Günlük - Yalnızlığa Tutulan Notlar: 1. Gün

Kasım 16, 2025 - 22:50
 0
Günlük - Yalnızlığa Tutulan Notlar: 1. Gün

YALNIZLIĞA TUTULAN NOTLAR: BİR ADAMIN KAYIP SABAHLARI

*** Bölüm 01: Yalnızlığa Uyanış

Bugün sensizliğin ilk sabahına sokakta uyandım.
Böyle olmasını istedim

Soğuktan kıvrılmış bedenimle, uykudan çok yorgunluğun ağırlığı vardı üzerimde.
Etrafımdan geçen rüzgâr bile tenime yabancı geldi;
sen gidince sanki hava bile beni tanımayı bıraktı.

Evin sessizliğini değil, bu kez sokağın sert sessizliğini duydum.
Ne adımlarının sesi vardı,
ne mutfakta kaynayan kahvenin sıcak kokusu…
Sokak lambasının loş ışığı yüzüme vururken içim titreşti.
Sensiz kalınca, evin duvarları değil, bu şehrin kaldırımları bile nefes almayı unuttu sanki.

Sokak yavaş yavaş uyanırken ben hâlâ olduğum yerden kalkamadım.
Bir dükkân kepenginin açılış sesi,
bir çöp kamyonunun uzak uğultusu,
birinin taze simit seslenişi…
Dünya güne başlıyordu,
ama ben sensizliğin soğuğunda,
sabaha seni kaybetmiş bir adam olarak uyandım.

Sabaha karşı eve sürüklenir gibi geldim.
Yüzümü yıkarken aynadaki adama baktım ve içim burkuldu.
Sanki yıllar önce kaybettiğim bir tanıdığımla göz göze geldim.
Bakışlarımın altında biriken yorgunluğu ilk kez bu kadar net gördüm.
Demek ki ayrılık, sadece sevdiğinden değil, kendinden de uzaklaşmakmış.

Mutfağa geçtim.
Elim alışkanlıkla iki bardak çıkardı.
Senin için olanı usulca geri yerine bıraktım.
Küçük bir hareket… ama öyle bir içime oturdu ki,
yokluğunun tadı çaydan bile daha acı geldi.

Evin içinde hâlâ sen varsın.
Her köşede, her rafta, her eşyanın gölgesinde.
Masanın kenarında unuttuğun küçücük toka… ona dokunduğumda
kalbimde bir şey hafifçe kırıldı.
Meğer bazen en büyük acıyı en küçük izler bırakıyormuş.

Bugün yeni bir şeyi daha anladım:
Ayrılık, iki insanın susarak uzaklaşması değil sadece.
Günlerin rotasını kaybetmesi,
alışkanlıkların yerinden sökülmesi,
hayatın büyük bir sessizliğe teslim olmasıymış.

Sabah güneşi perdeden içeri süzüldü.
Sen “Bu ışık ne güzel” derdin.
Ben o anı düşününce gözlerimi kaçırdım.
Çünkü bugün ışık bile eksik, sanki dünyaya yarım doğuyor.

Bu sabah sensizliğin ağırlığı ilk kez bu kadar belirgin.
Kabul etmek acıtıyor, taşıması zor…
Ama yazıyorum.
Belki iyileşmek için, belki seni unutmamak için,
belki de fark etmeden kendime tutunmak için.

Belki bir gün okursun, belki hiç haberin olmaz.
Ama şunu biliyorum:
Sensizliği yazmak bile zor,
yaşamak ise kelimelerin taşıyamadığı kadar.

Yazan
Korhan KÜLÇE 

Tepkiniz nedir?

Beğen Beğen 0
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevdim Sevdim 0
Eğlenceli Eğlenceli 0
Sinirli Sinirli 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 0
Korhan KÜLÇE Ben; Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı. Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu. Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur. Kitaplarım… Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli. Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler. Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı. Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır. Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın. Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim. Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir; onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir. Ben sustukça onlar konuşur. Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi. Kitaplarım; Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler İlişkiler Hakkında - 1 Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı Sen de Haklısın Korhan KÜLÇE