Cevapsız Sancı
şimdilerde unutulmuş bir melodi gibi zaman
geçmişte hatıra gelecekte beklenti kalmamış
yarına ertelediğimiz her kelime homurduyor defterimde
hep üç nokta yarım bıraktığın sözlerin sonu
deviremiyorum
bitiremiyorum
uzatamıyorum,eksiltemiyorum
eksiliyorum çünkü
kendini çoğalttığı yerden eksilir zaten insan
kalemimi kül rengi hatıralara buladın
hatrına yalnızlık içerir cümlelerim
kopmayan iplerle bağladın ruhumu yalnızlığa
halbuki ben hayatım boyunca kaçtım çoğalmış yüzlerden
fazlalıktan...
bu denli kaçıyorken kalabalıklardan
bütün kalabalığım olmana razıydım
duvarlarım sayende kurşungeçirmez
bir uçurum gibi biteviye aramıza aktı mesafeler
maket oyuncaklara dönüşmeye başladı hayat
gece senden hallice taşlarını yükledi sırtıma
artık sessizim
aslında ben uzun zamandır sessizim
yürümeyi unutan ayaklarıma koşmayı öğretmeye çalışmıyorum
bağırmıyor ruhum ihtilallere
kanımın kırmızısı çoktan çekilmiş
boşa akan bir su gibiyim
kendimden yudum yudum eksiliyorum
anlamını unutmadığım tek kelime susmak
sessizliğim detone oluyor artık
kalbimin gürültüsünden bir şarkı tasarladım
dudaklarımda yüksek frekanslı bir deprem oldu
kovalarken bedenim ellerini
mutluluktan tasarruf etti günlerim
sisli bir zaman dilimiyiz artık gözümde
bana yavaş giden gemide yarım kalan bir sohbetin acısını bıraktın
acaba hangi cebinde saklıyorsun benden sakındığın ellerini ?
nasıl da marifet sanıyorsun yanılgılarını
hainsin...
geceyi saçlarına çaldın
güneşim alnından vuruldu
kalbimi yere düşürdün
eğilip almadım
eskisi kadar acımadı
bu senin canın değil
sakin değilim artık
gün batarken
biri diğerini boğarken
devam edebilirim kağıttan umutlar katlamaya
devam edebilirim seni hatırlatan kentlere köprüler yapmaya
izler bırakmaya hala...
sen dur öylece
sahte güllere su serp
kandır kendini
uyut bedenini
her sabah uyan cenaze gibi suratlara gülümse
çıkmaz sokaklarda oturan isimleri bağır
yapay taçlar tak kafana
kirli aynaları kucakla
senden kaç
sana rastla
kendi rezil krallığının imparatoru ol
öl gururdan ama devrilme
ıssız tutkulara bastır avuçlarını
bağrına bas yalan saçları
yolcu tenlere dokun
ama bana dokunma
gölgene ateş at
ağla :
"incindim! "diye
boğ kendini izlerde
sonra karala üstünü
at çöpe,bas üstüne
tekrar birleştir izleri
bana fırlat
arkana bakmadan kaç
sonra bak avcuna
say gözyaşlarını
elimde değil dediğin her şeyi avcunun içinde bul sımsıkı
bir kez daha gideme hayatın suyuna
sonra gel yanıma
bizi birbirimize bağlayan nedenler bul bana
rezilce saadetler bul gecelere
ben ellerime ipler bağlayan herkesin ipini birer birer kestim
olmayan ve olmamışla bitmek bilmeyen kavgamı barıştırdım
bir bakış düşledim
tek çırpıda düşürdüm seni gözümden
tarihi geçmiş düşlere ihtiyacım yok
hele ki dalgalı denizlere,yıldızlı göklere hiç tahammüllüm yok
liman arayaşında olacak kadar da korkak değilim
rezilce saadetlerime kendimi kahraman biçerim
kalbimi patlatır
aklıma uyarım
beni tanırsın ki
tutkularımı bir din gibi yaşarım
sen artık din değilsin.
Tepkiniz nedir?