HIRKA

Eylül 10, 2021 - 22:24
Eylül 10, 2021 - 22:26
 1
HIRKA

                                                                              HIRKA

            Sabahın ışıkları ile kalktı yine. Her gün olduğu gibi bugün de ilk olarak perdeyi açtı. Sonra camı. Dışarısının havasını şöyle derin derin çekti içine. Hafiften bir titredi, ürperir gibi olunca gözü odada beni aradı. Gözüne değdiğim anda ise hemen bana doğru geldi ve bir çırpıda geçirdi beni sırtına. Sımsıkı sarıldı. Tek tek, yavaş yavaş dokundu kollarıma. Adeta bana minnet duyar gibiydi.

            Birlikte lavaboya doğru yol aldık. Yüzünü yıkarken sağ kolumu hafiften ıslattı. Sonra özenle ıslanan yerimi katladı. Hızlıca aynadaki aksine baktı. O arada gözüne kirli sepeti takıldı. Kirlileri makinaya attı. Evdeki her şeyi yerli yerindeydi. Bardakları, tabakları, kıyafetleri, tv kumandası, kalemi, kağıdı, defteri… Evden çıkarken terliklerini çıkardığı yer bile. Bir tek benim yerim belli değil. Evin her yerinde olabilirim. Onunla birlikte ben de evde oda oda gezerim. Mutfakta yemek mi yapıyor kapının kolundayım, oturma odasına mı geçti koltuğun bir kenarındayım, çalışma odasında mı dosyalarının üzerindeyim. Velhasıl-ı o nerede ben oradayım. Evde şurası da benim yerim dediğim yer yok zira evin her yerindeyim. En son genellikle yatağının başucunda asılı kalır sabahı beklerim.

            Sarışın, açık kahverengi gözlü minicik bir sahibim var benim. Bazen delidolu ama çoğunlukla sessiz sakin. Aslına bakarsanız sahibim olmadan önce şen şakrak bir kızdı. Hatırlıyorum o günleri de benim bile şurama bir şey gelip oturuyor. Okuluna gider gelir sonra annesine üşenmeden tüm gününü anlatır, ona sarılır şiirler okurdu. Kitapları çok severdi bir de yazmayı. Yazdığı yazıların hepsini annesine okurdu. Ve tabii ki bana. O zamanlar annesi sahibim olduğundan annesine anlatırken bana da anlatırdı. Annesine sarılırken bana da sarılırdı. Şakalaşırlardı, birlikte yemek yaparlardı. Mutfaktaki yemek kokusu ile birlikte annesinin kokusu üzerime sinerdi. ‘Bu hırka biraz sen biraz da en sevdiğim yemekler kokuyor anne sultan,’derdi.

            Sonra evde bir gün bir telaş bir gözyaşı… Birkaç gün bir köşede unutulmuşluk. O sessiz bekleyişte anladım ki sahibim beni terk etmişti. Sonra bir sabah bu küçük hanım geldi yanıma. Dokundu, sarıldı, öptü, kokladı. ‘Sultanım,’ dedi; ‘neden bıraktın beni?’ Sonra beni aldı geçirdi sırtına. Öylece uyuyakaldı o gün. O uyudu ama ben sabaha kadar uyuyamadım. Isıttım onu, teselli ettim. Gece sayıkladıkça saçlarını okşadım, buram buram koktum burnuna, kulağına buradayım diye fısıldadım. Gözünden damlayan yaşları sağ kolumla sildim. İşte öyle başladı hikayemiz. Bir daha o nereye ben oraya yanından hiç ayrılmadım.

 

                                                                                                          

 

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

mamak Kitap kurdu, hayal işçisi.. Hep sonradan gelir aklı başına..