ALİS
Patili küçük zıp zıp kızım Alice için
Evde bir neşe var; adı Alis.
Sabahın ilk ışıklarıyla uyanır, patilerini yere vurur,
sanki “Haydi! Gün başladı!” der.
Gözlerinde pırıl pırıl bir yaşam sevinci,
kuyruğunda rüzgârla yarışan bir mutluluk yelkeni…
Her sabah, sanki dünya onun için yeniden doğar.
Her adımı bir oyun, her nefesi bir maceradır.
Alis’in küçük evreninde hüzün yoktur.
Bir top gördü mü bayram eder,
bir gölge kıpırdasa peşine düşer.
Yere düşen bir yaprak bile onun için bir dans davetidir.
Ama bir de abisi Kuki vardır…
Alis onu çok sever, ama bir o kadar da kızdırır.
Kuki tam huzur bulmuşken, Alis zıplar üstüne.
Oyuncağını alır, kuyruğunu çeker, sonra masum masum bakar.
Kuki “hav!” diye uyarır,
ama Alis’in o pırıl pırıl gözlerine kim kızabilir ki?
Bir bakışıyla bütün öfke erir gider.
Küçücük bedeninde koca bir sevgi taşır.
Koşarken kulakları savrulur, kalbi kahkahalarla atar.
Bazen bir bakışıyla “Ben buradayım!” der,
ve o bakış, insanın içindeki tüm yorgunlukları siler.
Akşam olunca sessizce kıvrılır yerine.
Nefesleriyle evi saran huzur,
bir masal gibi dolanır odalara.
O an anlarsın:
Dünya bazen kararsa da,
Alis bir kez zıpladı mı, her şey yeniden ışır.
Çünkü o sadece küçük bir köpek değildir.
O, evin gülüşüdür.
Bir mutluluk kıvılcımı,
küçücük kalbinde taşıdığı kocaman sevgidir.
Yazan
Korhan KÜLÇE
Korhan KÜLÇE
Ben;
Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı.
Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu.
Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur.
Kitaplarım…
Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli.
Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler.
Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı.
Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır.
Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın.
Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim.
Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir;
onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir.
Ben sustukça onlar konuşur.
Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi.
Kitaplarım;
Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları
Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın
Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır
Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu
Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum
Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler
İlişkiler Hakkında - 1
Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı
Sen de Haklısın
Korhan KÜLÇE