Bir Bahar Meselesi
Benim ilkbaharlarım, benim hep baharlarım, çiçekli yollara...
Bir nisan sabahı, uyanmışım. Küçük ellerimde tuttuğum koca dünyayı taşımaya çalışıyorum. Omuzlarım düşmüş, kollarım dizlerime doğru uzanıyor. Gözümü ayırmıyorum ondan, biliyorum kayar gider avucumdan ama takatim de kalmamış.
Bir nisan sabahı yürüyorum yolda, omzumu çarpıp yabancılara. Kaldırıp bakmıyorum başımı kimsenin suratına, biliyorum bakarsam güçsüz görünürüm ama adım atmaya dermanım da kalmamış.
Bir nisan gecesi oturuyorum masa başında, etrafım kalabalık insanlarla. Bir el uzanıyor bana doğru. Tereddüdüm uzanan ele değil avucumda tuttuğum dünyama. Sıkıca sarıp onu koluma, karşılık veriyorum yabancıya. Bırakmasını istemiyorum ama biliyorum bırakmazsa elimi tutamam dünyayı avuçlarımda.
Bir nisan gecesi çabalıyorum kurtulmaya, yapamıyorum. Ya salacağım tüm yüklerimi ya da bırakacağım o sıcak elleri. O el uzanıyor sonra dünyama, kurtarmak ister gibi beni. Şaşırıyorum. Bakışlarımı kaldırıyorum sonra, değiyor yabancının suratına. Gülümsüyorum.
Bir nisan gecesi buluyorum aramadığımı, bir nisan gecesi arıyorum bulamadığımı. Yükümü paylaşan, dünyama uzanan, başımı kaldıran yabancıya rastlıyorum o gece. Mutlu oluyorum. Meğer ağır olan yüküm değilmiş diyorum sonra, ağır olan zayıflığımmış. Ağır olan yükümü paylaşamamakmış.
Nice zaman geçiyor sonra. Mutluluğa alışmışım, omuzlarım hafiflemiş... O el, elimi hiç bırakmamış. Nice zaman geçiyor sonra bir mayıs sabahı ellerimize bir çift el daha eklenmiş. İyice güçlenmişiz. Sonsuzluğu tadıyorum. Saf sevgiyi hissediyorum. Bir bakıyorum koca dünyam bir çift minik el olmuş aslında. Ağır gelmiyor sonra hiçbir şey bana, o minik ellerden sonra...
Benim ilkbaharlarım, benim hep baharlarım, çiçekli yollara...
Tepkiniz nedir?