Otorite Yoksa, Sorumluluk da Yoktur

Korhan KÜLÇE'den ''Otorite Yoksa, Sorumluluk da Yoktur'' konulu bir yazı

Eylül 23, 2025 - 09:27
 0
Otorite Yoksa, Sorumluluk da Yoktur
Otorite Yoksa, Sorumluluk da Yoktur

Bir erkeğin omuzlarına yüklenen “Koca”lık, sıradan bir sıfat değildir. O, taşıması ağır bir taç, girilmesi çetin bir meydan, yürünmesi dikenli bir yoldur. Bu yol, yalnızca karşısındaki kadının güveniyle, saygısıyla ve teslimiyetiyle anlam bulur. 

Çünkü erkeğin liderliği kabul görmüyorsa, o zaman omuzlanan yük ne kadar ağır olursa olsun, bir değer ifade etmez. Liderliğin reddedildiği yerde düzen değil, yalnızca kaos vardır. Ve kaos, damla damla, gün be gün erkeğin ruhunu kemirir.

Bugün birçok kadın, evlilik nimetlerinden faydalanmak isterken, eş olmanın sorumluluklarını geri plana atıyor. Korunmak, desteklenmek, evlilik statüsünün güvenliğini yaşamak istiyor; fakat aynı zamanda “özgür ve güçlü” olma perdesinin arkasına saklanarak, sorumluluğun tüm yükünü kocasına bırakıyor. Krizi senin çözmeni, faturayı senin ödemen, yarayı senin sarman bekleniyor. 

Sen, “erkek” olduğunda işine geliyor; ama liderlik etmeye kalktığında, “otoriteni kabul etmiyorum” diyerek karşına dikiliyor. Bu dengesizlik, sonunda seni yalnızca bir cüzdana, yalnızca tükenmeyen bir kaynak gibi tüketmeye başlıyor.

Koca olmak, yalnızca maddi yükleri taşımak değildir. Bir koca, yön veren, düzeni sağlayan, ailesinin omurgası olan kişidir. Eğer bu omurga hiçe sayılıyorsa, senin varlığın da hiçe sayılıyor demektir. Senin liderliğinle alay eden bir kadının yanında koca rolüne soyunmak, kendi onurunu çiğnemektir. 

Çünkü liderlik, yalnızca karşı tarafın gönüllü teslimiyetiyle, onun sana güvenmesiyle taçlanır. Güvenin olmadığı yerde ise hiçbir liderlik ayakta kalmaz.

Unutma ki, gerçek bir ilişkinin kalbi, erkeğin liderliği ve kadının buna gönüllü teslimiyetidir. Teslimiyet olmadan düzen olmaz. Düzenin olmadığı yerde kaos hüküm sürer. Ve bu kaos, senin içini sessizce tüketir; seni hayatta kalmaya çalışan ama yaşamayan birine dönüştürür. İşte o noktada sen, bir eş değil, yalnızca bir “sponsor” olmuşsundur. 

Oysa kocalık, hiçbir zaman yalnızca maddi imkân sağlamak değildir; kocalık, liderlik etmektir, yön göstermektir, sarsılmaz bir duruş sergilemektir.

Koca olmak bir görevdir, evet; ama bu görev, senin otoriteni inkâr eden bir kadının yanında heba edilmemelidir. Ağır olan tacı, ancak sana güvenen, yanında yürümeye hazır olan bir kadının uğruna taşı. 

Aksi halde o taç, başında bir onur değil, boynunda ağır bir zincire dönüşür.

Korhan KÜLÇE

Tepkiniz nedir?

Beğen Beğen 0
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevdim Sevdim 0
Eğlenceli Eğlenceli 0
Sinirli Sinirli 1
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 0
Korhan KÜLÇE Ben; Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı. Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu. Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur. Kitaplarım… Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli. Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler. Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı. Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır. Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın. Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim. Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir; onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir. Ben sustukça onlar konuşur. Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi. Kitaplarım; Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler İlişkiler Hakkında - 1 Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı Sen de Haklısın Korhan KÜLÇE