Bazen Kader Sessiz Yazar - Hikaye

Ekim 20, 2025 - 09:24
 0
Bazen Kader Sessiz Yazar - Hikaye

Fethiye sabahları, dünyanın geri kalanından kopuk, sanki bir ressamın fırçasından çıkmış bir tablo gibiydi. Babadağ’ın yamaçları hâlâ sabahın serinliğiyle örtülmüş, zirveler hafif sis bulutlarının içinde kaybolmuştu. Limandaki balıkçı tekneleri sessizce halatlarını gerdiriyor, motorlarını çalıştırmadan önce denizin huzurlu nefesini dinliyordu. Tuzlu deniz kokusu, çarşıdaki taze ekmek ve çay buharıyla karışıyor, küçük taş sokaklardan gelen köpek havlamaları ve martı çığlıkları sabah sessizliğini tamamlıyordu.

Duygu, her sabah Çalış’taki küçük iskeleden kalkan motor tekneyle ofise gidiyordu. Tekne yolculuğu yalnızca bir ulaşım aracı değildi; o birkaç dakika, günün geri kalan karmaşasından uzaklaşmak, kendi düşüncelerine dalmak, sessizliğin içinde kaybolmak demekti. Limandan ayrılırken balıkçıların tekneleri üzerindeki ağları toplamasını, halatların gıcırdayışını ve sabah çayının dumanını izlemek ona tarifsiz bir huzur veriyordu.

Hep aynı köşeye otururdu: teknenin burnuna yakın, rüzgârı yüzünde hissettiği küçük, sessiz alanına. Bordo atkısını boynuna doladı, şalını aceleyle omzuna attı. Tekne iskeleden ayrıldığında, rüzgâr bir anda yön değiştirip şalı havalandırdı. Şal neredeyse denize düşecekti ki, havada kıvrılarak bir el yakaladı.

— “Sanırım bu gitmek istemedi,” dedi sıcak bir sesle.

Duygu arkasını döndü; karşısında uzun boylu, lacivert bir mont giymiş, saçları deniz rüzgârında hafifçe dağılmış bir adam duruyordu. Gözleri deniz gibi sakindi, içine bakınca insanın yüreğine huzur veren bir derinlik vardı.

— “Çok teşekkür ederim… Az kalsın en sevdiğim şalım gidiyordu,” dedi gülümseyerek.
— “Demek ki bu sabah sadece sen değil, şalın da denizi özlemiş,” dedi adam, hafif bir tebessümle.

Adamın adı Okan’dı. Meğer o da her sabah aynı teknede yolculuk yapıyormuş; Duygu bugüne kadar onu fark etmemişti. Ama Okan, onu sessizce uzun zamandır izliyormuş. O sabah rüzgâr, Okan’ın cesaretini biraz olsun ateşlemişti.

Tekne limana yanaştığında ikisi de istemeden ayrıldılar. Ancak bakışları birkaç saniye havada asılı kaldı. Bu, sessiz bir başlangıçtı; birbirlerini tanımadan önce bile, iki ruhun birbirine yaklaştığı bir andı.

BÖLÜM 2 – ÇARŞININ VE KÖRFEZİN GİZLİ BÜYÜSÜ

Günler geçtikçe, sabah tekneleri Duygu ve Okan için sadece bir ulaşım aracı olmaktan çıktı. Limanda karşılaştıklarında kısa selamlar, kısa selamlar sohbetlere dönüştü. Bir sabah Okan, ellerinde iki sıcak kahveyle geldi:

— “Her sabah kahve içtiğini fark ettim,” dedi gülerek.
— “Demek dikkat ediyorsun,” dedi Duygu, yanakları hafifçe kızarmış.

Teknenin yavaş hareketiyle, körfezin sessiz dalgalarına bakarken, Babadağ’ın sisle kaplı zirvesi onlara eşlik ediyordu. Duygu, Okan’ın yanında zamanın hem aktığını hem de durduğunu hissediyordu. Konuşmalar, rüzgârın hafif uğultusuyla, dalgaların teknenin yanına vurmasıyla daha anlamlı hâle geliyordu.

Tekne çarşıya yaklaşırken, Fethiye’nin taş döşeli dar sokakları, rengârenk dükkanlar, taze ot ve baharat kokularıyla dolu pazarlar gözlerinin önünden geçti. Kahverengi tahta raflarda dizili inciler, el işi takılar, elma ve nar kokuları, sabahın sakin kalabalığıyla birleşiyor ve şehre özgü büyülü bir atmosfer yaratıyordu.

