zamanla öğrenilen en kıymetli bilgi olduğunu bir kez daha idrak etmiş oldum.

]]>
Thu, 01 Dec 2022 08:43:42 +0300 Tuba KAYA
Okumak ama nasıl? https://edebiyatblog.com/okumak-ama-nasil-3935 https://edebiyatblog.com/okumak-ama-nasil-3935 "Dünyada başarı salt bilgi aktararak değil çalışma metodu­nu bilerek doğruyu bulma veya bir amaç uğruna çalışma isteği uyandırarak sağlanır."(İrade terbiyesi)

Günümüzdeki eğitim sistemi, öğrencilere sadece bilgi yüklemesi yaparken o bilgiyi nasıl kullanacaklarını ne için kullanacaklarına dair bir bakış açısı kazandiramamaktadir.

Bizler bir kitap okurken oradaki salt bilgiyi öğrenmenin yeterli olduğunu düşünüyor üzerine yorum eleştiri yapamiyorsak çocuklardan bunu yapmalarını nasıl bekleyebiliriz ki, 

Merak duygusu doğuştan gelen bir duygudur, çocukların bu yetilerini kaybetmelerine neden olmasak, gelecek nesiller daha meraklı, bilginin hambali değil bilgiyi kullanan  nesiller olacaktır.

Kitap okumak sadece içindeki bilgiyi öğrenmek için olursa gerçek amacına hizmet etmemiş olur. Kitap okurken okuyucu kendi dusuncelerini gözden geçirir, kendi fikirlerini günceller, pekiştirir. Olanı olduğu gibi kabul etmek bizi bilgili yapmaz kelime hambali yapar. Bilgili olmak sürekli kendini yenilemek, merak duygusu her daim tazelemek, sende olanı fark etmektir...

Kitap okurken kendini okumaktır...

]]>
Mon, 28 Nov 2022 12:53:49 +0300 Tuba KAYA
Sicak Yuvalar https://edebiyatblog.com/sicak-yuvalar https://edebiyatblog.com/sicak-yuvalar Her odanın sıcak olması aile içindeki bağları soğuk odaya çevirdi.

Sobalı evlerde yaşayanlar bilir tüm aile bir odada, sıcak odada birlikte oturuken sobanin sicakligi ile beraber, birlikte olmanın huzuru o haneleri birer sicak yuva haline cevirirdi. 

Şimdilerde ise her oda sıcak ama yuvalar buz gibi olmaya başladı. Aradaki sevgi bağları  ayristikca, uzaklaştıkça incelmeye hatta kopmaya başladı.

Peki sıcak odaları sıcak yuvalar haline nasıl dosturecegiz. Odanın sıcaklığından daha çok içleri ısıtacak sevgi, saygı, şükür duygularını canlandırarak adım atabiliriz, öncelikle anne ve babalar bu sevginin kaynağı olduklarını bilerek hareket etmeli  o ateşi her daim yakmaya devam etmeli ates sönünce evler sıcak olsade gönüller buz gibi oluyor...

Sımsıcak yuvalara...

]]>
Wed, 02 Nov 2022 06:56:44 +0300 Tuba KAYA
Seçmece... https://edebiyatblog.com/secmece https://edebiyatblog.com/secmece Pazardan kaleme yansiyanlar

Çoğu pazarda duyarız seçmece bunlar diye çoğunluğun tercihi de genelde o ürünleri almaktır. Kendi seçtiğimiz daha güzeldir deriz ve başlarız seçmeye. Bugün de pazarda bu niyetle bir soru geldi kırmızı kapya biber almak isteyen bir abla, secebilirmiyiz diye sordu pazarda sorulmasi gereken en doğal soruyken pazarcı ne cevap verdi dersiniz? Abla seçimler 2023 te! Başta anlam veremeyen müşteri tekrar sorma gereği hissetti ve yine aynı cevabı aldı, orda olayı dışardan biraz gözlemlemek isterken zihnimde boş durmadı tabii. Pazarcinin vermek istediği cevap secemezsiniz biz istediğimizi vereceğiz seçimlere yaklaşırken neyin mesajını almak isterseniz siz seçin bakalım :)

]]>
Thu, 15 Sep 2022 17:22:43 +0300 Tuba KAYA
Yazmak... https://edebiyatblog.com/yazmak-3617 https://edebiyatblog.com/yazmak-3617 Yazı yazmak, harflerin biraraya gelmesi ile olsaydı hepimiz yazar olmuştuk degil mi?

