Bir Erkeğin Hayatı, Seçtiği Kadından Anlaşılır

Kasım 2, 2025 - 00:29
 0
Bir Erkeğin Hayatı, Seçtiği Kadından Anlaşılır

Bir erkeğin hayatını anlamak için bir çok kritere bakılır ama onun gerçek hayat hikâyesi, birlikte yürümeyi seçtiği kadınla şekillenir. Çünkü erkek aslında kadın seçmez; yaşayacağı hayatı seçer. O hayatın sınırlarını, renklerini, estetiğini, ruhunu belirleyen de kadındır. Bir erkek hangi kadını yanına almışsa, hangi ruha gönlünü açmışsa, hangi zekâyı, hangi görgüyü ve hangi inceliği seçmişse, onun hayatının çerçevesi de budur.

Erkek bir kadınla hayatını birleştirdiğinde, yalnızca gönül bağını kurmuş olmaz; günlük hayatının bütün damarlarına da o kadın dokunur. Yediği yemekler, sofranın düzeni, evde çalan müzik, izlenen filmler, evin dekorasyonu, hatta erkeğin kendi giyim tarzı bile o kadınla birlikte şekillenir. Kimi zaman bir erkeğin odalarının boşluğunu, kimi zaman da sofralarının zenginliğini belirleyen bu seçimdir. Erkek iradesiyle var olur; ama onu zarafetle yoğurup hayatına anlam katan kadın yanındadır.

Çocukların yetiştirilme biçimi, verilen terbiye, aşılanan değerler de büyük ölçüde kadının ellerine emanettir. Erkeğin adını taşır; fakat o adın nasıl bir kişiliğe bürüneceği, nasıl bir geleceğe yürüneceği anneden gelir. Çocuğun vicdanı, görgüsü, inceliği, hatta hayallerinin rengi bile kadının yönlendirmesiyle şekillenir. Bu yüzden bir erkeğin seçtiği kadın, yalnızca kendi hayatının değil, aynı zamanda gelecek nesillerin de kaderidir.

Yanında vizyon sahibi, zekâsı berrak, kalbi zarif bir kadın olan erkek, sadece kendi dünyasını değil, ufkunun ötesini de görmeye başlar. Kadının geniş bakışı, erkeğin gücünü yönlendirir, kararlarını olgunlaştırır. Böyle bir kadınla yürüyen erkek, sıradan bir hayatı aşar; yaşamın içinde bir derinlik, bir estetik, bir anlam kazanır. Oysa yanında sıradanlığı kabullenen, vizyonsuzluğu meşrulaştıran bir kadın olan erkek, kendi potansiyelini de sınırlar. Kadının dar bakışı, erkeğin ufkunu daraltır; kadının zaafları, erkeğin kaderine sızar.

Hayat yolunda erkek çoğu zaman kuvvetin, aklın ve kararın sembolü gibi görünür. Oysa bu kuvveti yönlendiren, bu aklı besleyen, bu kararı olgunlaştıran kadının rehberliğidir. Erkek dışarıda rüzgârlarla, fırtınalarla savaşır; eve döndüğünde onu karşılayan kadının sözü, bakışı, dokunuşu o mücadelenin meyvesini ya tatlı ya da zehirli kılar. Erkeğin ömrü boyunca biriktirdiği başarılar, yanındaki kadının gözlerinde değer bulur ya da heba olur.

Bir erkeğin kim olduğunu gerçekten görmek isteyen, onun arabasına, makamına, parasına bakmamalıdır. Onu tanımak isteyen, seçtiği kadının yüzündeki huzura, gözlerindeki ışığa, sözlerindeki derinliğe bakmalıdır. Çünkü bir erkeği hayatın içinde asıl gezdiren, ona yol gösteren, ona yeni pencereler açan kadın olur. Erkek ne kadar güçlü, ne kadar iradeli olursa olsun, seçtiği kadın kadar genişler, onun ufku kadar yürür, onun derinliği kadar olgunlaşır.

Bir erkeğin hayatı, seçtiği kadının yansımasıdır. O kadın, erkeğin hem aynası hem pusulasıdır. Bir erkeğin kaderi, çoğu zaman kendi iradesinden çok, yanında yürümeyi seçtiği kadının aklında, ruhunda ve kalbinde yazılıdır. Ve işte bu yüzden, bir erkeğin en büyük referansı serveti değil, seçtiği kadındır.

Korhan KÜLÇE
22/09/2025
Balkonda

Tepkiniz nedir?

Beğen Beğen 0
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevdim Sevdim 0
Eğlenceli Eğlenceli 0
Sinirli Sinirli 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 0
Korhan KÜLÇE Ben; Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı. Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu. Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur. Kitaplarım… Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli. Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler. Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı. Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır. Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın. Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim. Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir; onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir. Ben sustukça onlar konuşur. Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi. Kitaplarım; Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler İlişkiler Hakkında - 1 Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı Sen de Haklısın Korhan KÜLÇE