Bir kadın bir kez kırıldığında, o eski hâline dönmez.
Aynı erkeğe baktığında bile artık başka bir kadın gibidir, temkinli, sessiz, ölçülü.
Artık sadece sözlere değil, sessizliklere de dikkat eder.
Bir bakışı, bir susuşu, bir geç kalışı bile anlam taşır onun için.
Çünkü güven bir kere yıkıldığında, bir daha eskisi gibi kurulmaz.
Ne kadar sevse de, kalbinin bir köşesinde hep o sızı kalır:
“Ya yine aynı acıyı yaşarsam?”
O yüzden gider bazen.
Gitmese bile, içinden uzaklaşır.
Kendini toparlar, yeniden güçlü olur.
Artık kimseye mecbur değildir.
O eski, saf güvenini değil; kendini korumayı öğrenmiştir.
Ama bazen hayat, ikinci bir ihtimal sunar.
Aynı erkek, yenilenmiş hâliyle gelir.
Eskiden kolayca söylediği kelimeleri şimdi sessizce yaşar.
Söz değil, çaba gösterir; bahaneler değil, istikrar sunar.
Ve kadın, her ne kadar direnmeye çalışsa da, kalbinin derinlerinde bir şey kıpırdar.
Belki bu kez olur, der. Belki bu kez gerçekten farklıdır.
Zaman geçer.
Kırık yerlerden filizlenir bir şey, adı yeniden güvendir.
Tam eskisi gibi değildir; daha olgun, daha temkinli ama daha gerçektir.
Çünkü bir kadın, bir erkeğe ikinci kez güveniyorsa,
Bu artık saflıktan değil, sevgiden doğan cesarettendir.
Ve o cesaret, her şeyden daha değerlidir.
Yazan
Korhan KÜLÇE
26/10/2025
Korhan KÜLÇE
Ben;
Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı.
Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu.
Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur.
Kitaplarım…
Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli.
Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler.
Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı.
Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır.
Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın.
Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim.
Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir;
onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir.
Ben sustukça onlar konuşur.
Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi.
Kitaplarım;
Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları
Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın
Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır
Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu
Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum
Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler
İlişkiler Hakkında - 1
Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı
Sen de Haklısın
Korhan KÜLÇE