EdebiyatBlog & Online Blog Makale Kurgu Yaz Oku & Kübra Nur https://edebiyatblog.com/rss/author/hansahanim EdebiyatBlog & Online Blog Makale Kurgu Yaz Oku & Kübra Nur tr-TR © 2021 | EdebiyatBlog® | Tüm Hakları Saklıdır. SUSKUN https://edebiyatblog.com/hansahanım-4156 https://edebiyatblog.com/hansahanım-4156 Sustu yine sesimiz

Karmakarışık bir yerlerdeyiz 

Sızlıyor galiba kalemimiz 

Ama söz değil acı damlıyor mürekkebimiz 

    

İnce bir sızı içimizde 

Bomboş bir hayat var sanki elimizde 

Bekliyoruz şimdi bir cami minaresinde 

Ölü ruhlarımızın acı selası dilimizde...

]]>
Tue, 14 Feb 2023 15:51:14 +0300 Kübra Nur
Derin https://edebiyatblog.com/hansahanım-3900 https://edebiyatblog.com/hansahanım-3900 DERİN 

Derin sular durgun olurlar dedi içinden 

Sonra çekildi bu suların derinliğine, 

kayboldu içinde. 

Bir nefes yetecek gibiydi kurtulmasına, 

ya da sadece bir parça ses...

Durgunluğun beyaz çarşafını yırtacak bir güç bekledi 

süzülürken derinliğin içinde. 

Gece oldu, su daha da soğudu 

süzülmüyor gibiydi ama artık 

suya karışmış, ondan olmuş gibiydi. 

Derinlik onu kabul etmiş, 

kendinden etmişti sanki 

beklediği  ses ya da bir nefes, gelmedi. 

Su damlaları değiyordu yüzüne 

ya da gözyaşlarıydı ayırt edemedi. 

Çok karanlıktı etraf 

göz kamaştıran aydınlık gitmiş, 

suyun sakinliğinin huzuru kaybolmuştu. 

Korkmuyordu sadece artık derinlikten

ona, sığınıyordu.

Bir kabullenişin huzuru vardı o durgunluğun içinde. 

Derin sular durgun olurlar 

ama derinliğinde bir can süzülür sanki her zaman...

                                                               “Hansa”

 

]]>
Sun, 20 Nov 2022 14:17:59 +0300 Kübra Nur
Bazı Bazılar https://edebiyatblog.com/hansahanım-3880 https://edebiyatblog.com/hansahanım-3880 Bazı yaralarımız var kabuk bağlamayan

bazı eksiklerimiz kalbimizde uçan kuşlardan

Ne sarabiliyoruz yaralarımızı, ne kanatlandırabiliyoruz gönlümüzün kuşlarını

Ama kimsesiz değiliz yine, biz saramasak da

yaralarımıza yara bandı saran çiçek yüreklerimiz var...

                                                                                            "Hansa"

                                                                                                                                                                   

]]>
Tue, 15 Nov 2022 21:34:33 +0300 Kübra Nur
Gölge https://edebiyatblog.com/hansahanım-3815 https://edebiyatblog.com/hansahanım-3815 GÖLGE 

Karanlık dar sokaklardan geçiyor bir gölge

Peşinde birileri elleri ensesinde

Çamurlara bulanmış toplanmış eteğinde

Eksik bir parça, bir yaranın üstünde deva olmuş derde

Alaca bir karanlık çöktü geceye

Gölgenin mi yüreği daha sisli yoksa bu gece

Arkasına bakmadan kaçıyor aklındaki derde

Gecenin ucunda ama gecesiz bir saye 

Şeffaf bir hayal varlığına ibare

Onu görenler de var hem deva da hem dertte 

Bazen bir etek parçası, bazen bir dua dilinde 

Mutlaka dokunmuştur hem safaya hem merveye

Yolda gördüm dolu dizgin koşan bir gölge 

Hem benden bir parça hem de bir saye 

Hem acı verir bedene 

Hem de deva olur binbir türlü derde 

Sır aşikardır aslında gecenin kendisinde 

Gece bedenin, gölge ise yürekte...

