EdebiyatBlog & Online Blog Makale Kurgu Yaz Oku & Gunesuzun https://edebiyatblog.com/rss/author/gunesuzun EdebiyatBlog & Online Blog Makale Kurgu Yaz Oku & Gunesuzun tr-TR © 2021 | EdebiyatBlog® | Tüm Hakları Saklıdır. YENİ HAYAT https://edebiyatblog.com/yeni-hayat https://edebiyatblog.com/yeni-hayat Karşında bir yol...Yolun iki ucunda sevdiğin insanlar...Hangisini seçeceksin ?Hayatta hiçbir şey boşlukta kaybolmaz.Zaman geçer insanlar değişir önceliklerimizin yerini yeni öncelikler alır.Bazen kaybettiğimizi kabul etmek zorunda kalırız,bazen hiç akıllanmayız... Bazen hiç ummadığımız bir anda ikinci bir şans çalar kapımızı onu içeri buyur ederiz.Bazen eski defterleri tekrar açar kaldığımız yerden devam ederiz.Bazen de çok büyük dersler alırız hayattan her şeyi temize çekip baştan başlarız.Yeni bir hayata adım atarız

]]>
Sat, 06 Aug 2022 20:24:17 +0300 Gunesuzun
BİZ PLAN YAPARKEN BAŞIMIZA GELENLER https://edebiyatblog.com/biz-plan-yaparken-basimiza-gelenler https://edebiyatblog.com/biz-plan-yaparken-basimiza-gelenler

Annem bir keresinde şöyle demişti bana 'İnsan yaşlandığını kendi anlamaz birileri ona abla,teyze diye seslenince anlar.'Aslında hayat sen başka planlar yaparken başına gelenlerdir derler.Gerçekten de öyle bir an bir ses bir bakış bir anlık kararsızlık yada yanlış bir karar her şeyi değiştirebilir insanın hayatında bir anda her şey tepetaklak olabilir.Çok mutluyum derken her şey yolunda giderken bir anda ihanete uğrayabilir,gücünü tekrardan toplayana kadar saklanabilir,parçalanıp dağılabilir ama aynı zamanda parçalarını toplamaya çalışırken yeni bir hayata başlayabilir...Yeni hayat,yeni başlangıçlar,yeni arkadaşlar,yeni arkadaşlıklar...bize hiç benzemeyen bizimle aynı dünyayı paylaşan insanlar varmış meğer hayatta...bambaşka dünyalar varmış,iyi insanlar varmış,kötü insanlar varmış,beklentiler,yalanlar,çıkarlar varmış.Gerçekten de hayat biz plan yaparken başımıza gelenlermiş...

]]>
Sat, 30 Jul 2022 02:06:33 +0300 Gunesuzun
HAMURUNDA NE VAR ? https://edebiyatblog.com/hamurunda-ne-var https://edebiyatblog.com/hamurunda-ne-var Hamurunda ne var ?Nefretten mi yoksa sevgiden mi yapıldın ? Tutkudan mı alışkanlıktan mı yoksa...Seni yapan ailen seni ne ile yapıyorsa öyle bakıyorsun hayata.Aşkla mı yoğurdu annen seni yoksa öfkeyle mi savurdu baban unları... Aşk çocuğu musun yoksa nefret mi ? Hamurunda ne var senin ? Bir çocuğun en büyük hayali nedir ? Koltukta babasıyla film izlerken uyuya kalıp babasının onu yatağa götürüp öpmesi mi yoksa annenizin yanına elinizde yastığınızla gidip sıcacık omzunda sizi uyutması mı? En önemli korku da bulduğun aileni kaybetmek sanırım.Anılar yeter mi ? Yoksa yıldızlara bakmak iyileştirir mi o yarayı yoksa yaşadıkça devam eder mi ?Bazen düşünüyorum kimsin sen diye.Kendine bir kimlik yarat diyorum ağırdan al asla dalga geçme kimsin sen ? Başlangıcın ne ? Bakteriden üremediysen nereden geldin ? Senin ailen kim ? Bazen ünlü bir piyanist,bazen modacı...Sonra tekrar düşünüyorum kendime diyorum ki asıl güzel olan bana bakan bir çift anne baba bakışı...