Ama öyle olmuyor, her harf yanına anlam kacak diğer harfi arıyor onu da ancak arayarak buluyor. Bu öyle bir arama ki önce kendini, benliğini, acıyan yanını bulduruyor. Nasıl mı,  hiç beklenmedigin anda bazen 90 dan gol atıyor, bazen yolda giderken çakıl taşı ile düşürüyor, bazen bir ateşin içine atıveriyor tüm bedenini. Hamdim, pistim, yandim sürecinden geciriyor yani. Bazen yanmakta yetmiyor küllerin savruluyor semaya sonra... Sonra ne mi oluyor işte o zaman harfler yanına anlam katacak, o duyguyu okuyucuya yansıtacak satırlar olarak sagnak sagnak yağıyor...

]]>
Wed, 14 Sep 2022 19:57:12 +0300 Tuba KAYA
Aklını Kullan(MA) https://edebiyatblog.com/aklini-kullanma https://edebiyatblog.com/aklini-kullanma Aklini kullanan, nefsini dizginler!

Akıllı insanları yönetmek zor, insanların aklını kullanması kapitalist sistemin işine yaramayacagi için tüm düzen akıl kıtlığı üzerine kurgulaniyor. Sen aklıni kullanma ki biz seni daha kolay yonlendirelim, daha çok kandırıp kazancına ortak olalım, asgari ücretle gecinsende cebine ısırılmis elma cihazları koyduralim, sen hiç bunlar için aklını zorlama, gündüz kuşağındaki programları izlemeye devam et tüm ulkenin en büyük derdi yemek, güzellik, eğlence olduğuna inan ki hayatin merkezine bunlari al. Velhasıli sana verilen en değerli emaneti biz senin yerine koruma altına alalım diyen bir zihniyet olduğunu ne zaman fark edeceğiz acaba!

 Çocuklarımıza daha anne karnı da zeka gelistirici aktivitelere başlarken, anne ve babanın kendi zekasını aktive etmesi gerektiğini unutabiliyoruz, gündüz kuşağı izlerken, sosyal medyayı sadece tüketici olarak ve tükettiği şeyleri paylaşmak için kullanırken, kitap okumayıp sadece kitap okumanın faydasını dinleyerek kültür seviyesinin arttığına inanan bir aileden nasıl bır nesil yetişecek dersiniz.

Bir şeylerin sadece faydasını bilmek kavanoz dışından bali yalamaya benzer. Çocuklara birşeyin faydalı olduğunu ancak yaşayarak ögretebiliriz. Zeka oyunları ile geliştirmeye çalıştığımız çocuklarımizin, ekran bağımlısı haline gelmesinin sebebi ne olaki ? Sadece faydayı sunup arka tarafta onu kullanamaktir. Bir odada zeka açıcılar verip diğer odada ekran başında oturarak daha akıllı nesiller yetiştiremiyoruz malesef buna ben de dahil...

Akıl sahibi olduğumuzu ve gelistirmek için kullanmak gerektiğini en kısa zamanda hatırlamak dileği ile...

]]>
Sun, 11 Sep 2022 06:53:10 +0300 Tuba KAYA
Bardağın Dolu mu&Boş mu? https://edebiyatblog.com/bardagin-dolu-mu-bos-mu https://edebiyatblog.com/bardagin-dolu-mu-bos-mu Bardağın Dolu mu- Boş mu?

"Bardağın dolu tarafını görebilmek." Tamam gördüm ama boş tarafida hala bos, doluyu görmek o boşluğu doldurmuyor değil mi?

Peki ne yapalım olumlu bakmayalim mi hayata, pozitif dusunmeyelim mi, dünya tüm olumsuzluklarina rağmen çok güzel demeye devam mi edelim? Negatif tarafları hiç yokmuş gibi bakmak o negatifi düzeltme imkanıni nasıl verecek.  Sadece dolu tarafi görmek sadece boş tarafi görmek kadar toksit etki yapabilir hayatımıza, bir de şunu deneyelim mi? Bardağın her iki tarafında gorebilmek.

Başıma gelen olay ne tamamen olumsuz, ne de tamamen olumlu, olmak zorunda hissetmemek bu durumdan çıkmak için güzel bir yöntem olabilir, siz ne dersiniz?

]]>
Thu, 08 Sep 2022 10:55:54 +0300 Tuba KAYA
Arayan Bulur https://edebiyatblog.com/arayan-bulur https://edebiyatblog.com/arayan-bulur "Hayatınızda eksik olan, azalan birşeyi bulmak ve elde etmek için ne yaparsınız?"

Evimizde ekmek bittiği zaman markete, patates bittigi zaman pazara girderiz.

