EdebiyatBlog & Online Blog Makale Kurgu Yaz Oku & medaatah https://edebiyatblog.com/rss/author/medaatah EdebiyatBlog & Online Blog Makale Kurgu Yaz Oku & medaatah tr-TR © 2021 | EdebiyatBlog® | Tüm Hakları Saklıdır. Nasıl Daimi Olarak Hatırlanmalı İnsan? https://edebiyatblog.com/nasil-daimi-olarak-hatirlanmali-insan https://edebiyatblog.com/nasil-daimi-olarak-hatirlanmali-insan Sakince göçüp gitmek istediği dünyaya iz bırakası gelmiş. 'Nasıl daimi olarak hatırlanmalı insan' diye sordu kendine. Ben ona, 'bu sorunun saçma olduğunu, hiç şüphesiz güzel anılması gerektiğini' dedim. Bu imkansızmış... öyle diyor. Hayatta tüm güzellikleri yapmış, dünyaya kendini adamış binlerce insan vardır. Bana kaç tanesini sayabilirsin? Fakat en ufak kötülüğü dokunan herkesin izi kalmış, bulabilirsin, görebilirsin dedi. Güzel anılmak keşfedilmek midir ki? Senin izin sadece adınla mı dünyada kalacak be? Evladına verdiğin terbiye diğer torunlara da geçecek. İntiharı düşünen insanlara verdiğin teselli bir kederi sonlandıracak. Küçük mahallelerde dahi ismin yazmayacak, insanlar seni tanımayacak. Fakat her insanın yüzünde sana ait bir çizgi görülecek, gözlerinin hemen yanında. Gülünce gözüken, saltanatı hoş olan. Özünde de insan olanların namı sana, bana ve ayak bastığın toprağa kadar işlemiş, sen de bu örgüye işle kendini ve ruhunla, kemiklerinle, etinle butunla tamamen aitsin buralara. Senin adın, namın bilinmeyecek ama daima dünyada var olan, has insansın. Dilerim ki sen de anılmayacak olanların kefesine girersin, şayet en uygunu bu değil midir? Gösterişin ne lüzumu var? Sen kimin yazdığı bilinmeyen bir kitapsın, bir çocuğun başını okşayan yabancı bir elsin, parası yetmediği halde dondurmayı hediye eden bakkalcısın, bayramda kapıyı açıp şekerler veren teyzesin, tek başına bankta güvercinleri besleyensin, gençlere öğüt veren yaşlısın, yol üstünde mendilcilerden alışveriş yapansın, evsiz bir adamla sohbet edensin, fırında siftahı yapan çocuksun, sen insansın.

]]>
Fri, 24 Sep 2021 12:12:07 +0300 medaatah
Burası dünya yahu, burası bu kadar işte https://edebiyatblog.com/burasi-dunya-yahu-burasi-bu-kadar-iste https://edebiyatblog.com/burasi-dunya-yahu-burasi-bu-kadar-iste Son zamanlar hayatın telaşından sıyrılıp insan oldum.

Sevginin ve nefretin ortasını buldum

Anlaşılmamış kalplere kelimelerin sıcaklığıyla nefes oldum

Kim bilir kaç defa ölü oldum

Sarmalamışlar bizi ey efendi,

korkarak büyütmüşler koca nesli

Göz kırpmaya bile uzak hepsi

Saliselik bir hücumdan korkuyorlar ey efendi

Gökte kayan yıldızı göremez olmuşlar

Sonbaharda yaprağa basar olmuşlar

İlaçlara tuz katar olmuşlar

Kuru ekmeği sadaka diye verir olmuşlar

Ah sıcak çorba nerede ey efendi!

Kuşlara özgür diyorlar,

Evlerinde kör ve ağzı açık üç yavrusu var

Denizin tepesinden balığa saldırışlar

Bir ölüm bir yaşama denk mi ey efendi?

]]>
Fri, 10 Sep 2021 19:17:41 +0300 medaatah
uğuldayan https://edebiyatblog.com/uguldayan https://edebiyatblog.com/uguldayan Bu şiirimin diğerleri gibi başlığı

her başlangıcın sonu gibi

zaman aralığı yok

bu satırları hiçbir zaman

hiçbir yerde yazmadım

hiç duygular sürükledi beni buraya

süzülen buharların bulut olmasıyla

gözle görülür bir şiddetin

şimşek çakmasıyla

parıldayan bir hiçlik

ve ardında sonsuza uzanan bir yangın

alev alev ormanlar

yavrularım, ormandan dumanlar

göklere doğru,

bana doğru gelirken hepsi

sıcak küllerin arasından sıyrılıp

mahvederken dünyayı bu sessiz çığlık

koşuşuyordu insanlar

ben tepeden izlerdim

bulanık buharların arasından

göz ucuyla, izlerdim

üzülmezdim onların bu ağlayışlarına

üzülmezler miydi aralarındaki insanlara,

üzülmezlerdi.

düşünmezlerdi de ormanda sayısız muhtaç kalmış hayvanları

en hayvanca canlı insandı aslında

en çok yardıma muhtaç olan

her şeyi eksik, zavallı insan.

ben tepeden izlerdim

yalnız içimi ürpertirdi bir el

parmaklarını göremezdim buradan

çok uzaktı bana

çok küçüktü

bulanık gözlerimden anlayamazdım

o da anlamazdı, suluydu gözleri

benden gitmemişken ona bir damla

çocuk kayıptı kargaşada

küller onun tenini yakardı

acıtmazdı,

bunun için ağlamazdı da

içi yanmış hem,

ailesini ararken göz ucuyla

arardı ama bulamazdı,

ben, tepeden izlerdim.

gök kararırken bunca siyah duman ardından

birden sessizleştim

dağıldım parça parça

ayrıldı buharlarım farklı noktalara

her ayrılıkta damlalarımı kaybederdim

eriyordum gittikçe

hiçlikten gelen ben

hiçliğe süzülürdüm

yurduma doğru emin olmayan adımlarla

belki yine dönerim,

hiç olmaz dediğim bir an

belki, çocuk büyümüştür o zaman

bir başka çocuk görürdüm

parmaklarını saymak isterdim

bir, iki, üç, dört...

hiç olamayacak olan isteğim ile

tutmak isterdim

sarmak için parmaklarını

insanın teni nasıldır bilemezdim

ben hep izlerdim tepeden

ben, izlerdim

]]>
Thu, 09 Sep 2021 12:49:00 +0300 medaatah
Dilsiz https://edebiyatblog.com/dilsiz https://edebiyatblog.com/dilsiz Dilsiz olsaydım bugün dedim, dinlediklerim ve gördüklerim yeterdi bana. Anlaşılmama korkum olmazdı hiç, anlatmama gerek yoktu, aramama ve düzelmeme de. Hata yapamazdım kelimelerle, dinlerdim sadece. Görüp anlardım, boş laflarla ömrümü bitirmez hayatın güzelliklerini dilimin pisliği ile karıştırmazdım

]]>
Tue, 07 Sep 2021 12:22:02 +0300 medaatah