EdebiyatBlog & Online Blog Makale Kurgu Yaz Oku & siirsel__sanat https://edebiyatblog.com/rss/author/siirsel__sanat EdebiyatBlog & Online Blog Makale Kurgu Yaz Oku & siirsel__sanat tr-TR © 2021 | EdebiyatBlog® | Tüm Hakları Saklıdır. Yine de hoşgeldin… https://edebiyatblog.com/yine-de-hosgeldin https://edebiyatblog.com/yine-de-hosgeldin Kim bilir neler getirip, götürdü bu yıl,

Kaç beyaz ak eklendi de kapattı üstünü,

Kimlerin süper muhteşem yılı oldu bu yıl,

Kimin kıyameti koptu sessizce,

Hedeflerine hayallerine kimler ulaşabildi,

Kim aynada tanıdı öbür yüzünü…

Yaptığı hesapları denklendi mi ? Herkesin,

Doluya koydukları oldu da

Boşa koydukları doldumu bu yıl.

Ya kayıplar !

Geri gelir mi yeni yılda ?

Hasreti bitirir mi kutlamalar ?

Kayıbıyla, acısıyla, tatlısıyla diyerek

Dilekler tutanlardan mısınız ?

Bir mum yakıp,

İçini mevlaya açanlardan mı ?

Oldurdu mu tüm dilekleri bu yıl ?

Yoksa ne yapsa da olduramadıklarından mısınız ?

Oldurduklarımızla,

Olduramadıklarımızla,

Yine de hoşgeldin 2023…

]]>
Fri, 30 Dec 2022 11:11:13 +0300 siirsel__sanat
Ey Hayat!.. https://edebiyatblog.com/ey-hayat https://edebiyatblog.com/ey-hayat Ve bazen de sürprizlerle doludur Hayat, sanki bize soruyormuş gibi…küçük şakalar yapar sürekli haylaz çocuklar misali, tek fark, bu şakaya bir tek kendisi güler, hiç kalp kırmıyormuş gibi…zamanla sevgilidir aslında Hayat, harcar onun uğruna tüm evreni, biri gece, diğeri gündüz misali, kovalar durur sevgilisini, bilir oysa Zamana ulaşamayacağını, büyütür gözünde böylece onun ahengini, ama o da Hayattır sonuçta, asla bakmaz Zaman gibi arkasına…biz beşerler bu ikisi arasında…bir umutlu, bir çökük dizüstü, bir yanı küskün, bir yanı keskin gibi…sarılırız uzaklardan el uzatan umuda…sanki onu da yakalayabilecekmişiz gibi…

Sen ! Tüm bu olanlar sanki koca bir şakaymış gibi, gül Hayat ! 

Oysa ikimiz de bilmeliydik seninle gerçekleri,

Ne sen kavuşabilirdin sevdiğin o Zamana

Ne de ben yakalayabilirim umudu ellerinden,

Bilmeliydik insanlık olarak aslında,

Nasıl da çıkarttın,

Her can yanışını bizlerden.

Bu yüzden doğurdun aslında,

Umudu bizim için her sabahın Seheriyle,

Sırf eğlenebilmek için yaptın değil mi Hayat !Öfkenden var ettiğin heybetinle,

Bilmediğinse, benim varoluşumdu aslında,

Ben varsam, sen varsın sonuçta,

Hiç anlayamadığınsa,

Sen beni sunarak kurban ederken Hayat’a,

Ben, o Hayatın kahramanıydım oysa

Artık sıkıca geçirdim tırnaklarımı boynuna,

Ve ayrıca,

Gramofondaki o şişko zenci şarkıya başlamadan…

Ben bitti demeden…

Bu hikaye asla bitmez Hayat !..

]]>
Tue, 15 Nov 2022 00:31:48 +0300 siirsel__sanat
Atam https://edebiyatblog.com/atam https://edebiyatblog.com/atam Derin uykularda benlikler,

Düşünceler izbe ve bulanık,

Sabahların selamı uzun kavakların dibinde

Bahar dediğimiz de gri buluttur artık.

Gölgesi bile Ülkeme kâdir olan Atam,

Nice zamandır uyuduğun uykun bile

Yaşayanın düşünde,

Gaflet dediğimiz tek dişi kalmış canavar,

Bir sen var ki, senden öte,

Şu gençliğin içinde….

]]>
Thu, 10 Nov 2022 10:12:46 +0300 siirsel__sanat
Ela… https://edebiyatblog.com/ela https://edebiyatblog.com/ela Sun, 02 Oct 2022 01:53:37 +0300 siirsel__sanat Olasılıklar sokağı… https://edebiyatblog.com/olasiliklar-sokagi https://edebiyatblog.com/olasiliklar-sokagi Araftayım ve hayattayım,

Bunlar şükür sebebimken 

Niyaz edemem biliyorum,

Lakin, 

Ruhumun bedenimden defalarca çıkıp,

Beni hırpalamasına da artık dayanamıyorum.

Dön desem, mantığıma haksızlık,

Dönme desem, yüreğime yazık,

Söyle,

Yine buluşur muyuz sevdiceğim?

Benim Arafım bu Dünyada 

Seninki de sanırım

Beni duyduğun yağmurlarda.

Gelme artık,

Gelirsen bulacağın ben

Bıraktığın ben olmayacak,

Seninde arafında kasırgalar kopacak,

O karanlıkta sende bir el bekleyeceksin,

Belkide o boşluğu 

Sende benim kadar seveceksin.

O olasılıklar sokağındaki boşluğu.

Ve ben o sokağı bile,

Sırf sen seviyorsun diye seveceğim.

Gelme! Çünkü daima seni değil,

Bende var ettiğim seni seveceğim…

]]>
Mon, 19 Sep 2022 01:35:41 +0300 siirsel__sanat
Sendeki ben… https://edebiyatblog.com/sendeki-ben https://edebiyatblog.com/sendeki-ben Bendeki seni,

Kalbimin dipsiz şelalelerinde çağlatıp

Taşırdım benliğimden.

Durgun akar sular yapıp,

Ara sıra şıkırtısında dinlendim.

Hümâ olup tekrar tekrar doğdun

Rüyalarımın gök yüzünden.

Lakin sevdiceğim,

Sendeki ben nerede ?

Ben onu bilemedim…

]]>
Sun, 11 Sep 2022 22:25:12 +0300 siirsel__sanat
Eylül... https://edebiyatblog.com/eylul https://edebiyatblog.com/eylul Sınıyorsun beni Eylül !

Yine deniyorsun, değiyorsun hüznüme,

Bir yeşil yaprak bıraksan bari,

Giderken güz’üme...

Oysa sen konuşansın benimle,

Rüzgâr ile,yağmur ile,şiirle,

Ben anlayanın,

Sen her geldiğinde,

Bir yaş daha yaşlananın,

Dokunduğunda hüznüne,

Kuru yapraklar ile sana,

Destanlar yazanın,

Rüzgar ile,yağmur ile,şiirle...

]]>
Sun, 11 Sep 2022 10:40:34 +0300 siirsel__sanat
Sana inat, yaşarım… https://edebiyatblog.com/sana-inat-yasarim https://edebiyatblog.com/sana-inat-yasarim Çizgiyi geçmedim ben hissettim önce, sonra durdum. 

Siz! Hayat süren leşler, zaferiniz daima olacak vurgun,

Elimde gençliğimin beyaz saçlı sayfaları var,

Bahaneler üreten sizlere, olacak kapım hep duvar,

Ne sevda bıraktınız, ne de yürek insanda,,

Tozlu aşkımı kaldırdım,

Odamın tozlu bir rafına,

Zırhını kuşanırım her gece özgürlüğün,

Kanar kanadı sol yanımın,

Şafak bize yine kördüğüm,

Çalın davulları yokuştan aşağıya doğru 

Bir türküdür tutturduğun amma

Duyanın hiç olmadığı,

Galibi yok, mağlubu yok, benim dünyamın,

Şehidi yok bu sokakta,

geçtiğin bu mezarlığın.

Korkacaksan çıktığın bu meydandan,

Desturu çekip sıvış kardeş

Arkana bile bakmadan,

Ziyan olanlar da, senin gibi düşünürdü,

Kafayı çekince hepsi birer ninjaya dönüşürdü,

Sizlerin taptığına, ben çoktan dedim pul,

Saymam sizi insandan,

Olamazsın hakka iyi bir kul,

Siz hayal kurarken, ben “o” nu yaşarım,

Ölmem ben bu sokakta,

Size  inat yaşarım…

Düştüğümü sandığında, ben dinlerim.

Kafam eserse yanına doğru,

Bir volta atıp geri gelirim…

]]>
Mon, 05 Sep 2022 23:35:58 +0300 siirsel__sanat
Ne de olsa… https://edebiyatblog.com/ne-de-olsa https://edebiyatblog.com/ne-de-olsa Şafağının karasına da kızılana da razıyım,

Yüreğinin yanardağında şöyle

bir uzanayım,

Baharımı da al istersen,

Tıpkı lütfettiğin gibi,

Ne de olsa ben düşlerimdeki o diyardayım.

