Bir Daha Gelmeyecek Olan Kadına

Kasım 7, 2025 - 15:24
 0
Bir Daha Gelmeyecek Olan Kadına

Zamana yenilmiş…
Artık bir fotoğraf kadar sessiz o kadın.
Ne sesi var rüzgârda,
ne izi kaldı günlerin içinde.
Bir vakit gülüşüyle sabahı uyandıran,
bakışıyla akşamı susturan o kadın,
şimdi yok.

Kim bilir nereye gitti?
Belki bir rüyanın içine saklandı,
belki bir şehrin unutulmuş sokağında kaldı adı.
Ne adresi belli, ne dönüşü.
Bazı insanlar giderken
bütün yolları da beraberinde götürür.

Bir fotoğraf kaldı geriye.
Solgun, sessiz, ama canlı gibi.
Gözlerinde hâlâ bir şey var,
sanki az sonra konuşacakmış gibi.
Oysa bilirim, artık dönmeyecek.

Her gün o fotoğrafa bakıyorum.
Her gece,
o kadının özlemiyle uyuyorum.
Bir bakışına sığınıp
bir sessizliğe düşüyorum.
Fotoğrafın camına her dokunduğumda,
zamanın buz gibi yüzünü hissediyorum.

Rüzgâr estiğinde perde kımıldıyor,
ve ben bir an,
geri dönecek sanıyorum.
Ama sonra fark ediyorum,
bazı yokluklar,
dönüşsüzdür.

Zaman onu benden aldı,
ama kalbimin bir yerinde hâlâ nefes alıyor gibi.
Gözlerini kapattığımda,
sanki uzaktan fısıldıyor:
“Ben buradayım, ama artık başka bir zamandayım.”

Ve ben, o sesi duyar gibi olup
hiçbir şey söyleyemiyorum.
Sadece bekliyorum,
olmayan bir sabahı,
gelmeyecek bir adımı.

Belki bir gün,
fotoğraftaki o bakış da solacak.
Ama bilirim,
onun yokluğu hep aynı kalacak:
Ne eksilecek,
ne alışılacak.

Her gün o fotoğrafa bakıyorum,
her gece onunla konuşuyorum içimden.
Zaman geçiyor, ama o geçmiyor.
Çünkü bazı insanlar gitmez aslında,
biz sadece ulaşamayacağımız bir uzaklığa düşeriz.

Bir daha gelmeyecek…
Ama ben,
yine de her sabah penceremi ona açıyorum.

Yazan
Korhan KÜLÇE 
03/11/2025
08:15

Tepkiniz nedir?

Beğen Beğen 0
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevdim Sevdim 0
Eğlenceli Eğlenceli 0
Sinirli Sinirli 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 0
Korhan KÜLÇE Ben; Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı. Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu. Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur. Kitaplarım… Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli. Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler. Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı. Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır. Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın. Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim. Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir; onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir. Ben sustukça onlar konuşur. Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi. Kitaplarım; Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler İlişkiler Hakkında - 1 Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı Sen de Haklısın Korhan KÜLÇE