Peki insan duygusal, manevi vb soyut ihtiyaçlarını nasıl karşılamalı,

Sevgi eksikligini,.sevgi alamadığı bir ortamda nasıl tamamlamali, üzüntüsünü nasıl mutluluga çevirmeli, parasizligini nasıl dönüştürmeli?

Sevgisiz kaldığın zamanlar kimse beni sevmiyor diyerek kendini odana kapatiginda sevgisizligin daha çok artmaya devam edecek, ben hastayim diyerek dunya ile ilişkini kestiginde hastalığın katlanarak artacak...

Bunu çözmenin ilk adımı, aradığın, sen de eksik olduğunu hissettin duyguların fazla olduğu ortamlara gitmek onların enerjisini hissetmek, birbirine değer veren, kıymet veren insanların arasına karışmak seni daha değerli hissettirecektir. Nerden bulacağım boyle bir ortam dersen bulamazsın, bulacağına inandigin zaman yollar seni istediğin durağa götürecektir, o insanları daha çok hayatına çekmeye baslayacaksin.

Önce ihtiyacını bilmek, onun sen de eksik olduğunu veya bittiğini kabul etmek sonra onu nerede bulacağını düşünmek ve oraya doğru ilerlemek seni aradığın,.ihtiyacın olan şeye ulaştıracaktır...

Bu dünyada herkese yetecek kadar, sevgi, merhamet, zenginlik, sağlık, bolluk,bereket vardır. Onları yanlış yerde ararsak bulamayız ve hayat boyu yokluğunu çekmeye devam eder bundan şikayet eder dururuz.

Aradığınız şey bazen en yakinimizdadir yeter ki biz bulmak isteyelim.

Böyle bir bilgi ihtiyacıni hissedip, arayışa gectigin için ve bu yazıyı sonuna kadar okuyup tamamladigin için teşekkürler güzel insan...

Aradığın herşey zamanında en kolay adresi ile senin karşına çıksın, muhabbetle.

]]>
Sun, 28 Aug 2022 06:04:22 +0300 Tuba KAYA
İnsaaan https://edebiyatblog.com/insaaan https://edebiyatblog.com/insaaan İNSAN...

Düşünüyorum o halde varım diyen Descartes, varlığıni akıl ile sınırlandirirken,

Gönlün öyle nedenleri vardır ki, akıl onlara sır erdiremez diyen Pascal, insanin aklı aşan bir tarafıninda olduğuna işaret eder...

İnsan ne sadece akıldan ne maddeden oluşan bir yapısı vardır. 900 katlı insan kavramiyla çok net izah eden Mustafa Merter insanın çok yönlü olduğunu bize hatırlatmaktadır...

Peki, insan bunun ne kadar farkında kendi insanligini kaçıncı kattan seyretmektedir.

]]>
Sat, 06 Aug 2022 13:05:59 +0300 Tuba KAYA
Değişim, kelimeler ile başlar. https://edebiyatblog.com/degisim-kelimeler-ile-baslar https://edebiyatblog.com/degisim-kelimeler-ile-baslar Düşündüğümüz kelimelerin resimleri bilinçaltına giden komutlardir. Düşündüğümüz kelimelerin birer resmini cizsek, nasıl bir tablo ile karşılaşırız acaba. Borçlarımdan kurtulmak istiyorum.  Hasta olmak istemiyorum.  Tüm sorunlar beni bulur. Cok sansizim... Borç, hasta, sorun,şansızlık... Tablomuza yansıyan resimler, çokta iç açıcı bir tablo olmadı sanırım ama amacım güzel şeyler istemekti ne oldu şimdi? İstiyoruz istiyoruz olmuyor dediğimiz kısım tam da burası neyi nasıl istediğimizi bazen gözden kaçırıyoruz. Peki nasıl bir isteme yapmalıyız? Kazancının artmasını istiyorum,  Sağlığıma kavusuyorum,  Kendimi şanslı görüyorum,  Tüm güzellikleri kendime çekmeye niyet ediyorum, şimdi tablomuzda hangi resimler var. Kazanç, sağlık, güzellik, şans. Bu tablomuz daha güzel oldu değil mi? Bilinçaltimizin işleyişi semboller üzerinden olduğu için ona doğru sembolleri yuklersek, bize istediğimiz şeylerle buluşturabilir. Kelimelerini değiştir, hayatın değişir....