Kara kışlar esmiş, 

Dünya denen kurmacada.

Bir Çınar’dım belki,

Zülfünün aklarında.

Sen yine de bana hiç aldırma,

Ne de olsa ben düşlerindeki o diyardayım.

Hüznümün mehterleri çalıyor beynimde,

Dört nala yılkın’lar gibi koşuyor kaderine,

Mıhlandığı yerde verdim şu canı ellerine,

Ne de olsa kimseler ulaşamaz dehlizlerime…

]]>
Wed, 24 Aug 2022 13:39:54 +0300 siirsel__sanat
Belki duyarım… https://edebiyatblog.com/belki-duyarim https://edebiyatblog.com/belki-duyarim Thu, 11 Aug 2022 00:32:44 +0300 siirsel__sanat Düşünsene !! https://edebiyatblog.com/dusunsene https://edebiyatblog.com/dusunsene Yağmur konuşuyordu,

Toprak dinliyordu,

Ben iç çekiyordum

Ağaçlar ise halay.

Cama hızla çarpıp birbiri ardına düşen, Damlalar gibiydi göz yaşım,

Biraz buğulu,biraz deli bakışlarım.

Ama yine de hiç konuşmadım.

Bu sabah sustuğumun bilmem kaçıncı günü,

İçimdeki ben,beynimi yırtıp çıkıyor gibi,

Şakalarımdaki bu ağrının sebebi,

Hiç susmayan iç sesimdendi.

Anladım, ah sonunda...

Ben sana değil

Öbür ben’e susmuşum.

Ona küsmüşüm de farkında olmamışım,

Hoş o da farkında değil ya 

Olsaydı susardı o da,

Düşünsene !  ikimiz de inzivada,

İnsanlık Araf’ta,

Ağaçlar halayda,

Yağmur söyler, toprak dinler.

Düşünceler, düşünceler,

İnsanı böyle delirtirler...

]]>
Tue, 09 Aug 2022 01:55:16 +0300 siirsel__sanat
Zaten… https://edebiyatblog.com/zaten-3335 https://edebiyatblog.com/zaten-3335 Wed, 03 Aug 2022 01:15:51 +0300 siirsel__sanat Zaten… https://edebiyatblog.com/zaten https://edebiyatblog.com/zaten Tue, 19 Jul 2022 22:00:06 +0300 siirsel__sanat Sessizliğim… https://edebiyatblog.com/sessizligim https://edebiyatblog.com/sessizligim Sonra, sessizliğim kalıyor bomboş evde.

Sessizliğin içinde yankılanıyor sessizliğim,

Ve haykırıyor benliğim sessizce.

Öylece duruyorum camda sessiz….

]]>
Sat, 02 Jul 2022 01:33:04 +0300 siirsel__sanat
İNSAN… https://edebiyatblog.com/insan-2646 https://edebiyatblog.com/insan-2646 İnsan !!  Zor durumda kaldığında,

Hatta acıyla kıvranırken diz üstü çöktüğünde,

Tutunduğu ve sığındığı tek dalın,

“İnançları”olduğunu anlar.

Evet ! İnançlarımızın hayatta ve ayakta kalmamızı sağladığını düşünürüz.

Sevdiklerimize olan inancımız-

Yaradana olan inancımız-

Başarabileceklerimize olan inancımız-başardıklarımıza olan inancımız ve bize inanan herkesin inanç sanrılarıdır belkide bize hayatı anlamlı kılan…

Peki hangimiz tam anlamıyla başarısızlıklarını-hatalarını-

ön yargılarını-kaygılarını kucaklayıp bağrına basabildi.?

Ben Kendi adıma tutunup-sığındığımız o inançlarımız da dahil olmak üzere hepsini yıkıp, yaratımını iptal edip, yeniden yapılandırdım ve yapılandırıyorum.

Başarıyor muyum ? Elbette bilmiyorum. Zaten sürprizi de orada...

Demek ki bu durumda sıkı sıkıya tutunduğumuz inançlarımızda kaybolursa, geriye çabalamaktan başka seçeneği kalmıyor insanın.

O zaman çalışıp çabalayıp olmayana eyvallah! Der,

Oldurduklarımıza Amin! Deriz.

Şöyle geriye birazcık bakıp hatalarımızdan dersler alır,

Yolumuza devam ederiz.

Zorluklar mı ?

Zor diye bir şey yoktur.

Zorluklar beynimizdeki “biz”in bir oyunu.

Ben o zorluklara hep “mola” adını verdim.

Mola bitince yola devam dedim.

Çünkü hayatın zorlukları bizi durdurup bir şeyler öğretir mutlaka.

Öğrendiğimi cebime koyup bir basamak daha çıkmak isterim hep.

Gerisi tek nefeslik ömür değil mi ?

Yıllar sadece rakamdan ibarettir unutmayın.

Onu anlamlı kılan, her ANI dolu dolu yaşadığımızdır.

]]>
Mon, 23 May 2022 23:13:26 +0300 siirsel__sanat
Araf’a hoşgeldin… https://edebiyatblog.com/araf-hosgeldin https://edebiyatblog.com/araf-hosgeldin Thu, 21 Apr 2022 00:00:41 +0300 siirsel__sanat ARAF’A HOŞGELDİN… https://edebiyatblog.com/makale https://edebiyatblog.com/makale Yaptıklarının “farkında değildir canım, yoksa yapar mıydı?” Dediğim herkes,

Aslında  her şeyin farkındaydı.

Sadece ben, bu denli canımı acıtabileceklerinin farkında değilmişim.

Kendini ifade etmek ile, terbiye sınırı arasındaki o ince çizgide buldum hep kendimi…

Kime, duygularımı-öfkemi-kırgınlığımı ifade etmeye çalışsam, ki üslupsuzluk asla etmem,

O çizgi ile sınırlandırıldım…

Benim sınır ve çizgilerim kimsenin umurunda olmadı, ya da önemsenmedi,

Belkide bu önemsenmeme duygusu önemsetti bana bu durumu, bu denli.

Kötülüğün, yalnızca bir insanın canına kastetmek olmadığını, baskının, terbiyesizliğin, hiddetin, provake etmenin de bir şiddet olduğunu anlamam çok uzun sürmüştü.

Sürekli olarak kendimi “yok, öyle demek istememiştir” cümleleri içersinde buldum.

Fakat tam da öyle denmek istenmişti.

Sınırlarıma saldırılıp, çizgilerim yağmalanmış, öz güven duygularım yerle bir edilmişti.

Nerede isyan edebileceğimi, neresinde “ yeteeerrrr” diye haykıracağımı düşünüyorlar herhalde diyordum-diyordun-diyorduk…

Ben, sen, o, bu farketmez herkes yaşamıştır mutlaka kendi ARAF’ını bu Dünyada.

Tüm bu kısır döngülerde farkına vardığım gerçek ise, bu durumumu “cennetten bir köşeymiş meğer, meğer ne kolaymış insanları suçlamak” dedirtircesine kaynar suları kafamdan aşaya döktü bir an için.

Herkesi affederek, yol vererek yüreğimdeki öfkesini salarak arınacağımı, huzur bulacağımı düşünüyor, hatta kişisel gelişim kitapları ve eğitimlerinin sonuçlarında, bunun yüzde yüz olacağını da biliyordum.

Ta ki bir gün, kendim ile olan savaşımı fark edene kadar…

Beynim, benliğim ve kalbim arasındaki bu amansız savaşta sürekli  olarak iç Dünyamın kayıplarını yaşıyor ve bunun sonucunu günün sonunda birilerine yıkmak düşüncesi ile rahatlıyordum…

Suçlanacak birilerini bulmak çok kolaymış meğer,

Kendi ARAF’ımın tanımı, yine kendi savaşım ile ilgili olabileceği ihtimalinin düşüncesi bile beni ürkütüyor doğrusu…

Bu döngünün kırılmasına “ANKA” uyanışı diyorum, silkelenerek uyanıyor, uyanık iken gördüğün o gaflet uykusundan uyanıyorsun diye…

Kendi benliğin, duyguların, mantığın arasında öyle bir savaş veriyorsun ki, kimse ile uğraşmaya, suçlamaya halin kalmıyor açıkçası, “eee herkes aynı, yine devam ediyor her şey, değişen ne ki sana güllük gülistan geliyor bu durum” dediğiniz bile oluyor, yani anlayacağınız “ Ağacın kurdu kendi içindedir” tıpkı insan gibi, dışarıdan kast edilmedikçe bir zarar gelmez, gelemez,

Biz istemediğimiz ve izin vermediğimiz sürece…

Bu senin ARAF’ın

ARAF’a hoşgeldin

]]>
Thu, 14 Apr 2022 12:38:32 +0300 siirsel__sanat
Aslında hep… https://edebiyatblog.com/aslinda-hep https://edebiyatblog.com/aslinda-hep Karanlıkta, yalın bir ayazdayım.