]]>
Mon, 25 Jul 2022 23:04:34 +0300 Gunesuzun
YENİDEN YAŞAMAK https://edebiyatblog.com/yeniden-yasamak https://edebiyatblog.com/yeniden-yasamak Bir sabah uyandığınızda ölüm haberini aldığınızda sizde öldünüz mü ? Ben öldüm...

Bundan tam 5 yıl önce hem kendim hem kariyerim öldü.Artık gerçeklerle yüzleşme vaktiydi...

  Gözümü açtığımda hastanedeydim. Kafam da bir sürü soru dolaşıyordu kimsin sen ? Ben niye burdayım? Koltukta yaşına göre oldukça şık giyimli olan kadın kim ? Yoksa o mu? Ellerimi yüzümde gezdiriyorum sonra yavaşça yanıma geliyor.. “Günaydın,sakin ol hastanedeyiz sadece boğuldun küçük bir kazaydı sahilde seni baygın görünce çok korktum merak etme her şey iyi olacak’’ Şaşkınlıkla ona bakıyordum,korkuyordum,merak ediyordum ama onunla farkında olmadığı bir şey vardı  ben çoğu şeyi hatırlamıyordum bunu ona fark ettirmem gerekiyordu önce Gül’e ardından etrafıma bakınmaya başladım galiba fark etmesini sağlamıştım tam o sırada  ben “Lidya” senin dostun aynı zamanda asistanınım.Yataktan yavaşça kalktım her tarafı camla kaplı bir odadan  dışarıyı seyretmek için cama doğru yürüdüm. Denizin o kumsala vurduğu dalga sesini,kumda ardında bıraktığı beyaz köpüğü dalgayla sürüklediği kumları izledim bir süre.Dalga tam kumsala yaklaştığı an “Beni eve götür” dedim.Eve vardığımızda ev kocamandı büyük bir salonum,yazmak için ayrılmış kocaman bir odam her duvarda asılı fotoğraflarım,ödüllerim ve bana ait olan belki de tek şey kemanımdı ellerimi fotoğrafın etrafında dolaştırıyordum,kenarlarına,ortasına bakıyordum her yerden o fotoğrafı inceleyip durdum çünkü orda ki sırrı bir tek ben ve o biliyorduk çünkü..Lidya yanıma geldi

-Sana biraz çiğ sebze hazırlamamı ister misin?

-Neden çiğ sebze?

-Çünkü sen çiğ beslenen bir vegansın

-Vegan mı ? Bana bir tane sahanda yumurta yapar mısın ? Lütfen

-Peki

    Lidya  benden bunları duydukları için şaşkındı. Ama aynı zamanda da beni tekrar eski halime döndürmek için bana bir şeyler hatırlatmaya çalışıyordu onu gözlerinde görebiliyordum...

-Neden yanıma geldin? Sahile yani

-Sana kitap için fikir bulabildin mi diye sormaya gelmiştim.Biliyorsun bu son şansın yoksa evi de kaybedeceğiz.

   Masadan kalktım tekrar çalışma odasına gittim fotoğrafa bakıp duruyordum belki aklıma bir şey gelir yazabilirim diye.. Ama tekrar eski ben olmam imkansız gibi görünüyordu..

Lidya bir gün yanında bir kadını getirdi. Deniz hanım kısa siyah saçları vardı ama ona çok yakışmıştı gelip bana sıkı bir şekilde sarıldı.

-Sizinle tanışmak benim için büyük bir onur bütün kitaplarınızı neredeyse okudum size yardım etmek için sabırsızlanıyorum dedi.

Lidya  bana Deniz’in yardım edebileceğini düşünüyordu.. Deniz beni çok iyi tanıyordu bana benle ilgili ne varsa anlattı... Ama hala aklıma bir şey gelmiyordu.

Deniz bir gün bana onu sordu o fotoğrafı

-Neden o foroğrafa o kadar çok bakıyorsunuz?

-Çünkü bütün sırlarım,hayallerim orda gizli

-Nasıl yani?

-Bana bir hayalini anlatır mısın Deniz?

