Eskiler sözü az, manası derin tutardı:
“Karnının doymayacağı yerde açlığını belli etme.”
Bu, ekmekten önce kalbi anlatan bir uyarıdır.
Her sofra doyurmaz insanı,
her kulak dinlemez,
her omuz yük almaz.
Derdini her dile düşürürsen,
dert incelmez;
bazen alay olur,
bazen suskun bir yargı,
bazen de senin yaranla beslenen bir merak…
O yüzden merhem olamayacaklara
yara gösterilmezmiş.
İnsan, içindeki acıyı
ekmek gibi bölüşmez herkese.
Kimin suskunluğunda huzur var,
kimin sözünde şifa,
kimin gözünde emanet bilinci
bunu öğrenir zamanla.
Bazı açlıklar anlatılmaz;
çünkü karşısındaki tok değildir.
Bazı dertler susarak korunur;
çünkü her ses şifa getirmez.
Ve insan, en çok da şunu öğrenir:
Derdini her yere bırakırsan kaybolur,
doğru kalbe bırakırsan iyileşir.
Yazan
Korhan KÜLÇE
13/12/2025
Korhan KÜLÇE
Ben;
Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı.
Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu.
Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur.
Kitaplarım…
Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli.
Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler.
Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı.
Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır.
Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın.
Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim.
Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir;
onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir.
Ben sustukça onlar konuşur.
Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi.
Kitaplarım;
Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları
Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın
Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır
Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu
Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum
Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler
İlişkiler Hakkında - 1
Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı
Sen de Haklısın
Korhan KÜLÇE