Yazının Hükmü
Yazılarımı okuyun ve okudukça benim ütopyama girin.
Yazı ne güçlü bir şey değil mi? İnsanın düşüncesine hükmediyor hayallerine şekil veriyor. Şimdi size beyaz karların üzerinize yağdığı bir yer yazıyorum.
" Karların tüm pislikleri örtercesine yağdığı bir gece vaktininde adımlarınızın sesleri bir ahengi oluşturduğu o an saçlarınızı örten bereyi çıkarıp atmak istiyorsunuz, yapıyorsunuz da. Kollarınıza iki yana açıp gülerek etrafınızda döndüğünüz o an birşey fark ediyorsunuz. Yalnız değilsiniz.! Sizinle birlikte bir çok insanın aynı şeyi yaptığını görüyor ve hayran kalıyorsunuz bu manzaraya sonra ansızın bir şarkı ve hep bir ağızdan söylenen o şarkı... Ve o şarkıyı bölen bir ateş, karların ateşi söndüremediği bir alev, alevlerin yaktığı o insanlar, yakılan evlerin içinde yanan insanlar, yanan insanların içinde ki çığlıklar, çığlıkların buz kestiği acı, acının haykırdığı çaresizlik!... Ve çaresizliği bölen bir ses, bulutlardan gelen ince ince çiseleyen bir ses. Sesin huzur dolu kokusu ve kokunun yaptığı uyandırıcı his. Rüya. Belki de yaşanmışlık içinde bir giz. Kim bilebilir ki bunu?"
Şimdi soruyorum size ne düşünüyorsunuz? Ne hissettiniz okurken? Hayalleriniz al aşağı oldu mu?
Tepkiniz nedir?