                                                                   "Hansa"

]]>
Tue, 08 Nov 2022 21:45:20 +0300 Kübra Nur
Siyah Gökkuşağı https://edebiyatblog.com/hansahanım-3771 https://edebiyatblog.com/hansahanım-3771 Siyah Gökkuşağı 

      Sebepsiz bir hüznün pençesinde boğuşuyordu bugün siyah. Kendisi siyahtı ama içinde renkler vardı az da olsa. İçinde renk kırıntılarını, umutlarını barındırmaktan hiç vazgeçmedi. Ne kadar karanlığa boğulsa da, ne kadar dibine girmiş olsa da bu dipsiz kuyunun, gün ışığını, gökkuşağını görmekten, görmek istemekten hiç vazgeçmedi. Hiç görmediği zamanlar da oldu, tamamen karanlığa düştüğü, yolunu izini kaybettiği zamanlar. Ama görmeyi hayal etti bu sefer, düşlerinde, hayallerinde gördü o eşsiz renkleri. Umut olduğundan, renklerin de var olduğundan, buna inanmaktan hiç vazgeçmedi siyah.

     Karanlıklar lordu gibi hissediyordu kendini. Tüm karanlığı, siyahlığı içinde toplamış gibiydi. Siyahın bir renk değil gölge olduğunu da biliyordu elbet. Ona daha da uyuyordu bu sanki, bir renk kadar canlı, hissedilir olmadığını biliyordu çünkü. Bu yüzden siyahtı ya o, bir gölge gibi varlığı başkalarına muhtaç, varlığı bir hayalden ibaret. Ama siyah tüm renklere elverişlidir. Bunu biliyordu siyah. Bu yüzden hiç vazgeçmedi inandıklarından, hiç vazgeçmedi hissettiklerinden. Acıyı, ağrıyı, hüznü, hazanı en derinlere kadar hissediyordu. Ama mavinin derinliğini, beyazın dinginliğini, sarının eşsizliğini biliyordu farkındaydı hatta en derinlerinde hissediyordu. Bu yüzden zahirde görmese bile inancıyla görebiliyordu renkleri. Daha çok yolun başında ama siyah. O renkleri, inandığı, güvendiği renkleri en derinden çıkarması için zamana ihtiyacı olduğunu biliyordu. Hasret olduğu renklerle vuslatının olacağını bekliyordu, sabrı bu anlamda takdire şayandı siyahın. O siyahtı, bir gölgeden ibaret olan. Ve inançlıydı, bir gün görebileceğine inanıyordu gökkuşağını. Siyahtı şimdilik simsiyah ama dönüşecek, gelişecek, büyüyecekti. Sırtına yük olanlardan kurtulacak, bir kuş gibi hafifleyecekti. Mavinin hakimi, sarının hayranı olacaktı. O siyahtı, simsiyah ama inanıyordu renklenecekti. Siyah bir gün rengarenk olacaktı buna inanıyordu. Renkleri görecek, tanıyacak ve onlardan olacaktı. Siyah sonunda bir gökkuşağı olacaktı...

                                                                                                                                                    "Hansa"

]]>
Sun, 23 Oct 2022 23:20:17 +0300 Kübra Nur
Dansa Davet https://edebiyatblog.com/hansahanım-3742 https://edebiyatblog.com/hansahanım-3742 Dansa Davet 

Dans eden ışıklar gördüm denizin dalgalarında

İki sevgilinin eşsiz ahengi gibi 

Büyülüyordu izleyenleri

Dansa davet ediyordu sanki her bir ışık her bir dalgayı

İkinin birliği vardı denizin dalgalarında

En büyük şahitleri yıldızlar

Işıl Işıl aydınlatıyorlar 

Denizden dans pistini 

Özeniyor gibiler bu dansa 

Nasıl özenilmesin haklı tabi yıldızlar... 

