EdebiyatBlog & Online Blog Makale Kurgu Yaz Oku & Zenasra https://edebiyatblog.com/rss/author/zenasra EdebiyatBlog & Online Blog Makale Kurgu Yaz Oku & Zenasra tr-TR © 2021 | EdebiyatBlog® | Tüm Hakları Saklıdır. EKSİK https://edebiyatblog.com/eksik-3085 https://edebiyatblog.com/eksik-3085 Sessizce çıkıp gideceğim bu alemden

Belki bir gece yarısı, 

belki bir gün ortası

Cebime sığdırdığım hayallerimin gözlerinden öpeceğim son defa

Üstü kalsın dediğim umutlarımı gömeceğim bir gelincik tarlasına

Yetemediğim, yetişemediğim bir sevdanın izleri kalacak saçlarımda

Yarım kalmış bir şiir, 

postalanmamış mektuplar gibi

öyle anlamsız, öyle kimsesiz

Ömrümle satın aldığım ne varsa

Ellerimle yaka yaka

Tutunmak için çırpındığım dalları kıra kıra

Gideceğim,

Riyakârlığın üstüne basa basa...

]]>
Sun, 03 Jul 2022 19:28:40 +0300 Zenasra
YAKAMOZ https://edebiyatblog.com/yakamoz https://edebiyatblog.com/yakamoz Simli örtünü çek üstüne suskun şehrim

Işıltılarını tak yeniden gerdanına

Adım başı hatıra boy veren toprağında

Her köşe başında mavi dumanlar tüter

Yürümeyen bilmez bu yolları, 

Topuklar hissizleşir, 

kalp kemiğe kaynar

Közden saatler dağlanır bileklere

Yanmakla tarif edilir zamanın ihtiyarlığı

Küller savrulurken denize karşı

Bir tek yakamozların malumudur

Görülmedik renklerin muhtevası

]]>
Mon, 20 Jun 2022 21:07:56 +0300 Zenasra
UZAK https://edebiyatblog.com/uzak https://edebiyatblog.com/uzak

Eğreti bir tutulma bizimkisi

Dildeki küfür,

Mürekkebi sızan dolma kalem gibi

Nerden baksan yakışıksızız,

Nereye koysak kendimizi, uygunsuz

Birbirimize bir veda kadar yakınız ancak

Baştan sona bir merhabadan uzak…

 

]]>
Wed, 15 Jun 2022 22:49:00 +0300 Zenasra
KURŞUNİ https://edebiyatblog.com/kursuni https://edebiyatblog.com/kursuni Göğün kurşuni mevsiminde

Birbirine kurulu tuzaktı gözlerimiz

Zaman ayarlı yok edici bir afetti,

Çıplak ayak koştuğumuz felaketimiz.

Şaşaalı bir eceldi avuçlarımıza bırakılan

Arzular, acımasız birer katildir çoğu zaman...

 

Yıllanmış sevinçler meskeninde

Ölümü uyuturken dizlerimiz

Soluksuz bıraktık tek heceyi

Sırrı yitik aynamıza yansıdı suretimiz

Başlarımız öne eğikti  

Silik varlığımız koptu sayfalardan

Yabancılaşmak, en tesirli zehirdir her zaman...

]]>
Sun, 12 Jun 2022 22:40:18 +0300 Zenasra
MASAL https://edebiyatblog.com/masal https://edebiyatblog.com/masal Düş kaçıran dizelerin müjdesiydin bana

Heybesindeki çalıntı masallara

İnandım öyle alabildiğine

Bozkırlardan ummanlara kaydı aklımın ekseni

Seni buldum deniz kabuklarının uğultusunda

Sedefli tutkulara dönerken soluğun

Sahi,

Kaç dakikaya sığmıştır yüzünün keşfi?

İzlemek, kavramak her ayrıntını...

Kaç saniyede sever insan birini?

Korkarak, bir o kadar da gözünü karartarak...

Hangi salise sen düşüncesinden alıkoyabilir içimdeki bu durak bilmez treni?

Ya da boş ver

Düşünülmemeli bunlar...

Günün güneşten önce doğması gibi

Akıl aşındırıyor bazı sorular...