-Bir gün benim çalıştığım cafenin yakınınında arabanızım lastiği patlıyor ve tamirci çok geç geleceği için bizim cafede gelip bir bardak kahve içmek istiyorsunuz.İçeri geliyorsunuz size sıcak bir kahve eşliğinde yazdıklarımı getiriyorum.bana onları mutlaka okuyacağınızı ve geri dönüş yapacağınızı söyleyip beni evinize davet ediyorsunuz...

-Gerçekten hayalin bu mu ?

-Evet

-Ne komik,arabamın lastiği patlamadı ama yine de beni evimdesin..

-Siz sizin var mı ?

-Var.. Annemin geri dönmesi.. Çünkü o dönerse ben tekrar eski ben olurum..

-Nasıl yani ?

-Gel benimle.. Fotoğrafa dokunur arkasındaki defteri yavaşça alır.. Bu defter annemin defteri ben lisedeyken kompozisyon yarışmamı kazanmamı bu defter sağladı benim bu yerlere gelmemi de bu defter sağladı. Kim sırf annesi yazmayı bırakmasın diye ona uyuşturucu verir ki ? Çünkü ona bir tek onun iyi geleceğini düşünüyordu... Ne acı ama..Şimdi ise o yok o yoksa bende yokum... Kendi ellerimle anneme uyuşturucu verip onu yanlışlıkla öldüren bir insanım ben dozunu fazla kaçırmış çünkü... Ne güzel... O yüzden beni tekrar eski halime getirmeye çalışma çünkü bu olmayacak...

Deniz elinde kendi yazılarıyla beraber odadan çıktı.Bense kendimi yatakta o büyük günün gelmesini beklerken buldum... Artık ümidimi kesmişken Deniz geri geldi bana çok sinirli olduğu belliydi yavaşça bana doğru yaklaştı

-Madem artık eskisi gibi olamayacaksın,madem sen bunları çalarak yazdın şimdi de doğruları yaz seni sen yapan doğruları asıl gerçek olanı yaz yaz ki sende bununla rahatla...Seni sen yapan şeylerden vazgeçmeden yaz bunları

  • Haklıydı... Neden bunu yapmıyordum? Neden gerçeklerden kaçmak yerine bunları yazmıyordum...
  • Büyük gün geldiğinde Deniz de yanımdaydı ve evet gerçeklerden kaçmadan kendimden vazgeçmeden yazdığım kitabım sayesinde hayatımı bir kez daha kurtarmış olmuştum...
]]>
Sun, 24 Jul 2022 20:58:21 +0300 Gunesuzun
ÇOK YAKIN https://edebiyatblog.com/cok-yakin https://edebiyatblog.com/cok-yakin Kafam da susması için yalvardığım bir ses var...

    Neden kimse bana inanmıyor? Niye kimse o sesi susturmamı sağlamıyor..Bağıramıyorum,hareket edemiyorum beni bu hale o getirdi... Peki bilincimin açık olduğunu farkında olan bir doktor,bir hemşire var mı ? Bu hastaneden çıktığımda buraya geri döneceğimi hiç tahmin etmezdim... Her şey o itirafı almamla başladı...

    Bir yanımda yeni ameliyattan çıkmış bir bebek...Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde gelen bir nakil sonucu kurtulmuştu.Diğer yanımda ise hayatımın aşkı kalbi o bulmuştu bana o haberi vermişti “Kurtuldu” ama nasıl olmutşu ? Bu kadar hızlı nasıl bulmuştu o kalbi?

   Bir gece yatmadan önce ansızın itiraf etmişti “Evet,ben yaptım o çocuğu öldürüp bizim çocuğumuza hayat vermesini sağladım.”