Limandaki o fener

Bir jüri gibi izliyor bu dans gecesini

En büyük ışık onda 

En büyük dansçı o belki

Kaç dalgayla birden dans ediyor fener

Huzurlu bir müziği var rüzgarın

Islıkla çalıyor sanki en güzel senfoniyi 

Kahkahalar karışıyor araya

Dansa davet gecesi bu gece

Hiç susmadığı müziğinin rüzgarın 

Tuzlu bir meltem duyuluyor etraftan

Fener daha da aydınlatıyor deniz pistini 

Tutkulu ahengi devam ediyor dansçıların 

Rüzgar estikçe dansa kaldırıyor ışıklar sanki birbirlerini, dalgaları

Hoş bir dansın ayak sesleri duyuluyor etraftan 

Işıkların, dalgaların dansı bu

Rüzgarın şarkısı bu çalan 

En güzel ışıkların gösteri gecesi bu 

Davetin de davetçinin de aşk olduğu gece bu gece 

En güzel anlara, danslara davet gecesi bu

Hey sen en güzel ışık benimle dans eder misin bu gece?

                                                                                                  "Hansa"

]]>
Sat, 15 Oct 2022 21:53:00 +0300 Kübra Nur
Gidiyorum https://edebiyatblog.com/hansahanım https://edebiyatblog.com/hansahanım GİDİYORUM

         Gidiyorum buralardan, yol alıyorum bugün içimden bir yerlerden. Bir yolculuk bu başı sonu belli. Ortası da deniz serinliği. Gidiyorum buralardan bugün, rüzgara bıraktım kendimi, bulutlarla bir yolculuk bu. Maviliğe kaptırdım kendimi, o derin sonsuzluğa...

       Zihnimdeki karınclara şeker verdim bugün. Şekere gelir karıncalar dediler, peşimden gelmesinler diye. Arkamda bırakmaya niyet ettim onları ama şeker sevmeyenler de varmış aralarında. Gidiyorum buralardan başımla beraber. Ağır bir yük gibi gidiyorum. Kalbimin kapılarını kilitledim, yaralarımın sargılarını değiştirdim yolcuyum bugün. Anılar, onlar hiç şeker sevmiyor hepsi benimle geliyorlar. Bavuluma ilk onları koydum. Gidiyorum buralardan bugün, anılarla, sızılarla gidiyorum. İçimde ukte kalanlarla, keşkelerimle, yapamadıklarımla gidiyorum. Anılarımı bırakmaya, yaralarımı deniz tuzuyla yakmaya gidiyorum. Gidiyorum buralardan, bir yolculuk hali benimkisi. Deniz aşırı bir yol bu. Dalgalara sarılmaya, köpüklere yaslanmaya gidiyorum bugün. Yeni başlangıçlarımı arkada bırakıp arafta bir yola gidiyorum bugün. Ne zihnimdeki karıncalar gittiler şekere, ne de kalbimin kapıları kilit tuttu. Her şey, herkes benimle gidiyorum. Can aşırı bir yol istedi gönül ama deniz aşırı bir yola gidiyorum bugün. Her şeyden uzak, her şeye yakın gidiyorum buralardan... 

                                                                                                                                       "Hansa"

]]>
Sun, 09 Oct 2022 23:58:27 +0300 Kübra Nur
Deprem https://edebiyatblog.com/deprem https://edebiyatblog.com/deprem DEPREM

Yalnızlığımın tam yüreğinde bir deprem bekliyorum,

Şiddetli çok şiddetli bir deprem...

Yalnızlığın içindeki acıları enkaza çevirip altında bırakacak bir deprem,

Can şiddetinde bir deprem...

