Ca'Pera

Aralık 14, 2021 - 16:04
 0

1. Pera (Kısım #2)

Muavinin sesiyle açtım gözlerimi. Müzik ile birlikte otobüs de durmuştu. Aslında müzik durmamıştı kulaklıklarım çıkmıştı. Muavinin seslendiği kişinin ben olduğumu anladığımda boş ve mahrur bir şekilde ona bakıyordum. 

"Otogardayız hanımefendi. Pera'nın yakınlarından geçen otobüs yarım saat sonra gelecek." 

Birlikte otobüsü terk ettiğimiz adam bana bavullarımı vermiş sonra da gitmişti. Daha küçük olan çanta valizi bavulun üzerine yerleştirip ikisinin kulunu aynı anda tuttum. Cebimdeki telefonu gözlerimin önüne kaldırdım. Bir yandan da otogar çıkışına yürüyordum. 

"Merhaba Akif amca," Karşıdaki adam telefonu açtığında neşeyle şakıdım. Yeni ev sahibimdi ve ben ev sahiplerimin beni sevmesini isterdim. Sonuçta evin sahibi onlardı ve ben bilmediğim bir yerde bir anda ortada kalmak istemezdim. 

"Merhaba kızım, ne yaptın? İndin mi?" 

"İndim Akif amca, indim. Otobüs geçiyormuş burdan ona binip geleceğim." 

"Aman kızım dikkat et." 

"Mutlaka Akif amca." 

Birkaç daha nasihat sıralayan adamı gülerek dinledim. Onun da benim yaşımda kızı vardı ve beni de kızı gibi görmüştü. Yüz yüze görüşmeden birçok kez telefonlaşmıştık Akif amcayla. Sesimden huzur akıyormuş. Bana fazlasıyla komik gelse de o bunu söylemişti. Eşiyle birlikte bana evi hazırlamışlardı. Önden yollarsam ev eşyalarını da yerleştireceklerini söylemişlerdi. Bana çok iyilikleri ve yardımları dokunmuştu. 

Bana evinin yolunu tarif edip kapattı. Otogarın karşısındaki duraklarda beklemeye başladım. İhsan'ı da aramaya karar verip rehbere girdim. 

"Ne yaptın? İndin mi? İyi misin? Yorgun-" 

"İhsan, İhsan." Hızlı hızlı konuşan adamı kestiğim de derin bir nefes aldık beraber. "Harikayım. Akif amcayla haberleştik şimdi. Dolmuşa binip Pera'ya geçeceğim. Endişelenme lütfen, iyiyim gerçekten." 

"Aklım hep sende kalacak." Bu söylem anlamadığım bir şekilde beni gererken iyi olduğuma ikna olana kadar konuşmuştuk. Bana neler yapacağından bahsedip sık sık aramamı istemişti. Ona arayacağım söylerken hala gergindim. Nedeni neydi bu gerginliğin bilmiyorum ama yorgun olduğuma karar verdim. 

Biz telefonu kapattıktan on beş dakika kadar sonra önündeki kartta PERA yazan bir dolmuşa bindim. Genç bir çocuk bavullarıma yardım ettiğinde ona gülümseyerek teşekkür ettim. Yerleştiğimden emin olduğumda şoföre döndüm. 

"Beni Pera'daki büyük fırının önünde indirebilir misiniz?" 

Kafa sallayarak beni onaylayan adama parayı uzatıp bir koltuğa attım kendimi. Ne zaman varacağımızı bilmediğim için kulaklığımı takmadan yolları seyre daldım. 

"Pera, büyük fırın." 

Gideceğim yere varınca adamın sesiyle irkildim. Dolmuşta o ve benden başka kimse kalmamıştı. İri kahverengi gözleri dikiz aynasından bana yanıyordu. Mırıltı ile teşekkür ederek bavulları zorluğuyla indiğim dolmuş bir dakika sonra uzaklaşarak gözden kayboldu. 

Büyük fırının önünde öylece duruyorken derin bir nefes aldım. Kuş gibi hafif hissediyordum. İçim fazlasıyla ferahtı ve bu ferahlık bana zehir olmasın istedim. Akif amcanın tarifine birebir uyarak bir sokağın sonunda kalan, sokağı çıkmaz sokak yapan evin önüne geldim. Çatılı, tek katlı, mavi bir binaydı. Ufak bir bahçesi vardı yan tarafında. Bahçeye de yine ufak bir masa ve iki sandalye atılmıştı. Ev, ve çevresi fazlasıyla şirin görünüyordu. 

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

thegirlhasnonick Çok taze yazar