]]>
Fri, 05 Aug 2022 06:58:21 +0300 Tuba KAYA
Önce Sen https://edebiyatblog.com/once-sen https://edebiyatblog.com/once-sen 1-Hayatınızda ne olursa olsun, her zaman sizin yanınızda olacak kişi kimdir? 
2-Acınızı dünya üzerindeki herkesten daha iyi anlayabile­cek, doğrulayabilecek ve empati kurabilecek kişi kim­dir? 
3-Sizin ne kadar acı çektiğinizi gerçekten bilebilecek tek kişi kimdir? 
SİZSİNİZ!!!... Siz de sizi terk ederseniz bundan en çok acı çekecek olanda yine siz olursunuz. Önce sen tut kendi elini, kimsenin tutmasını bekleme, önce sen sev kendini kimsenin sevmesini bekleme... Senin varlığın bu dünya için bir nimet bunu en önce sen farket... 
Aldığın her nefes senin için sana verilen bir nimet. Şükür dolu bir nefes çek içine ve kendini fark et. Şükürler olsun

]]>
Thu, 23 Jun 2022 15:35:50 +0300 Tuba KAYA
Mutluluk için https://edebiyatblog.com/mutluluk-icin https://edebiyatblog.com/mutluluk-icin "Şu dünyadaki en mutlu kişi mutluluk verendir
Şu dünyadaki sevilen kişi sevmeyi bilendir
Şu dünyadaki en güçlü kişi güçlükten gelendir
Şu dünyadaki en bilgin kişi kendini bilendir..."
Şenay Yüzbaşıoğlu
Yıllardır dinlerdim bu şarkıyı, ama bugun duydum sözlerin ne anlatmak istediğini. Bazen bilemek yetmiyor anlamak için.
Kişisel gelişim kitaplarının yüzlerce sayfada anlatmak istediğini, şarkı 4 satırda anlatmış. 
Çağımızın hastalığı mutlu  olamamaktadır. Yaptığımız işlerden zevk alamamak, herşeye sahip olsakta içimizdeki boşluğu dolduramamak. Sahi ne ile dolacak, nasıl mutlu olacağız diyenler için bu dörtlüğü tekrar okumalarını isteyebilirim. Vermeden, paylaşmadan ve kendini bilmeden mutluluk kapını çalmıyor, çalar gibi yapıyor ama kalıp kaçıyor çocuk misali.
Eksik buraktığımız tarafımızı bize bugün bu şarkı hatırlattı, bugün ne alsam, ne yesem, ne giysemden önce, kimleri mutlu edebilirim, kimin için ne yapabilirim, ben ne yaparsam mutlu olacağımı bilirim. Gelin, biraz da bu soruların cevabını arayalım.

]]>
Sat, 04 Jun 2022 08:48:12 +0300 Tuba KAYA
Labirent https://edebiyatblog.com/labirent https://edebiyatblog.com/labirent  Kim bilir kaç kez geçtim aynı yerden, kim bilir kaç kez döndüm o köşeden, ilerlediğimi zannettiğim adımlarım, hep yerinde saymış aslında bunu, bilmen kaçıncı kez geçişimde farkettim. Nasıl mı? Bir önceki geçişimde duygularımı dışarıya akıtan göz yaşlarım ile sulamışım yolları her damla göz yaşim iz yapmış yollarıma, göz yaşım pusulam oldu bu yolculukta aynı yerden tekrar geçtiğimi gösteren pusulam, geçmişteki acılarım gelecekteki pusulam oldu.

 

Ve mutlu son acıların altında ezilmek yerine acıların üstünden geçmeyi öğrendim...

]]>
Tue, 31 May 2022 11:27:52 +0300 Tuba KAYA
... Nasıl? https://edebiyatblog.com/nasil-2679 https://edebiyatblog.com/nasil-2679 Ruhen sıkışmış hissettiğiniz anlar kendinizi değiştirmek, kendinizi keşfetmek için birer fırsattır. Tek yapman gereken şikayeti bırakıp yapmak istediklerine odaklanman.

Olumsuz duyguların içerisinde evet birşeyler yapmak çok zor haklısın ama yapmadığın zaman daha zoru ile yüzleşmek zorunda kalacaksın.
Olumsuz düşünceler bir bataklık gibidir. Kurtulmak için çırpındıkça daha çok batabilirsin.

Bataklık içinde; kendine odaklamak, zihnini susturmak, düştüğün için çırpınmak değil, kurtulmak için çalışmak seni o bataklıktan kurtarabilir.

Çırpınmak ve çabalamanın farkı nedir?

Çırpınmak, hep kendinden başlayarak herşeyi suçlamak, kızmak, şikayet etmek.