                                            Hansa

]]>
Thu, 06 Oct 2022 23:08:52 +0300 Kübra Nur
Bir Şairin Hayati Şiiri https://edebiyatblog.com/bir-sairin-hayati-siiri https://edebiyatblog.com/bir-sairin-hayati-siiri Bir Şairin Hayati Şiiri 

Şiir gibi bir hayatın son mısraları sanırım artık

Sonlara yaklaştıkça bir hüzün kapladı

Bitiyor artık o dünyaya hükmeden sözcükler 

Bir araya gelince her şeyi anlatan o cümleler, 

Son satırlarda, infazını yazıyor şairin.

Şair ya şiir gibi yaşadı hayatını

Mısra mısra anlattı her bir ânını 

Kıtalara böldü hayatının her bir dönemini

Güldürdü, ağlattı 

Ama sonunu böyle hayal etmedi!

Şiir bu

Her okuyan kendini bulur biraz

Sözcüklerden biri sensindir. 

Şair seni de anlatmıştır, senden haberi olmadan

Ama hiç kimsenin aklına gelmez,

Şairin, şiirin sonunda kendini infaz edeceği...

Şiir biter ve şair ölür.

Ama ya, sende şairle ölürsen

Aslında şair, seni tanımadan

Seni de öldürdüyse o son satırında

Son vuruşu şairin

Ya sana denk geldiyse.

Şiir biter ve sende şairle gömülürsün

O toprağın altına

Sen, yerin üstünde göğün altında bir yere

Şair son noktayı şiirine ve hayatına koyduğunu sanır.

Şair seni bilmez

Seni de öldürebileceğini bilmez

Darağacını sadece kendisi için kurduğunu sanır

O gittikten sonra gidenleri bilmez

Şair işte bencildir biraz 

Bir kelime için yirmi beş yıl bekler

Bir kelimeyle bir ömrü zayi eder.

Şair sadece şiir yazdım sanır

Halbuki her şiir, bir ölüm fermanıdır

Sen seçersin

Herkes senin en sevdiğin şiir olduğunu zanneder

Defterindeki son satrların

Halbuki bilmezler

O, intihar mektubudur şair olmak isteyenlerin.

Katiller öldürdükleri insanı görmek ister

Şairler de öyle

Hep şiirlerini sevenleri görmek isterler

Katiller bedenlerin, şairler ruhların katilidir.

Her bir şiirin son satırına bıraktı işte ruh 

Her bir parçasını

Tek seferde değil satır satır öldü.

Evet, öldü ruh

En son şiirin son satırında bıraktı

Kendinde kalan son mısrayı

Satır satır, mısra mısra parçalandı

Şimdi nefes alan bir bedenden ibaret

Hissiz mısraların anlamsız şiirleri gibi

Yaşatmaya gücü yetmeyen

Öldürmeye meyilli şiirlerin...

Evet, şair bir şiir yazdı

Hayatının şiirini yazdı

Son satırına da ölümünü

Hem şiirinin hem hayatının sonuydu o nokta

Son satırda kendini buldu ruh

Şimdi o da sonsuzlukta yolculukta.

Şairi gömdüler

Ruh solmuş umut çiçeklerini ekti toprağına

Şair bir şiirde hem kendinin hem ruhun

Sonunu yazdı

Bir şiirin son satırında

Bir ömre son imzasını attı.

Bir şair bir şiir yazdı

Hayatını kaleme aldı

Şair öldü, ruh, şair için öldü

Bedenleri gömdüler

Ölenler sağ kaldı

Şair son şiirinde sonun şiirine ulaştı

Bir tek şiir kaldı şairden geriye 

Binlercesinin ölüm fermanı içinde

Şair bir şiir yazdı

Hayatı da ölümü de içinde

Son satırına sakladı büyük sırrı

Aslında ruh, şairin içinde.

Yani, şair de benim

Ölen de.

                                       Hansa

]]>
Thu, 06 Oct 2022 21:58:53 +0300 Kübra Nur