ÜÇ RUH BİR BEDEN
1.
9. Bölüm
Ertesi sabah saat 09.00’da Asia uçaktan indi. Chriss, otoparkta elinde “Asia” yazısı olan kartı tutuyordu. Onu görünce yanına gitti.
Asia: “Bu yaptığına inanamıyorum.”
Chriss: “Rüyalarımda gördüğüm kadını havaalanında karşılamam bana çok normal geliyor.” dedi ve güldü.
Asia: “İstanbul hep böyle sıcak mı?”
Chriss: “Benim de buradaki ilk kışım. Bana da sıcak geliyor.”
Asia: “Beni bir otele götürsen de yerleşsem?”
Chriss: ''Evimin yanında güzel bir otel var. Hadi gidelim, hem kahvaltı da yaparız.”
Asia başıyla onayladı. Otele vardılar, Asia eşyalarını bıraktıktan sonra Matt’in attığı adresin yakınlarındaki bir kahvaltıcıya oturdular.
Chriss: “Türklerin en güzel yanı kahvaltılarıdır.”
Asia: “Bir sene önce tatil için gelmiştim, biliyorum.”
Chriss: “Güzel, o halde ortama yabancı değilsin.”
Asia: “Hayır değilim. Sence gerçekten bağlantılı mı bu olanlar?”
Chriss, Emy ve Emir’le aralarında geçen konuşmaları ona anlattı.
Chriss: “Bence bağlantıdan da fazlası var. Bugün neler öğreneceğiz bilmiyorum ama dikkatli olmamız lazım.”
Asia: “Siz bana kıyasla daha şanslısınız, birbirinizi koruyabilirsiniz.”
Chriss: “Keşke öyle olsa… Bugün Manolya ile tanışacaksın. İşleri hiç kolaylaştırmıyor.”
Asia: “Anladım. Peki diğerleri?”
Chriss: “Emy ve Matt benim arkadaşlarım. Emir, olayları açıklığa kavuşturma derdinde. Zaman gösterecek nasıl biri olduğunu.”
Asia: “Umarım hiçbir şey yoktur, sadece halüsinasyon görmüşüzdür.”
Chriss: “Umarım. Aksi takdirde senin uzakta olman büyük sorun olacak.”
Asia: “Bilemiyorum. Belki de mesafe bizim güvenliğimizdir.”
Kahvaltıdan sonra Chriss, arabada konuşmaya devam etti:
Chriss: “Yanına gideceğimiz kişi Muazzez İlmiye Çığ. Dünyada yaşayan üç Sümerce çevirmeninden biri.”
Asia: “Umarım İngilizce biliyordur.”
Chriss: “Biliyor, merak etme.”
Ofisin önüne geldiklerinde herkes onları bekliyordu. Chriss, Asia’yı diğerleriyle tanıştırdı. İçeride heyecan ve gerginlik hâkimdi. Muazzez Hanım yanlarına gelip selam verdi.
Muazzez Hanım: “Söyleyin bakalım gençler, sizin beni görmeye bu kadar acele etmenizin sebebi nedir?”
Chriss: “Kapıma bir mektup bırakıldı. Sümerce olduğunu öğrendim. Bizim için çevirebilir misiniz?”
Chriss elini uzatırken Muazzez Hanım’ın eline dokundu. Ve bir anda paş parmağının tırnağı sarıya döndü.
Chriss: “Ne yaptınız? Bu… bu nasıl oldu?”
Muazzez Hanım: “Görüyorsun demek. Peki sizler? Siz de görüyor musunuz?”
Herkes başıyla onayladı. Muazzez Hanım mektubu aldı.
Muazzez Hanım: “Bana yarım saat verin.”
Yanlarından ayrıldı. O sırada Manolya’nın nefesi hızlandı, titremeye başladı. Burnu kanıyordu. Emir onu sakinleştirmeye çalışırken kapı açıldı,
O esnada sesleri duyan Muazzez Hanım ve yanında 20'li yaşlarında bir erkek geldi Manolya'nın önünde diz çöktü ve elini avuçlarının içine aldı bir kaç saniye sonra onu oturduğu koltuğa yatırdı ve Rus aksanıyla ''bir kaç dakika sonra kendine gelecek panik atak geçirdi'' dedi.
Muazzez hanım şaşkın bakışlara cevap vermek adına '' Ivan; şifacı dün geldi yanıma elindeki mührü göster'' çocuk elini havaya kaldırdı.
Muazzez Hanım '' bence manolya da duysun olanları sizler kahve içerken bende çeviriyi tamamlayayım tamam mı gençler''
Her kes tek tek tanıştı bir biriyle sıra Chriss geldiğinde
Chriss İvana bakarak elini uzattı Christine reyes İngilizce bir şekilde ''editör ve şair memnun oldum''
İvan Pedortreva doktorum, bende memnun oldum''
Chriss''kaç yaşındasın çok genç görünüyorsun?'' Ivan” evet 24 yaşındayım,''
Chriss'' nasıl oluyor şifa yani nasıl iyileştiriyorsun''
İvan'' acı çeken kişiyle temas ettiğimde benimde vücudumda aynı yerde bir sızı oluyor ve eğer o ağrı ölümcül değilse anlamadığım bir şekilde ona yardım ediyorum”
Manolya yavaş yavaş kendine geliyordu. Uzandığı yerde doğruldu ve İvan ile göz göze geldi. Sakin bir tonda ''teşekkür ederim'' dedi.
İvan da aynı tonda ''rica ederim'' dedi.
Manolya ''Muazzez Hanım çeviriyi yaptı mı?''
Chriss'' henüz değil birazdan gelir'' dedi ortamdaki sessizliği bozan bu defa Muazzez hanım oldu manolyanın iyi olduğunu gördükten sonra: '' evet gençler her kes iyi olduğuna göre hepinizin beni takip etmesini rica ediyorum''
Hepsi birlikte ofisinten dışarı çıktılar bodruma doğru bir kat aşağı indiler ve Muazzez Hanım'ın yardımcısı Kenan kilidi açtı. Önde Muazzez Hanım arkada meraklı gözler ne olduğunu anlamaya çalışyordu.
Işıkları açan Muazzez hanım ''korkmayın ben yaşlı bir kadınım sizlere benden zarar gelmez'' dedi
Elindeki mektubu masaya koyarak ışığını açtı. Masa etrafındaki sandlyeleri işaret ederek “oturun lütfen işimiz biraz uzun süecek” dedi. bir kaç dosya daha aldı eline ve:
''sümerliler tarih üzerinde kadın haklarını dile getiren ve bir yasa haline getiren ilk millettir bununla birlikte sümer kadınlarının savaşçı ve korumacı olmaları hükümdarlarının kadınlarınında devlet üzerinde söz sahibi oldukları bilinir ve bizlere ulaşan mitolojik bilgilerde;
1. İnanna (İştar)
Yeraltına İnişi — İnanna, kendi isteğiyle ölüm diyarına iner. Hiçbir tanrı bu cesareti göstermez. Dönüşünde yeniden doğuşu ve kadın iradesini simgeler. Hem yaşamı hem ölümü temsil eder. Orduların başında savaşır, aynı zamanda aşkın tanrıçasıdır.
2. Ninhursag (Ki / Aruru)
insan bedenindeki her organı iyileştirme ve yaratma gücüne sahiptir. “Yaşam veren ana” olarak tüm varoluşun temelinde yer alır. İnsanları ve tanrıları yaratma kudreti vardır. Bütün canlıların “ana tanrıçası” olarak görülür. Adalet, bereket ve aşkta adalet sağlayıcıdır.
3. Ereshkigal
İnanna’nın Yeraltı’na inişi sırasında onun yargıcı ve karşıtı olur. Karanlık, adalet ve kaçınılmaz sonu temsil eder. Ölüler diyarının tek hâkimidir. Tanrıların bile korktuğu bir otoritesi vardır.
4. Ninlil
Doğayla uyumlu, hayat verici kadın figürü. Enlil ile olan hikâyesi, kadın iradesi ve anneliğin önemi üzerine kuruludur. Rüzgârları ve doğurganlığı kontrol eder.
Muazzez Hanım" ve zamanla yeteneklerini adaletin sağlanması için o gücü yönetecek kadınlara devrettiğine inanılır."
Emir '' bakın ben müslümanım ve bu söyledikleriniz benim bildiklerimle uyuşmuyor''
Muazzez Hanım'' yaratılş kısmı evet ancak Allah bazı insanlara özel yetenekler verir ve onları eğer diğer insanlar için hayra kullanırlarsa cennete girer o insanlae değil mi?''
Emir'' doğru''
Muazzez Hanım'' her birimiz farklı dinlerdeniz ancak unutmayalım ki tüm dinlerin temeli insanlığın güvende ve adil bir şekilde yaşamasını temel alıyor,''
Chriss '' ben Tanrıya inanmam ayrıca söylediğiniz güç bende yok''
Muazzez hanım'' Tanrıya inanmamanız sizin tercihiniz ancak o size ve yapabileceklerinize inanıyor olmalı aksi takdirde burada olmazdınız ''
Asia'' her birimizin kökenleri farklı kadınları korumak için bir araya geldik bunu tahmin etmek güç değil peki mezarlığın konuyla ne ilgisi var neden oraya gidiyoruz?''
Muazzez Hanım üzgün bir tavırla ''O mezarlar sizlerin kaybettiğiniz aileleriniz Koruyucu soyları ailelerin kadınları ile devam eder onlarda sizlerin anneleriniz veya büyükanneleriniz'' biraz durdu ve ''Emir dışında, sen hiç mezarlığa gittin mi?''
Emir'' hayır ''
Muazzez Hanım ''anladım üzgünüm ama sümerlilerde kölelik vardı onlar ailelerine itaat eder ve ölene kadar sadık yaşardı. Zamanla onlara kul sonrada kol dendi her birinizin koruyucu kolları var genelde güçlü kuvvetli erkekler olur.” gömleğini işaret ederek "sağ omzunu aç dedi''
her kes şaşkındı eline bir çakmak aldı ve tenine yavaşça ''s'' şeklinde değdirerek gezdirdi. Emir acı içinde inledi ancak sanki şuan yapılmış gibi bir dövme belirdi.
Manolya öfke ile ''yeter artık bu saçmalığa bir son verin. Siz neyi güzelleştirdiğinizin farkında değilsiniz''
Chrise ''haddini aşma artık'' Manolya'' siz 30'unda 20'sinde kanınızda taşıdığınız şeyi öğrendiniz ama sizi öldürmek için doğduğu günden itibaren eğitilen insanlar var''
nefes alıp ''bizde bizde ne var bir çevirmen bir şifacı dilimizi bilmeyen bi Koreli deli bir İngiliz hayvanlarla konuşan bir Fransız başka neyimiz var ha birde kölemiz''
Chriss ''bir de korkağımız var'' Manolya'' neyle karşılaştığını bilmiyorsun aptal, senin parmağındaki mühür kırmızı oldu. Artık bir araya geldiğimizden haberleri var ve çoluk çocuk hepimizi öldürecekler''
Chriss bağırarak ''KİM ONLARRRR?''
Manolya ''bilmiyorum bildiğim şey annem koruyucuların başıydı senin gibi Türkiye'ye uyuşturucu sokmaya çalışan bir grubun aynı zamanda bombalı saldırı planladığını duydum grubu engellediler ama annem tüm koruyucuların ölümünü izledi en sonda onun ölümünü bana izlettiler gözlerimin önünde canlı canlı işkence yaptılar''
Chriss'' ben mi baş koruyucuyum”
'' Manolya'' O mühür bana geçecekti. Reddettim ama sen her şeyi altüst ettin. Annen gibi burnunu hiç sokmaman gereken şeylere sokuyorsun''
Chriss'' Annem mi? Ne annesi sen tanıyor musun onu? ''
Manolya ''Emy'nin annesi seni evlad edindii ve süpriz oda koldan sadık bir köle ve bunu seni eğiterek kanıtladığı için Emy bugün koruyucu''
Chriss'' sen bunu bile bile bizden sakladın mı gerçekten annem annemi hiç görmedim ve sen bunu bile bile sustun''
Asia ayağa kalkarak '' benim ailem yaşıyor ama onlar da tehlikede mi''
Muazzez Hanım''hayır tehlikede değiller hayatta kalan tek koruyucular onlardı. taki Chriss mezarlığın kapısını tekrrar açana dek hayatta olması sizi uzun süre güvende tuttu''
Manolya ''ben ve ailem baş koruyucunun ödeyeceği tüm bedeli ödedik, bugün burada başlayacak her şeyin dışında kalacağım''
Muazzez Hanım ''taktir sizin ancak bilmeniz gerekir ki annenizin peşine düşenler sizinde etrafınızda gezacekler''
Manolya'' ben bu işlere bulaşmadığım sürece gücümü kullanmadığım sürece dolaşamazlar normal bir hayat yaşayacağım ve çocuklarımı bir saçmalığa kurban etmek için büyütmeyeceğim''
Ayağa kalkıp Emir'in kolundan tuttu ''kalk gidiyoruz''
Emir ''buradan gidersek güvende olacak mıyız gerçekten?''
Muazzez Hanım'' baş koruyucunuz Chriss ölene kadar mezarlığa gidersiniz olanları hissedeersniz ve mühür zamanla beyazlaşır Chriss ölünce de koruyucular sizden sonraki soya aktarılır''
Manolya ''hayır eğer ben bu görevi kabul etmezsem kızım soydan atılıcak ve benden gelecek nesil güvende olacak''
Emir ''peki benim ailem Manolya annem ve kız kardeşim tehlikede değiller değil mi? Muazzez hanım söyler misiniz? mühürlerimiz kötü insanlar tarafından görülebiliyor mu?''