Çabalamak ise kabule geçip evet ben şu an buradayım peki ne yaparsam çıkabilirim diyerek hedeflerine odaklanmak.
Tercih senin! Hayat sana her zaman fırsatlar sunar. Değerlendirmek ise senin elinde. 

Nedenlerin değil, nasılların peşinden git.

Zor zamanların içinde keşfedilmeyi bekleyen anları yakalayabilirsin.

]]>
Thu, 26 May 2022 06:14:46 +0300 Tuba KAYA
Ben Nasıl Biriyim? https://edebiyatblog.com/ben-nasil-biriyim https://edebiyatblog.com/ben-nasil-biriyim
Dünya nedir diye sorsam nasıl cevaplar gelir sizce, hatta aynı cevaplar gelir mi diye sorsam daha doğru olur. Dünyanın, onu gören göze göre değişen tanımı vardır. Yani ne kadar insan varsa o kadar dünya tanımı cıkar karşımıza. 
Peki ne yapacağız dünya sorusu cevapsız mı kalacak veya tüm cevapları doğru mu kabul edeceğiz?
Bunun cevabını düşünürken bir de şunu sormak isterim size; 
İnsan nedir?
Bunun cevabı da belli aslında ne kadar insan varsa o kadar tanımı var. 
Burada mesele insanda diyebilirmiyiz?
Baktığı herşeye kendi rengini katan insanoğlu ne anlatırsa anlatsın kendi penceresinden anlatacak o zaman mesele, dünyanın nasıl bir yer olduğu değil, senin nasıl birisi olduğundur aslında, hani hep derler ya sen değiş dünyan değişşin sen güzel görmeye başlarsan tüm dünya güzelleşir, çirkin görmeye başlarsan çirkinleşir...
O zaman asıl soru ben nasıl biriyim?

]]>
Thu, 21 Apr 2022 17:39:44 +0300 Tuba KAYA
Mevsimlerden İnsan https://edebiyatblog.com/mevsimlerden-insan https://edebiyatblog.com/mevsimlerden-insan İnsan olarak geldiğimiz şu dünyada insan olarak gidebilmek değil midir, bütün çaba... İnsanız işte bazen buz keser, bazen hüzünlenir, göz yaşı akıtırız. Bazen cıvıl cıvıl olur içimiz bazen tecrübeler meyvesi verir dallarımız,   mevsim neyse insan da odur.

İnsanın ruh hali, duygu durumu bir mevsimsel döndü değil midir? Her daim bir  akış halidir insan olma hali. Bir gün içinde 4 mevsim yaşar gibi duygulara girer, bazen hiç güneşin sıcaklığını hissedemiyeceğini sanır buz kesen tüm hayatında, ama bakar ki kardelenler çiçek açmış karlar içinde, her bir kardelen gelecek güzel günleri fısıldar sana tam da umudunu buz haline getirmişken.

İşte mevsim misali yaşar insan günlerini yıllarını ve ömrünü, baharda başlayan yolculuk hazanda son bulsa da...

Mevsimin her daim akışta olsun...

]]>
Thu, 07 Oct 2021 23:22:25 +0300 Tuba KAYA
Sonsuz Mavilik https://edebiyatblog.com/sonsuz-mavilik https://edebiyatblog.com/sonsuz-mavilik Issız bir okyunusta, sonsuz bir mavilikte kayboldum. Ne tarafa baksam sadece mavi gözlerime inmiş bir perde misali. Sağım mavi solum mavi, için dışım her yanım mavi, çıkmak istiyorum bu mavi dünyadan, kaldırmak istiyorum gözümdeki perdeyi mavinin ardındaki rengi görmek dokunmak, hayatta farklı bir renkte varmış diyebilmek istiyorum, mavi umudun, huzurun rengi diyebilirsin ama tek renkte kalmak tek umudun olmasın seni gün gelir daraltır öyle bir hale gelirsin ki sonsuzluk için de sıkışmış hissedersin kendini, senden başka kimse duymaz sesini sen bile kendi sesini duyamaz hale gelirsin, dilinden  kelimeler değilde, gözünden anca damlalar akınca anlarsın yanlız olduğunu, ağlarsın ağlarsın ve anlarsın ki o mavi okyanus senin gözyaşlarınmış artık yeter dediğin mavilik senden akan acının rengiymiş...

Dur artık gözyaşlarım dur ki bu okyanus kurusun sen de karaya çık, yanlızlığın sesi dost seslerine buraksın mavilik yerine gökkuşakları sarsın heryanını...

