Evimi arıyorum kaç asırdır bilmem
Kaç gecedir susuyorum bilmiyorum
Özlediğim ne, kim unuttum
Zihnimde birkaç hatıranın ayak sesi duyuluyor
Bir defter açıp yazıyorum tüm sesleri ben sağır oluyorum onlar şiir, ben kör oluyorum onlar resim
Hatıralar mısra mısra sonsuz sessizlik içindeyiz
Anılarımız gömüldü bu sayfalara ve sonra defter kendiliğinden kapandı maziye karışmış ruhlar bugünün içinde bir beden bulamıyor
Bazen bir ses duyuyorum ya da öyle zannediyorum
Tanıdık ama uzak
Yanıma bakıyorum bir beden var gerçi o da bazen var bazen yok hayalin bile tutarsız
Sen yanımdasın ama yoksun, hiç yoktun hiç bir zaman olmadın
Madem özlediğim hep sensin yanımdaki kimdi
Özlemi geçirmeyen kavuşma neye yarar
Artık söylenebileceklerin önemi yok çünkü açılabilecek yeniden açılacak bir perde ve bu oyunu oynayabileceğimiz bir sahne kalmadı gerçi artık söylenebilecek ne kaldı
Sahi sözlerin nerede ne zaman susmuşuz biz böyle
Oysaki görülecek hesaplarımız vardı gidilecek yollar vardı ama kapkaranlık her yer
Benim ışığım gözlerindi yanlış olan o yolları bulurdum gözlerindeki ışık nerede
Kaçırma gözlerini benden korkuyorum karanlıklardan, korkuyorum kalan tüm yollardan
Bu ev yıkıcı sarsıntılar altında senin dik durasın yok bense yorgunum
Eskiden ben vardım beni çaldın artık sadece sen varsın
Var olmayan sen ve sana bürünen bir ben
Tekil şahıs olarak devam edeceksek çoğul yaşamanın ne anlamı var
Bu yolda sen olarak devam edemem
İnandığım cesur haykırışların fısıltı oldu sesin hep uzaktan duyulur oldu
Anlamıyorum, okyanuslar kadar büyük olan sevgimin içinde bu kadar çırpınışın acı çekişin neden
Beklentilerin bende mevcut değil ve ben bu yokluğun altında ezilemem
Yolun ve yolum açık olsun
Başka şiirlerin insanıyız, tamamlanamayacak cümlelerin peşinde can çekişmenin lüzumu yok