Muazzez Hanım'' evet malesef ve bilmeni isterim babandan geçen soy eğer sen kabul etmezsen kız kardeşinede devredebilir çünkü gençler bu yüzyılda kötülük savaşlarla değil inançlarla ve adice katliamlarla yapılıyor''
Manolya'' ben sizi korurum Emir lütfen gidelim''
Emir '' kız kardeşim çok hassas sende biliyorsun onu kaybetmektense her şeyi yaparım ben kalıyorum''
Manolya ayağa kalktı ve çakmağı eline alarak bileğini açtı Emir onu ilk defa böyle görüyordu. bileğini açtı ve çakmağı bilğinde gezdirdi Emir'in kolundaki 'S' harfindeki mühür içinden kılıç var bir şekilde belirdi gür ve sert bir tonla '' sen benim kolumdansın ben ne emrediyorsam onu yapacaksın hemen gidiyoruz''
dedi Emir ise ses çıkarmadan ayağa kalktı ve önünde eğilip hazır bir şekilde beklemeye başladı
Muazzez Hanım" yanlış yapıyorsun evledım bizler ne bir köleyiz nede bir hükümdar ama şunuda bilmen lazım Emir'i Chrise özgür bırakıp seni kovulmuş yapabilir"
Manolya" bunun için gerçek bir baş koruyucu olması gerekli, savaşmalı hatta ölümden dönmeli beni ve Emir'i ona itaat ettirecek bir şekilde güçlenmeli ama benim karşımda gördüğüm Chriss bunu hiç bir zaman yapabilecek kadar güçlü değil" dedi ve hızla ofisi terk ettiler.
Emy" Aman tanrım bu kız gerçekten bi şeytan" sessizlikten sonra
Chriss "haklı ne yazıkki söylediği şeylerde haklı"
Muazzez Hanım " hayır değil bunu yakında anlayıp gücünün ve gerçekte kim olduğınun farkına varacaksın inan bana" bir süre sessizlikten sonra:
" merak ediyorumda biz tam olarak nasıl kendimizi geliştirip bu kadar insanı korıyacağız?"dedi Asia.
Muazzez Hanım" yaşayan aileleri olanlar onlardan öğrenecekler ölü aileleri olanlar ölülerden öğrenecek ama şu andan itibaren sadece birbirinize güveneceksiniz"
Chrise " siz bize yardım edemez misiniz?"
Muazzez Hanım" üzgünüm ben "ARACI" denilen gruptanom sizleri bir araya getirip Baş koruyucuyu tayin ettikten sonra görevimi tamamladım Son kez mezarlığa gieceğim ve sizinle olan tüm anılarım sizin güvenliğiniz için hafızamdan silinecek"
Asia" ben de mi Türkiye'ye taşınmalıyım?"
Muazzez Hanım" sen kızım yolcusun Uçakla geldiğin bu yolu Mezarlıktaki kapılar ile geçip İstanbula gelebilirsin hatta istediğin insanları mezarlığada toplayabilirsin Anneciğin sana öğretir"
Emy" peki benim hayvanlarla aramdaki bu garipliği nasıl yöneteceğim?"
Muazzez Hanım" o gücü iyi kullan seni diri diri gömseler karıncalar ve yılanlar kurtarabilir denize atsalar balıklar yüzmeni sağlayabilir ama şunu sakın unutma hayvanlar kibir ve egolu insanı denizde boğar toprakta nefessiz bırakır sadık bir evcil hayvanın varsa o öğretir"
Ivan" peki ben bu görev kadınlarınsa ben neden buradayım?"
Muazzez Hanım" Adına ister kehanet deyin ister kader bu defa çizilen yol farklı görünüyor”
Derin bir nefes alıp” ölüm ve yaşam arasındaki çizgiyi bir kez geçersen genç adam kaderi değiştirirsin ve Müslümanlarında dediği gibi hayır görünende şer şer görünendede hayır vardır sakın unutma kaderi değiştirirsen bir daha geriye dönemezsin"
Chriss" Baş koruyıcu olarak nasıl mücadele edeceğim bu kadar çok şeyle?"
Muazzez Hanım" Tehlike anında gücün içinde olacak. O güce hükmetmeye çalışırsan kibre kapılırsın güçle bütünleş ölüler senin yanında olacak"
Muazzez Hanım cebinden bir anahtar çıkardı " bu anahtar bu depoya ve şu gördüğün merdivenlere çıkan bir eve ait Chriss bu senin içinde neredeyse her şey var ihtiyacınız olacak her şey ancak şunu sakın unutma Emir ve Manolya birbirine kanla bağlı ve Emir Manolyanın kölesi"
Chriss" başka insanlar var mı yani bizim gibi dünyayı koruyan insanlar?"
Muazzez Hanım" bunu bilemem eğer sizin kaderinizde bir araya gelmek varsa mutlaka karşınıza çıkarlar"
Chrise " yardıma ihtiyacımız olduğunda ne olursa silah hastane karakol kimi arayacağım"
Muszzez Hanım" Soylu aileleri numaraları burada onlarla her ay toplantı yapacaksınız 20 yıldır sizi bekliyorlar toplantıdan çıktıklarında yada işlerinizi yaptıktan sonra onlara beyaz gül koklatın sizi hatırlamamalı ve tehdit oluşturmamalılar "
yardımcısı ışıkları açtı.
"Her biriniz için birer dolabım var bu köşede içinde size ait eşyalar ve o eşyaları tedarik edeceğiniz yerler var birde yardımcım Kenan artık Chriss senin yardımcın sana bağlılık yemini edecek ve ihtiyacınız olan her şeyin parasını sizlere tahsis edecek soylulardan gelen vergileri yani"
Kenan kolunu açtı ve cebinden bir çakı çıkarıp "C" yaptı Tek dizi üzerine çökerek "Annem arkadaşım ablam ve kızım sensin yaşamım sen ölümüm sensin tek sözünle ölecek ve öldüreceğim ilk sözümde son sözümde sensin "
Kenan'ın kolu kanıyordu Chriss şaşkınlıktan kımışdayamıyprdu Muazzez hanım ''çakmakla dağlamazsqn yarayı ritüel tamamlanmaz ve ölür"
Chriss" Aman Tanrım delirdik kesin hepimiz delirdik masadan çakmağı aldı ve Kenan"ın kolunu dağladı.
Muazzez hanım" gerisi sizde evlatlarım bu yaşlı kadın artık huzurla ölümü belleyebilir"
dedi ve çıkışa yöneldi. Chriss'' bir dakika peki mektup'' Muazzez hanım'' onun çevirisini ilk görevinizdn sonra dil size öğretildiğinde siz yapacaksınız Manolya ve Esin de size katıldığında''
Chriss''peki katılmazlarsa.''
Muazzzez Hanım'' soy muhakkak birilerine aktarılır ama bir şey daha var Chriss'' Chriss''ne dir?''Muazzez Hanım'' son 500 yıldır hiç kimse layık görülmedi ama biri gelecek aranıza bir eksiği sizdeki tüm eksikleri kapatacak eğer gençler sizler o mektuptaki insanlarsanız sizden çok şey beklememiz lazım'' dedi ve ayrıldı bodrumdan.
Emy" biz az önce ne yaşadık"
2.
10 BÖLÜM
Depodan Ayrılış
Emy, ellerini başına götürüp iç çekti.
“Biz az önce ne bok yedik…”
Ivan hafifçe gülümsedi.
“Ben yıllardır bu anı bekliyordum. İzninizle efendim, acil nöbetime yetişmem lazım. Sizden haber bekliyorum, baş koruyucum.”
Bir kağıda numarasını yazıp onlara uzattı, ardından hızlıca çıktı.
Asia da toparlandı.
“Ben de otele geçiyorum. Yarın tekrar görüşürüz.”
O da numarasını yazıp bıraktı.
Emy, sesi titreyerek, “Tanrı aşkına buradan çıkalım. Yarın gelelim, ne olur…” dedi.
Chriss başını salladı.
“Bence de. Eve gidelim ve dinlenelim. Bugünlük bu kadar yeter.”
Tam çıkacaklardı ki Chriss, aklına Kenan’ı getirdi.
“Peki sen… normalde ne iş yapıyorsun?”
Kenan, saygılı bir tavırla,
“Muazzez Hanım’ın şoförlüğünü yapıyorum. Ama çoğunlukla şehir dışında oluyor,” dedi.
Chriss gözlerini kısmıştı.
“Bir süre onunla çalışmaya devam et. Güvende olmasını istiyorum. Numaranı da yaz, sana ulaşabilmeliyim.”
Kenan, “Emredersiniz efendim,” diyerek başını eğdi.
Hep birlikte depoyu kapattılar ve sessizce ayrıldılar. O gece hepsi bitap düşmüştü. Günün yorgunluğunu yataklarına gömülerek atmaya çalıştılar.
Ama gece Chriss için yeni başlıyordu.
Chriss –
Chriss mezarlar arasında yürüyordu. Karanlığın içinden adım sesleri geldi. Yavaş yavaş yaklaşan siluetin bir kadın olduğunu fark etti. Kadının gözleri ve gülüşü ona aynen kendisini hatırlatıyordu.
Bir mezarın başında durdu, uzun süre Chriss’i izledi.
Chriss’in kalbi yerinden çıkacak gibiydi.
“Sen… sen… annemsin… Katharine!”
Kadın gülümsedi.
“Evet, benim güzel kızım. Çok büyümüşsün… çok güzel bir genç kadın olmuşsun.”
Chriss’in sesi titriyordu.
“Beni neden terk ettin?”
Katharine gözlerini yere indirdi.
“Seni terk etmedim bebeğim. Ben… koruyucularımızın ilk şehidiyim. Bir gece intikam için geldiler, bizi öldürmek istediler. Seni korumaya çalıştım. Mezarlığa sadece birimizi gönderebilirdim yani seni.”
Chriss’in gözlerinden yaşlar süzüldü.
“Ben sandım ki… keşke bilseydim… her şey çok farklı olurdu!”
Katharine başını salladı.
“Mümkün değildi güzelim. Güvende olman için hiçbir şey bilmemeliydin.”
Chriss, hıçkırıklar arasında,
“Her şeyi altüst ettim. Hep yanlış işlere bulaştım,” dedi.
Katharine kızının ellerini tuttu.
“Hayır! Sakın böyle düşünme. Sen her zaman beni gururlandırdın.”
Kısa bir sessizlik oldu. Sonra Katharine derin bir nefes aldı.
“Sana aklını kaybettiğin söylendi. Tedavi olman için ülkene gönderildin, sonra geri döndün. Hem de bir baş koruyucu olarak.”
Chriss dondu kaldı.
“Bunları… nasıl biliyorsun?”
Katharine’in sesi yumuşadı.
“Anneler çocuklarını her zaman izler.”
Chriss’in boğazı düğümlendi.
“Keşke yanımda olsaydın…”
“Bunun için koruyuculuktan bile vazgeçerdim, inan.”
“Peki… sence bunu yapmalı mıyım?”
Katharine ciddileşti.
“Her şeyden önce kendine inanmalısın. O kızların sana ihtiyacı var. Onlara önderlik edecek tek kişi sensin.”
Chriss başını iki yana salladı.
“Güçlerimi kontrol edemiyorum ne gücüm var onu bile bilmiyorum.”
Katharine gözleriyle ona cesaret verdi.
“Sana verilen dolapta bir bakır bilezik var. Onu ben yaptım. Zihnini toparlayacak, sakinleşecek, güçlerine odaklanabileceksin.”
Chriss şaşkınlıkla, “Benim için mi?” diye sordu.
“Bensiz büyürsen diye önlem aldım. Ama dinle kızım… zamanımız az. Sakın unutma, sürekli silah taşımalısın, hatta yastığının altında bile olsun. Ve kimseye gerçekten güvenme. Arkadaşlarından bile bir adım önde olmalısın. Sana verilen evde yaşamanı istiyorum. Oradaki bazı taşlar ve eşyalar gücünü kontrol etmene yardım edecek.”
Chriss gözyaşları içinde sarıldı.
“Seni bir daha görebilecek miyim?”
Katharine’in sesi uzaklaşıyordu.
“Evet… ama şimdi Menekşe seninle konuşacak. Manolya’nın annesi.”
Chriss çığlık attı.
“Hayır! Gitme anne! Lütfen gitme!”
Katharine kollarında buhar gibi erirken, Chriss hıçkıra hıçkıra ağladı.
Menekşe ile Karşılaşma
Karanlıktan bir ses duyuldu.
“Üzgünüm. Bugünlük bu kadar görüşebilirsiniz.”
Chriss dişlerini sıktı.
“Kim belirliyor bu kuralı?”
Menekşe ortaya çıktı.
“Ben. Onun baş koruyucusu”
Chriss küçümseyerek baktı.
“Kızın gibi egolusun.”
Menekşe gülümsedi.
“Kadınlarımızın damarında biraz ego vardır, doğru. Ama konu bu değil''
Chriss sertçe, “Ne istiyorsun benden?” dedi.
“Manolya ve kolunu kendine itaat ettirmeni.”
Chriss’in sesi yükseldi.
“Daha kendi gücümü kontrol edemiyorum! Onları nasıl taat ettirebilirim?”
Menekşe’nin gözleri karardı.
“O halde annenle bir daha görüşemezsin.”
Chriss bağırdı.
“Sakın! Yoksa—”
“Yoksa ne yaparsın? Beni önünde diz çöktürecek kadar güçlü müsün?”
Chriss öfkeyle,
“Kızını çağır! Onu bana itaat etmeye zorla!” diye haykırdı.
Menekşe başını salladı.
“İtaat etmediği sürece buraya gelemez. Kimseyle görüşemez. Sadece sen… tüm soylarla konuşabilirsin.”
Chriss fısıldadı.
“Onu nasıl itaat ettireceğim?”
“Bir operasyon için tüm soylara gül göndereceksin. İtaat etmezlerse gücünü toplayıp mezarlığa çağıracaksın. Ruhun bu ritüeli yapacak kadar güçlendiğinde Manolya sana boyun eğecek. Ama o zamana kadar annenle görüşemeyeceksin.”