]]>
Sat, 18 Sep 2021 19:28:42 +0300 Tuba KAYA
Sen ve Kendin https://edebiyatblog.com/sen-ve-kendin https://edebiyatblog.com/sen-ve-kendin Gün gelir tek tek gidince sevdiklerin yanından, sen kendinle baş başa kalırsın! 
Sen  ve kendin ne kadar tanıyor birbirini o an belki daha iyi anlarsın,
Bizim sen tarafımız, daha çok çevrenin bize verdikleri ile oluşturduğumuz yanımızken, kendimiz ise asıl olan ben i taşıyan yanımızdır.
Şimdiye kadar sürekli çevreye göre yaşadıysan  sen sadece sen de kaldıysan, içindeki asıl kendini ortaya çıkaramazsın, hayatı hep birilerinin sözü ile yönetmeye devam edersin,
Ama kendin ön planda olduysa, bu hayatta sadece kendini takarsın kendine, kimsenin yükünü taşımazsın, birileri şunu dedi bunu dedi ile zaman harcamaz, kendine verdiğin değeri artırırsın.
Karar kendinin senli bir hayat mı, kendinin olan bir hayat mı daha yaşanılası?

]]>
Thu, 09 Sep 2021 00:34:15 +0300 Tuba KAYA
İnsan olmalı https://edebiyatblog.com/insan-olmali https://edebiyatblog.com/insan-olmali
İnsan yürüyen bir kainat. Kainatsa okunması gereken bir kitaptır, insan önce kendini okumalı, okudukça genişleyen, genişledikçe derinleşen bir yolculuğa çıkmalı, bu yolculukta öğrendiği her bilgiyi  kendi için almalı.

Bu okumalarla insan olabilmenin emek ve çaba gerektirdiğini fark etmeli, fark etmeli ki sadece insandan doğmanın insan olmak için yeterli olmadığını anlamalı, tek hayat sahibi kendisiymiş gibi yaşamamalı, kalbinde merhamet taşımalı, bir ağacın, bir taşın insan için yaratıldığını hatırlamalı. İşte tüm bunu ancak kendini okuyarak anlamalı.

İnsan olarak doğduğumuz dünyadan insan olarak ayrılmalı...

]]>
Thu, 02 Sep 2021 16:28:17 +0300 Tuba KAYA
Hayatı Her An Yaşa https://edebiyatblog.com/hayati-her-an-yasa https://edebiyatblog.com/hayati-her-an-yasa

Bugün yapabileceğinin en iyisini yap, işe giderken tatili umut edererek, maaş gününün gelmesini beklemek için değil, bugün en iyi performansını ortaya çıkarmak için git,
Sınava gireceksen kazanıp kazanamama için değil bugün elinden gelenin iyisini yapmak için çalış.
Kitabını okurken bitirmek için değil her kelimenin sen de buraktığı hazzı hissederek oku.
Yemeğini yerken kilo olacağım veya vereceğim kaygısı ile değil, ağzındaki lezzeti hissetmek için kokusunu tadını en iyi şekilde almak için at o lokmaları ağzına.
Spor yaparken sadece zayıflamak için yorma kendini, tüm kaslarının çalıştığını, güçlendiğini en iyi şekilde vücudunu harekete geçirdiğini hisset,
Duşa girdiğinde hemen çıkma telaşı ile kaygını yükseltme, suyu tüm bedeninde ki huzurunu hisset, aynı sürede çık ama dinlenmiş olarak çık,
Yolculuk yaparken sadece gideğin yerin gelmesini bekleme, her geçtiğin metrekarenin güzelliğini her yer senin varmak istediğin yer gibi olduğunu hisset, birileri senin geçip gitsin dediğin yerleri belki yıllardır özlemini yaşıyor,
Her ne yaparsan yap, ne yaptığının farkında olarak en iyisini yapmaya çalışarak yap, ödüle ulaşmak veya cezadan kaçmak için değil, birileri beğensin veya kırılmasın diye değil, sadece kendin için kendi sahip olduğun yeteneklerin, hislerin, becerilerin en iyisini yapmaya başla işte o zaman hayatı her anını yaşadığını hissedersin....
Hayatı hayatta kalma savaşı olarak değil her doğan günün senin için en iyisini yapma fırsatının verildiği gün olarak görmeye başla hayat o zaman yaşanmış olur.
Hayatını takvim yaprakları gibi değil, seni sen yapan hatıralarının yazıldığı anı defterleri gibi yaşa...