Bastığın toprakta,

İçtiğin sigaradayım.

Ne bu günde,

Ne zamandayım.

Dalıp da gittiğin şarkılardayım.

Aşıklarda, Nisan yağmurlarındayım,

Vuruldum, hain bir pusudayım,

Sensizliğin metrisinde, zindanlardayım,

Bitmeyen sevdalarda, destanlardayım.

Ağıt yakan anaların bağrındayım.

Baharda cemre düşen,

O gölün yanındayım.

Namlularda değil,

Başak tarlasındayım.

Oturmuş aşk dilenen,

Ozanlar sofrasındayım.

Bu şehirde Yakamoz,

Ellerde ziyandayım.

Gariplerin gönlünde,

Dilsizler feryadındayım.

Dua okudun o yerde uyumaktayım.

Bilemezsin sevdiceğim

Aslında hep yanındayım...

]]>
Wed, 13 Apr 2022 21:15:08 +0300 siirsel__sanat
Oysa… https://edebiyatblog.com/oysa https://edebiyatblog.com/oysa Hükümsüz yargıların koğuşunda doğar benim gündüzüm,

Bu yüzdendir belkide, prangaları sevmelerim,

Hançerlere alışıktır göğsümün sol yanı

Lakin, gözlerinin huzurunda olmaktandır bu güçsüzlüğüm,

Göklerin orduları savaşır durur, zihnimde,

Yüreksizlerden olma celladım mısın sen benliğimde?

Beynimde yankılanan sesin, kılıç seslerine karışır,

Bu bitmez savaşlar da ancak Araf’a yakışır,

Görmez misin kanatlarımdaki bu kanı?

Uçamadığı göklerde kaldı

Yüreğimin aklı,

Oysa konuştuklarımdan daha çok,

Duymanı istedim hep sustuklarımı…

]]>
Sun, 06 Feb 2022 21:09:20 +0300 siirsel__sanat
Adı ÖMÜR https://edebiyatblog.com/adi-omur https://edebiyatblog.com/adi-omur Sat, 22 Jan 2022 10:15:48 +0300 siirsel__sanat KİMSE/SİZLİK… https://edebiyatblog.com/kimsesizlik-1514 https://edebiyatblog.com/kimsesizlik-1514 İçimde, kırgınlıklarımdan oluşan ordu,

Kara, çelik zırhlı duvarlarıma tırmanır,

Kimselerin duymadığı çığlıklarım,

Sessizlik kılıcımı, kınından çıkarır.

Gözlerimde kandan bir çanak kaynayacak

Bir gün bedenim topraklarda kök salacak,

Elbet kimsesizliğin kimseleri,

Bir gün sesimi duyacak.

Esti yeli seherde yalnızlığımın,

Coştu dalları, Hızır-İlyas ağacımın,

“Kimse/sizlik” bahanesi oldu savaşlarımın,

Canıma koyduklarımdan sebep akmıştır,

Yüreğimdeki kanlarım…

]]>
Wed, 19 Jan 2022 23:52:44 +0300 siirsel__sanat
Ben hep yere bakıyorum… https://edebiyatblog.com/ben-hep-yere-bakiyorum-1465 https://edebiyatblog.com/ben-hep-yere-bakiyorum-1465 Yaşıyorum, lakin nefes alarak,

Gülüyorum ama, şakaklarımı sıkarak,

Yürüyorum bir muammaya,

Hüznüm çanlar çalıyor arkamda.

Onca kalabalıklarda kimsesizim.

Seslerin içinde, çığlık atıyor sessizliğim.

Gözlerimden anlaşılır diye çok korkuyorum.

Bu yüzden sevdiceğim,

Ben hep yere bakıyorum.

Kader bile bir çok versiyonunu sundu ama,

O bile bıraktı sonunda  beni Arafta,

Ellerim toprakta, yüzüm havada,

Yağmurum ol diye çok bekledim,

Şu çorak Dünyama…

]]>
Fri, 14 Jan 2022 17:35:43 +0300 siirsel__sanat
Yeni yıla dileğim… https://edebiyatblog.com/yeni-yila-dilegim https://edebiyatblog.com/yeni-yila-dilegim 2022 sabahı öyle bir güneş doğsun ki !

Bütün güzel dilekler kabul olsun.

Hastalar şifa dertliler deva bulsun.

Çocukların gözü ile baksın insanlık “O”gün Dünya’ya,

Biraz masum-biraz haylaz olsun.

Tüm kederli günler geçmişte ve

Artık uyandığımız bir rûya olsun.

Kalbimizin gözü açılarak,

Merhametin denizinde yoğrulsun.

Sadece sevenimiz ve sevdiklerimiz

Değil ! İnsanoğlu refahta olsun.

Her havamız bayram havası,

Her gözyaşımız sevinçten olsun.

Uğraştığımız işte Halil İbrahim  bereketi,

Sözlerimizde Mevlana kelamı olsun.

Bir mucize olmalı diyenlerin yolunda

Hızır yoldaşı olsun,

Sevdikleri ile sınanan herkesin,

Gönlüne “o” sabah bir Cemre düşmüş olsun.

Gönlümüzün bahar dallarını biraz daha erken ver bize Yarab !

Böylece açılan tüm yaralarda çiçekler olsun.

Ve çocuklar !

Çocuklar masumluk aşılasın “o”sabah

Tüm İnsanlığa,

Öyle bir nesil başlasın ki !

Biz utanalım bu çağda yaşadığımıza.

Öyle bir “Güneş” doğsun..

]]>
Wed, 29 Dec 2021 12:46:12 +0300 siirsel__sanat
Şiir okumak yetmez… https://edebiyatblog.com/siir-okumak-yetmez https://edebiyatblog.com/siir-okumak-yetmez Bazı günler düşünmek ve kafamı toplamak için kendimce çeşitli yöntemler geliştirdim. Oldukça da etkili olduğunu düşündüğüm yöntemler hemde, bu yöntemler, duygu durumuma, hava şartlarına ya da gaipten gelen şeklinde değişim gösteriyor, ne zaman nerede olacağı belli olmayan bu kafamı toplama olayı, sanırım iç dünyamın benim kontrolüm dışında, olmadık anlarda toplantı isteyen o patronlar misali saldırısı olmalı ki beni hep hazırlıksız yakalıyor. Mesela bugün de Nar soydum, malum havalar soğuk, bağışıklık durumları vs. unutulunca da yumuşuyor yenmiyor tabi.

Narın suyunu sıkmayı sevmiyorum, elma gibi soyup sonra gelişigüzel ayırıyorum, sonra da başlıyorum taneleri tabağa dökmeye, her seferinde hayranlıkla mest olmuş bir halde “ Ey yaradanım !  Nasıl da tane tane dizmişsin, her biri birbirinden ayrı duruyor, ne mükemmel bir nizamdır “ diye düşünmeden edemiyorum. Tıpkı insanlar gibi sıkınca suyu çıkıyor, tıpkı insanlar gibi içinde şifa barındırıyor ve tıpkı insanlar gibi benliğine kılıf takıyor ki zarar gelmesin diye,

Peki ya benliğimizin kılıfını-giysisini kaç kişinin huzurunda çıkartıp, tamamen saf ruhumuzla karşısında durduk? Peki kaçımızın şifası, benliğimizi aşarak başkalarına ulaşabildi? Ya böylesi bir nizamda kaç defa dizildik Arafta? Hangi kötülüğe baş kaldırmadan sükuna erdik? Bu taneler gibi.

Tüm bu sorular, elimdeki kırmızının en muhteşemini içinde barındıran o nar’ı soyarken uçuştu beynimde, ve yine cevap verdi diğer yanım “hiç” diye, düşüncelerimi kimse duymamıştı o an, fakat “hiç” dediğimi tüm ev halkı duyduğundan, saçma sapan bir bağlantı kurdum geçiştirmek için.

Soyduğum nar bile kendime; insanlığımı, değerlerimi, nereye yol aldığımı, kimlere hayrımın dokunup, kimlere yanlış yaptığımı sorgulatmaya yetmişti. Ben şaşkın, nar şaşkın. “Nar bile kendindeki bu güce inanamamıştır” diye güldüm için için.

Artık insanların sadece şiir okumasının yeterli olmayacağı, nar da soyması gerektiğini düşündüğüm evredeyim sanırım.

Şifalar olsun efendim…

]]>
Tue, 28 Dec 2021 01:46:50 +0300 siirsel__sanat
Bilemedik… https://edebiyatblog.com/bilemedik https://edebiyatblog.com/bilemedik Bilemediler, anlayamadılar,

Temiz bir kalp ile,

Başladığımız her şeye,

Önce iyi NİYET ile başlayıp,

Dualarla mühürlememiz gerektiğini.