Chriss’in gözleri doldu.
“Bırak… istemiyorsa itaat etmesin. Zorlama.”
Menekşe’nin yüzü sertleşti.
“Onun gücünü biliyor musun?”
“Hayır…”
“Geleceği görüyor. Kaderi birlikte değiştirebilirsiniz.”
Chriss’in nefesi kesildi.
“Ne? Nasıl yani?”
Menekşe yaklaşarak fısıldadı.
“Artık gitmelisin. Ama bu sırrı fırsata çevir.”
İki kez parmaklarını şıklattı. Chriss birden yatağında uyandı.
Uyanış
Chriss çığlık attı.
“Lanet olsun! Lanet olsun!”
Emy korkuyla odasından koştu.
“Ne oldu?”
Chriss derin derin soluyordu.
“Mezarlığa gittim… annemle konuştum.”
Emy’nin gözleri büyüdü.
“Annen mi? Ne dedi?”
Chriss bir süre sustu, sonra kısık sesle,
“İşimizin zor olduğunu… silahsız gezmememizi söyledi.”
Emy irkildi.
“Benim annem de telefonda aynısını söyledi. Silah kullanmayı öğrenmemiz gerekecek.”
Chriss başını salladı.
“Bence de… Bu arada saat kaç?”
“08.06. ben yayın evine gidiyorum sen dinlen biraz.”
Chriss hızla ayağa kalktı.
“Hayır. Asia’yı otelden almam lazım. Yarın Amerika’ya dönecek.”
“İstersen ben de geleyim?”
“Biraz onunla vakit geçirmek istiyorum. Çok yabancı bizim dünyamıza.”
Emy iç çekti.
“Haklısın. Ama dikkat et. Bana haber ver.”
Chriss hazırlanıp evden çıktı. Yolu onu yeniden depoya götürecekti…
Chriss hazırlanıp evden ayrıldı. Aracına binip deponun yolunu tuttu. Kapıyı açıp içeri girdiğinde ışıkları yaktı. Bir köşede toplantı masası ve dolaplar, diğer köşede oturma grubu ve Amerikan mutfak vardı.
Koridora yöneldi. Dört oda vardı:
- İlki silah ve bıçaklarla dolu bir depo.
- İkincisi banyo ve giyinme odası.
- Üçüncüsü küçük bir ameliyathane. Görünce canı sıkıldı, ama gerçeğin bu olduğunun farkındaydı. Kapısını kilitleyip anahtarı yanına aldı.
- Dördüncü oda ise isimlerinin yazılı olduğu dolaplarla doluydu.
Anahtarları tek tek denedi. Bir dolap açıldı: İçinden iki bavul, askıda kıyafetler, ekipmanlar ve siyah bir kutu çıktı.
Bavullardan biri para, ruhsatlar, birkaç telefon, mermiler ve bir tabanca ile doluydu. Diğerinde araba anahtarları vardı. Kutunun içindeyse kadife bir kese… annesinin bahsettiği bakır bileklik ve küçük bir not:
“Göreve gideceğin zaman bileğinden çıkar.”
Deri bir cüzdan buldu. İçinde farklı ülkelerde geçerli silah ruhsatları vardı. Üzerine iliştirilmiş başka bir not:
“Silahını nereye gidersen git, ne giyersen giy, üzerinden çıkarma.”
Son notta şu yazıyordu:
“Savunma öğrenmek istersen Mustafa Er’i ara.”
Chriss derin bir nefes aldı. “Bir not daha… sağ ol anne,” diye fısıldadı.
Telefonunu çıkarıp Asia’yı aradı.
— “Naber, nasılsın?”
Asia’nın sesi yorgundu: “Dayak yemiş gibiyim, sen?”
— “Senden bir farkım yok. Bak, depodayım. Burada seni bekleyen bir dolap var. Ayrıca… eve tek çıkmak istemiyorum.”
Asia hemen yanıtladı: “Tamam, yarım saate oradayım.”
Manolya –
Manolya sabah erkenden Emir’in evine gitmişti. Akşamdan beridir telefonlara cevap vermiyordu.
Yol boyunca onu eve bırakana kadar kurduğu tek cümle '' ben bir süre ilişkimize ara vermek istiyorum'' olmıştu. Manolya ise bir darbe daha almıştı
Kapıyı Leyla Teyze açtı.
— “Merhaba kızım, nasılsın?”
— “İyiyim ''
Leyla Teyze.'' Dün pek iyi geçmedi sanırım.”
Manolya gözleri dolarak konuştu:
— “Tek niyetim onu korumaktı, yemin ederim.”
Leyla Teyze başını salladı.
— “Biliyorum. Ben de onun bu işlerin dışında kalmasını isterdim. Ama kabul etmezse görev Esra’ya devredilecekmiş.”
Manolya sıkıntıyla fısıldadı:
— “Doğru ama… Chriss o kadar güçlü biri değil.”
Leyla Teyze’nin sesi titredi.
— “Kocam anneni korumak için her şeyi feda etti. Onları da kaybetmek istemiyorum. Ben senin yanındayım.”
Kahvaltıya oturdular. Birazdan Emirr de geldi. Çayını alıp sessizce masaya oturdu.
Manolya dayanamayıp sordu:
— “Benimle konuşmayacak mısın?”
Emir gözlerini kısmıştı.
— “Ben kimim ki? Sen sorarsın, ben cevaplarım.”
Manolya derin bir nefes aldı.
— “Emir lütfen… amacım sana üstünlük sağlamak değildi.”
Emir aniden kolunu sıyırıp dövmesini gösterdi.
— “Bak, bu benim kölelik damgam. Dün gece ne yaşadığımı bilmek ister misin?”
— “Ne oldu Emir?”
— “Eve gelir gelmez kendimi yatağa attım ve mezarlığa gittim. Babam oradaydı. bir kol olaarak Koruyuculardan birine bağlanmamı istiyor.”
Manolya şok içindeydi.
— “Bu çok tehlikeli!”
— “Biliyorum,” dedi Emir. “Ama hem babam hemde Menekşe yani annen… eğer bu işin dışında kalırsak daha da tehlikede olacağımızı söyledi.”
Manolya bağırdı:
— “Hayır! Onlar bu düzenin devam etmesini istiyor. Ben sevdiğim birinin daha ölmesine izin vermeyeceğim!”
Emir sakin ama sert konuştu:
— “Beni şimdi durdurabilirsin. Ama Chriss kararlı. Annense… ondan da kararlı.”
Manolya öfkeyle ayağa kalktı.
— “Demek o yüzden… yine bana karşı Chriss’i seçiyor.”
Emir gözlerini yere indirdi.
— “Annen dedi ki: Eğer onun ne düşündüğünü öğrenmek istiyorsan, Chriss' itaat etmeliymişsin.”
Manolya acı acı güldü.
— “İşte bu yüzden… Annemle bir daha biz bir araya gelemeyeceğiz.”
Ve kapıyı çarpıp evden çıktı.
Chriss & Asia – Depoda
Asia depoya geldiğinde Chriss onu kapıda karşıladı.
— “Hoş geldin, geç içeri. Evinde hisset.”
Asia gülerek içeri baktı:
— “Evim, evim, güzel evim…”
Chriss etrafı gösterdi:
— “Şurada evrak dolapları ve toplantı masası, köşede oturma grubu ve Amerikan mutfak. Ve şu kocaman bilgisayar köşesi…”
Asia şaşkındı.
— “Dün hiç fark etmemiştim.”
— “Ben de,” dedi Chriss. “Ama asıl mesele bu tarafta.”
Onu koridora götürdü. Silah deposunu açtı:
— “Tadaa!”
Asia şoktan donakaldı.
Chriss devam etti: “Daha bitmedi.”
Ona ameliyathaneyi, banyoları gösterdi. Sonunda isimlerinin yazılı olduğu dolapların önüne geldiler. Asia’nın dolabını açtığında içinden iki bavul, bir kutu ve kıyafetler çıktı.
Bavullardan biri para ve telefonlarla doluydu. Bir cüzdanda Asia’nın adına çıkarılmış uluslararası silah ruhsatı vardı. Silahın üzerinde bir not iliştirilmişti:
“Silahını hiçbir koşulda üzerinden çıkarma. –Büyükannen”
Asia dehşetle geri çekildi.
— “Şaka olmalı… Ben silahı elime bile almayı bilmiyorum!”
Chriss gülerek ona tabancayı uzattı.
— “Bence yakıştı.”
— “Ay yok, sen delisin!” dedi Asia, kahkaha atarak.
Chriss daha ciddi bir sesle kutuyu gösterdi.
— “Asıl mesele bu.”
Kutunun içinden bakır bir yüzük çıktı.
— “Bak, dün mezarlıkta annem anlattı. Bu yüzük zihnimizi sakinleştiriyor, gücümüzü kontrol etmemizi sağlıyor. Görev dışında her yerde takmalıyız.”
Asia yüzüğü eline aldı, derin bir nefes aldı.
— “İyi oldu bu. Senin yüzünden bir aydır darmadağın dolaşıyorum ortalıkta.”
Chriss güldü: “Sağ ol, çok iyisin.”
Asia yüzüğü ve silahı üzerine taktı.
Chriss uyardı:
— “Sakın silahı yanından ayırma. Amerika’da kullanmayı da en kısa zamanda öğren.”
— “Tamam” dedi Asia.
Üst kata çıktılar. Modern bir salon, Amerikan mutfağı, yatak odası ve çalışma odası vardı. Masanın üzerinde Chriss’in annesiyle fotoğrafı duruyordu.
Asia fotoğrafı inceledi.
— “Annen çok güzelmiş.”
Chriss’in gözleri doldu.
— “Öyle....”
Asia: “Ben artık arkadaşlarımın yanına geçeyim. Sevgilim fotoğraf bekliyor.”
Chriss: “Tamam. Yarın seni ben yolcu ederim.”
Asia kahkaha attı: “Okey boss!”
Ve evden ayrıldılar.
– Terzi Dükkanında
Chriss depodan ayrılmış Manolya'ya ulaşmak için Emir'e ulaşması gerektiğinin bilincindeydi onu ikna etmeside annesinden geçiyordu derin bir nefes alıp kapısını çaldı.
Emir kapıyı açınca şaşkınlıkla sordu:
— “Ne işin var burada?”
— “Seni görmeye geldim. Nasılsın?”
— “İyiyim… pardon, gelsene.”
İçeri girdiler. Chriss çekinerek sordu:
— “Annen evde mi?”
— “Aşağıda, terzi dükkânında. Neden?”
— “Onunla tanışmak istiyorum. Meseleleri bir de benden dinlesin.”
Beraber dükkâna indiler. Dikiş makineleri, çamaşır kurutma makineleri… ortam kalabalıktı ama Leyla Hanım onları hemen fark etti. İranlı oluşu her halinden belliydi.
Chriss elini uzattı.
— “Merhaba Leyla Hanım, ben Christine Reyes.”
— “Memnun oldum kızım. Beklemiyordum sizi,” dedi Leyla Hanım.
sandalyelere geçtiler. Leyla Hanım konuştu:
— “Manolya ile konuştum. Bu işlerden uzak durmanız gerektiğini düşünüyorum.”
Chriss derin bir nefes aldı.
— “Ben de öyle… ama Emir tek çocuk değil. Eğer soy Esra’ya devredilirse ne olacak?”
Leyla Hanım kaşlarını çattı.
— “Manolya dedi ki, bu işi ancak sen yapabilirmişsin. Bunuda çok güçlü olursan yapabilirmişsin.”
Chriss acı acı gülümsedi.
— “Keşke öyle olsaydı. Ben aslında zayıf bir baş koruyucuyum. O yüzden… Tehlike anında bana bağlı kim varsa göreve çağırırım çünkü yolumu kaybettim.”
Leyla Hanım gözlerini kıstı.
— “Çocuklarımı bu işin dışında tutmak istiyorum?”
— “Bende ama nasıl bir yol almalıyız bilmiyorum bize yardım edin” dedi Chriss, kararlı bir sesle.
Leyla Hanım hafifçe güldü.
— “Ama Emir, Manolya’ya bağlı.”
Chriss de gülümsedi.
— “Ben buraya Emir’i ikna etmeye değil… sizden bir şey öğrenmeye geldim.”
Leyla Hanım merakla eğildi.
— “Neyi öğrenmek istiyorsun?”
— “Eşiniz neden öldü? Onu ve koruyucusunu nasıl korudu?”
Leyla Hanım ayağa kalktı.
— “Hadi kalkın, bodruma iniyoruz.”
Emir iç çekti:
— “Yemin ederim, ailelerimizin bodrum fetişi var.”
Hep birlikte gülerek merdivenlerden indiler.
3. TERZİ DÜKKANI
11. BÖLÜM
Leyla Hanım'' pardon gençlre ben siz çocukları cebimden çıkarırım'' dedi hepsi kahkaha attı.
Bodrumda duvara dayalı dolabı çekip merdivenleri kapattı arkasından çıkan kapıyı anahtarla açtı.
İçeri girdiklerinde duvarda çelik yelekler ve incecik silah kılıfları vardı takım elbiseler spor kıyafetler ve bir duvarda sergilenen silahlar ve bir dikiş makinesi vardı.
Leyla Hanım'' eşimin giydiği her kıyafet benim geliştirdiğim bir çelik tabaka ile kuşatıldı bu kıyafetler sayesinde hiç kurşun geçirmedi silah taşıma ruhsatı vardı ancak özel görevlerde bu kılıfları kullanırdı buda görünmeden aramaları atlatmasını sağlardı''
Chriss'' peki nasıl oldu yani nasıl vefat etti eşiniz?''
