Her Zerresi
"Geceye hakim psikozlarım ama Güneşi batıran anneannemin yaşlarıydı."
Günahkar bir kuldu.
Yürüdüğüm yollarca yoğruldu.
Dilsiz şair ,
Ya da sazsız bir aşıktı.
Bir tiryaki gibi , tüketiyordu sorun ve kaos.
Öfkesi ise doğurdu ağır kelamları ve acı şiirleri
Günahlarının bedelini esaret ile öder yorgun bedeni.
Esen serin rüzgar kucaklar bu yanan esiri.
Zira dünya , cenneti hak etmek için yandığımız bir cehennemdi.
Haktan gelen kıyamet ise hasretle beklenen misafiri.
Lakin;
Ölüme elçilik eden günlerini,
Unutmak ile geçti dünleri.
Öfkenin ardından sükunet doğurur şiirleri.
Sessiz çığlıklar buluşturur mu kağıtla kalemi?
Cehaletin esaretinde , kana hasret ruhların delaleti.
Kan ağlar gökyüzü, yaşları adaletin makberi.
Haktan bir şans istedim ;
Dünya cehenneminde kıyameti gelmeden cenneti görmeyi,
Halkımın canını alan diktanın tahtını kalemimde eritmeyi,
Tekerrürlünde sıkıştığımız tarihi talihimizi değiştirmeyi,
Son kez adaletin mazlumun yanında tecelli ettiğini bilmeyi.
Tanrım azat et ruhumu beden maskesinden.
Öfkem , içine düşeni çürüten bir katran.
Şimdi hapishanede duvarlara çizik atmakta , Satırlar demir parmaklık.
Gene de bir korku duyuyorum ,
İçimde tek dişli canavarın kanında yıkanmayı arzuluyana bir vampir var.
Geceye hakim psikozlarım ama
Güneşi batıran anneannemin yaşlarıydı.
O dört duvarda dünyalara sığmayan hayaller büyüttü.
Hayat bir yol , yalnız adımlarla yürüdü.
Yalnızlığımın ortasında güzelliğine aşık olunan bir gül büyüttü.
Zamanla Eski mutlu halimle bu bedenden sürüldü.
Yaş aldıkça üstüne yağan yaşlarımla gülümü büyüttü.
Soluyorken yanında bir ben vardım ,
Onunla birlikte çürüdü.
Bende önce vardı yolun sonuna ,
Hüznünde boğuldu.
Bitmiş bu bedenle attığım son adımlar;
Kırılan kemiklerinin acısı bir yandan,
Ama o gene de huzuru kucaklar.
Sıkıca sarılır ve bağrına basar.
İki kuyu arasında taşan yaşlar ,
Yakarışlarını hakka taşıyorlar.
Tepkiniz nedir?