Gölgelik
Nerede doğmuş ve nerede geçmişse çocukluğun oraya aitsindir. Memleket dediğin en çok çocukluğundur. Koşup oynadığın tozlu yollar, kovaladığın tavuk veya kuzular. Gitsen bir gün çıkıp uzak diyarlara yine de yokta bulduğun o huzuru ararsın. Artık geri kalan yaşamında dönmek ve dinlenmek istersin. Yaşamın orada son bulsun istersin en çok. Evlatların olur, torunların, eserlerin. Orada anıp huzur içinde karşılamak istersin geldiklerinde de. Hayatın son demleridir belki ama sen yeni filizler dikersin bahçeye. Gölgelikler oluşturursun gönül evinde. Gelirse oğlun, kızın, torunların gölgelikte oturmalıdırlar bir yaz mevsimiyse. Veya sıcak bir yuva izlenimi vermesi gerekir dinlenmene en uygun bir odanın. Soba sıcaklığını duyumsamaları gerekir. O yüzden en çetin kış hazırlıkları yakacak üzerine verilir. En çetin mücadele kışa ait huzurlu bir odanın oluşması üzerinedir. Öyle de olur aslında. Başarır. Torunu da gelir yazın gölgeliğine kızı da oğlu da kardeşleri de. Kış olur yine aynı kadro sıcaktan kaçtığı gibi gölgeliğe, soğuktan da sığınır sıcak yuvanın meskenine. Huzurludur, mutludur ve de hoştur gönlü bu yüzden. Ve yine bu yüzden borçlu hisseder kendini her şeyin sahibine. Yumuşak kalbini daha da yumuşatır herkese. Dili tatlı, şerbetlidir. Eli cömert, maharetli. Zor da olsa nefes alışları, dinlemez devam eder çabalamaya. Oturduğu yerden alır verir zikrini ve tamam eder. Borçluyum diye düşünür. "Sağlam olan gönlüm yeter canın yarımsa da!" deyip günün en uzun ve sıcak olduğu vakitlerde aç ve susuz kalmak için çırpınır durur. Oruç onun borcunu ödemesinin en çetin işidir. Bu yüzden tercih eder. Kolay olsa herkes yapar. Zor olanı ise yüreği olan yüreği olan tek. Bir gün yine uzun ve sıcak günün öğle vaktinde aç ve susuz bedeni yorgun düşüp bayılır. Borcunu ödeyemediği içindir ama sızısı. Yorgun düşer lakin memleketinden gider yine de. . Gider ama dönemez. Memleket öksüz, kızı oğlu torunu gözü yaşlı. Memleket gözü yaşlı, kızı oğlu torunu öksüz kalır. Tam olamaz yarım can. Ama zaten tam olan yeşil gönül canı da tamam eder gittiği yerde. Ebedi memlekette muhakkak. Edebî memlekette tanış olduğu nice memleket yoldaşlarına kucak açacak o yürek. Yeşil bir yüreğin aydınlığında huzura erecek memleketten kopup ebedi memlekette kavuşan binbir çeşit yürekler. Şimdi yazlardan temmuz. Ihlamurlar çiçek verdi çoktan. Sıcaklar almış başını gidiyor. Ama bahçede gölgelikler var. Nice bayramların arifesinde ve bayramların cıvıl cıvıl gününde gölgelik altında buluşacak kızlar, oğlanlar, torunlar var. Asıl bir memleket var en koyu gölgeliği seçip de kendisi en başa kurulacak olan en vakur duruşuyla...
Tepkiniz nedir?
Beğen
0
Beğenmedim
0
Sevdim
0
Eğlenceli
0
Sinirli
0
Üzgün
0
Vay
0