Leyla hanım'' oturun bakalım, ben İranda halı dokumacı ve aynı zamanda uyuşturucu tüccarının kızıydım eşim İlhami kol olduğu için Menekşe tarafından göreve gönderildi. Biz tanıştık ve aşık olduk. İlhami İrandan Amerika'ya gidecek uyuşturucu flosunu önlemeye çalışırken deşifre oldu. Opesrasyon erkene çekildi ve başarılı oldu ancak abim onu öldürmek isterken abimi vurup yaralamak zorunda kaldım ve önce Amerikaya sonra Fransaya sonrada buraya kaçtık.
Aradan 10 yıl geçti babam ve abim birden bire daha da büyüdüler ve işler kontrolden çıktı bir grup olduğunu öğrendik adları ''Kan Tarikatı'' Tüm koruyucuları görüp tanıyorlar ve onları öldürüyorlardı. Hepimizi tehtit ettiler Birgün yine uyuşturucu operasyonundan sonra ilk önce senin anneni ve seni öldürdüklerini duyduk sonra Eşimi sonra kalan diğer üyeleri en sonra Menekşeyi Manolyanın önünde katlettiler''
Emir' sen şimdi bunlara rağmen geride mi kalmamı istiyorsun benim seni geçtim o nasıl istiyor''
Leyla Hanım'' onların acıması yok bunu en iyi Manolya biliyor''
Emir'' babamın intikamını almamalıyım öyle mi?''
Chriss'' Hayır almayacaksın kimse bilinçsiz davranmayacak''
Leyla Hanım'' ne yapacaksın?''
Chriss'' Emir bir süre bu işlerin dışında kalacak ve sizde, ben ise çok hızlı bir şekilde bilgi toplayacağım''
Emir telefonuna baktı ''Manolya arıyor''
Chriss'' cevap ver ama benden bahsetme yukarı çık öyle konuş''
Emir yanlarından ayrıldı
Chriss '' benim ve Emir için kıyafet diker misiniz? ona çaktırmadan ama''
Leyla hanım'' Emir'in kıyafetleri zaten korumalı senin içinde dikerim ama takım giyebilir misin?''
Chriss'' benim günlük kıyafetlerim dahi takım ancak Emir'in kıyafetlerine onu korumak için böcek yerleştirebilir miyiz''
Leyla Hanım'' gerek var mı?'' Chriss'' Menekşe ile mezarlıkta karşılaştım, tehlike geliyor diyor annesi ilk kocanızı ve annemi harcadı onunda Emir'i harcamasına müsade etmem''
Leyla Hanım'' anladım bende buradan onu takip edeceğim''
Chriss'' anlaştık'' Leyla hanım chrissin ölçülerini aldı, takım elbise, çanta ve trench için ölçüleri aldı silah kılıfları için silahını ölçtü.
Leyla Hanım'' bu tabanca küçük ama eski model hem de ağır'' sergilediği silahlardan ikisini getirdi
''bu kavraması kolay hafif soğuk ve sıcağa dirençli günlük belinde taşımaya müsait buda operasyon için uzun menzil hediyem olsun''
Chriss'' teşekkür ederim ama hiç birini kullanmayı bilmiyorum''
Leyla Hanım ''mustafa'nın numarasını vermişlerdir sana ondan hemen eğitim al'''
Chriss'' tamam ararım son bir şey daha rica edebilir miyim sizden?''
Leyla Hanım ''tabi kızım söyle''
Chriss ''Emir Manolyaya bağlı ondan bir şey saklamanın yolu Emirden saklamak demek ikisine çaktırmadan Emir'i eğitir misiniz?
Leyla Hanım'' Merak etme kızım'' Chriss ve leyla hanım merdivenlerden çıkarken Emir mesaj attı '' manolya burada ona görünmeden git''
Chriss Esinlerden ayrılıp cüzdanından mustafanın kartını çıkarıp önce onu aradı ve ardından emy'i arayıp Mustafanın poligonunun yolunu tuttu.
İki ay sonra (2.12.2012)
IVAN
Ivan İstanbul şehir hastanesinin yoğunluğuna rağmen her an Chrissden gelecek haberi bekliyor gözünü telefondan ayırmıyordu.
Tam Chriss'i arayacaktı ki ard arda ambulanslar gelmişti. Koşarak 10 yaşlarında bir kız çocuğunun sedyesinin yanına koştu ilk müdhaaleyi yaptı.
ailesine gidip
''üşütmüş biraz ateşi çıkmış serum taktık endişelenecek bir durum yok serum bitsin çıkabilirsinizz''
Kadın'' bir şey yapmayacak mısınız?''
Ivan'' yaptık zaten serum toparlar evde dinlenince tamamen düzelecektir''
Adam'' o mühürü boşuna taşıyorsunuz bir kıza bile yardım edemiyorsunuz'' sesler yükselince yanlarına güvenlik geldi
Ivan'' sorun yok kenarda bekleyin dedi ve adama
'' hangi mühür dedi '' Adam ''üçüncü parmağındaki mühür'' dedi Ivan ellerini çaktırmadan arkaya attı silahını kontrol etmek için ancak soyunma odasında kalmıştı güvenlik adam ile kadını sakince koridora doğru yönlendirmişti
Ivan arkalarından gelip ''siz kimsiniz ?'' dedi
Adam'' ölümünün elinden olacağı adam demesiyle belinden bir bıççak çıkarıp saldırdı ve Ivanın karnına sapladı Ivan yere düşümüş hastanede beyaz kod verilmişti adam kaçmadan önce
''ya ülkene dön yada ellerimde öl seni piç kurusu'' dedi Ivanın gördüğü son şey ise kaçarken giydikleri bot oldu.
4.
BÖLÜM 11
Christine reyes
Tam uykuya dalmışken telefonu çalmıştı arayan Kenan’dı
‘’efendim Kenan’’ dedi
Kenan ‘efendim rahatsız ediyorum ama bir şey oldu’’
Chriss ‘’ ne oldu?’’
Kenan ‘’ şuan ıvan’ın yanındayım gece bir saldırıya uğramış şuan durumu iyi’’
Chriss ‘’ geliyorum hemen ‘’
Kenan ‘’ olmaz! Yani bu sizi buraya çekmek için bir oyun olabilir ben sadece size haber vermek istedim zaten sabah taburcu olacak’’
Chriss derin bir nefes aldı ‘’ tamam beni haberdar et’’
Telefonu kapattı ve zorla kendisini uykuya bıraktı
Ertesi sabah hiç bir şey yaşanmamış her kes neşeli ve hayatuna adepte olmuşa benziyordu. Emy Chriss ve Manolya Yayın evine geçmişti. Chriss ve Emy cumartesi ve pazar gününü silah eğitimi alarak geçirmiş artık taşıdıkları silahtan en azından korkmuyor hale gelmişlerdi.
Chriss stajyerler ile ortak salonda kitabını yazıyordu Esin de yanına geldi ve yerini aldı.
Chriss'' neden odanda değilsin?''
Emir'' annemin bir mesajını iletmek için geldim''
chriss'' öylemi ne söyledi terzi hanım''
Emir'' kıyafet dikmesini istemişsin ondan, yarın teslim edecekmiş gelsin dedi''
Chriss'' iş çıkışı uğrarım haber verdiğin için sağol''
Emir muzur bir tavırla ‘’ödemeyi bana yapacakmışsın’’
Chriss ‘’ hmm ama pazarlık yapmamız lazım malum basit bir yazarım ben’’
Emir ‘’ tabi sende benim gibisin haklısın böyle böyle zengin oluyorsunuz siz demekki’’ ikisde güldüler
Emir ayağa kalkarken eline dokundu ve gömleğini yavaşça kaldırıp belindeki küçük silahı gösterdi.
''bunu sen mi istedin?''
Chriss'' hayır ama kullanmayı da öğrenmelisin'' dedi. Emir ayağa kalktığında
'' inan bana neredeyse tüm silahları kullanabiliyorum dedi.
Chriss ‘’ öyle bir anneyle büyüyünce tabi normal’’ dedi.
Ve Emir ayrıldı
Günün geri kalanını kitap editleri ile geçiren ekip toplantıya girdiiklerinde her kes bitirmek üzere oldukları projelerden bahsettiler
Sıra Chriss'e geldiğinde '' Amerika yayın evinin eksikleri bitti gelecek ayki dergi yayını ve iki kitap yayına hazır''
Matt ''güzel bundan sonra buradasın ben döneceğim Emy ile sen kalıcı bir şekilde buradasınız''
tam toplantıdayken Chriss'e kenandan bir mesaj geldi 'efendim Ivan hastahaneden çıktı depoya geçiriyoruz’'dedi ve hastanenin adresini mesaj attı. Chriss'' tamam'' diye mesaj attı. Toplantı bitmi aklı İvanda hızla yola koyulmuştu.
hastaneye gittiğinde İvanı revirde yatıyordu. Chriss içeri girdi
''nasılsın?''
Ivan ''iyiyim ama bizi görüyorlar ve açık açık tehtit ediyolar efendim''
Chriss kenana'' araştırdın mı kim bunlar''
kenan'' evsiz küçük bir kızın ailesi gibi gelip yaralamışlar Ivanı efendim kameralardan buldum araştırıyorum''
Chriss'' ne dediler?'' Ivan'' ya ülkene git yada ölümün elimden olacak dedi''
Chriss'' silah taşıman gerekiyor''
Ivan'' taşıyorum ama soyunma odasında unuttum''
Chriss'' yarın akşama tüm kol soylu ve tüm eli kolu uzanan kim varsa toplantıya çağır gülleride ayarla Ivan sen nerede kalıyorsun?''
Ivan''güvenli evde merak etmeyin''
Ve yanlarından ayrılıp bilekliği çıkardı ve otoparka inip arabasıyla hızla halka açık plaja sürdü.
arabayı durdurdu ve yavaş yavaş uykuya daldı. hızla mezarlıkta uyandı,
''anne anne lütfen anne seninle konuşmam lazım anne!'' ancak ona cevap veren ses Menekşe'ydi
''Manolya sana itaatedene dek annen seninle görüşmeyecek''
Chriss sinirle üzerine yürüdü ve ona zarar vermek istercesine bir yumruk savurdu ancak dumanın içinden geçti ve boşlukta savruldu
Menekşe ''Ivanı ben bıçaklamadım ama Manolya seninle olsaydı bunu öncesinde görüp engelleyebilirdi''
Chriss sinirle çığlık attı ''ölebilirdi''
Menekşe bunu sana anlatmaya çalıştım Chriss ama sen koskoca iki ay söylediğim hiç bir şeyi yapmadın''
Chriss'' onları buraya nasıl çağırıcam''
Menekşe '' yarın toplantıdan sonra gece yatağına yat mezarlığa gel''
Chriss'' eee ne olacak gelince''
Menekşe '' bir insan annesine bu kadar mı benzer bune inattır ya''
chrise tekrar üzerine yürüdü
Menekşe '' tamam tamam yarın soylular sana biat edecek onların biatlarıyla daha da güçleneceksin''
Chriss '' tamam ama lütfen annemle 5 dakika görüşmeme izin ver''
Menekşe '' olmaz sen ekibinle buraya gelmeden olmaz''
Chriss ''lanet olsun beni geri gönder''
Meenekşe '' iki elini havaya kaldır ve iki kere şıklat buraaya gelmek içinde yatağına yat ve mezarlığı hayal et'' Chriss dediğini yaptı ve arabada uyandı.
Chriss geldiği tüm yolu hızla geri dönmüş son kez Emy ile aynı evde kalmak istiyordu. Eve geçtiğinde Emy salonda camların üzerinde yatıyordu.
Chriss'' Emy emy'' diye bağırdı ancak cevap vermiyordu kucağına alıp depoya doğru yol aldı
Kenan'ı arayıp ''
Emy üstü başı cam kırıkları içinde çok az nefes alıyor acil doktor lazım depoya geliyorum''
Kenan ''sizi bekliyorum efendim'' Chriss Leyla Hanımı aradı saat gece 02.00'dı
Leyla hanım uykulu ''efendim Christine'' Chriss '' evde misiniz?'' Leyla Hanım yatakta doğruldu.
''Ne oldu?''
Chriss'' Emy ve Şifacı saldırıya uğradı. Emir nerede?'' Leyla Hanım çocuklarının odasına koştu ve ikisi de uyuyordu. Leyla Hanım '' biz güvendeyiz sen dikkatli ol Chriss teknik ekipte kim var kameraları kim inceliyor?''
Chriss'' bilmiyorum neden?''
Leyla ''öğren ve bana haber ver eğer güvenilir biri yoksa tanıdığım biri var''
Chriss '' tamam Manolya'yı da arayıp bana mesaj atar mısın?''
Leyla Hanım '' anlaştık'' Chriss hızla arabayı deponun önüne park etti Emy'i kucaklayıp depoya çıktı Kenan kapıyı açtı Emy'i kucağına alıp ameliyathaneye geçti Ivan hemen muayene etti Chriss '' niye ayaktasın sen dinlensene'' Ivan '' Emy'e bir bakayım öyle'' Chriss telefonu çalınca dışarı çıktı Arayan Asia'ydı
Asia ''Alo Chriss ne oldu? ''
Chriss'' Emy ve Ivan saldırıya uğradı ''
Asia '' Aman tanrım iyiler mi peki?''
Chriss '' Ivan iyi Emy'i bilmiyorum''
Asia '' oraya geliyorum''
Chriss ''1 günü bulur gelme''
Asia '' doğru henüz kapıları açamıyorum ama söz en kısa zamanda öğrenicem neyse sen şimdi Emy ile ilgilen bana mesaj at mutlaka''
Chriss ''tamam'' dedi ve kapattı Leyla Hanımdan da mesaj gelmişti Manolya iyi sorun yok'' diye Chriss ameliyathaneye geçti
Ivan '' vücudundaki cam parçalarını temizledim uyku ilacı vermişler kafa tıravması yok iyi olacak cebinden bu not çıktı birde''
NOT: Çok amatörsünüz ne yazık siz annelerinizden daha erken öleceksiniz...