]]>
Sun, 22 May 2022 21:12:09 +0300 Zenasra
HÜZÜN DEVRİMİ https://edebiyatblog.com/huzun-devrimi https://edebiyatblog.com/huzun-devrimi Hüzün devrimine teslim yüreğim

Yorgun hislerim iltica etti göğüs kafesinden

Sürgün edildi direnen son gülüşüm

Sınırları zorlayan öfkemle baş başayım şimdi.

 

İntihara meyilli o cümle, az evvel boşluğa bıraktı kendini

Geçmişin rüzgârında süzülüp bugünün sert zeminine çakıldı

Görmezden gelmek, yangını üfleyerek söndürmekle hemhalken

Konuşmak, dilimin matemine saygısızlık şimdi.

]]>
Thu, 19 May 2022 21:57:06 +0300 Zenasra
YADİGÂR https://edebiyatblog.com/yadigar https://edebiyatblog.com/yadigar Uygunsuz vakitlerde sevdim seni

Çizgilerim, bir sen karalamış yüzüme

Aynadaki suretim, kırık yadigârı hesapsızlığımın

dünden ırak bugüne yabancı her parçam

Çaldığı kapılardan dönen toyluğum

bomboş odalarda yaktı yeminlerin ucunu

Dilsiz acılar döküyorum kağıda

suskun yaralar dağlandıkça

Kulağıma fısıldanıyor yeni adım

Yanık bir can kokusu sızıyor ciğerime

O lahza avuçlarımdan taşıyor mağlubiyetim

İçime birikiyor tüm sonralar

Bir karanlık ki boğuluyor yarınlarım

Bundandır sessizliğim

Bundandır hayat yokuşunda tıkanışlarım

]]>
Tue, 17 May 2022 21:35:45 +0300 Zenasra
MAVİ https://edebiyatblog.com/mavi https://edebiyatblog.com/mavi Şehrinize uğurladım sizi bu gece

Ben yine alnım ak geçtim vefa semtinden

Yüzüme kapatılan kapılarınıza çiçekler bıraktım

Sizler uyurken.

Ördüğünüz kalın duvarlara deniz manzaraları çizdim.

Çünkü maviydi benim içim

Sonsuzluk gibi, 

dupduru bir mavi

Tuttuğum nefesleri tek seferde verebilseydim

Işıklı çehrelerinizin mumları sönerdi bir bir

Zira karanlıktınız siz,

kör bir kuyu kadar karanlık

İşitebilseydiniz

Bir bunu bilin isterdim...

]]>
Mon, 16 May 2022 18:58:07 +0300 Zenasra
KARA KAPLI DEFTER https://edebiyatblog.com/kara-kapli-defter https://edebiyatblog.com/kara-kapli-defter Zamanın gümüş tellerinde kuruttum yeşil ruhumu

Ölüm döşeğinde bir kelebeğin kanatlarından döküldüm pul pul

Ay gizlenmişti göğün koynunda

Hayali zaferler aydınlatmaktaydı karanlığı

Savrulup karıştığım topraktan

Bir servinin gövdesine tutundum uğursuz saatlerde

Boydan çekilmiş acılar asılıydı dallarında

Yakından baktım

Tanıdıktı hepsinin eşkali...

Ölü bir lisanın son sözleri döküldü dilimden

Yaklaşan tufanın ayak sesleri böldü çiçeklerin güz uykusunu

Sustum

Bir bulut geçti sonra

Kara kaplı defterden eksildi bir sayfa daha

]]>
Sun, 15 May 2022 22:49:09 +0300 Zenasra
ÇUHA ÇİÇEĞİ https://edebiyatblog.com/cuha-cicegi https://edebiyatblog.com/cuha-cicegi Ufak tefek çuha çiçeğim

Sarılıp uyuduğum eksik yanım

Solumdaki boş odacıklarda durur ayak seslerin

Ciğerlerimin yatılı misafiridir kokun

Sen çuha çiçeğim,

Hoyrat iklimin görkemlisi

Güzelliğin sabrından mıydı, söylesene?