]]>
Sun, 29 Aug 2021 08:53:21 +0300 Tuba KAYA
Senin Manzaran https://edebiyatblog.com/senin-manzaran https://edebiyatblog.com/senin-manzaran
Hayat, her gün izlediğin manzaradır. Kimi zaman puslu, kimi zaman güneşli günleri izliyorsun; peki değişen manzara mı yoksa o manzaraya verdiğin mana mı? İçin cıvıl cıvılken nasıl görünür o manzara, içindeki tüm umutlar söndüğünde nasıl bir manzara oluverir? Sen dünyaya nasıl bakıyorsan dünya da sana o yüzünü gösteriyor sanki. Dün endişeli gelirken ağaçlar, bugün umut saçıyor etrafa. Değişen ne oldu ki yirmi dört saatte? ağaç mı, dağ mı, taş mı, yoksa  gönlündeki sevinç mi, keder mi, tasa mı?
Evet, baktığın manzara ise gördüğün sensin, sen nasılsan o var senin manzaranda. Sen kendini değiştirirsen manzara da değişiyor. Var mısın bunu denemeye? Güzel duygularla, umutla, sevinçle açar mısın o pencereni? Şimdiye kadar şikayet ettiğin o yaşlı ağaç bile gülmeye başlayacak sana. 
Umudun neyse manzaran da o olsun.

]]>
Sat, 28 Aug 2021 20:15:29 +0300 Tuba KAYA
Hayatının Resmi https://edebiyatblog.com/hayatinin-resmi https://edebiyatblog.com/hayatinin-resmi


Konu: Hayat
Süre: Nefes sayın
Malzemeler: Tuval, palet, kalem, fırça


Öyle bir sınavdasın ki bir ses geliyor derinlerden, "ne çizersen onu yaşayacaksın!" Düşün, hayat büyük bir tuval, sen de güzel bir kalemsin şu dünyada ve tuvalinde ne varsa sen de onu yaşayacaksın ne eksik, ne fazla. Nasıl olurdu sence çizeceğin resim? Kimler olurdu? Sen nasıl biri olurdun? Ne kadarlık bir ömür verirdin kendine? Nasıl bir doğum ve ölüm olurdu senin resminde? Hayallerin mi olurdu tuvalinde, korkuların mı? Başkalarında gördüğün hayaller mi süslerdi resmini yoksa sadece kendi hayallerin mi düşerdi tuvaline? Başkalarını mutlu etmek için mi yapardın resmini yoksa kendi mutluluğunla mı renklenirdi çizimin? Resim sona yaklaşırken ve geride bir ömür bırakırken, yine derinden  bir ses; "son otuz nefes!" Neleri sığdırırdın? Kimler olurdu yanında bu sürede? En son tuvale bakıp ne söylerdin? Bir ömür gözlerinin önünde... Senden kalan bu hayata, sadece bir tuval tüm yaşanmışlığı ile...


 

]]>
Mon, 23 Aug 2021 08:21:48 +0300 Tuba KAYA
Keşif Yolculuğu https://edebiyatblog.com/kesif-yolculugu https://edebiyatblog.com/kesif-yolculugu Keşif Yolculuğu

Hayatımızda bir şeyler değiştirmek için mucizeler bekleriz ama bilemeyiz ki mucize biziz.


Hayatta bir şeyler değişsin istiyorsan önce kendini keşfetmelisin. Bu keşif şimdiye kadar yaptıklarından farklı olmalı ki daha önce kendinde bulamadığın değerlerini bu kez bulabilesin. 

Kendini başkalarının gözünden değerlendirmeyi burakırsan,
Bugüne kadar ben boyle biriyim dediklerin var ya, işte onları kim soyledi sana da koşulsuz kabul ettin ve kendini oyle tanımlamaya başladın. Bu tanımlamaları kim söyledi sana? Bunları fark et ve seni rahatsız eden tüm tanımlamaları hayatından çıkart. Bu adımı attıktan sonra kendine hiç olmadığı kadar güvenir ve en küçük hatanda kendini eleştirmezsen, kendini koşulsuz kabul edip kimsenin sana görtermediği değeri verirsen, kendinle barışır ve kendini sevmeye başlarsan, kimse kırılmasın diye evet demekten vazgeçersen asıl içindeki seni keşfedebilirsin.