Her kötü NİYET’li insan, mühürledi

Üstümüze lanetini,

Biz de onları nazar sandık,

Kendimizi nazar değecek yüceliğe çıkardık.

Biz bilemedik, saflığın bilgeliğini.

Böylece kötülerin dileklerine yol verdik önce,

Kendimize acımakla öylesine meşguldük ki,

Acınası halimize, ilk o acımasızlar acısınlar istedik.

Anlaşılmak istediğimiz her duygumuzu,

Merhametsizlerin merhametine teslim ettik.

Biz işte böyle yanıldık,

Kendi ışığımızı, karanlığa bırakarak.

Kendi omzumuza dayanmamız gerektiğini,

Dayandıklarımızın ihaneti ile anlayabildik.

Ve sevmemiz gerekenin,  ilk önce kendimiz olduğunu,

Sevdiklerimizin sevgisizliği ile öğrendik.

Biz öğrenmenin bile tecrübeden ibaret olduğunu zannettik,

Bir nasihat yetmedi de,

Bin musibet öğretti, hayatı bize.

Biz düşmanı uzakta arayanlardandık,

Sonra bir cümle ile, gerçeğin farkına vardık.

Belki hayat yolunda çok yanıldık,

Çok da hata yaptık,

Lakin…

Yol bizim yolumuzdu,

Ve biz bu yolda kimseye çelme takmadık…

]]>
Sat, 11 Dec 2021 20:30:29 +0300 siirsel__sanat
Kadın… https://edebiyatblog.com/kadin https://edebiyatblog.com/kadin Etten ve kemikten olan,

Tek Melektir KADIN.

Yandığında,

Yeniden doğan Ankadır.

Topraktır, yerdir,

Gök kubbedir sığındığın.

Doğduğun gündür,

Verilip emanet edildiğin.

Her namludaki çiçektir,

Farkına varamadığın.

Canını feda ettiğin,

ANAVATAN’nının ANA’sıdır KADIN.

Bilemediklerinin kahini,

Bildiğini sandıklarının, müneccimidir o.

Görmediğin gözün,

Tutmayan ellerindir bazen.

Bir sürme,

Bir yemeni,

Bir rimel ile örttüğü,

Dertlerinin kahyasıdır KADIN

KADIN, merhamet ile,

Yoğurulmuş vicdandır.

Ve sen ! Ey ADEMOĞLU,

O vicdanın bağrından,

Kanayarak doğarsın....

]]>
Tue, 07 Dec 2021 19:29:07 +0300 siirsel__sanat
Sarı Bisiklet… https://edebiyatblog.com/sari-bisiklet https://edebiyatblog.com/sari-bisiklet Henüz okula başlamamışım,mahallede lastik atlayıp top oynuyoruz,

O zamanların gecekondu dediğimiz tek katlı,şimdi yüksek apartmanlarla dolu mahallemizde...

Hulahop çevirmede madalya verilseydi kesin ben alırdım, çevirirken sağa sola birde laf yetiştirirdim,sanki önemli bir iş yapmıyormuşum da benim için çok basitmiş gibi “O Misketler Benim Bak Ona Göre”diye bağırır hulahopumu koluma takıp  babasının mahalleye sanki bir Porsche getirmişçesine bir övüntüyle kızına hediye ettiği hediye ederken de bütün çocuklara kutlama olarak lokma dağıtıldığı,ama kızının binmekten korktuğu bisikletine binip düşe kalka kopuk uçurtma misali yokuştan aşağı giderdim..

Kızcağızda benim peşimde tabi, “ bana da öğret “ diye...

“Yarın yine bisikletine binmeme izin verirsen öğretirim derdim” ama o yarın pek gelmeyecek gibiydi ikimizde biliyorduk..

Çocuk aklımla uyanık davrandığımı zannetsemde pek uzun sürmedi,zirâ kocaman mahalledeki tek bisikletli arkadaşım babasının işi nedeniyle taşındılar..

Bisiklete mi yanayım,arkadaşıma mı....

Sonra okul başladı günler yıllar geçti,

Hâlâ bisikletli arkadaşımı ara sıra düşünürüm büyüdü mü ? nasıl birisi ? en önemlisi ise neden bana her gün bisikleti veriyordu ? sormak isterdim...

Bu fotoğrafı çekerken düşündüm sadece bu yazdıklarımı,

Bir kaç saniye veya dakikalığına...

İşin ilginç yanı bu bisiklet ile o bisikletin de benzerlikleri var,mesela renkleri aynıydı,

İkincisi ise bu da benim değildi...

Yine bir arkadaşımın geri dönüşüm yaparak değerlendirdiği onun kızının bisikletiydi...

Bi an için bisiklete dalmış olmalıyım herhalde ki... bana “daldın arkadaşım “ dedi..

Bende gayri ihtiyari olarak,

“Yarın da binebilirmiyim ? Dedim,

O an gülüştük tabi, bu anıları anlattım ona

Ne güzel günlerdi çocukluk dedik,olanı olmayanla paylaşmak,anı yaşamak,ne güzeldi diz sızlamaları,misket sesleri diye diye beraber seyre daldık..bir zamanlar yokuş aşağı kopuk uçurtma misali koşup şimdi çiçeklerle bezenen hayatlara...

]]>
Sun, 28 Nov 2021 21:35:10 +0300 siirsel__sanat
Kadın’dı adım… https://edebiyatblog.com/kadindi-adim https://edebiyatblog.com/kadindi-adim Kadın’dı adım !

Bir gecenin sessizliğine kurban giden.

Neresini feda edersen et,

Neresinden vazgeçersen geç,

Ben ilk harfini feda edeceğim.

Çünkü o zaman ADIN’dır

Geride kalan ey Hayat…

]]>
Mon, 22 Nov 2021 00:36:22 +0300 siirsel__sanat
Ölmeyeceksin ATAM… https://edebiyatblog.com/olmeyeceksin-atam https://edebiyatblog.com/olmeyeceksin-atam Nice yiğitleri gömdük biz bu vatan uğruna,

Bir tek seni yaşattık,

Edirne’den Ağrı’ya.

Analar vazgeçti oğullardan

Hürriyet uğruna,

Yürüdük bayrağımızla, açtığın bu yollarda.

Sinemi yarsam da, duysan ATAM feryadımı,

Nice hainler sarmış dört bir yanımızı,

Savaşlar artık senin bildiğin gibi değil,

Feryadı olmayan, askersiz cephelerin,

Şehidi olmayan şehitliği var ülkemin…

Bugün dertleşmek geldi içimden seninle,

Bak ! Kuşlar bile ötmedi ,

Dokuzu beş geçe,

Sirenler yine senin için çalıyor,

Yüreğimde SAKARYA DESTAN’ı misali

Ordular savaşıyor.

Devrimin düşmanları hain ATAM,

Kendini kuytularda saklıyor.

Sen rahat uyu, bayrağın dalgalanıyor,

Neferlerin umutla, nicelerini yetiştiriyor,

Edecek elbet bir gün, tarih tekerrür,

Okuyan her kız çocuğu,

Yine sunacak sana bin teşekkür,

Bastığım yeri toprak diyerek hiç geçmedim,

Düşündüm altındaki kefensiz yatanları,

Ben şehit oğluydum, incitmedim ATA’mı,

Vermedim, Dünyaları verselerde ATAM

Bu cennet vatanı.

]]>
Wed, 10 Nov 2021 00:01:57 +0300 siirsel__sanat
Aşk ile… https://edebiyatblog.com/ask-ile-942 https://edebiyatblog.com/ask-ile-942 Sun, 07 Nov 2021 19:49:49 +0300 siirsel__sanat EVLAT… https://edebiyatblog.com/evlat https://edebiyatblog.com/evlat Sun, 07 Nov 2021 19:38:43 +0300 siirsel__sanat Banane ! https://edebiyatblog.com/banane https://edebiyatblog.com/banane Thu, 04 Nov 2021 23:42:45 +0300 siirsel__sanat Pehlivan Memet Efendi… https://edebiyatblog.com/pehlivan-memet-efendi https://edebiyatblog.com/pehlivan-memet-efendi Emine ninemin anası daha yeni doğmuş.

Karaman Konyar’larda

Hacı sofu ailesi soyuymuş.

Türkmen obalarından,

İlk türkler boyuymuş,

Ne çare ortalık fena,

Göç onları da vurmuş.

Molla Ayşe idi onun adı,

Okuma yazma bilen nadir hanımlardandı.

Torunu kurtaracaktı bir gün bu vatanı.

Hissetmiş olacak ki, anasına yardım etti,

Toplarken otağı.

Büyük balkan göçü başlıyor şimdi…

Emine ninemin anası çocuk,

Molla Ayşe genç kız idi.

İkisininde anneleri kardeşti.

