Kadının Kalesi

Ekim 16, 2025 - 14:39
 0
Kadının Kalesi

Bir kadının kalbi… Dışarıdan bakıldığında sessiz, gösterişsiz bir yapı gibi durur. Oysa içinde yıllarca örülmüş duvarlar, çocukluk hayallerinden yoğrulmuş tuğlalar, sevgiyle harçlanmış umutlar vardır.

Her kız çocuğu, bilinçli ya da değil, içten içe bir kale kurar kendine. Bir gün o kaleye bir adam gelir, kapıyı çalar. O kapı, güvenin sesine açılır; içeriye sadece sevgiyle gelen alınır.

Bir kocanın ilgisi, sevgisi işte tam da o kalenin duvarlarını koruyan nöbetçiler gibidir. Kadın, o sevginin sıcaklığında büyür; güvenle evini, yüreğini, hayatını inşa eder. İlginin eksildiği her gün, kalenin bir taşı yerinden oynar.

Bir bakarsın duvarın bir köşesi çatlamış, bir bakarsın rüzgar içeri sızıyor artık. Kadın, bu çatlaklardan sızan sessizliği en önce hisseder. Ne kadar güçlü görünürse görünsün, ilgisizliğin yankısı kadının iç dünyasında derin boşluklar yaratır.

Eğer bir kadın, sevdiği adamın ilgisini ve sevgisini kaybettiğini fark ederse, kale yavaş yavaş sarsılmaya başlar. Çünkü o kaleyi yalnızca elleriyle değil, ruhuyla inşa etmiştir. Ve o sevgi, sadece bir beklenti değil, içten gelen bir ihtiyaçtır.

Küçük yaşlardan itibaren evlilik düşleriyle büyütülmüş, eşine hizmet etmeyi kutsal saymış bir kadının dünyasında, bu ilgisizlik bir ihanet kadar acıtır. O, yıllarca “mutlu yuva” masallarına inanmış, her taşın yerini titizlikle yerleştirmiştir. Bir gün o taşlardan biri çekildiğinde, sadece bir duvar değil, tüm hayal yıkılır.

İlgisizlik, sevgisizlik, kadının kalbine sinsice giren bir yabancı gibidir. Ne bağırır ne kapıyı kırar; sessizce, zamanla, yavaş yavaş içeri yerleşir. Kadın fark ettiğinde ise çoktan bir gedik açılmıştır kalede…

Kadın çoğu zaman bu kırılmayı sessizlikle karşılar. Ancak bu sessizlik, kabullenişin değil; içten içe yıkılan bir kalenin yankısıdır. Bazen bir kadının sessizliği, en yüksek çığlıktan daha güçlüdür.

Bir erkeğin bunu fark etmemesi, kalenin tamamen çökmeye başlamasına zemin hazırlar. Çünkü kadının kalbinde açılan gedikler, zamanla büyür; güven yerini şüpheye, sıcaklık yerini soğuk bir mesafeye bırakır.

Ve bazen, bir kadının sessizliği, yıkılan kalenin çığlığıdır.

Son Söz:

Bir kadının kalesini ayakta tutan şey, büyük jestler ya da süslü sözler değildir. Asıl güç, her gün gösterilen küçük ama içten ilgilerdedir. Kadın sevgiyi hissettiğinde duvarlarını yükseltir, ilgiyi kaybettiğinde ise sessizce çatlamaya başlar.

Yazan
Korhan KÜLÇE
www.korhankulce.com

Tepkiniz nedir?

Beğen Beğen 0
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevdim Sevdim 0
Eğlenceli Eğlenceli 0
Sinirli Sinirli 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 0
Korhan KÜLÇE Ben; Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı. Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu. Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur. Kitaplarım… Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli. Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler. Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı. Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır. Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın. Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim. Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir; onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir. Ben sustukça onlar konuşur. Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi. Kitaplarım; Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler İlişkiler Hakkında - 1 Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı Sen de Haklısın Korhan KÜLÇE