Chriss sinirle ''lanet olsun lanet olsun '' Kenan'a dönüp ''teknik ekipte kim var?'' Kenan '' kimse yok ama birini bulabilirim''
Chriss'' ben halledicem en yeni ne teknoloji varsa hepsini istiyorum yarına hazır olsun''
Ivan'a dönüp '' sende dinlen her kese ihtiyacım olacak '' dedi.
Chriss üst kata çıkıp annesiyle olan resmini aldı ve yatağa uzanıp mezarlığı hayal ederek uykuya daldı sabah alarm ile uyandı hazırlanıp depoya indi Ivan ve Emy uyuyordu.
Kenan ''ikiside iyi hazırlıklar devam ediyor akşama toplantı burada olacak''
Chriss başıyla onaylayıp hızlı bir şekilde yayın evine geçti. Matt'in odasına girdi ve
''Emy bugün gelemeyecek biraz üşütmüş''
Matt ''üşütmüş mü? dün iyiydi.''
Chriss '' bugün bayağı hasta neyse onun işlerini ben hallederim sen ne zaman gideceksin Amerika'ya?''
Matt'' annemin tedavis bir haftaya bitecek birlikte döneceğiz''
Chriss ''anladım yardım edebileceğim bir şey olursa söylemen yeterli''
Matt'' teşekkür ederim '' Chriss nedense kendini Matt'in odasına doğru çekilirken bulmuştu kendini o yüzden böyle garip garip konuşmuştu.
Daha sonra Emy'nin odasına geçip masasında garip bir şeyler var mı diye baktı. Ancak hiç bit şey yoktu.
Stajyerlerin odasında masaya geçti. Gün boyu tüm toplantılara katılmış Matt ve Emy'nin işlerini halletmesi gerekmişti. Ne zaman sandalyesine yaslansa silahı ben burdayım diyordu.
Öğleden sonra Manolya ile kafeteryada karşılaştılar. Manolya ''dün akşam bana davet mektubu geldi akşam toplantı var sanırım''
Chriss '' evet artık kontrolü elime alıyorum ''
Manolya '' Ivan ve Emy'nin başına gelenlerden sonra doğru bir hamle mi sence?''
Chriss çok sakin bir tavırla '' biliyor musun senin o katillerden bir farkın yok, kendini masum olarak görüyorsun ancak insanların acı çekmesine göz yuman bir zalimsin''
kahvesini alıp ona doğru bir kaç adım attı ''ve bende bana güvenen insanları korumak için sana acımayacağım.''
5.
BÖLÜM 2
Manolya, ilk defa Christine’den gerçekten korkmuştu. Christine ise son bir toplantıya daha girip Leyla Hanım’ın dükkanına yöneldi.
Terzi dükkânına girdiğinde, içeride 50’li yaşlarında, tekerlekli sandalyede bir adam vardı. Leyla Hanım tanıttı:
— Ahmet Bey, bu Christine Hanım. Baş Koruyucumuz. Sizden destek bekliyor.
Christine elini uzattı.
— Akşam toplantıda görüşebilirdik aslında.
Adam sert bir bakışla konuştu:
— İlk kural: Beni sadece ekip tanıyacak. İkinci kural: Engelliyim, depo ona göre düzenlenecek. Orada yatıp kalkacağım. Üçüncü kural: Üç haftada bir gün izinli olacağım. Ve bana Ahmet Bey değil, Üsteğmen Ahmet diye sesleneceksiniz.
Christine dikleşti.
— O halde sıra benim kurallarıma geldi. Ne öğrenirseniz öğrenin, ilk benim haberim olacak. Kimseden emir almayacaksınız.
Üsteğmen Ahmet’in gözlerinde hafif bir parıltı belirdi.
— Emredersiniz, Komutanım.
Christine, bir kâğıda deponun adresini ve telefon numarasını yazıp uzattı.
— Bu gece saat 23.00’te burada ol.
Üsteğmen’i uğurladıktan sonra Leyla Hanım, Christine’e simsiyah bir takım elbise getirdi. Kravatı ve iğnesi de vardı.
— Bunu giy. Akşam için diğerleri depoya gitti bile.
Christine takıma baktı.
— Bunlara gerek var mı gerçekten?
Leyla Hanım sakince cevapladı:
— Görüntün düşündüğünden daha önemli. Soylular karşısında dik durmalısın.
Christine üzerini değiştirdi, aynaya baktı.
— Ben hep takım giyerdim ama… bu farklı duruyor.
Leyla Hanım gülümsedi.
— Takım değil, içindeki değişti.
Christine derin bir nefes aldı.
— Eğer becerebilirsem, bu gece herkesi mezarlığa çağıracağım.
— Bunu yapmadan önce bilekliğini çıkar, yatağına uzan. Hepinizi mezarlıkta hayal et. Eğer gelmek istemeyen olursa, mührünün olduğu parmağına bir iğne batır.
Christine şaşkınlıkla sordu:
— Siz bunu nereden biliyorsunuz?
— Eşim söylemişti. Eğer Emir Baş Koruyucu olursa diye… Ama şimdi görüyorum ki, bu göreve sen ondan daha layıksın.
Christine’in sesi titredi.
— Ben… teşekkür ederim.
— Ben de teşekkür ederim, kızım.
Christine, ilk defa kendini bu kadar özgüvenli hissediyordu. Depoya gittiğinde kapıda lüks arabalar sıralanmıştı. Hemen Kenan’ı aradı. Koşarak yanına gelen Kenan’a seslendi:
— Bu gece Üsteğmen Ahmet gelecek. Tüm kamera kayıtlarını ona ver. Bulduğun her şeyi anlat. Yarın akşam ekip toplanacak.
— Emredersiniz. Bu arada içeride herkes sizi bekliyor.
Christine ağır adımlarla içeri girdi. Masada oturan kalabalık, onu görünce ayağa kalktı.
— Hoş geldiniz beyler. Ben Christine Reyes, Baş Koruyucu. Tanıştığımıza memnun oldum.
Hepsini tek tek süzdü.
— Çoğunuz, benden önceki Baş Koruyucu’yu tanıyordur. O yüzden sizlere onun ve koruyucularının ölümünde hanginizin parmağı varsa itiraf etmesi için son bir şans veriyorum.
Adamlar şaşkınlıkla birbirine bakıştı. Masanın tam karşısındaki en yaşlı adam konuştu:
— Ben Mahmut Soykan. Üç nesildir Baş Koruyuculara hizmet eden bir aileden geliyorum. İlk defa bir Baş Koruyucunun bizlere böyle bir saygısızlık ettiğini duyuyorum''
Christine’in sesi çelik gibi sertti:
— Çünkü ben, Baş Koruyucuya ihanet edildiğini düşünüyorum. Ve eğer böyle bir şey varsa, gözlerinizin içine bakarak söylüyorum: Bu ihaneti yapan kimse ona verdiğim son şans bu''
Mahmut’un yüzü gölgelendi.
— Çok gençsin, Baş Koruyucu. Bazen hayat, ihanet edeni bile bile susmayı öğretir insana.
— Evet, gencim. Ama ben büyüklerim gibi ihaneti affetmem. Bir toplumun suçu tekrar etmemesi için, ilk suçu işleyenin ağır cezalandırılması gerektiğine inanırım.
Mahmut peki ya o ihanet annenden geldiyse
Christine eğer yaşasaydı o zaman onada yaptığı şeyin hesabını sorardım
Mahmut çok büyük konuşuyorsun ama yakında 20 yıldır işler nasıl yürüyor sende öğrenirsin
Salonda gergin bir sessizlik oldu. Christine bakışlarını dikerek devam etti:
— Adet gereği sizlere bir hediye vermem gerekiyormuş. Kenan, getir.
Kenan, masadakilerin önüne küçük kutular bıraktı. Christine eliyle işaret etti.
— Açın.
Kutuların içinden altın silahlar ve beşer mermi çıktı. Masadaki en genç adam şaşkınlıkla sordu:
— Ben Mert Can Öztuğ. Neden beş mermi var, anlayamadım?
Christine’in bakışları buz kesmişti.
— Silahları isterseniz eritip nakite çevirebilirsiniz. Ama mermiler… eğer ihanet ederseniz, biri başınıza, ikisi kollarınıza, ikisi de bacaklarınıza girecek.
Derin bir sessizlik çöktü. Christine gözlerini gezdirdi.
— Şimdi, ilk ve son kez soruyorum: Koruyuculara düzenlenen saldırılarla ilgili bilgisi ya da ilgisi olan var mı?
Kimse konuşmadı. Sadece Mahmut, gözlerini ondan ayırmıyordu.
Uzun bir sessizlikten sonra Christine doğruldu.
— Anlaşılan kimsenin söyleyecek bir şeyi yok. O halde bu kadar.
Masadakiler başlarını eğdi. Christine son sözünü söyledi:
— Bir sonraki toplantıda görüşmek üzere.
Ayağa kalktı, gülleri tek tek alarak her bir soyluyla vedalaştı. En son Mahmut Bey kaldı. O, gülü kokladıktan sonra konuştu:
— Annen değil, büyükannen gibisin. Umarım onlar kadar zeki ve iyisindir.
Christine’in dudaklarında ince bir gülümseme belirdi.
— Belki de iyi insanları korumak için kötü olmak gerekir.
Toplantı sona erdiğinde saat 22.00’ydi. Christine Kenan’a döndü:
— Ivan ve Emy nerede?
— Evdeler efendim.
— Sen burayı hallet, ben yukarı çıkıyorum.
Eve çıktığında, Ivan ve Emy salonda oturuyordu. Christine hafif gülerek:
— Oo, hemen ayaklanmışsınız?
Emy sinirliydi.
— Christine, neredesin sen? Kaç saattir bekliyoruz!
Christine günü kısaca anlattı. Ivan kalktı.
— Ben aşağı ineyim o halde.
— İyi, in ve 23.00 olmadan dinlenmeye geç.
Ivan indikten sonra Christine, Emy’ye dönüp şüpheyle baktı.
— Siz Ivan’la salonda ne yapıyordunuz?
Emy kaşlarını çattı.
— Saçmalama, tipim değil bir kere!
— Mesele tip değil, Emy. Çocuk senden beş yaş küçük.
— Ne diyebilirim ki?
Christine gözlerini devirdi.
— Kalk hadi, birazdan mezarlığa gideceğiz.
Emy sitemle güldü.
— Biz Amerika’da seninle barlarda, partilerde daha çok eğleniyorduk.
— Buraya gelmek senin fikrindi. Eğlence burada böyle oluyor.
— İyi, gidiyorum. Yatacağım… Tek başıma! Ivan’sız yani.
Christine ona bir yastık fırlattı. Sonra duş alıp yatağına geçti.
Christine bileziğini çıkarıp soğuk taşların üzerine bıraktı. Derin bir nefes aldı, gözlerini kapadı. Tüm koruyucuların ve Esin’in siluetleri mezarlığın içinde beliriyordu… Fakat ne kadar zorlasa da Manolya’nın yüzü bir türlü görünmüyordu.
Christine’in bakışları sertleşti, dudakları öfkeyle kıvrıldı. Karanlığa fısıldadı, ama sesi rüzgarı yaran bir bıçak gibiydi:
— Direnmeye devam et… Etki senin de Emy ve Ivan gibi canın yansın!
O anda, mezarlığın taş duvarlarını titreten bir ses yankılandı:
— Sana asla boyun eğmeyeceğim!
Manolya’nın sesi meydan okurcasına yükselmişti. Christine’in gözleri öfkeyle parladı. Elindeki iğneyi parmağına sapladı. Kan, mezar taşının üzerine damladığı anda Manolya’nın bağırtısı gök gürültüsüyle karıştı. Acı içinde kıvranırken, sonunda sessizliğe gömüldü.
Christine gözlerini açtığında, artık mezarlığın tam ortasındaydı. Etrafındaki tüm koruyucular ve Esin, gölgelerden çıkarak çevresini sardı. Manolya ise nefes nefese, yenilmiş bir halde bakıyordu.
Christine’in sesi, bu kez insan sesi olmaktan çıkmıştı; eski ve kudretli bir dille, gökleri titreten Sümerce yankılandı:
— Ben sizin Baş Koruyucunuzum! Benim irademden kaçış yok! İtaat etmeyen, yok olur!
Sözleri gökyüzünü yaran bir fırtına gibi yayıldı. O an, tek tek hepsi dizlerinin üzerine çöktü. Rüzgar bile korkmuş sustmuştu sanki; mezarlıkta yalnızca Christine’in cümleleri yankılanıyordu
6.
BÖLÜM 13
Mezarlıktaki tüm mezarlar sular altında kaldı ve duvarlardaki meşaleler alev aldı tüm kasvetli ortam dağılmış ve yerini büyük bir kütüphane almıştı. Herkes hayretler içinde etrafına bakınıyor ancak kafasını kaldırmadan Christine’den gelecek emri bekliyorlardı. Chriss aynı şaşkınlıktan nefesi kesilmiş hissediyordu çünkü üzerinde yeşil bir pelerin vardı. fısıltıyla dudaklarından '' buda ne böyle'' çıktı ancak hemen toparlandı ve kendinden ödün vermden Manolyanın önünde durup elini uzattı '' Ayağa kalk ve sadakat yemini et koruyucu'' dedi.
Manolya gözyaşları yenilgiyi kabul ederek ayağa kalktı:
'' Manolya İdil Öztürk 5 nesil baş koruyuculuk yapan ailemin onurunu koruyacağıma size sadık kalacağıma ve bu yeminden döndüğüm takdirde kendi canımı kendim alacağıma onurum ve şerefim üzerine yemin ederim. ''
Christine '' şuandan itibaren tek bir amacımız var oda bize verilen koruyuculuk vazifesini yerine getirmek, görevden ayrılmak istiyorsanız görevi size devreden büyüklerinizden izin alacaksınız, ancak ihanet ederseniz o zevki size bırakmam canınızı ben alırım!''
