Evliliğin Değişmez Kuralı

Korhan KÜLÇE'den ''Eşler arasında gerçeğin değişmez kuralı'' konulu bir yazı

Eylül 22, 2025 - 23:56
 0
Evliliğin Değişmez Kuralı
Evliliğin Değişmez Kuralı

Eşler arasında gerçeğin değişmez kuralı

Bir kadına en doğru sözü kocası söyler. Çünkü onu gerçekten tanıyan, iyiliğini düşünen ve hayatın her zorluğunda yanında duran tek erkek odur. Koca, karısını dışarıdaki kurtlardan, sahte dostlardan, kirli bakışlardan korur. O olmadan kadın, kalabalığın içinde yalnız bir hedefe dönüşür.

Sadakat, arkadaş masalarında tüketilecek ucuz bir kelime değildir. Sadakat, evliliğin direğidir. Bir kadın, önce kocasına sadık olmak zorundadır. Arkadaşına, komşusuna, sosyal medyaya değil… Sadakat, eşine gösterilir.

Kadın, arkadaşlarıyla birleşip kocasını kötülemeye başlamışsa, orada artık evlilik kalmamıştır. Çünkü yuva dediğin yer, sırların paylaşıldığı yerdir; dışarıya saçılan dedikodu değil. Kadın, özelini kocasına saklamıyor da sosyal medyada beğeni uğruna pazarlıyorsa, artık kocasının kadını değil; kalabalığın oyuncağıdır.

Bir kadının mutluluğu üç-beş “like”ta değil, kocasının bakışında gizlidir. Kocasının ilgisini reddedip, başkalarının ilgisine muhtaçsa, o kadın çoktan yönünü kaybetmiştir. Eğer kadın, kocasıyla gelecek kurmak yerine “özgürlük” nutukları atıyorsa, o özgürlüğü hak etmiştir. Kocası da kapıyı açar, yolunu açar, önünü açar. Çünkü hiçbir erkek, bir kadına zorla koca olmaz.

Unutulmasın: Kadının gönlü yoksa, erkek ne yaparsa yapsın boşunadır. Kocalık, dilenilecek bir görev değildir. Kadın isterse, erkek koca olur. Kadın istemiyorsa, erkeğin çabası beyhudedir. Bir erkek, “izin ver senin kocan olayım” diyorsa, iş işten çoktan geçmiştir. Çünkü gerçek kocalık, erkeğin talebiyle değil, kadının kabulüyle başlar.

Bir kadın erkeğini gerçekten kabul ediyorsa, onunla savaşmaz. Onun yolunu yol, izini iz bilir. Kadın kabul etmiyorsa, ev yuva değil, ring olur. Her gün bir kavga, her gün bir hesaplaşma… Ama unutulmasın: Kadının erkeğini ringe çekmesi, o erkeği değil, kadını bitirir. Çünkü erkek, isterse kapıyı açar çıkar; ama kadın, o yıkıntının içinde kalır.

Evlilik ya sadakatle yürür, ya hiç yürümez. Ortası yoktur. Kadın ya kocasına kadın olur, ya da kalabalığın oyuncaklarından biri. Erkek ya karısına koca olur, ya da yolunu açar.

Gerçek şu: Kocalık dilenilmez, evlilik sürüklenmez, sadakat pazarlık konusu yapılmaz.

Korhan KÜLÇE

Tepkiniz nedir?

Beğen Beğen 0
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevdim Sevdim 0
Eğlenceli Eğlenceli 0
Sinirli Sinirli 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 0
Korhan KÜLÇE Ben; Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı. Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu. Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur. Kitaplarım… Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli. Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler. Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı. Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır. Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın. Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim. Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir; onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir. Ben sustukça onlar konuşur. Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi. Kitaplarım; Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler İlişkiler Hakkında - 1 Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı Sen de Haklısın Korhan KÜLÇE