Daha göç ederken birbirini kaybetti.

Karamandan Konyar’lılar gitmekte,

Daha giderken bölündüler,

İkiye, üçe ve beşe,

Sofuzade’lerden Ayşe yerleşti Rumeli’ye,

Emine ninemin babası da

Edirne’nin bir köyüne.

Ninemin anası rica etti beyine,

“Bey aileme bir nâme yazalım” diye,

Koca dedemde üzülürdü zaten

Zevcesinin bu haline.

“Efendim biz yerleştik,

Zevcem, evlad-u ıyalim ile,

Sıhhat ve selametinizi diler,

Tezelden nâmemize cevap bekler,

Cenab-u Rabbil Alemin’e dualar ederiz”

Bekledi, bekledi ninemin anası,

Bir sene, üç sene bekledi,

Ne bir haber,

Ne de ailesinin herhangi bir üyesinden

“İyiyiz” bile dense razı olacağı

O mektup gelmedi,

Hiç gelmeyecekti.

Rumeli taraflarından Selanik’e yakın

Langaz’a yerleşti, Molla Ayşe ve ailesi.

Yeni doğmuştu, Zübeyde adında bebeği,

O da annesi gibi Molla oldu,

Okuma yazmayı hemen öğrendi.

Ali Rıza Efendi ile evlendi Zübeyde hanım,

İlk önce Mustafa doğdu,

Sonra iki de kız kardeşi oldu.

Makbule ile Naciye idi adları,

Naciye’yi verem, küçük yaşlarda aldı,

Yandı Zübeyde hanımın ciğeri yandı.

Ama geride iki evladı daha vardı.

Mustafa büğüyor,

Her şeyi öğrenmek istiyordu.

Bu durum etrafını epey zorluyordu,

“Asker olacağım ben” dedi,

Daha çocuk yaşında.

Hep birinci oldu, gittiği okullarda.

Mustafa Kemal yedi yaşlarındaymış,

Emine ninem doğduğunda.

Canından olduğunu bilmeden,

Dualar edecekti ona

Vatan kurtulduğunda.

Büyüdü Mustafa Kemal

Büyük bir komutan oldu.

Emine ninemde Koca Pehlivan Memet’e

Eş oldu. İriydi pehlivan Memet heybetliydi,

Savaşa gitmek en büyük dileğiydi,

Emir gelince Koca Memet’e,

Hemen gitti Çanakkale’ye,

Gözlerini kaybetmiş yanan bir camide,

Çünkü düşman, kundaklayıp

Vermiş ateşe,

Gözleri dumandan kör olmuş,

İnsanların feryadı diline lâl olmuş.

Eyy ! Koca Pehlivan Memet Efendi,

Gözlerini kaybeden Memet Efendi,

Şimdi üfler üç kurmalı kavalını,

Türkü yakar Maya Dağdan Aşrı,

Belli ki aklı, o yanan camide kaldı.

Emine ninem hiç bilmeden bağını,

Dualar etmiş Ata’mıza

Kurtarınca Vatan’ı,

Gözleri kör Pehlivan dedem de,

Ölene dek çalılıkta uyumuş,

Babannem de babama bunları

Hem ağlar, hem anlatırmış.

Evinin sundurmasına oturur,

Bir türkü tuttururmuş,

Gazi Pehlivan babam,

Kör Pehlivan babam.

Üç kurmalı kavalını, üfle Pehlivan babam,

Maya dağdan aşrı,

Zafer türküleri duyulsun,

Söyle Emine anama babam,

Artık rahat uyusun….

O günlerden ebediyete,

Cumhuriyet’i ilelebet müdafa etmeye

Gururla devam edeceğiz.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

]]>
Fri, 29 Oct 2021 00:17:33 +0300 siirsel__sanat
İçimdeki çocuk… https://edebiyatblog.com/icimdeki-cocuk https://edebiyatblog.com/icimdeki-cocuk İçimdeki çocuğun yaşını düşünüyordum,

Şimdiki yaşımın yarısı desem,

Genç biri oluyorum ama

Yine çocuk olmuyorum.

Hayatın bana hissettirdiği yaş

desem,

Sekseni geçmiş birisi oluyorum.

Peki, içimdeki çocuk kaç yaşında ?

Nerede, ben onu kaç yaşında bıraktım da büyüdüm ? Desem,

İşte, o zaman anlıyorum.

O pamuk şekerini yediğim vapurda,

Leblebi tozunu yerken tıkandığım okulda,

Ve bir gün bulurlar diye,

sayfa sayfa

Yazıp bir şişeyle denize bıraktığım

Şiirlerde.

Ve içimdeki çocuk,

Sen hep dur orada bir yerlerde...

]]>
Tue, 26 Oct 2021 00:42:58 +0300 siirsel__sanat
Neden? https://edebiyatblog.com/neden https://edebiyatblog.com/neden Tue, 26 Oct 2021 00:13:31 +0300 siirsel__sanat İstanbul… https://edebiyatblog.com/istanbul-746 https://edebiyatblog.com/istanbul-746 Ekerim aldığım nefesle yollarına ağaçlar,

Seni hatırlamak bir gün batımına bakar.

Geçer kubbenden martılar, kırlangıçlar,

Göğü başka,güzü başka İstanbul.

Yazıldı uğruna nice destanlar bin ahla,

Nice soylu gelip,züğürt göçtü şu vapurla,

Sen ise salınansın Ayasofya’da nâzenin,

Sen yanan kandili Çamlıca tepesinin.

Kimine hayal oldun,kimine kahr,

Kimi yattı taşında,boşken onca kasr,

Sen ki Fatihisin Sultanların cenk Memedi

Biz unuttuk, ilk kılıcı kınından kim çekmişti...

]]>
Sat, 09 Oct 2021 23:56:56 +0300 siirsel__sanat
Güz… https://edebiyatblog.com/guz https://edebiyatblog.com/guz Ekim’de gecenin ayazını severim,

Tam uyuyacakken ıslık çalan,

Derinden duyulan uğultusu rüzgarın,

Kaldırımlarda dans eden yaprakları,

Sabaha kadar düşen kırağ’ı

Biraz iç ürpertisi hafiften...

Ekim’de yağmurunu severim günün,

Tıpır tıpır çatıya vuran,usulca yağan.

Bana camı açıp toprağı koklatan.

Bir bahaneyle dışarı çıkartıp ıslatan,

Yüzümü göğe çevirtip şükrettiren,

Hiç durmasın dedirten.

Senin için severim Ekim’i,

Bana vermiş diye seni.

Yan yana aylarda doğan,

Güz kokan,bizi severim.

Bir elimde kalem,

Bir elimde kahvemi severim.

Sokak lambası ışığı yerini Güneş’e bırakırken,

Yağmur mürekkebim olmuşken

Kaç Ekim geçirdik bilemedim...

]]>
Sat, 09 Oct 2021 23:48:09 +0300 siirsel__sanat
Bekle… https://edebiyatblog.com/bekle https://edebiyatblog.com/bekle Bekle !!

Karanlığın ardındaki güneşi,

Gözünü kısıp yine bakacağın.

Sadece senin içini ısıtır gibi parlayan,

Sana ait o güneşi...

Bekle !!

Yağan yağmurda parçalayan o kalbi,

Ruhunu binlerce kere ayıran,

Serenadıyla dillendiğin o sevgiliyi,

Yokluğu adeta lâl yapan...

Bekle !!

Bir çocuk doğuyor uzak diyarda,

Masalsı o hayatı yaşatan,

Kimine göre FERHAT’ı

Kimine juliet’i anımsatan.

Bekle !!

Zaten yıllarca beklediğin her neyse,

Sana sabrın sayfalarını okuyan,

Ben bitti demeden bitmiş sayılmaz de,

Var olduğunu anımsatan.

Bekle !!

Tek başına gülümsemeni sağlayanı,

Ya da ağladını sakladığını,

Dön nerdeysen ve şöyle de,

“Şişko zenci şarkıya başlamadan,

Bu hikaye bitmez HAYATTT”....

]]>
Tue, 05 Oct 2021 23:52:26 +0300 siirsel__sanat
Evren’e Arz&ı hal https://edebiyatblog.com/evrene-arz-i-hal-677 https://edebiyatblog.com/evrene-arz-i-hal-677 Cennet ile Cehennem arasında arafta bir yer var, Dünya,

Bize iyilikler ve temiz bir ruh karşılığında vadedilen cennetimiz de bu Dünyada,

Kirli ruhumuzun, kötü huylarımızın azap ve işkence gördüğü de bu Dünyada,

Peki, cennet ve cehennem ile sınırlandırıldığımız ebedi yolculuğumuzun yegâne seçenekleri bunlar değilse?

Dünyada Araf’ta yaşamak !