Şimdi bu satırları okurken sağ elini kalbinin üstüne koymanı istesem, evet şimdi ertelemeden bu kez kendini kendin için ilk sıraya koyup tüm yapacağın işlere ara vererek sağ elini kalbinin üstüne bırakır mısın? Ben de şimdi bu satırları elim kalbimde yazıyorum. Kalbinin atışını hissettin mi? "En son ne zaman kalbinin sesini dinlemiştin?" düşüncesi ile zihinini meşgul etsen de sen yine kalbini dinlemeye devam et. Devam et ki seni dünyaya geldiğin ilk günden bu ana kadar hiçbir zaman yanlız bırakmadı, sana rağmen senin için atmaya devam etti, sen bile kendin için yaşamayı unuttuğun bu hayatta kalbin sadece senin için atmaya devam etti. Ne söylemek istersen, içinden gelen ne varsa şimdi satırlara ara ver ve dök içini senin için atan kalbine. Şimdiye kadar hep başkalarının acısı için canı yanan kalbin bu kez seni dinlemek istiyor. 

Böyle bir keşif yolculuğuna çıkıp bu yolu başarı ile tamamladığın için sana minnettarım güzel dost. Sen bir mucizesin, mucize olmaya devam et.

]]>
Sat, 21 Aug 2021 18:21:59 +0300 Tuba KAYA
SATIR ARASI https://edebiyatblog.com/satir-arasi https://edebiyatblog.com/satir-arasi Ne hayatlar kaleme alındı, ne acılar aktı gönül kaleminden bembeyaz sayfalara...

Peki ya yazılamayanlar, dile gelemeyen, gönülden çıkamayanlar nicedir onların hali, sanır mısın insan tüm yaşadıklarını bir kalemde akıtır içinden sayfalara, sanır mısın ki bir kalemde dile getiremeyenler bile yazılır ?

Peki nerededir, bu dile gelmeyen, gelemeyen yazılar, nerededir hiç düşündün mü?

Her kitabın her cümlenin her kelimenin satır arasındadır desem ne dersin? O satırda okudukların, satır arasındaki okuyamadıklarının sadece bir yansımasıdır desem. İnsan kendini ifade edecek kadar içinde ki acıları bitirmiş olsaydı, sence onca satır çıkar mıydı gönül kaleminden ?

]]>
Sat, 14 Aug 2021 23:10:07 +0300 Tuba KAYA
Mucize İstiyorum https://edebiyatblog.com/mucize-istiyorum-397 https://edebiyatblog.com/mucize-istiyorum-397 Hayatında mucizeler yaşamak ister misin? Kim istemez ki dediğini duyar gibiyim, evet kim istemez ki, sen, ben hepimiz isteriz haklısın. Peki şimdiye kadar sahip olmadığı, şahit olmadığı bir şeyi isteye bilir mi insan?Görmediği, tatmadığı bir şeyi nasıl bilir insan zihni? O zaman şunu diyebilir miyiz; biz ne istiyorsak onu hayatımızın bir yerinde yaşamışız, onun tadını almışız, nasıl bir şey istediğimizi biliyoruz. Peki şimdi bir soru daha, daha önce sahip oldun ama şimdi yanında olmayan bu isteğe nasıl tekrar sahip olabilirsin? Evet, cevaplar geldi mi aklına yoksa biraz karıştı mı zihnin? Peki sana yardımcı olamamı ister misin, sen kimin yanında kalmayı daha cok istersin? Onun yanından hiç ayrılmak istemezsin, gelmiştir birkaç kişi aklına peki neden, hiç sordun mu bunu kendine, neyi iyi geliyor o insanın sana? Seni anlaması, koşulsuz sevmesi, sana değer vermesi, seni değerli hissettirmesi.  Daha bir çok madde sıralaya bilirsin değil mi?


Şimdi buraya kadar ki olan kısımları  birleştirelim, istediğimiz neydi hayattan mucize değil mi , insan daha önce sahip olmadığı bir şeyi isteyemiyeceğini de biliyoruz, o zaman daha önce bizimle olan bir şey bizim yanımızdan ayrılmaması için önce onu fark etmeliyiz, ona teşekkür etmeli, hayatıma kattığı faydayı anlamalı, ona değer vermeliyiz, eğer biz daha önceki yaşadığımız mucizeleri görmez farketmez değer vermez, teşekkür etmezsek bizim yanımızda olmasını da bekleyemeyiz, değil mi?


Birşeyler  farkettik mi? Bunu hayatında sahip olmak istediğin ne varsa onun için de düşünmeni istiyorum, sağlık, varlık, aşk, ne ise senin istediğin, önce sahip olduğun için teşekkür et, sonra hayatına gelmesini bekle ve ona değerli olduğunu senin için her zaman en önemli şey olduğunu hissettirmeli ki bir daha onu aramak zorunda kalmayasın, 


Sağlıcakla kal güzel dost ...


Tuba KAYA

]]>
Thu, 12 Aug 2021 13:44:35 +0300 Tuba KAYA