Bir akşamüstü, gün batarken Okan sordu:
— “Hiç düşündün mü, bazı insanlar neden tam da doğru anda karşımıza çıkar?”
Duygu gözlerini ufuktan ayırmadan yanıtladı:
— “Bazen hayat tesadüflerle karşımıza çıkıyor.”
— “Ben tesadüflere inanmam,” dedi Okan. “Bence bazı karşılaşmalar, kaderin sessizce yazdığı satırlardır.”

Duygu, o cümleyi günlerce unutamadı. Akşamları çarşıda yürürken, limanda sessiz balıkçı teknelerini izlerken, hatta Babadağ’ın tepesinden körfeze bakarken hep aklında bu söz yankılanıyordu.

BÖLÜM 3 – KÖRFEZİN ORTASINDAKİ KARAR

Haftalar geçtikçe, sabah tekneleri Duygu ve Okan için sadece bir başlangıç noktası değil, bir ritüel hâline geldi. Körfez, liman, Babadağ’ın gölgesi… Hepsi onların buluşmalarına sessiz tanıklık ediyordu.

Soğuk bir kış sabahı, körfez hafif sisliydi. Duygu, alışkanlığından vazgeçmeden teknenin aynı köşesine geçti. Okan kısa süre sonra yanına geldi; elleri ceplerinde, yüzünde hafif bir heyecan vardı.

— “Sana bir şey göstermek istiyorum,” dedi.

Cebinden küçük bir defter çıkardı. İçinde kısa notlar, deniz manzaraları ve sabah çizimleri vardı. Duygu’nun dikkati bir sayfada durdu:

“Her sabah aynı köşede oturan bir kadın var. Şalı rüzgârda savruluyor ama kendisi dimdik duruyor. Onu izlemek, sabah sisinin içinden yükselen Fethiye güneşini izlemek gibi… Sessiz ama derin.”

Duygu’nun boğazı düğümlendi. Okan devam etti:
— “Seni uzun zamandır görüyordum ama bir türlü konuşmaya cesaret edemedim. Şalın uçmasa, belki hâlâ sadece uzaktan izliyor olurdum.”

O an Duygu, Okan’ın gözlerinde kendini görmüştü; sadece bakmak yetmemiş, gözlerle ruhları buluşmuştu.

Bir akşam, işten geç çıkmışlardı. Son tekneye beraber bindiler. Körfez sessizdi, gökyüzü yıldızlarla doluydu. Şehir ışıkları suya vurmuş, hafif dalgalarla parlayan kıvılcımlar oluşmuştu.

Okan, Duygu’ya dönerek yavaşça konuştu:
— “Duygu… Hayatta bazı anlar var… İnsan onları sıradan sanıyor ama aslında hayatın yönünü değiştiren anlar oluyor. Seni gördüğüm ilk sabah da öyleydi.”

Duygu’nun kalbi hızla çarpmaya başladı. Okan bir adım attı.
— “Ben artık seni sadece sabah teknede görmek istemiyorum. Hayatımda olmanı istiyorum.”

Rüzgâr saçlarını savurdu, tekne hafifçe sallandı. Duygu gözlerini kaçırmadı, gülümsedi.
— “Bazen kader sessiz yazıyor,” dedi. “Ama bazen kalbin sesi daha yüksek çıkıyor. Ben de seni istiyorum.”

Okan elini uzattı. Duygu tereddüt etmeden tuttu. O anda Fethiye Körfezi’nin suları bir anda daha parlak göründü. Yıldızlar suya daha parlak yansıyor, martılar sessiz bir kutlama yapıyordu.

O günden sonra, sabah tekneleri artık yalnızca işe gidişin değil, bir aşk hikâyesinin de başlangıç noktasıydı. Deniz, sabah rüzgârı, Babadağ’ın gölgesi ve limandaki balıkçı tekneleri… Hepsi bu hikâyenin sessiz tanıkları olarak kalacaktı.

Yazan
Korhan KÜLÇE 

Tepkiniz nedir?

Beğen Beğen 0
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevdim Sevdim 0
Eğlenceli Eğlenceli 0
Sinirli Sinirli 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 0
Korhan KÜLÇE Ben; Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı. Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu. Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur. Kitaplarım… Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli. Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler. Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı. Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır. Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın. Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim. Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir; onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir. Ben sustukça onlar konuşur. Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi. Kitaplarım; Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler İlişkiler Hakkında - 1 Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı Sen de Haklısın Korhan KÜLÇE