Ortamdaki sessizlik itaatin ve boyun eğmenin sessizliğiydi. Ve hiç biri bir şey söylemeden tek tek yeminlerini etti
Chriss ''şimdi ellerinizi kaldırıp iki kez parmaklarınızı şıklatın ve yataklarınıza dönün'' dedi.
Onlar gittiğinde ise bağırmaya başladı
''Menekşe menekşe neredesin çık karşıma'' dedi. Karşı duvardan bir kapı açıldı ve annesi lle menekşe yan yana geldiler
Chrise '' oldu mu istediğin kızın artık bana bağlı''
Menekşe ve annesi karşısına gelip önünde eğildiler ''baş koruyucum dedi ''
Chriss şaşırmıştı '' ne oluyor ne yapıyorsunuz?''
Menekşe '' sen azönce ne yaptın farkında mısın?''
Chriss '' sen ne istiyorsan onu kendime itaat ettirdim işte''
Menekşe '' bak Chriss az önce olanlar bundan falzasıydı. Muazzez hanım sana sümer mitolojisinden bahsetmiştir''
Chriss '' evet ama ne alakası var ben anlamıyorum''
Katherine ''bebeğim o tanrıçalardan NİNBURSAG deniz ve doğa ile bağlantılı tanrıça, doğa ve yaşamı besleyen güçlere sahip onun gücü var sende üzerindeki pelerinde onun bir simgesi''
Chriss'' yok artık anne ben mi tamam baş koruyucu dediniz bir çok şeyden bahsettiniz ama bu imkansız''
Katherine '' tabiki bir tanrıça değilsin sadece onun gücünü içinde taşıyorsun baş koruyucu olarak seçilmenin nedeni bu''
Chriss '' ne yapacağım şimdi''
Menekşe '' bundan sonra öfkene ve üzüntüne daha çok dikkat etmen gerekecek doğa olayı oluşturmaman için''
Chriss mümkün değil ben çoğu zaman hislerimin kontorlünde zorlanıyorum tepkilerimde bile bazen zorluk yaşıyorum''
Katherine '' destek almalısın'' Chriss'' olur gidip psikoloğa anlatayım beni tekrar hastahaneye yatırsınlar''
Menekşe '' leylaya git o sana birini söyler''
Chriss tamam artık annemle yalnız konuşabilir miyim?''
Menekşe '' tabi koruyucum '' dedi ve selam verip gitti
'' Menekşe ''Eski dilde konuştun Chriss sen hepimizden güçlüsün seni seven insanları gör ve daha da güçlen onları kaybetmeden bunu yapabilirsin''
Chrise ''koşarak annesine sarıldı'' Katharine ''güçlü kızım benim, bana bak''
Chrise '' seni tekrar göremeyeceğim sandım''
Katharine '' ben buraya geleceğinden hep emindim' Chrise bak bitanem kızlarla aranı düzelt”
Chriss ''merak etme sadece Manolya ile sorun var diğerleriyle aram iyi''
Katharine ''emin misin?''
Chrise'' evet terziylede aram iyi''
Katharine'' şükürler olsun ''
Chrise ''sana ne soracağım soylulardam Mahmut ihanet mevzusunda lafı sana getirdi sence neden''
Katharine bir an huzursuzlandı '' seni sinirlendirmeye çalışıyor muhtemelen''
Chrise cevaptan memnun olmamıştı ama ''anladım nasılsa öğrenirim yakında '' dedi.
Katharine '' bilişimci olanları takip edebiliyor mu?''
Chrise '' üstteğmen Ahmet mi? evet fena değil neden?''
Katharine '' üsteğmen işinde iyidir sadece biraz yaşlandı merak ettim bende''
Chrise “ bence gayet iyi ''
Katt “ güzel, hadi git artık ve iyice araştır her şeyi Manolya'yla aranı düzelt, o senin için sende onun için ölmeyi göze alacağınız zamanlar gelecek”
Chriss “ bu kolay değil''
Katt” anneside o da yönetmek için büytüldüler”
chriss “ bu insanları kurban etmelerini gerektirmez''
Katt “ bazen gerektirir ama bunu zamanla anlayacaksın”
Chriss “ hayır gerekirse kendimi kurban ederim ama bana güvenen insanları asla”
Katt Chrise elini tutup“ bugün çok yoruldun eve git dinlen biraz” Chrise “ biraz daha kalsam''
Katt ''sonra yine gelirsin artık kimse seni engelleyemez git dinlen''
Chriss'' Tamam '' dedi ve annesine sarılıp eve döndü.
Uyku her defasında yeni bir dünyaya gönderirken onu bu defa dünyayı onun ayaklarına sermişti.
BÖLÜM 14
Sabah uyandığında hazırlanıp direkt yayın evine geçti. Stajyerlerin odasına geldiğinde Matt oradaydı ''günaydın Chriss'' Chriss''günaydın Matt sizi burada görmek ne şeref''
Matt güldü '' bir zamanlar bende buralardaydım''
Matt'' biliyor musun ben hep tek takılırdım ''
Chriss ''şaşırmadım “ dedi gülerek Matt ''Emy bugün gelecek mi?'' Chriss'' bugün de dinlenecek ama merak etmeyin işleri ben hallederim''
Matt '' ona şüphem yok istersen onun odasında da çalışabilirsin'' Chriss'' sağolun ama böylesi daha iyi'' stajyerlerin olduğu ilk kattan tüm yayın evine giriş çıkış görünüyordu.
Mrs Matt yanlarından ayrıldı. Bir kaç dakika sonra Manolya da gelmişti. Chriss bilgisayarını açtı ve Asia'dan bir mail vardı. ''senin yüzünden mahkemeye geciktim, bana neler olduğunu anlat yoksa sırf seni pataklamak için oraya geleceğim''
Chriss olanları anlattı Leyla Hanımı saldırıları. En son ise nasıl mezarlığa gidip gelebileceğini Son bir not olarak ise '' şöyle bir kavga etsek iyi gelecek enerjimi atarım aslında'' yazdı.
O mailleri cevaplarken stajyerlerden Bade ''Christine hanım size bir şey sorabilir miyim?'' dedi. Chriss ''tabi sor bakalım?''
Bade '' ben bir şiir yazdım ama delirdiğimi düşünmenizden korkuyorum''
Chrise gülerek '' inan delirsende yargılamam '' dedi. ''Göster bakalım şiirini'' dedi
'' Görmeden seviyorum seni
yüzünü gözlerini tenini
kışın soğuğuna inat kış bahçesi misali
karanlığımı aydınlatan gözlerini''
- Ms Erguvan
Chriss '' çok güzrl olmuş bunda garip olan ne?'' Chriss bir gariplik hissetti
Bade '' ee şey bir adam var ne zaman sıkışsam bana el uzatıyor rüyaamda yol gösteriyor'' bade sustu
Chriss '' devam et lütfen Bade sorun yok''
Bade '' dün rüyamda yine geldi yanıma sizin yanınıza gelmemi ve sizi uyarmamı söyledi''
Chrise tefirgindi ona hissettirmemrye çalışarak silahına dokundu
Chrise '' anladım bade peki ne hakkında uyaracaksın beni''
Bade '' kendinizi feda etmemeniz gerektiğini söylüyor, kırmızı bir kapıdan geçmemenizi”
Chrise hala tedirgindi ” anladım peki bunları nerede söyledi sana”
Bade “ee şey gece karavanla ormana gidiyorum ve orada karşıma çıkıp söyledi ''
Chrise ''Anladım şuan garip bir şeyler oluyor mu."
Bade" ne gibi yani"
Chrise "garip bir şeyler oluyor mu etrafında sen de garip şeyler hissediyor musun."
Bade " ne zaman bir tartışma veya bir sorum olsa uykum geliyor ve orda buluyorum kendimi"
Chrise bu duruma ve Bade'ye güvenmiyordu. Bir şeyler garip geliyordu. Ancak onu şüphelendirmemek adına " İstediğin zaman oraya gidebiliyor musun" Bde "evet isterseniz sizide götürebilirim" Chrise" peki hafta sonu gidelim o halde, " Bade " tamam efendim" dedi.
Chrise Bade yanından ayrılmak için ayağa kalktığında serçe parmağındaki mavi mührü gördü. Eline uzandı " mavi bu, seninle iletişime geçen kimdi."
Bade" inanın bende bilmiyorum”" Chrise" bundan kimseye bahsetme ve işlerine fire verme tamam mı." Bade" tamam efendim" Chrisse toplantılarda ve günün geri kalanında daha gergindi. Depoya geçerken kafası karışık ve endişeliydi. Kenan kapıyı açıp "üsteğmen sizi bekliyor içeride efendim " dedi Üsteğmen bilgisayar başındaydı " hoş geldiniz komutanım size bir hediyem var" Chriss " çok ihtiyacım var göster hemen lütfen'' Üsteğmen '' bakın hastaneden aldığımız görüntülerde Ivanı'ı bıçaklayan adam bu, Siyah mont siyah pantolon, siyah boğazlı kazak ve bot'' Chrise '' bu detaylar neden önemli'' Üsteğmen '' buda Emy'nin evine giren adamların kamera kaydı, siyah mont siyah pantolon siyah bot yani aynı adamlar''
Üsteğmen ''sadece oda değil'' kamerayı görüntüsünü yaklaştırdı. '' Ivan'ı bıçaklarken baş parmağının üzerindeki izi net karalanmış bu bir hilal ve ortasından ok geçiyor'' Chrise '' bir örgütün simgesi mi?'' Üsteğmen '' evet bu, annelerinizi öldüren örgütün simgesi'' Chrise '' çıktısını ver bana''
Üsteğmen '' vericem ama başka bir şey daha var'' Chrise '' nedir?'' Üsteğmen '' iki ihtimal var ya sizi gerçekten ciddiye almıyorlar yada bu gelenler amatör''
Chrise '' iki türlüsüde avantaj bence onları nerede bulabilirim?'' Üsteğmen bilgisayara döndü tekrar
'' kadın olan bir mağazada çalışıyor'' adresi bir kağıda yazdı
'' adam olan bir mekanda vale Chriss '' onlarda bizim gibi etrafta görünmeden hareket diyor'' Üsteğmen '' doğru tek fark bunun için yıllarca eğitiliyor ve grup halinde hareket ediyorlar sizde öyle yapmalısınız''
Chrise '' anladım peki nasıl yapmalıyım?''
Üsteğmen '' Manolya'nın annesi ona nasıl geleceği göreceğini öğretmiştir sen görüşmeye gittiğinde seni koruyabilir'' Chrise '' tanrımm tamam başka'', çekmeceden telefon ve kulaklık çıkardı. '' bunları takın ve ikiniz birbirinizle haberleşirken bende sizi buradan kameraları izleyecek yönlendiricem'' Chriss '' tanrım polisçilik oynuyoruz'' Üsteğmen '' ben bir askerim ve operasyon demeyi tercih ederim'' çok sert bi adamdı. Chrise düşünceli bir şekilde depodan ayrıldı Manolyaya '' seni almaya geliyorum iki arkadaş alış verişe gidecekmişiz gibi giyin'' Ardından da
esine '' dikkat çekmeyecek bir şekilde giyin seni almaya gelicem''
diye mesaj attı Manolya'yı evinden alıp saldırıları anlattı telefon ve kulaklığı verdi. parmağındaki bakır yüzüğü işaret edip ''onu çıkar bana duyularında lazım'' dedi
Manolya '' bu görevde kaç kişiyiz '' Chrise '' Esin sen ve ben diğerleri saldırıya uğradı ama durumları iyi sorun yok'' Manolya'' ben hallederim Esinye gerek yok ''Chriss ''sen yanımda görünü kullanackasın bizi korumak için o arabada olacak bende kadını alıp çıkacağım'' Manolya '' anladım üzerimde silah var umarım kullanmayız''
Chrise '' umarım ama gerekirse can yakmaya hazırım''
Manolya tam bişey söyleyecekken '' Chrise ben-'' cümlesini bitiremeden Esin’in kapsındalardı Leyla Hanım geldiklerini görmüştü ve kapıya çıkmıştı. Chrise '' merhaba nasılsın?'' Leyla Hanım '' iyiyim kızım sen?'' Chrise ''bende iyiyim Leyla hanım pardon teyze yarın akşama burada toplansak senin için bir mahsuru olur mu?'' Leyla Teyze '' hayırdır kız gecesi mi yapıcaz '' Chriss '' aslında evet her şey yolunda giderse kutlama yapacağız'' Leyla hanım '' o halde yemekler benden tatlılar sana ait '' Manolya da arabadan inmiş şaşkınlıkla onları dinliyordu leyla teyze '' manolya kızım dikkat edin birbirinize hepinizi tek parça istiyorum '' dedi.
Manolya'' Esinin gelmesini onaylıyor musun Leyla Teyze?''
Leyla Teyze '' evet halledilmesi gerekiyor artık bu meselenin '' Chrise '' Esin nerede biz artık gitsek'' Esin tam cümlesini bitirirken gelmişti.
