Güçlü Kadınlar Neden Hep Yalnız Kalırlar?

Korhan KÜLÇE'den ''Güçlü Kadınlar Neden Hep Yalnız Kalırlar?'' konulu bir yazı

Eylül 22, 2025 - 23:00
Eylül 22, 2025 - 23:19
 0
Güçlü Kadınlar Neden Hep Yalnız Kalırlar?
Güçlü Kadınlar Neden Hep Yalnız Kalırlar?

Yalnızlık, bir tül değil, bir kefen gibi sarar onu; boğmaz, ama nefesini keser. En mağrur yürek bile, bir anlık sevgi için ağlar. Bu ağlayış, onun en derin, en sessiz, en kırık ağıtıdır. 

Güçlü kadınlar yalnız kalır; çünkü güçleri, onları hem taçlandırır hem lanetler. Ve bu, onların en hüzünlü kaderidir.

Güçlü kadın olmak, bir lanet gibi ağır gelir. Onlar, kalabalıkların hayran bakışları altında parlar, ama bu parlaklık bir tuzak gibidir. 

Dimdik duruşları, mağrur tavırları, hırslı adımları Hepsi, onları yalnızlığın soğuk kucağına iter. Toplum, onların gücünü över ama korkar; “fazla” der, “kırılmaz” der, “erkeksi” der. Bu sözler, bıçak gibi keser yüreklerini. 

Erkekler, onların gölgesinden uzak durur, çünkü güçlü kadın, evdeki sakin düzeni altüst eder. Onlar, bir yoldaş değil, bir tehdit gibi görülür. Erkek evinde yuva kuracak bir Kadın ister, ringe çıkan ve yumruk sallayan bir Kadın değil.

Ve güçlü kadınlar, erkeklerin evlerinde ikinci bir eril güç istememesi yüzünden yalnızlığa mahkûmdur.

Geceler, onun tek sığınağıdır; yıldızlar, gözyaşlarını toplar, ama bu teselli yetmez. Erkeğin sıcaklığı, yumuşak dokunuşu, yüreğin “anladım” deyişi. Mahrumdur bunlardan, ama güçlüdür.

Güçlü kadın, kendi yolunu çizer, ama bu yol dikenlerle doludur. Her adımda yara alır, her zaferde biraz daha yalnızlaşır. 

Hayatı zaferlerle doludur. Bir, iki, üç, dört. Zaferlerinin sayısını artık kendisi bile zor saymaktadır. Tüm mücadelelerinden zaferle çıkmış, arkasında anılarla ve ayrılıklarla dolu bir dağ bırakmış ama sonunda hep yalnız kalmıştır. Çünkü o güçlü bir Kadındır.

Kalabalıklar, başarılarını alkışlar ama kimse elini uzatmaz. Gece olunca, yıldızlar bile teselli edemez; soğuk yataklarında, bir anlık sevgi için içleri sızlar. İtiraf edemezler, çünkü güç, zayıflığı zincire vurur. Ama o zincirler, ruhlarını sıkar.

Güçlü olmak, onları taçlandırmaz; aksine, bir kefen gibi sarar. Sevgisiz, dokunulmaz, anlaşılmamış bir hayat.

Güçlü kadın olmak, bu acımasız bedeli ödemektir. 

Toplumun gözünde bir kahraman, ama kendi dünyasında yapayalnız bir mahkûm. İşte bu, güçlü kadın olmanın karanlık yüzüdür.

Ve Kış sabahlarının soğuk yatağında tek başına uyanır. Başkaları, kocalarının sıcak kollarında gözlerini açarken, o, yatağının buz gibi boşluğunda sosyal medya sayfalarında isyan eder, haykırır: “Neden ben yine yalnızım?” 

Sonra yatağındaki kedisine sarılır ve hatırlar; o, güçlü bir kadındır. Yalnız kalmaya mahkumdur.

Korhan KÜLÇE

Tepkiniz nedir?

Beğen Beğen 0
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevdim Sevdim 0
Eğlenceli Eğlenceli 0
Sinirli Sinirli 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 0
Korhan KÜLÇE Ben; Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı. Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu. Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur. Kitaplarım… Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli. Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler. Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı. Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır. Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın. Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim. Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir; onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir. Ben sustukça onlar konuşur. Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi. Kitaplarım; Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler İlişkiler Hakkında - 1 Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı Sen de Haklısın Korhan KÜLÇE