Pencere kenarından, biraz sudan başka şey istemezken

Kırmışsam dalını, dağıtmışsam toprağını

Hak ettim bu insafsız çileyi

Karanlığımdan çek kurtar kendini

Bir yanı nasırlıdır bedeniyle kavgalı ruhumun

Zarafeti kısıtlı dikenli kalbimin

Narin yaprakların, aydınlık elleri öpsün dilerim

Güz bitimim, ufacık tefecik kış cengâverim

Hayalini kendime saklayıp selamete uğurluyorum seni

Hoşça kal güzel çiçeğim…

]]>
Sat, 14 May 2022 22:24:18 +0300 Zenasra
YOLCULUK https://edebiyatblog.com/yolculuk-2476 https://edebiyatblog.com/yolculuk-2476 Ayna karşısında dip boyası gelen saçlarındaki yoğun akları fark eden Müjde, dehşetle irkildi. Tüm tüylerini diken diken eden bu görüntü kendisine ait olabilir miydi? Aynaya bakmayalı sanki yıl mı geçmişti? Kabullenemediği bu durumdan kurtulmak için derhal kuaföre gitmeyi düşündü. Ancak o olaylı boşanma sürecinden sonra, birkaç kez tatil için geldiği bu şehre yerleşeli iki hafta gibi bir süre geçmişti. Nereye, kime gidecekti? Bildiğini sandığı şehir ona yabancıydı, o ise şehrin misafirinden öteye geçememişti henüz. Tıpkı çok iyi tanıdığını sandığı kocası, çevresindeki dostları ve hatta çocukları gibi, bu tatlı sahil şehri de ona tepeden bakan ucube bir beton yığını oluvermişti o dakika... 

 Sırf sessizlik işkencesinden kurtulmak için televizyon kumandasına uzandı. Gözü, telefonundayken, kulağına dolan sesle bakışları televizyona kaydı. 

"Ünlü işadamı Selim Arslan'la aşk yaşayan manken Özge Olcay'dan çok özel açıklamalar... Az sonra..."

O iki ismi duyduğu an elleri, dizleri çözüldü birdenbire. Bir zamanlar en yakını saydığı, çocuklarının babası olan Selim ve kızı yaşındaki sevgilisinden bahsediyordu bu magazin haberi. Ülkede bunlardan başka haber mi kalmadı diye düşündü bir an. Ancak boşanmadan evvel kendisinin de aynı haberlere konu olduğunu, cemiyet hayatında zarafet timsali sayılıp dergilere verdiği röportajları, boy boy fotoğraflarını anımsadı. Dopdolu sandığı bomboş günlerin kendisinden neler götürdüğüyse şimdilerde kendini belli eder olmuştu. Televizyonda röportajı verilen kızı dinlerken, gençliğini ve o şaşaalı günleri özlediğini hissetti. Alışkanlıklar kolay terk edilebilir duygular değildi. O da yıllarca bu iki yüzlü hayata alışmıştı. Mükemmel aile portresi çizerken içindeki mutsuzlukları, acıları ve yok sayılışları süslü aldatmacalarla bastırmayı öğrenmişti. Başka türlüsünü de bilmiyordu. Dolgun bir nafakayla kapı dışarı edilişi sonrası ilk kez varlık amacını sorguluyor ve her şeyi en baştan öğreniyordu. Bir başına bu yaralarla nasıl baş edilirdi ki?

Kırk beş yıllık hayatının en ağır sınavını verip kurtulduğunu düşünürken, yüzleşmelerinin bitmeyişine içten içe küfredip bir sigara yaktı. Derin bir nefes çekti, gözleri boşluğa dalarken... Böylece geçen üç beş saniyenin ardından derin bir uykudan uyanmış gibi başını kaldırıp odayı süzmeye başladı. Ben neredeyim dercesine korkulu ve yabancı gözlerle baktı eşyalara, duvarlara. Gözpınarlarından sızan yaşlar sağanağa dönüştüğü anda, koşarak dışarı çıktı.

Evin bahçesindeki havuzun başında buldu kendini. Göğüs kafesinde büyüyenler, her nefeste kalbini ve ciğerlerini sıkıştırıyordu. Tükendiğini hissetti. Olduğu yere yığılırcasına oturdu. Ayaklarını saran su, gözlerinden akanların aksine buz gibi soğuktu. Başını öne eğip suya yansıyan suretini, hıçkırıklarla sarsılan bedenini izledi. İçindeki ateş, tüm ruhunu tutuşturduğu anda kurtuluş yolu ararcasına havuzun derinliklerine bıraktı bedenini.