İşte üçüncü seçeneğimiz…

Bir çeşit fantastik kurgu filmleri gibi, gözlerimizin önünden sürekli iyi bir yaşam sürme versiyon seneryoları geçirten, hiyerarşik sistemler,

Kıt kanat geçinip, istedikleri hayatı sürekli hayal edip ulaşamadan çalışıp didinenler,

Bir de iyimser bir ruhun beş para etmediğini anlayıp, ruhunu şeytana satıp, Dünyada hüküm sürenler,

Biz hangi azınlıktayız acaba?

Taraf belirleme, günümüzde hiç bu kadar önemli olmamıştı…

Açlık, susuzluk, salgın hastalıklar, uzun süre bile üç maymunu oynayanlara, bu durumun değişmesi gerektiğini hatırlattı, 

Bu sebepten midir bilmem ama, nereye baksam bir guru, ne yana dönsem bir şifacı görür oldum…

Online eğitimler ile çok kısa bir sürede ruh temizliği geçişleri bile mümkün oldu.

İnsanlar bu denli saf’ını belirledi ise,

Kötüler nerede ?

Herhalde bunlara bu kadar

Kafa yorduğuma göre,

Bende onlardan biriyimdir…

Zira artık iç sesim ile dış sesimin bir konuştuğu evredeyim…

Kimse kırılmasın dönemlerinden,

“Aman be ! Biraz da beni düşünsünler banane”dönemine geçişim ışık hızı modunda…

Araf’ta Ve Araf’taki Dünyada yaşamak zaten insanoğlunun yapabileceği bir şey bence…daha ne olabilir ki dediğimiz her durumda bir üst level'a atlamanın, insan üstü varlıkların bile kaldırabileceğini düşünemiyorum doğrusu…

Şeytan zaten paranın icat edilmesinden bu yana tatil yapıyor…öyle dil döküp, kışkırtıp cehennemi doldurma çabasına gerek olmadığını düşündüğüne neredeyse eminim…

Düşüncelerimizin, değerlerimizin, yaşam şekillerimizin bile Arafta olduğu bu Dünyada yaşamak,

Biraz Cennetten,

Bir tutam Cehennemden yapılma kokteyl içmek tadında gibi,

Her yeni güne birer melek olarak uyanan insanoğlunu,

Günün sonunda yatağına birer şeytan olarak girmesinde yegâne sebeb olarak saf kötülüğün vücut bulmuş halindeki diğer insanlar olduğunu bilmek…

Ve hiç bir şey yapamamak,

Benim daha bir çok Evrene Arz-ı Hal yollayacağımın göstergesi olsa da, her beşer gibi umut meşalem yüreğimde hep yanmakta,

Evrene Arz olur efenim…

]]>
Sun, 26 Sep 2021 22:16:49 +0300 siirsel__sanat
İşte Böylesi Bir Şey… https://edebiyatblog.com/iste-boylesi-bir-sey https://edebiyatblog.com/iste-boylesi-bir-sey Sun, 19 Sep 2021 00:56:11 +0300 siirsel__sanat Araf… https://edebiyatblog.com/araf https://edebiyatblog.com/araf Sun, 19 Sep 2021 00:53:17 +0300 siirsel__sanat Sana… https://edebiyatblog.com/sana https://edebiyatblog.com/sana Sun, 19 Sep 2021 00:51:44 +0300 siirsel__sanat Ya da… https://edebiyatblog.com/ya-da https://edebiyatblog.com/ya-da Thu, 09 Sep 2021 23:35:00 +0300 siirsel__sanat Gecenin Lacivertinde… https://edebiyatblog.com/gecenin-lacivertinde https://edebiyatblog.com/gecenin-lacivertinde Dinliyor musun ? 

Sessizliğin sesini,

Kuşlar bile inzivada,

Bir tane bulut  yok,

Ay tam dolunayda...

Dinliyor musun ?

Sessizlikteki sesleri,

Keşke bir kuş sesi olsa da 

bastırsa dedirten o iç sesini..

Dinliyor musun?

Ritmini,ahengini hayatın,

Rengini görebildin mi ?

Gözlerin kapalı,

Hissettin mi sende ?

Uzatınca ellerini,

Yanan yüreğinin hâresinde...

Ve duyuyor musun susanları ?

Susmak denen o feryadı,

Gecenin lacivertinde...

]]>
Thu, 09 Sep 2021 23:31:16 +0300 siirsel__sanat
İn lac’ech ala’kin… https://edebiyatblog.com/in-lacech-alakin https://edebiyatblog.com/in-lacech-alakin Kızıldereli inancına göre rüya kapanları sadece görülen rüyaları değil, aynı zamanda evinizin kapı girişine asarsanız ve gelen herkes altından geçerse, kötü ruhlu olan insanları geri püskürtme tılsımına sahipmiş( inanç böyle)

Çok severim değişik inanç ve kültürleri,

Birden aklıma geldi , mayalardan değilim,

Kızıldereli değilim,mitolojik değilim(aslında uzun süre mistik gücüm olduğuna inandım hahaha:)) Ata’dan dedeye Türk’üm şükür, şükür dee…Türk kültüründeki anlayış ne?inançlarımızı koruma şeklimiz ne? Neye inanıyoruz? Diye diye daldım gittim, sonra “ay Allah ya biz bu muyuz ? Der gibi gülmeye başladım, zira hala durduramıyorum var bi kaçak o belli;))

Sorduk sarı çiçeğe yıllarca akıbetimizi diye güldüm:)

Ne ara Patlıcan reçelleri, hamsi turşusu yapan millet olduk diye güldüm;))

Bir konuda okuduğunu özetle anlatmak isteyene, “uçmuş bu “ dediğimiz için güldüm;))

Hiç fikrini söylemeyip sessiz kalana, “konuşmasını bilmiyo cahil “ dediğimiz için güldüm;))

Kızlarımıza “yapmasanda ileride lazım olur, öğren her işi” derken,

Erkek çocuklarımıza sofra toplatmayıp da  “ama tahtadan aldık bak zararsız kılıç “ diyerek kadınlarımızın kaderini küçücük yaştan ellerine verip kendimizi avuttuğumuz halimize güldüm;))

Kızlarımız genç kız olurken vurduğumuz bir tokat ritüeli ile ödlerini koparırken " sünnet olan küçücük oğullarımızın sırtını “adam oldun “ diye sıvazladığımıza güldüm;))

Dinden bahsedeni “ ona mı kalmış”  deyip,

Mini etek giyene, “bu yüzden oldu bütün felaketler “ dediğimiz için güldüm;))

Şu rüya kapanı bile tüm bunlardan daha ciddi gibi geldi, yine güldüm( filmlerde falan da gülen kızılderili görmemiştim, şimdi aklıma geldi) her neyse :)

Tüm bunları yazarken çok sevdiğim bir sözü anımsadım.

İN LAC’ECH ALA’ KİN

( BENDEKİ SENİ SELAMLIYORUM )

İşte ben buna inanıyorum, bendeki sana…

Dinin, dilin, ırkın, örfün, adetin ne olursa olsun, bende bir sen ve sende de bir ben olduğunu bilmek,

Bu kelime insanlara karşı neredeyse yitirmek üzere olduğum, güven duygumu tazeliyor adeta,

Ve ben de onlara karşı bir yanlış yaparsam

Aslında o yanlışı  kendime yapmış olacağımı hatırlatıyor,

Yine de her konuda ilginç bakış açılı ve çok çeşitli fikirlere açık olan mucit ve yaratıcı,

Cağnım Türk Milletimi çooookkkk seviyorum

Haydi hep beraber

CEDDİN DEDEENN,

NESLİN BABAN…

]]>
Wed, 08 Sep 2021 23:18:28 +0300 siirsel__sanat
İ&kin&ci ben… https://edebiyatblog.com/i-kin-ci-ben https://edebiyatblog.com/i-kin-ci-ben Gördüğümü görüyor musun? Dedim kendime,hiç bu kadar büyük bir ağaç gövdesi görmemiş olmamın verdiği şaşkınlıkla...

Kendime ikinci tekil kişi gibi soru sorduğumu epeydir fark etmemişim,o an anladım,

alıştım da bir süre sonra.

Zamanla duyduğum sempati gibi yanlızlığa.

Ne çok konuştuk ben,ve ben o ağaçla.

Rüzgârların,yılların,

Bir sürü izi vardı onda da,

Ama sapasağlam oradaydı işte hala.

Sesi vardı, tınısı vardı dallarında.

Eve dönüş yolunda anladım ki,

O da çok uzakta duruyordu insanlara...

]]>
Wed, 08 Sep 2021 22:10:01 +0300 siirsel__sanat
Yemin... https://edebiyatblog.com/yemin https://edebiyatblog.com/yemin Sana hiç bir şey için söz veremem sevdiceğim,

Mesela, hayat bize hep cömert olacak diyemem,

Hasta olmayacağız, ve

Hiç birbirimize kızmayacağız da

Diyemem,

Fakat...

