Tamamlanmış Hikaye

Ekim 24, 2025 - 09:02
 0
Tamamlanmış Hikaye

''Ben de yeni öğrendim;
İkinci bir şans kazanmak, ilk şansı kaybetmek demekmiş.
Bize de öyle oldu''

Bazı güzellikler, sonsuza kadar sürmezmiş.
Kalbinde kök salmasını istersin ama hayat sana onları sadece “bir zaman” için verirmiş.
Bir bakışın sıcaklığı, bir sözün içtenliği, bir gülüşün bıraktığı iz…
Hepsi bir gün, sessizce zamana karışır, silikleşir, yerini sessiz bir kabullenişe bırakırmış.
Geriye o anların ışığı değil, ağırlığı kalırmış.

İşte bu bitişler yarım kalmış değil, tamamlanmış hikâyelerdir.
Bazen güzel şeylerin bir zamanı vardır: başlar, yaşanır ve usulca elinden kayar, biter, gider.
Tıpkı gün batımı gibi…
Gökyüzü kararır ama biraz önceki renkleriyle bir ömür hatırlanır.
Üzülürsün ama elinden bir şey gelmez.

Kabullenmek, unutmak değildir.
Unutmak insanı eksiltir; kabullenmek olgunlaştırır.
Sevdiğin birini kaybettikten sonra bile hâlâ güzel anıyorsan, işte o zaman büyümüşsündür.
Çünkü gerçek sevgi, bitse bile güzelliğini koruyabilen sevgidir.

Evet, bazı güzellikler devam etmez, ama izleri, içinde yaşamaya devam eder.
Ve bazen bir anda, hiç beklemediğin bir yerde,
bir şarkının melodisinde veya bir gece ''sizin sokağınız'' dan geçerken, eski hatıraları, o güzel günleri hatırlarsın.
O sokakta kalakalırsın, yürümen yavaşlar
Kalbin bir anlığına o geceye döner;
sonra gülümsemeyle hüzün karışır birbirine.
O sokak artık sizin sokağınız değildir, alelade bir sokaktır işte, fark edersin, nefesin kesilir.
Bir daha geçmezsin o sokaktan, etrafından dolanırsın.

Ama güzel hatıralar hep kalır, silinmez.

Yanlış yaptıklarını, doğru yapamadıklarını
Eksik yaptıklarını, tam yapamadıklarını düşünüp üzülürsün.

Aklında tek bir düşünce vardır, keşke o ilk güne dönebilseydin, keşke her şeyi tamamen farklı yapabilseydin.
Keşke ancak bugün olabildiğin bu kişi o gün olabilseydin.
Keşke bugün bildiklerini o ilk gün bilebilseydin.

Ve o an anlarsın:
Gidenleri kırgınlıkla değil, minnetle uğurlayabilmekmiş büyümek.
İşte o zaman hiçbir şey gerçekten bitmez;
sadece biçim değiştirir, başka bir hâlde yaşamaya devam eder.
Sen de o hikâyenin hatırasıyla biraz daha “sen” olursun.

BEN DE YENİ ÖĞRENDİM

Ben de bu gece öğrendim
Sessizce, kimse duymadan…
İçimde bir şey koptu, ne tam acıydı, ne tam inkâr.
Sanki kalbim artık kaldıramadığı bir yükünü bırakırken, aynı anda hafifledi ama çokça da eksildi.

Artık biliyorum:
Bazı şeyler bir daha olmayacak.
Bazı sözler bir daha söylenmeyecek, bazı bakışlar bir daha değmeyecek.
Ama hepsi yine de çok güzeldi.
Çünkü güzel şeylerin bitişi, ardında bir minnet bırakıyor insana.
Ve sen, kalbinden sessizce fısıldıyorsun:
“İyi ki yaşadım… her an, her saniye, her şey çok güzeldi.”

Büyümek, bazen sessizce “tamam” diyebilmektir.
Direnmeden, isyan etmeden, sadece kalbinle kabullenmektir.
O anda, içindeki sevgi olgunlaşır, ağırlaşır ama aynı zamanda güzelleşir.

Bende yeni öğrendim:
Güzel şeyler bazen kısa sürer, ama izi uzun yaşar.
Bir gülüş, bir dokunuş, bir kelime…
Hepsi kalbinin bir köşesinde, zamanın bile silemeyeceği bir ışık olur.

Artık geçmişe değil, geçmişin bana kattıklarına bakıyorum.
Çünkü bazı hikâyeler biter, ama insanı değiştirmeye, olgunlaştırmaya devam eder.

Ve belki de büyümek tam olarak budur:
Bir şeyin bittiğini kabul edip,
yine de onun için şükredebilmek.
“İyi ki yaşadım,” diyebilmek…
Her şeye rağmen, “çok güzeldi,” diyebilmek.

------------------------------------
Not: ''Ben de yeni öğrendim;
İkinci bir şans kazanmak, ilk şansı kaybetmek demekmiş.
Bize de öyle oldu''

Bu söz Ramiz Dayıdan alıntıdır. Selamlar Ramiz Dayı
----------------------------------------

Yazan
Korhan KÜLÇE
22/10/2025

Tepkiniz nedir?

Beğen Beğen 0
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevdim Sevdim 0
Eğlenceli Eğlenceli 0
Sinirli Sinirli 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 0
Korhan KÜLÇE Ben; Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı. Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu. Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur. Kitaplarım… Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli. Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler. Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı. Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır. Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın. Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim. Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir; onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir. Ben sustukça onlar konuşur. Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi. Kitaplarım; Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler İlişkiler Hakkında - 1 Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı Sen de Haklısın Korhan KÜLÇE