Geçmişin Yankısı

Ekim 16, 2025 - 21:52
 0
Geçmişin Yankısı

Ve bazen, aşkı bitiren şey bir ihanet değil; geçmişin kalpte yankılanan sesi olurdu. Bir taraf değişmişken, diğer taraf hâlâ aynı noktada duruyorsa… zaman bile bazen iyileştiremezdi.

***Akşamın Eşiğinde;

Güneş batmaya yüz tutmuştu. Perdelerin arasından sızan solgun ışık, salonun içine uzun gölgeler düşürüyordu. Mert, pencerenin önünde ayakta duruyor, ellerini sımsıkı kenetlemişti. Sanki ellerini bıraktığında tüm kelimeler dökülüp yere dağılacak, bir daha toplanamayacaktı.

Zeynep, kanepeye oturmuş, elindeki kahve fincanını sessizce çeviriyordu. Gözleri Mert’in üzerinde ama zihni çok daha gerilerdeydi. O günü unutmak istese de, bazen bir kelime, bazen bir sessizlik, her şeyi yeniden canlandırıyordu.

Mert derin bir nefes aldı. “Zeynep,” dedi titrek bir sesle. “Ben artık o adam değilim, daha iyi bir insan, daha iyi bir eş olmaya çalışıyorum”

Zeynep başını kaldırdı. Bakışlarında ne öfke ne de tam bir sıcaklık vardı; yalnızca yorgunluk… ağır bir yorgunluk. “Biliyorum,” dedi sessizce. “Değiştiğini görüyorum.”

“Görüyorsan neden hep aynı yerden başlıyoruz?” Mert’in sesi, çaresizliğini ele veriyordu. “Ne söylesem, ne yapsam… hep eski günlere çarpıyor. Ben hatalar yaptım, evet. Ama ne kadar uğraşsam da sen o kötü anıları bırakmıyorsun.”

Zeynep kahve fincanını masaya bıraktı. “Çünkü unutmak affetmekten zor,” dedi. “Ben seni affettim belki ama bazı şeyler kalpte yankılanmaya devam ediyor. Ne yaparsam yapayım, o yankıyı susturamıyorum.”

Mert, sessizce başını eğdi. Bir duvar vardı aralarında, görünmez ama kalın. O duvarın ötesinden uzanıyor, ama Zeynep’in parmaklarına hiçbir zaman tam ulaşamıyordu.

***Gecenin Derininde;

Ev sessizdi. Zeynep yatağın kenarına oturmuş, boşluğa bakıyordu. Dışarıdan cılız bir rüzgâr sesi geliyordu; perdeler hafifçe kıpırdıyordu. Mert içeride, kanepenin üzerinde uyumadan dönüp duruyordu.

Zeynep’in zihninde o gece bir kez daha canlandı. Mert’in söylediği o cümleler, yüzüne çarpan kayıtsızlık, ardından gelen uzun sessizlik… “Ben kendime eskiyi hiçbir zaman tamamen unutturamam,” dedi kendi kendine fısıldar gibi. “Bana ne kadar iyi davranırsan davran, o günler kalbimin bir yerine mühürlendi.”

İçinden bir ses “Artık geçmişi bırak” diyordu ama başka bir ses, daha derin ve daha güçlü olanı, “Eğer bırakırsan, sanki yaşadığın her şey yok olacak” diye karşılık veriyordu.

Mert, içeriden sessizce seslendi:
“Zeynep…”

Kadın irkildi ama cevap vermedi. Mert’in sesi bir kez daha yankılandı, bu kez daha yavaş:
“Ben seni kaybetmekten korkuyorum. Hata yaptım ama bu kadar ceza yeter artık. Kaç kez özür diledim, kaç kez kendimi değiştirdim… Ne yapmam gerekiyor?”

Zeynep gözlerini kapattı. Bu sorunun cevabını kendisi de bilmiyordu. Bazen bazı kırıklar, ne kadar yapıştırılsa da çizgileri kalıyordu.

***Sabahın İlk Işığı;

Sabah, gri bir sessizlikle geldi. Mutfakta iki fincan çay vardı ama biri yarım içilmişti. Mert mutfağın kapısında durdu; yorgun ama kararlı bir bakışla.

“Zeynep,” dedi yavaşça. “Ben bu evde her sabah yeniden başlamak için uyanıyorum. Her gün, dün yaptığım hataların gölgesinden çıkmak için. Ama sen hep geçmişi önüme koydukça, ben yeni bir gün kuramıyorum.”

Zeynep sessizdi. Elleri çay bardağının etrafında birleşmişti, sanki sıcaklığı içindeki soğuğu eritmeye çalışıyordu.

“Benden ne istiyorsun?” dedi Mert, sesinde kırılgan bir yalvarış vardı.
“Zaman,” dedi Zeynep. “Ama belki de sadece zaman yetmeyecek. Ben kendi içimde o günleri geride bırakamadıkça, sen ne yaparsan yap hep bir mesafe olacak aramızda.”

Mert başını eğdi. “Ben beklerim,” dedi. “Ama bil ki her bekleyiş, biraz daha eksiltiyor beni.”

Zeynep’in gözleri doldu. Mert’in değiştiğini biliyordu. Çabası samimiydi. Ama kalbinin içinde o günlere ait bir kapı hâlâ aralıktı ve oradan hep soğuk bir rüzgâr esiyordu.

İkisi de gitmedi. Ama tam anlamıyla kalamadılar da. Aralarındaki çizgi sessizdi ama derindi.

Ve bazen, aşkı bitiren şey bir ihanet değil; geçmişin kalpte yankılanan sesi olurdu. Bir taraf değişmişken, diğer taraf hâlâ aynı noktada duruyorsa… zaman bile bazen iyileştiremezdi.

Yazan
Korhan KÜLÇE  
www.korhankulce.com

Tepkiniz nedir?

Beğen Beğen 0
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevdim Sevdim 0
Eğlenceli Eğlenceli 0
Sinirli Sinirli 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 0
Korhan KÜLÇE Ben; Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı. Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu. Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur. Kitaplarım… Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli. Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler. Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı. Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır. Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın. Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim. Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir; onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir. Ben sustukça onlar konuşur. Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi. Kitaplarım; Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler İlişkiler Hakkında - 1 Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı Sen de Haklısın Korhan KÜLÇE