 Hareketsizce dibe süzülürken gözlerinin önünden binlerce sahne geçti... Görmezden geldiği, üstünü örttüğü ne varsa en önce onlar firar zihninin mezarlığından. Arkadaşlarıyla görüşmesinin kısıtlanmasından başlayan film, doğum sancılarıyla kıvranırken, eşinin başka kollarda olduğu ve iş gezisi yalanıyla hastaneye dahi gelmeye gerek görmediği gerçeğine kadar uzandı. Ne yiyeceğinden, ne giyeceğine, nerede kimle görüşeceğinden, ne konuşacağına kadar eşi ve onun ailesi tarafından karar veriliyordu. Hatta gerçek ismi olan Hatice bile kayınvalidesi tarafından demode bulunarak Müjde olarak değiştirilmemiş miydi? Nefessizlik ciğerlerini yakarken önceleri karşı çıkmadan uyguladığı her direktifin benliğini kuşatan ipler olduğunun farkına vardı. Gönüllü bir kuklaya dönüşmüş, olmadığı biri gibi yaşamaya mahkum etmişti kendini. Ne ağır bir bedel ödemişti böyle! 

Bedenindeki son güçle yüzmeye başladı ve başını sudan çıkarıp ciğerlerini havayla buluşturdu yeniden. Bitkin şekilde öksürerek havuzdan çıktı. Bir müddet oturarak nefesini düzenlemeye çalıştı. Sakinleştiğinde arkasına dönüp lüks hapishanesini izledi boş gözlerle. Yerinden kalkıp sarsak adımlarla içeriye doğru ilerledi. 

Islak kıyafetleriyle titremesine aldırmadan ayna karşısında yeniden kendini incelemeye başladı. Bu kez derin derin baktı her ayrıntısına... saçlarındaki aklar değildi bu defa kabullenemediği şey. Düşündü, onca zaman Selim Arslan'ın karısı olmaktan başka hiçbir vasfı olmamıştı. Evlilikle kazandıkları, boşanmayla uçup gitmiş havası sönmüş bir balon gibi inişe geçmişti hayatı. Hak etmediğini düşündüğü bu savruluşa kendisinin izin verdiğini biliyordu artık. Kendine acıyamıyordu bile... Sudan çıkmış balık kadar sona yakın, yeni doğmuş bebek kadar hayatın başında hissediyordu. Bu ikilem, ruhunun derinliklerinde kötümserlik ve ümitvarlığın meydan savaşına dönüşüyordu her an. Hangi tarafın galip geleceğini bilemiyordu. Düğümlenen düşüncelerini çözmeye zorladığı zihninde aradığını bulmuş gibi duruşunu dikleştirdi bir an. Aynı anda acı bir tebessüm yayıldı dudaklarına. Gözlerinden keskin bir ışıltı geçti. "Bu hikaye, başladığı yerde bitmeli" dedi kendi kendine. Kararını vermişti. Üstündeki ıslak kıyafetlerden kurtulup telefonu eline aldı. Bir otobüs firmasının numarasını çevirdi. Konuştuğu firma personeline Çanakkale'ye giden ilk otobüste yer ayırtmak istediğini söyledi. Personel, yolcunun isim ve soyismini sorduğunda başı dik şekilde iki sözcük döküldü dilinden, "Hatice Varol." 

]]>
Fri, 13 May 2022 21:52:03 +0300 Zenasra
ÇERÇEVE https://edebiyatblog.com/cerceve-2447 https://edebiyatblog.com/cerceve-2447 Bir bacağı kısa masa üstünde

Pespaye bir çerçeveye konulmuştu

Siyah beyaz duyguları

Bakıp geçeni çoktu

Fazla kaçmıştı belki siyahın korku tonu

Griye yer yoktu

Beyaz üstüne beyazla çizilmişti

yumrukları sıkılı şefkati

Müphem bir fırça darbesiydi

Belli belirsiz fısıldıyordu sanki

Gitme der gibi

Dikiş tutmaz yaralarım var diye haykırıyordu belki

dudağın kenarına bırakılan öpücük gibi

Taşkınlıkları yurt edinmemişti hiç hevesi

Derin suskunlukları

Birleşmeyen parçaları vardı hep

Kırık kalbin pareleri,

Kanadı yanık pervane gibi...

]]>
Thu, 12 May 2022 12:10:11 +0300 Zenasra