Sanatın Sonsuzluğu ve İnsanoğlunun Hatayı Anlama Güçsüzlüğü

Söylenecek tüm sözcükler söylenmişti,
Yazılacak tek bir kelime dahi kalmamıştı.
Son fırça darbesini vurmuştu ressamlar tuvallerine ve edebiyen küstüler renklerine.
Oysa sanatın sonsuzluğuna inandırmıştı kendini Hipporaktes beni.
Baharlar tükenmiş, çicekler açmamış, cemre suya düşmüyordu.
Yaşam, ağızda kalan mayhoş bir sızıdan ibaretti.
Elinin deydirdiği her şeyi soldurmuştu insanoğlu,
Utanmadan çamur atar, yüzsüzce balçıkla sıvardı.
Ve ancak kirden görülmeyecek hale geldiğinde anlardı hatasını
Geri dönüşü olmayana denk dinlemez, kininden geriye döner
Bağırır, çağırır, çırpınır, ama asla dinlemez
Kulağını kapatıp kendi bildiğinden şaşmaz,
Koca burnunu gökyüzüne dek uzatırdı.
Ve burnu öylesine dek büyüdü ki bedenine kapladı.
Ay'a doğru yükseldi ve gitti.
Ancak o günden sonra ay, bir daha hiç görülmedi.
Tepkiniz nedir?