Sana söz sevdiceğim !

Hayat bize cömert olmasa da

Ben yanındayım...

Hastalıkta ve sağlıkta,

Ben yanındayım...

Birbirimize kızıp sırt dönsek de

Benim sırtım ancak

Sen dayan diye dönecek...

Ve sana söz sevdiceğim!

Yüreğimdeki  sevdadan bu çocuk

Bu günden sonra,

Hep seninle büyüyecek...

]]>
Sun, 05 Sep 2021 15:35:55 +0300 siirsel__sanat
Derinlikler... https://edebiyatblog.com/derinlikler https://edebiyatblog.com/derinlikler Herkesin gözü dalmış

Eşsiz manzaradaki masmavi

Denize bakıyordu.

Neden dedim kendime,

Neden sadece bakmıyorda,

Derinlikleri görüyorsun?

Tuhafsın işte!

Çoğunluk ne yapıyorsa onu yapsana.

Herkes sohbet ederken ne vardı sanki?

Gözlerini kapatıp kuş seslerini dinleyecek.

Her yağmur yağışında son yağmurunmuş gibi o toprağı koklayacak.

Yok, yok ya bende bir tuhaflık var,

Ya da bütün insanlık artık şiir okuyacak...

]]>
Sun, 05 Sep 2021 00:28:01 +0300 siirsel__sanat
Eylül’üm ben... https://edebiyatblog.com/eylulum-ben https://edebiyatblog.com/eylulum-ben Eylül’üm ben !

Esene,esip de deli rüzgârı olurum..

Başımdaki Poyrazım,taa Kâf dağında,

Seherde soğuk sislerim var benim..

Sevdalıya,ılık ılık yağan yağmur,

Sağım solum simsiyah bulut olur benim..

Yapraklarım belki biraz sarıya,biraz da kızıla,

Ruhum görebilene,yeşile çalar benim.

Mavimin tonu koyudur geceden,

Hüznüm akar  inceden..kalemlerden,

Sen yaz bana ilk dolunayımda

Yine destan,yine şiir,

Belki duyarım kış gelmeden.

İçlenme gidişime zaten halim nicedir,

Bilirsin dayamaz uğrarım senede bir..

]]>
Sun, 05 Sep 2021 00:12:12 +0300 siirsel__sanat
Araftaki Anka... https://edebiyatblog.com/araftaki-anka https://edebiyatblog.com/araftaki-anka Araf sadece ölüm ile yaşam arasında kalmakla ilgili değildir. Günümüz Araf’ı yaşamı idame etmek ile ilgilidir...

Zebanileri hiyerarşik sistemler,

Melekleri ise yeni nesillerdir...

Siyah ile Beyaz,

İyi ve kötü,

Ay gökyüzünde geceyi aydınlatıp,

yerini gündüzün o sıcacık Güneş’ine bıraktığı sürece,

savaşmaya devam edecektir...

Önemli olan bu görünmez savaştaki saf’ını belirlemektir.

Peki senin saf’ın hangisi ?

ARAF’A HOŞGELDİN

]]>
Fri, 03 Sep 2021 14:01:09 +0300 siirsel__sanat
Hisseden ol.. https://edebiyatblog.com/hisseden-ol https://edebiyatblog.com/hisseden-ol Fri, 03 Sep 2021 13:50:32 +0300 siirsel__sanat Al Sancak https://edebiyatblog.com/al-sancak https://edebiyatblog.com/al-sancak Benim canım ATAM!

Adımı verdiler,

Al bayraktan.

Hilal’sin sen dediler,

Sev VATAN’ı,

"Düşün altındaki

Binlerce kefensiz yatanı."

Gelecek bizleriz ATAM,

Etme merak.

Dik başım olur

Herkese cevap.

Daha benim gibi nice

Hilal’ler doğacak,

Sönmeyecek şafaklardaki

O Al Sancak.

]]>
Mon, 30 Aug 2021 04:21:34 +0300 siirsel__sanat
Günaydın https://edebiyatblog.com/gunaydin https://edebiyatblog.com/gunaydin Günaydın Seher vakti, günaydın !

Günaydın simitçi çocuk ,

Minibüs bekleyen teyze,

Sabah oldu diye

Bir saattir boğazını yırtan horoz,

Bebesini uyandırmadan ineğini sağmaya giden ana, günaydın!

Günaydın anılarımdaki çocukluğum!

Çamurdan ellerim,

Yaralı dirseklerim,

Ve günaydın yeni uyanan ufkum,

Benliğim, bilgeliğim, bilincim,

Günaydın gecenin eceliyle boğuşup galip gelen iyiler,

Hastalar, dertliler,

Bereket dağıtan melekler,

Her varlığa günaydın!

Bu kızıl sabahtan,

Bugünün seherinden,

Çok şey bekleyenlere de ayrıca

GÜN-AY-DIN!

]]>
Sat, 28 Aug 2021 22:50:20 +0300 siirsel__sanat
Bigane... https://edebiyatblog.com/bigane https://edebiyatblog.com/bigane Yüreğimin kıyısındaki gel-gitleri beklemeyeli nice zaman oldu.

Yakamozlar,artık en sevdiğim çağlarım.

Şuna buna bulduğum bahaneler meyhanesinde,

Bir yudum uzlet ile bir lokma gayret mezelerinin huzurundayım.

Gramofondan gelen “sirtaki”nin tadını çıkartıyorum.

Yunanlılarda halay müziği olmasına rağmen,

Bana hep hüzünlü gelmiştir.

Zaten Dünyada öyle değil mi?

Hüzünlü olan her şey aslında komik,

Komik olanlar ise,hüzünlü sayılacak kadar ironik...

Oturduğum şu ahşap masada,

Benliğimin gözden geçireceği “ben”i

saklıyorum.

Geçici düşünceler ile düşüncelerimi

Oyalıyorum,

Bir “ben”lik muhakeme daha kaldıramayacak kadar da yorgunum.

Ve öylesine bigâne...

]]>
Thu, 26 Aug 2021 02:00:55 +0300 siirsel__sanat
Bilemezsin ki https://edebiyatblog.com/bilemezsin-ki https://edebiyatblog.com/bilemezsin-ki Karanlıkta, yalın bir ayazdayım

Bastığın toprakta,

İçtiğin sigaradayım

Ne bugünde

Ne zamandayım.

Dalıp da gittiğin şarkılardayım.

Ağıt yakan anaların bağrındayım.

Baharda cemre düşen

O gölün yanındayım.

Namlularda değil,

Başak tarlasındayım.

Oturmuş aşk dilenen

Ozanlar sofrasındayım.

Bu şehirde yakamoz,

Ellerde ziyandayım.

Gariplerin gönlünde,

Dilsizler feryadındayım.

Dua okudun o yerde uyumaktayım.

Bilemezsin sevdiceğim

Aslında hep yanındayım.

]]>
Tue, 24 Aug 2021 00:27:08 +0300 siirsel__sanat
HİÇİM https://edebiyatblog.com/hicim https://edebiyatblog.com/hicim Tue, 24 Aug 2021 00:14:20 +0300 siirsel__sanat BEKLİYORUM https://edebiyatblog.com/bekliyorum-489 https://edebiyatblog.com/bekliyorum-489 Giderken varoluşun aydınlığı,

Kollarımı açtım bekliyorum.

Ya dünyama yeni mucizelerinle gel

Ya da beni mıhla yakamozuna gecenin.

Bir hare ile doğ sabahları

Odaya tülün içinden,

Gözlerimi alsın aydınlığın,

Ne kadar uzun veya sıcak olduğunu

Sızlanıp dursam da yine,

İhtimallerle dolu bir yeni gün daha başlasın.

Ve prangasını kopart giderken

Geceleri içime çöken şu dolunayın

]]>
Tue, 24 Aug 2021 00:02:47 +0300 siirsel__sanat
Siyahım https://edebiyatblog.com/siyahim https://edebiyatblog.com/siyahim Mon, 23 Aug 2021 20:00:32 +0300 siirsel__sanat Gece... https://edebiyatblog.com/gece https://edebiyatblog.com/gece Mon, 23 Aug 2021 00:08:07 +0300 siirsel__sanat Evrene Arz&ı Hal https://edebiyatblog.com/evrene-arz-i-hal https://edebiyatblog.com/evrene-arz-i-hal Her zaman iki seçenek sunar gibi gelirdi hayat bize; biri iyi, biri kötü. Bazıları tesadüfi biçimde doğru olanlardı, tamamen spontane gelişirdi. Bu sebeptendir ki planlamadığımız her şey akışı ile ilerlerdi, sıkmadan, kasmadan. Yaptığımız her şey birer doğru olurdu. Mesela, planlamadığımız, öylesine çıkılan tatiller en eğlendiklerimizdi. Üzerine çok da düşünmeye gerek görmediğimiz, olacağı varsa olur dediğimiz işler daima en iyi ve doğru iş atılımlarıydı. Bazıları ise bizim doğru bildiğimiz yanlışlardı. Tamamen bile isteye, doğru olduğuna emin olarak atılmış, sonrasında ürkek, çekingen, ön yargı ile başlayan “acaba güzel geçecek mi bu tatil?", “yok yok. Bu işe girdim ama benim hiç umudum yok,” cümleleri ile devam eden, sonrasında da olumsuzluklar silsilesine dönüşen...