Leyla Teyze'' bir birinizi kollayın birde Manolya gücünü itme kullan, Chrise silah son çaren olmalı unutma, Esin sen kolsun önceliğin Manolya bile olsa ondan önce ekibin gelmeli hadi şimdi gidin'' araca binip mağazaya doğru yol aldılar telefonları ve kulaklıkları takıp mağazaya yakın bir yerde durdular. Chrise '' kadın bu Manolya sen bizi izle başka birileride olabilir Esin sen arabada hazır bekle sakinleştirici iğne hazır gerisi bende''
Esin'' peki kim bu?'' Chrise ''Ivan ve Emy'e saldıran ekipten her şeyi anlatacağım ama önce bu kadını almalıyız''
Önce Chrise daha sonra Manolya araçtan inip mağazaya girdiler iki katlı büyük bir mağazaydı. Chrise kıyafetlere bakarken kadın onun yanına geldi ''yardımcı olabilir miyim?'' Chrise '' ahh tabi ceketleriniz çok hoş ancak ben Ivana saldırırken giydiğiniz ceketi daha çok beğendim ondan burada yok sanırım'' kadın bir an şok olmuştu Chrise '' burada sorun çıkmasını istemem dışarı buyrun'' kadın tam öne atılacaktı ki Chrise ceketini açıp silahını gösterdi ''istersen dene ama kullanmaktan çekinmem '' kadın yavaş adımlarla çıkışa yönelde Esin de aracı mağazanın önüne getirdi
Manolya '' bu normal değil dikkatli olun''
Chrise kadının koluna girip yavaşça araca götürüyordu kadın ise ''beni bırakmak için son şansın yoksa canın yanar'' dedi
Chrise '' yansın o halde ben hazırım '' dedi. aracın kapısını açıp kadını binmesi için beklerken kadın kafa attı Manolya hızla gelip silah doğrulttu '' bin yoksa sıkarım kafana''
Chrise kanayan burnunu silerek '' sık bitir işini değmez uğraşmaya'' dedi. kadın bu defa korkmuştu
Chrise ''canımı yakanın canını yakarım bunun ne demek olduğunu öğreneceksiniz'' dedi ve kadına kafa atıp bayılttı araca bindiğinde
'' sakinleştiriciyi ver Esin '' dedi. Esin kadına bakıp'' baygın zaten gerek yok'' dedi. Chrise gözlerini devirdi ve arkasına yaslandı.
Esin '' nereye?'' dediğinde Chrise '' depoya'' dedi.
bir saat sonra depoya geçtiler ve Kenan onları kapıda karşıladı. Chrise '' kenan sen hiç psikolojik işkence diye bir şey duydun mu?'' Kenan '' evet efendim ''
Chrise '' o halde hanım efendiye yarın akşam kendisi ile konuşana kadar bunun ne demek olduğunu öğretelim'' dedi.
Kenan kadını depoda boş bir odaya götürdü. Esin ve Manolya Chriss'in arkasından girdi Üsteğmen Ivan ve Emy oradaydı.
Emy'' hayırlı uğurlu olsun ilk kanı akıtmışsın''
Ivan '' bir bakayım kırık var mı?'' onlar Chriss ile ilgilenirken Manolya Üsteğmeni izliyordu. Üsteğmen ''Aynı annene benziyorsun onun gibi bakıyorsun, baş koruyucu değilsin ama kanında var''
Manolya '' annemi nereden tanıyorsunuz?''
Üsteğmen ''Üsteğmen Ahmet ben annenlerinde bilişimcisiydim oradan''
Manolya '' dün mezarlıkta senden bahsetmişti Chriss benden önce bulmuş sizi''
Üsteğmen '' evet komutanım erken davrandı, veee sende Esin'sin baban çirkindi annenden almışsın güzelliğini ''
Esin '' babam çirkin değildi ama annem çok güzel orası ayrı'' hep birlikte güldüler.
Chrise '' her kes bir biriyle tanıştığına göre gelelim asıl meseleye, Esin'nin annesi kıyafet dikecek her kese silahsız çıkmak yok arabalarınıza koruma yaptırmamız lazım Emy Matt'a bile bilgi vermek yok bundan sonra'' Emy '' ama o Matt lütfen abartma''
Chriss '' hiç birinizin ölümünü izlemicem ne diyorsam o, telefon ve bakır takıları Üsteğmen izlenemicek şekilde ayarlayabilr misin? ''
Üsteğmen '' hallederim''
Chrise ''annelerimizi ve Esinnin babasını öldüren örgüt peşimizde bizi ciddiye almıyorlar ve bunu kullanıcam sizden istediğim dikkatli olmanız üstteğmen sizde bizim dünkü görüntüleri halledin''
Üsteğmen '' emredersiniz komutanım''
Chrise '' bu arada yarın akşam Esin'nin evinde yemek var oraya davetliyiz her kes gelecek''
Manolya '' annemin sana iletmemi istediği dosyalar var onları da getiririm''
Chrise '' onları yayın evine getir orada incelerim''
Ivan'' ben gelemem malesef yarın mesaiye dönücem bana detayları geçer Emy''
Emy '' olur olur ben sana sonra anlatırım''
Chrise kafasını sallayarak'' anlatır anlatır sana, tamam o halde Türklerinde dediği gibi evli evine köylü köyüne''
Emy'nin kolundan tutup kulağına;
''evine git ama onun evine değil'' Emy kahkaha attı. Üsteğmende odasına geçti Chrise dolaptan bir kadeh viski alıp odasına geçti. Viskiyi içip sakin bir şekilde mezarlığı Asi'yı ve Menekşeyi hayal etti Mezarlık artık kendini kütüphaneye çevirmişti.
Menekşe ve Asia merakla bakıyordu Chrise Ivan ve Emy saldırıya uğradığı andan itibaren her şeyi tek tek anlattı.
Menekşe ''ooo gençler hızlı'' hepsi güldü. Chrise '' Asia artık kapılar arası geçişi halletmen lazım''
Asia'' bir şey engel oluyor bir haftadır deli gibi geceleri bununla boğuşuyorum'' gözleri doldu.
Menekşe ''tamam tamam gel buraya ''
Asia karşısına geçti ellerinin başının iki tarafına koydu. '' kapa gözlerini üç nefes al birinde bedenini canlandır ikincisinde olduğun yeri üçüncüsünde gitmek istediğin yerde bir kapıyı hayal et ve parmaklarını iki kere şıklat ''
Asia dediklerini yaptı ve ortadan kayboldu.
Chrise '' bir şey daha var biri var mezarlık gibi oda ormana gidiyormuş parmağında da mavi mühür var, onların başı beni çağırıyor sanırım, ormana gitmeliymişim yada onlar kim'' Menekşe ''demek doğruymuş '' Chrise ''ne doğruymuş?''
Menekşe '' doğa farklı insanlara farklı güçler verir onları koruması için demek ki sana hem toprak ana hemde deniz güç veriyor''
Chrise '' neden ya gerçekten neden offff''
Menekşe '' Chrise onlar Ormancı onları kendi yanına çekmen demek senin daha güçlü olman demek eğer biri seninle çalışmak isterse kabul et'''
Chrise ''tamam bakalım neler olacak''
Menekşe'' buraya anneni neden çağırmadığını biliyorum, öfkenle ve kininle hareket etme adil ol esirlerine adil davran annen bunu sana söylememi istedi, birde Manolyadan mezarlığa gelmesini rica eder misin?''
Chrise'' onu çok seviyorum ona bunu söyle, şey söylerim tabiki?'' Chrise mezarlıktan ayrıldı ve yatağında derin bir uykuya daldı.
Asia
7.
BÖLÜM 14
Sabah uyandığında hazırlanıp direkt yayın evine geçti. Stajyerlerin odasına geldiğinde Matt oradaydı ''günaydın Chriss'' Chriss''günaydın Matt sizi burada görmek ne şeref''
Matt güldü '' bir zamanlar bende buralardaydım''
Matt'' biliyor musun ben hep tek takılırdım ''
Chriss ''şaşırmadım “ dedi gülerek
Matt ''Emy bugün gelecek mi?'' Chriss'' bugün de dinlenecek ama merak etmeyin işleri ben hallederim''
Matt '' ona şüphem yok istersen onun odasında da çalışabilirsin'' Chriss'' sağolun ama böylesi daha iyi'' stajyerlerin olduğu ilk kattan tüm yayın evine giriş çıkış görünüyordu.
Matt yanlarından ayrıldı. Bir kaç dakika sonra Manolya da gelmişti. Chriss bilgisayarını açtı ve Asia'dan bir mail vardı. ''senin yüzünden mahkemeye geciktim, bana neler olduğunu anlat yoksa sırf seni pataklamak için oraya geleceğim''
Chriss olanları anlattı Leyla Hanımı saldırıları. En son ise nasıl mezarlığa gidip gelebileceğini Son bir not olarak ise '' şöyle bir kavga etsek iyi gelecek enerjimi atarım aslında'' yazdı.
O mailleri cevaplarken stajyerlerden Bade ''Christine hanım size bir şey sorabilir miyim?'' dedi. Chriss ''tabi sor bakalım?''
Bade '' sizce mezarlık sizin gücünüzün gerçek kaynağı mı?''
Chriss tedirgin bir şekilde elini silahına götürdü''
Bade '' tavsiye etmem çünkü ben düşmanınız olmadığım gibi silahsızımda aynı zamanda'' dedi
Chriss '' onlardan değilsen kimsin ve sana neden güveneyim''
Bade elini uzattı chriss öfke ve kaygı doluydu '' elinizi verin lütfen''
elini uzattığında Bade elini avuçlarının içine aldı geri bıraktığında avucunda el çizgilerinde yeşil yollar görünüyordu.
Chriss '' bunlar ne?''
Bade ''senin gidebileceğin yollar''
Chriss '' sen kimsin peki?''
Bade ''bunu hafta sonu öğreneceksin''
Chriss '' yani bu kadar mı karşıma çıkacaksın ve benim farklı biryolun var diyecekssin ve gideceksin''
Bade ''aslında hayır iş işle ilgili bir durum daha var''
Chriss '' neymiş?'' gülmüştü.
Bade laptopunu açıp:
'' Görmeden seviyorum seni
yüzünü gözlerini görmeden
kışın ayazına inat açan kiraz çiçekleri misali
karanlığımı aydınlatan gözlerini görmeden seviyorum''
- Ms Erguvan
Chriss '' çok güzel olmuş.''
Bade '' o halde kitaba ekliyorum'' bade ayağa kalkıp kendi masasına geçti.
Chrise" bundan kimseye bahsetme ve işlerine fire verme tamam mı."
Bade" tamam "
Chriss işlerin bu noktaya gelmesi ve bu kadar farklılıaşmasını beklemiyordu. Ancak etrafında sürekli bir şeyler şekil değiştiriyordu.
Toplantılarda ve günün geri kalanında daha gergindi. Depoya geçerken kafası karışık ve endişeliydi. Kenan kapıyı açıp "üsteğmen sizi bekliyor içeride efendim " dedi Üsteğmen bilgisayar başındaydı:
" hoş geldiniz komutanım size bir hediyem var"
Chriss " çok ihtiyacım var göster hemen ''
Üsteğmen '' bakın hastaneden aldığımız görüntülerde Ivanı'ı bıçaklayan adam bu, Siyah mont siyah pantolon, siyah boğazlı kazak ve bot''
Chrise '' bu detaylar neden önemli''
Üsteğmen '' buda Emy'nin evine giren adamların kamera kaydı, siyah mont siyah pantolon siyah bot yani aynı adamlar''
Üsteğmen ''sadece oda değil'' kamerayı görüntüsünü yaklaştırdı. '' Ivan'ı bıçaklarken baş parmağının üzerinde bir hilal ve ortasından ok geçiyor'' Chrise '' bir örgütün simgesi mi?''
Üsteğmen '' evet bu, annelerinizi öldüren örgütün simgesi''
Chrise '' çıktısını ver bana''
Üsteğmen '' vericem ama başka bir şey daha var'' Chrise '' nedir?''
Üsteğmen '' iki ihtimal var ya sizi gerçekten ciddiye almıyorlar yada bu gelenler amatör''
Chrise '' iki türlüsüde avantaj bence onları nerede bulabilirim?''
Üsteğmen bilgisayara döndü tekrar
'' kadın olan bir mağazada çalışıyor'' adresi bir kağıda yazdı
'' adam olan bir mekanda vale
Chriss '' onlarda bizim gibi etrafta dikkat çekmeden yaşıyor''
Üsteğmen '' doğru tek fark bunun için yıllarca eğitiliyor ve grup halinde hareket ediyorlar sizde öyle yapmalısınız''
Chrise '' anladım peki nasıl yapmalıyım?''
Üsteğmen '' Manolya'nın annesi ona nasıl geleceği göreceğini öğretmiştir sen görüşmeye gittiğinde seni koruyabilir''
Chrise '' tanrımm tamam başka'', çekmeceden telefon ve kulaklık çıkardı. '
' bunları takın ve ikiniz birbirinizle haberleşirken bende sizi buradan kameraları izleyecek yönlendiricem''
Chriss '' tanrım polisçilik oynuyoruz''
Üsteğmen '' ben bir askerim ve operasyon demeyi tercih ederim'' çok sert bi adamdı. Chrise düşünceli bir şekilde depodan ayrıldı
Manolyaya '' seni almaya geliyorum iki arkadaş alış verişe gidecekmişiz gibi giyin'' Ardından da
Emir'e '' seni almaya geliyorum'' diye mesaj attı.
Manolya'yı evinden alıp öğrendiklerini anlattı telefon ve kulaklığı verdi. parmağındaki bakır yüzüğü işaret edip ''onu çıkar bana duyularında lazım'' dedi.
Manolya '' bu görevde kaç kişiyiz ''
Chrise '' Emir sen ve ben fazla kalabalık dikkat çeker'' Manolya'' ben hallederim Emir'e gerek yok
''Chriss ''sen yanımda görünü kullanackasın bizi korumak için o arabada olacak bende kadını alıp çıkacağım'' Manolya '' anladım üzerimde silah var umarım kullanmayız''
Chrise '' umarım ama gerekirse can yakmaya hazırım''
Manolya tam bişey söyleyecekti ancak vaz geçti. Emir'in kapsına geldiklernde Leyla Hanım onları görmüştü ve kapıya çıkmıştı.
Chrise '' merhaba nasılsın?'' Leyla Hanım '' iyiyim kızım sen?''