Yatakta oturmuş ellerimle kulaklarımı kapatıyordum.Duymak istemiyordum böyle bir şeyi önce gerçek olduğuna inanmak istemedim,reddettim,unutmak istiyordum yada unuttuğumu zannederken bu olay alıştığımı düşünmeye başlamıştım...Bir sabah bahçe de en sevdiğim tulumumu giyerek çiçeklerimi sulayıp,yeni aldığım çiçeklerimi dikmek için hazırlanıyordum ve o an bir ses duymaya başladım. ‘Ben senin oğlun değilim,sen bahçe işleriyle uğraşarak beni duymayacağını zannetsen de ben burdayım,her yerdeyim...’ Etrafıma baktım bahçe de kimse yoktu.. Git gide bu sesi gittiğim her yerde yalnız kaldığım her an,her dakika,her saniye duymaya başladım.. Bana iyi gelen tek şey bahçeyle uğraşmaktı... Saksıları düzeltirken’ Bak buradayım,hayır orda,yanında,arkanda ben her yerdeyim’ aynı sözcükleri tekrarlıyordu..Önce saksıları sağa sola fırlatmaya başlamıştım.. Ama susmuyordu ‘Bunları yapsan da bana değil sana olacak boşuna uğraşma’ Koşmaya başladım eve girdiğimi hatırlıyorum sonrası kapkaranlık... Uyandığımda herkes başımda telaşlı bir şekilde bekliyordu.Ama sesi hala buradaydı ‘Burdayım’, ‘Hayır bu tarafa bak aslında ordayım’, ‘ Çocuğuna bak zavallı sen bir hiçsin’ durduramıyordum... Sesi durduramamkla beraber artık kimse bana inanmıyordu. Bana acıyan gözlerle bakıyorlardı  ve o bakışlarla beraber beni o dört duvar arasına koydular.. Hep aynı teselli ‘İyileşiceksin’,’ İyi olacaksın  seni seviyoruz’.  Ama ben dört duvar arasına girmek değil sadece o sesten kurtulmak istiyordum...

Hastanede geçirdiğim süre boyunca sadece şarkı söyledim sanki benim şarkı söylemem o sesi susturuyordu.  Belki de kendi sesimle onu susturmayı başarıyordum. Hastaneden çıktığımda artık o ses beni o kadar da rahatsız etmiyordu ondan gerçekten kurtulduğumu düşünmüştüm... ‘Görüşürüz dört duvar’,” Görüşürüz ses’...

     Aradan geçen zaman sonucunda aslında o sesin beni bitirdiğini fark etmeye başlamıştım. Vücudum uyuşmaya artık hareket edemez hale gelmeye başlamıştım.Doktorların  dediğine göre ‘Katatoni’olmuştum... Kas katı kesilen vücudum içinde sadece tebessümüm aynı kalmıştı artık kimseyle konuşamıyordum, o sesi durduramıyordum hala kulağımdaydı doktorlar bilincimin açık olduğunu biliyorlar mıydı? Yoksa bilmeyerek mi hareket ediyorlardı... Tanı koymak ne kadar olaydı onlar için... Beyaz önlükleri,steteskobun  o buz gibi haliyle bana bakan ve yine o acıyan bakışlarıyla beraber döndü ve

  • Beyfendi maalesef eşiniz Katatoni geçirmiş şizofreni de görülen bir rahatsızdır. Merak etmeyin ona iyi bakıcaz.. Eşiniz tekrardan haraketlenebilir diye umut vermeden yapamıyordu ama..

Bu cümleyi kurduktan sonra bana benzeyen insanların arasında buldum kendimi... Balmumundan heykel gibiydi herkes oldukları gibi kalmıştı... Oysa ki ben sadece ses ve ben olarak kalıcağımı zannederken korkuyordum.Bekledim bir gün biri hareketlenir diye bekledim.Sonuçta hareketlenilebilir diye söylemişti doktor... Ses hala kulaklarımda ‘Öl’,’ sende beni öldürdüğün gibi öl’,’ seni ben bitiricem’ tekrsr başlamıştı susumuyordu aslında içimden bağırıp hıçkırarak ağlamak istiyordum ama kimse beni duymuyordu sadece gözümden akan yaşları görüyorlardı... Ve işte beklenen gün yanımda yatan bir hasta sabaha karşı hareketlenmiş ve tam yanında olan beni iki kere bıçaklamıştı... Dalağım ve kalbim... İki en zayıf organ... Dalağa hedeflersen onu alman gerekir anında gücünü yitirir ve kalp ona gelen uçla kalbi delip kanamaya yol açabilirsin... O da bunu yaptıktan sonra başucumda tekrar kas katı kesilmişti. Yavaş yavaş kalp ritmimin azaldığını hissediyordum sonunda o sesten kurtuluyordum...

Elveda ses, senden çok özür dilerim...

]]>
Sat, 23 Jul 2022 22:56:53 +0300 Gunesuzun