Böylece en dikkatlice attığımız her adım hayat yolunda birer çıkmaz sokak oldu. Bazılarımız bu çıkmaz sokaklarda ya iyi insanların yol göstermesi ile yön bulabildi ya da akıllanıp aynı panik ve emin adımı atma isteğinden vazgeçerek gözümüzün önündeki ufku görebildim. Sonuçta her iki seçimi de biz yaparız. Ya pişman olanlardan olup hayatı kendimize ve sevdiklerimize zindan ederiz ya da hatalarımızı, bize hata yapanları veya hatalı varsaydığımız o seçimleri kucaklayıp bağrımıza basıp sükûn ile yola devam ederiz. Bu durumda hayat bize sadece iki seçenek sunmuş olmaz. Seçeneklerimiz sonsuz olur, tıpkı evren gibi. Eğer içinde sevgi ve iyi niyet barındırıyorsa seçeneklerimiz de sonsuz olacaktır. Seçimlerimizi yapmadan önce sevgiyi, iyi niyeti, empatiyi ve hoşgörüyü rehberimiz yaparsak açılan yolları daha da güvenli adımlamış oluruz. En azından biz öyle niyet edelim ve bu dileklerle evrene bir mesaj yollamış olalım. İnsanlığın üstündeki umudunu kırmadan her gece bize ay ve yıldızları sunduğu ve her gecenin sabahında güneşi yolladığı, her gün o güneş ile uyanabilmemize imkan tanığı için de ayrıca şükürde olalım.

Evrenin bilgilerine arz olur efendim.

Saygılarımla.

]]>
Sun, 22 Aug 2021 14:51:06 +0300 siirsel__sanat
Anlatamadım https://edebiyatblog.com/anlatamadim https://edebiyatblog.com/anlatamadim Sun, 22 Aug 2021 14:30:19 +0300 siirsel__sanat Var...(2) https://edebiyatblog.com/var2 https://edebiyatblog.com/var2 Sat, 21 Aug 2021 21:49:28 +0300 siirsel__sanat Var...(1) https://edebiyatblog.com/var1 https://edebiyatblog.com/var1 Sat, 21 Aug 2021 21:46:57 +0300 siirsel__sanat Seher... https://edebiyatblog.com/seher https://edebiyatblog.com/seher Gecelere atfetmiştim oysa seni,

Seher vakti ile örttüm  sevgimi.

Güneşi  doğdurmadım

Gözyaşımın üstüne,

Sıktım şakaklarımla

Hep  dişimi.

]]>
Sat, 21 Aug 2021 20:46:48 +0300 siirsel__sanat
Sükun https://edebiyatblog.com/sukun https://edebiyatblog.com/sukun Gece eteğini giydi yine

İnsanlığın üzerine,

Ben, Vav olur sükuna varırım

Sebebiyle,

Elif gibi dimdik oldum hep

Beşerden gelene,

Demlendim Mevlana semaverinde.

]]>
Sat, 21 Aug 2021 02:48:13 +0300 siirsel__sanat
Benden... https://edebiyatblog.com/benden https://edebiyatblog.com/benden Dağlarda gelin çiçeği biter,

Bülbül gülünü sorar benden.

Koyun çobanını güder,

Dünya düzenini sorar benden.

Sen, isyanımın sazı kara yazımsın,

Kanı donmuş yüreğimin

Tek yakanısın,

Sen, şakaklarımın beyazısın,

Çektiğim işkencelerin celladısın.

Kilit vurduğum dilim çözdüm,

Anam senin sorar benden.

Yedikat elleri kendine yar bildin,

Gövdem yüreğimi sorar benden.

Sen, kırık sazımın bestesi gibiydin,

Çayırlarda utanarak sevdiğim.

Ağlamadan döktüğüm yaşlarım,

Sen, şu suskun hayatımdaki

Çığlık gibiydin...

]]>
Fri, 20 Aug 2021 23:28:53 +0300 siirsel__sanat
Evren’e Arz&ı Hal...Bölüm:2 https://edebiyatblog.com/evrene-arz-i-halbolum2 https://edebiyatblog.com/evrene-arz-i-halbolum2 Kendi karanlığına alışıktır insanoğlu,

Oluşturduğu karanlıktaki

Münzevi karantinasına da,

Kendi korkularıyla savaşmakta

En usta savaşçıdır.

Cebelleştiği şu sahte Dünyada.

Kabul edemediği de yine kendisidir,

Gözlerine bakamadığı aynada.

Cezalandırdığı kalbine,

Sürekli vurup durur pranga.

Işıktan ölesiye korkar,

Kendi içindeki o pırıltıdan.

Küçük umutlar projesi olarak,

Dondurur sonsuza dek hayallerini.

Böylece sindiremez,

Diğer parıldayanları,

Püskürtür tüm benliği ile.

Nice zaman sonra,

Hatırlar bir şarkıyla,

ya da sebepsizce,

Hatırlatır çünkü Evren,

Onun görevi budur,

Kime, ne düşündüyse insanoğlu,

Aslında hep hatırladı

Evren bumerangı yüzünden.

Bunu anlayan zat alim,

Anlatan, alimlerin ilmiydi.

Dinleyen, duymak isteyendi.

Duyanlar, merhamet edenlerdi,

Merhamet ise yaradılanı, yaradandan ötürü sevmekti.

Zaten tek mesele hep

Sevebilmekle ilgiliydi...

  

Evren’e Arz olur efenim

]]>
Wed, 18 Aug 2021 12:48:52 +0300 siirsel__sanat
Evren’e Arz&ı Hal... Bölüm:1 https://edebiyatblog.com/evrene-arz-i-hal-bolum1 https://edebiyatblog.com/evrene-arz-i-hal-bolum1 İlk önce şükür ettim yeni gelen güne,

Aldım kalemimi derin bi iç çekip,

Cümleleri o buldu ahenk ile dans eder gibi,

Ben değilmişim de yazan şenmişsin gibi...

Eskiden yoktu hiç bir şey,

Hiçliğin içinde yoktu,

sıkılmak denen şey,

Kış gelince geceleri,

Bozacı sokağımızdan geçmezse tek üzüntümüz “o” olurdu.

Komşumda pişenin,mahalledeki

Tüm çocuklara düştüğü çağlarda,

Burnumuzun direği yerine,

Sızlayan tek yerimiz,koşarken Düşünce sıyrılan dizlerimiz olurdu.

Gökkubbeyi hep mavi,

Evleri hep tek katlı çizerdik.

Eskiden hiç bir şey yoktu,

Vurdulu kırdılı,Diziler yoktu mesela.

Hababam sınıfı vardı,

Adile Teyze vardı,bakışları bile

Ne çok şey anlatırdı...

Konuşurken gözlerinizin tam içine bakarlardı,

O çağlar geride kalırken,

Hiç konuşmayan,

İletişim kuramayan

Nesillere geçiş yapıldı...

Teknoloji ilerledi yıllar sonra,

Epey de yol aldı doğrusu,

Yinede virüslere çare bulunamadı,

Uzayı keşfeden insanoğlunun,

Bencilliğine ise yedi cihanda çare

Bulunamadı,

Böylece İnsanlar yalnızlaştıkça,

Şiddetin denizinde boğuldu,

Kendinden olmayanı itekleyip,

Sırf canı istedi diye boğdu...

Ama Evren biliyor musun?

Umut iyiliğin anahtarı oldu,

Bir çok insan tam şu anda,

Sana mesaj yollar oldu,

İyilik ışığımız olunca umudumuza,

İnanç denizlerimiz duayla,

Dualarımız inançlarımızla buluştu...

Ve Evren !

Bu da sana buradan yolladığım bir başka

Arz-u halim oldu...

]]>
Wed, 18 Aug 2021 12:22:07 +0300 siirsel__sanat
ARŞ https://edebiyatblog.com/ars-427 https://edebiyatblog.com/ars-427 Sığınağındasın arş’ın

Güvenli limanında.

Kaç kusursuz hayat var ?

Sıçradığın uykunda.

Kimleri buluşturursun ?

Seherde ettiğin dualarında.

Canhıraş kaçışın,

Benden mi sebep ?

Lâl idi dilim, lakin söyledim.

Her zerremi tarumar eyledim.

Görer iken gözümü, âmâ eyledim.

Ben sana sensedim,

Sen Dünya’mı birsam eyledin...

]]>
Wed, 18 Aug 2021 00:49:25 +0300 siirsel__sanat