Chrise ''bende iyiyim Leyla hanım pardon teyze yarın akşama burada toplansak senin için bir mahsuru olur mu?''
Leyla Teyze '' hayırdır kız gecesi mi yapıyoruz ''
Chriss '' aslında evet her şey yolunda giderse kutlama yapacağız''
Leyla hanım '' o halde yemekler bana tatlılar sana ait ''
Manolya da arabadan inmiş şaşkınlıkla onları dinliyordu leyla teyze '' Manolya kızım dikkat edin birbirinize hepinizi tek parça istiyorum '' dedi.
Manolya'' Emri'in gelmesini onaylıyor musun Leyla Teyze?''
Leyla Teyze '' evet halledilmesi gerekiyor artık bu meselenin ''
Chrise '' Emir nerede biz artık gitsek'' Emir tam cümlesini bitirirken gelmişti.
Leyla Teyze'' bir birinizi kollayın birde Manolya gücünü itme kullan, Chrise silah son çaren olmalı unutma, Emir sen kolsun önceliğin Manolya bile olsa ondan önce ekibin gelmeli hadi şimdi gidin'' araca binip mağazaya doğru yol aldılar telefonları ve kulaklıkları takıp mağazaya yakın bir yerde durdular.
Chrise '' kadın bu Manolya sen bizi izle başka birileride olabilir Emir sen arabada hazır bekle sakinleştirici iğne hazır gerisi bende''
Emir '' peki kim bu?''
Chrise ''Ivan ve Emy'e saldıran ekipten her şeyi anlatacağım ama önce bu kadını almalıyız''
Önce Chrise daha sonra Manolya araçtan inip mağazaya girdiler iki katlı büyük bir mağazaydı. Chrise kıyafetlere bakarken kadın onun yanına geldi ''yardımcı olabilir miyim?''
Chrise '' ahh tabi ceketleriniz çok hoş ancak ben Ivan'a saldırırken giydiğiniz ceketi daha çok beğendim ondan alabilir miyim acaba'' kadın bir an şok olmuştu
Chrise '' burada sorun çıkmasını istemem dışarı buyrun'' kadın tam öne atılacaktı ki Chrise ceketini açıp silahını gösterdi ''istersen dene ama kullanmaktan çekinmem '' kadın yavaş adımlarla çıkışa yönelde Emir de aracı mağazanın önüne getirdi
Manolya '' bu normal değil dikkatli olun''
Chrise kadının koluna girip yavaşça araca götürüyordu kadın ise ''beni bırakmak için son şansın yoksa canın yanar'' dedi
Chrise '' yansın o halde ben hazırım '' dedi. Aracın kapısını açıp kadını binmesi için beklerken kadın kafa attı Manolya hızla gelip silah doğrulttu '' bin yoksa sıkarım kafana''
Chrise kanayan burnunu silerek '' sık bitir işini değmez uğraşmaya'' dedi. kadın bu defa korkmuştu.
Chrise ''canımı yakanın canını yakarım bunun ne demek olduğunu öğreneceksiniz'' dedi ve kadına kafa atıp bayılttı araca bindiğinde
'' sakinleştiriciyi ver Emir '' dedi. Esin kadına bakıp'' baygın zaten gerek yok'' dedi. Chrise gözlerini devirdi ve arkasına yaslandı.
Emir '' nereye?'' dediğinde Chrise '' depoya'' dedi.
bir saat sonra depoya geçtiler ve Kenan onları kapıda karşıladı. Chrise '' kenan sen hiç psikolojik işkence diye bir şey duydun mu?''
Kenan '' evet efendim ''
Chrise '' o halde hanımefendiye yarın akşam kendisi ile konuşana kadar bunun ne demek olduğunu öğretelim'' dedi.
Kenan kadını depoda boş bir odaya götürdü. Emir ve Manolya Chriss'in arkasından girdi Üsteğmen Ivan ve Emy oradaydı.
Emy'' hayırlı uğurlu olsun ilk kanı akıtmışsın''
Ivan '' bir bakayım kırık var mı?'' onlar Chriss ile ilgilenirken Manolya Üsteğmeni izliyordu. Üsteğmen ''Aynı annene benziyorsun onun gibi bakıyorsun, baş koruyucu değilsin ama kanında var''
Manolya '' annemi nereden tanıyorsunuz?''
Üsteğmen '' Ben annenlerinizinde bilişimcisiydim oradan''
Manolya '' dün mezarlıkta senden bahsetmişti Chriss benden önce bulmuş sizi''
Üsteğmen '' evet komutanım erken davrandı, veee sende Emir olmasın babandan çok annene benziyorsun ''
Emir ' evet daha çok anneme benzetirler'' dedi.
Chrise '' her kes bir biriyle tanıştığına göre gelelim asıl meseleye, Emir'in annesi kıyafet dikecek her kese silahsız çıkmak yok, arabalarınıza koruma yaptırmamızda lazım Emy Matt'a bile bilgi vermek yok, bundan sonra''
Emy '' ama o Matt lütfen abartma''
Chriss '' hiç birinizin ölümünü izlemicem ne diyorsam o, telefon ve bakır takıları Üsteğmen izlenemicek şekilde ayarlayabilr misin? ''
Üsteğmen '' hallederim''
Chrise ''annelerimizi ve Emir"in babasını öldüren örgüt peşimizde bizi ciddiye almıyorlar ve bunu kullanıcam sizden istediğim dikkatli olmanız üstteğmen sizde bizim dünkü görüntüleri halledin''
Üsteğmen '' emredersiniz komutanım''
Chriss '' bu arada yarın akşam Emir'in evinde yemek var oraya davetliyiz her kes gelecek''
Manolya '' annemin sana iletmemi istediği dosyalar var onları da getiririm''
Chrise '' onları yayın evine getir orada incelerim''
Ivan'' ben gelemem malesef yarın mesaiye dönücem bana detayları geçer Emy''
Emy '' olur olur ben sana sonra anlatırım''
Chrise kafasını sallayarak '' anlatır anlatır sana, tamam o halde Türklerinde dediği gibi evli evine köylü köyüne''
Emy'nin kolundan tutup kulağına;
''evine git ama onun evine değil'' Emy kahkaha attı.
Üsteğmende odasına geçti Chriss dolaptan bir kadeh viski alıp odasına geçti. Viskiyi içip sakin bir şekilde mezarlığı Asi'yı ve Menekşeyi hayal etti.
Menekşe ve Asia merakla bakıyordu Chriss Ivan ve Emy saldırıya uğradığı andan itibaren her şeyi tek tek anlattı.
Menekşe ''ooo gençler hızlı'' hepsi güldü.
Chriss '' Asia artık kapılar arası geçişi halletmen lazım''
Asia'' bir şey engel oluyor bir haftadır deli gibi geceleri bununla boğuşuyorum'' gözleri doldu.
Menekşe ''tamam tamam gel buraya ''
Asia karşısına geçti ellerinin başının iki tarafına koydu. '' kapa gözlerini üç nefes al birinde bedenini canlandır ikincisinde olduğun yeri üçüncüsünde gitmek istediğin yerde bir kapıyı hayal et ve parmaklarını iki kere şıklat ''
Asia dediklerini yaptı ve ortadan kayboldu.
Chrise '' bir şey daha var bir var Bade Ormancı bana gücümü sadece mezarlığın vermediğini farklı yollarım olduğunu söyledi '' elini gösterdi. Menekşe ''Bu nasıl olur"
Chirss " sorun ne?"
Menekşe " bizde tek bir yol vardır sende nasıl üç yol olur"
Chriss " sende bilmiyorsan ben gerçekten bittim demektir"
Menekşe " araştıracağım merak etme"
Menekşe '' Chriss onlar Ormancı onları kendi yanına çekmen demek senin daha güçlü olman demek eğer biri seninle çalışmak isterse kabul et'''
Chrise ''tamam tamam bakalım neler olacak''
Menekşe'' bir şey daha, öfkenle ve acınla hareket etme adil ol esirlerine adil davran"
Chriss " iç güdüsel oluyor yani hem operasyonlarda hemde karar alırken"
Menekşe " muhtemelen Tanrıça iç güdülerin seni kontrol etmeye çalışıyor"
Chriss " bende öyle düşünüyorum"
Menekşe " psikolg ile görüş artık inat etme"
Chriss " tamam bu arada anneme onu sevdiğimi söyle olur mu yorgunum gidip dinlenmeliyim"
Menekşe " tamam sen git Manolyadan da mezarlığa gelmesini rica eder misin?''
Chrise'' söylerim tabiki?''
Chrise mezarlıktan ayrıldı ve yatağında derin bir uykuya daldı.
8.
Asia
Mezarlıkta olan gerçek miydi gerçekten kafası karışıktı. Önünde duran kapıyı açtı ailesi ile çocukken yaşadıkları evin salonundaydı. Japonyadaydı. Ev bomboş karanlıktı ama annesi babası ve kardeşinin sesleri hatıraları her yerdeydi.
Mutfak tarafından bir ses duydu silahını çekip " kim var orada, ses ver kimsin" Adım sesleri yaklaştı annesi vardı. "Anne, ne işin var burada?"
Annesi" kapılardan geçtiğini duydum ve ilk buraya geleceğini düşündüm"
Asia " ben bilmiyordum buraya geleceğimi"
Annesi “ ben emindim biz burada çok mutluyduk ailesi bir arada olan çocuklar 50 yaşınada gelse çocuk kalır ailesinden biri ölenler 5 yaşında bile olsalar büyürler"
Asia" bizim payımızada büyümek düştü"
Annesi" aynı şey değil ama senin artık bir ailen daha var ekibin"
Asia" aynı değil, güveneceğim insanlar mı bilmiyorum"
Annesi" Eski baş koruyucumla konuştum yeni kız iyi biri kendini ana bırak artık hayatını yaşa"
Asia '' keşke aynılarını eneler öncede söylesedin belki o zaman hayatımı nasıl yaşıyacağımı bilebilirdim'' Asia bir kaç adım geri attı ve tekrar kapı açtı ve evine geçti.
Manolya idil öztürk
Sabah uyanmış annesi ile ilk buluşması ve onunla tartışması kulaklarında yankılanıyordu. Manolya '' bana yllarca bu işlerden uzak durmamı sen söyledin gözümün önünde ölümünü izledim şimdi de ona bağlanmamı istiyorsun''
Menekşe '' seni böye koruyabileceğimi sandım ama-''
Manolya “12 yaşımda baş koruyuculuk bizden alındı bıraksaydın-'' Artık ikiside bağırıyordu
Menekşe'' genç yaşında ölüp buraya gelirdin''
Manolya '' ya şimdi ne olacak sanıyorsun Chriss mi bizi koruyacak''
Menekşe artık buna dayanamıyordu ''en azından bunun için çabalıyor senin gibi korkak değil''
Manolya birden durdu '' doğru ama buda anneden geçen bir özellik değil mi? sende korkaklık edip ekibini satmadın mı?'' İkiside sustu ve ikiside ağlıyordu.
Menekşe '' birgün sende baş koruucu olursan neyi niye yaptığımı anlarsın, senden özür dilerim kızım ama ne yazık ki, sende annenin kızıymışsın'' bu tartışmadan sonra ikiside bir daha mezarlığa gitmemişti.
İstemeye istemeye yataktan kalkıp annesinin eşylarının olduğu sandığı açtı içinden iki dosyayı alıp açto. Soyluların bulaştığı illegal işlerin kanıtları vardı. sırt çantasına attı ve hazırlanıp evden çıktı. Yayın evine geçtiğinde Christine stajyerlerin odasında masasındaydı.
Manolya '' günaydın nasılsın?''
Chriss'' günaydın iyidir senden''
Manolya '' iyi benden de o meseleye hiç girme ikinizinde kalbini kırarım’'
Chriss '' seni hiçç anlamadım hiçde anlamayacağım ama derdimiz aynı annelerimizin de derdi aynı lütfen biraz sakinleş ve onu dinle''
Manolya '' denerim silah kullanmayı öğrendiğin yerin numarası var mı?''
Chriss Mustafanın numarasını verdi ve Manolya yanından ayrıldı.
Dosyayı açtı Soykan holdingin otellerde gizli kumar oyanttığının kanıtları vardı. Her sayfayı değiştirdiğinde masadaki isimlerin illegal işlerini görüyordu. Son sayfada ise
''Manolya yardıma ihtiyacın olduğunda ve soylular sana yardım etmediklerinde kullan''
Menekşe
Chriss '' her şey onun için ayarlanmış ama seçe seçe beni seçtin hayatttt'
Stajyerler yavaş yavaş geliyordu Chriss bilgisayarda word sekmesi açıp
Neyden kaçıyorsun neden kaçıyorsun
ölümle mi kavgan yaşamaktan mı korkuyorsun
Bilmiyorsun hiç bir şeyi göremiyorsun
sen sen olman için yaratıldın bunu öğreniyorsun
REYES
Oda dolmuş her kes hararetli hararetli sohbet ediyordu artk Christine ile aynı odada olmaya alışmış onada türk kahvesi yapıyorlardı. ilk zamanlarda yadırgasada artık oda alışmıştı.
Matt Dean
Bilgisayardan kafasını kaldırıp çalan telefonuna baktı. Hakan yazısını görünce küfür ederek açtı
'' senin belanı s...cem, p...ç kurusu,'' Karşı taraftan gelen ses '' sakin ol sakin eğer kadınının canı yansın istemiyorsan sakin ol'' Matt '' Eğer Christine'e bir şey olursa seni vururum'' Hakan '' ende bana düzgün bilgi ver'' Matt '' bana bir şey anlatmıyor artık''
Hakan '' o zaman onu arayayım ve senin tarikattan olduğunu anlatayım. Eminim o senden daha çok bilgi verir bama''
7
Tepkiniz nedir?
Beğen
0
Beğenmedim
0
Sevdim
0
Eğlenceli
0
Sinirli
0
Üzgün
0
Vay
0