Arşiv 17 (Gençliğe Hitabe'yi Anlamak)

Yaşadığımız zorlukları ve sorunları çözüme kavuşturacak olan bu iki cümlenin içindeymiş...

Ocak 31, 2022 - 10:51
Ocak 31, 2022 - 12:32
 2
Arşiv 17 (Gençliğe Hitabe'yi Anlamak)

Gençliğe hitabeyi defalarca okudum . Asla okumaktan sıkılmadım . Ana dili Türkçe olan en önemli yazıtlardan biri. Zamansız bir söylem. Mustafa Kemal Paşa'nın , en büyük eserinin mirasçılarına verdiği bir öğüt. Lakin bu öğüdü , özellikle bu son günlerde daha iyi anlamamız gerekirken üzerinde yeterince düşünmüyoruz. İnternette Atatürk'ün bir fotoğrafını paylaşıp altına "Gerçek lider" ," Sen kalk da ben yatam." gibi anlamsız ve gereksiz söylemlerde bulunmaktansa gerçekten Atatürk'ün kulak vermemizi istediği asıl söylemini daha iyi anlamamız gerekir.

Dediğim gibi sürekli Gençliğe Hitabeyi okurum. Yıllar yıllar önce bir kez daha okurken aklıma bir soru takılmıştı. Bu güne kadar da bu soru sürekli zihnimi kurcaladı. Son günlerde ise bu sorunun kendimce bir cevabını buldum. Size de bu soruyu soracak ve kendi bulduğum cevabı söyleyeceğim ama önce size başka bir soru sormak istiyorum.

Sizce Mustafa Kemal olmak imkansız mı? Çok zor olduğu aşikar ama mesela bu gün bir çocuk size "Ben Mustafa Kemal olacağım." dese ne düşünürsünüz mesela?
Dürüst olun. "Çocukça bir söylem" dersiniz bir çoğunuz

Şuan , her ne kadar belli basın yayın organlarınca inkar edilirse hakikat barizdir. Hiç de iyi bir durumda değiliz. Bu konuyu detaylıca anlatamayacak durumdayız hatta. Bir bataklıkta saplanmış durumdayız ve nasıl desem... Bu bilenlere oldukça tanıdık gelen bir durum. Vaktiyle fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş bir milletin torunları , aradan geçen onca yılın ardından tekrardan aynı durumda ve vaktiyle o harap ve bitap düşmüş milletin içerisinden çıkan bir genç "Ben bu milleti kurtaracağım" demişti . Şimdi o milletin torunlarının çocuklarından biri neden böyle bir söylem ettiğinde çocukça olsun ki? O kadar mı imkansız bi Atatürk olmak? 

Belkide inanırdı imkansız olduğuna , eğer bizzat kendisi tarafından önümüze sunulmuş açık bir kılavuz olmasaydı. Gençliğe hitabe her şey den önce bir kılavuzdur. Mustafa Kemal Atatürk'ün gençliğe bıraktığı bir kılavuz. Kendisinin ve izinden giden halkının verdiği tarihi mücadelesinin kılavuzu. Tıpkı satın aldığınız bir ürünün kullanım kılavuzu gibi bu mirasın nasıl korunacağını anlatan da bir kılavuz aslında. Tek farkı normal kılavuzların aksine bu kılavuzda oluşabilecek tüm sorunlara karşın çözüm olarak sadece 2 cümle yer alıyor. 

Mustafa Kemal Atatürk ; gençliğe, ileride düşmanlarının ol olacağını , bu düşmanlarına karşı bir mücadele vermesi gerekeceğini , bu düşmanlarının çeşitli yollarla ülkesinin neredeyse her biriminde güç bulacağını , siyasilerin bile bu düşmanların safında yer alacağını , iktidar sahiplerinin dahi gaflet ce dalalet hatta hıyanet içerisinde bulunacağını söylerken çözüm olarak ise sadece şu cümleleri yazar :

"Ey Türk istikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerati dahi vazifen , Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."
İşte en başta belirttiğim soru da tam bu noktada kafama takıldı. "İlerde oluşabilecek tüm bu sorunları nokta atışı tahmin eden biri neden iş çözümü söylemeye geldiğinde iki cümle de geçer?" Bu soru uzun süre kafamı meşgul etti. "Hayır" diyordum , haykırıyordum içimden , "Sadece bu iki cümleden ibaret olamaz" diye. Bir noktayı kaçırıyor olmalıydım. 

Şuan anlıyorum ki aslında hiçbir şeyi kaçırmıyormuşum . Gerçekten tüm bu olumsuzluklara karşı elimde olan şey bu cümleler. Şunun farkına vardım ki daha fazlasına da ihtiyaç yok. İzin verin açıklayayım.

Tarihimiz ile övünmekten kör olmuşuz resmen. İmkansızlıklar içerisinde , hiç de kolay olmayan ve bir çok kayıp verilerek kazanılan Kurtuluş Savaşını bir peri masalı misali anlattılar hep bize. Hiç kolay değildi arkadaşlar . Sadece batı cephesinde 640.00 sivil öldü. Bakın bunlar asker falan değil. Halk , sivil insanlar. Tüm zorluklara ve kayıplara rağmen atalarımızın yazdığı bu zaferde ellerinde olan sadece iki şey vardı. Bunlardan bir umut , diğeri Kemal Paşanın yüreklerinde yaktığı bağımsızlık ateşiydi. Kurtuluş Savaşı bu şekilde kazanıldı. Bir dünya vardı resmen Mustafa Kemalin , silah arkadaşlarının ve hürriyetine aşık bir halkın karşısında. 

Şimdi bu gün tekrardan dedelerimizin düştü durumun benzer bir halini yaşamaktayız. Kılıçlar kınına girmiş olsa bile hala bizi hazinemizden mahrum etmek isteyen dahili ve harici bedhahlar var. Tüm olumsuzluklara karşı verdiği mücadelenin başında Mustafa Kemal'in elindeki tek şey damarlarındaki asil kandan gelen kudretti tıpkı bize de söylediği gibi. Umudumuzu kaybetmeden , Atamızın açtığı yoldan gösterdiği hedefe durmadan yürümeliyiz. 

Açıkçası kendimizi iki cümle ile şanslı bel saymalıyız. Zamanında dedelerimize  "Ya istiklal , ya ölüm" demişti sadece.

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Garip "Kalbimde de duyulan budur zaten , huzura hasret biriyim ben. Bir garip şairim ben."