KİMSESİZLİK

Hangi duygudur ki buna sebep olur adı da "Kimsesizlik"

Ocak 19, 2022 - 22:37
Ocak 19, 2022 - 22:39
 0
KİMSESİZLİK

    Uzun yılların ardından , tek başına kaldığı bu tek odalı evde, aynada gördüğü kendi aksinden başka , hiç nefes yoktu. Yazdığı kitapları , rafda yerli yerinde duruyor, üzerindeki toz zamanın hangi tarihinden kalıpta biriktiği konusunda bir fikir vermiyordu. Boş gözlerle baktı herbirini, sıradan tarayarak. Eşi hayatta olsa değil toz , esamesi bile okunmazdı.  Onu kaybettiği yılları bile saymayı bırakmıştı artık,  kendi yaşıyla bile ilgilenmezken.

    Şöhretin, kalabalığın, çocuklarının ,  çok güzel geçen yılların , dinlenme hediyesi şu anki yalnızlığı idi. Arada meraklı bir okuyucu yada röpörtaj  için gelen birileri haricinde kapısı pek çalmazdı. Oğlu, dostlar alışverişte görsün misali, bayramdan bayrama on dakikalığına uğrardı.  Oğluyla arası her zaman iyi olmuştu ama annesinin ölümünden sonra biraz uzaklaşmışlardı birbirlerinden. Oğlu hiç evlenmemiş,  ünlü bir yazar olmuştu ama, topladığı kalabalık içindeki kimsesizliği yok edememişti.  Hiç bir zaman sorunlu bir çocuk olmamıştı, mutluydu da.  Ama yıllar içine yazma aşkını ekledikçe, insanlara olan ilgisini de  eksiltmişti. 

    Kendi haline koyduğu isim yalnızlık, oğlunun ki ise kimsesizlikti.  O dolu dolu yaşamıştı bu hayatı ya oğlu. Genç yaşta, ilk romanıyla üne kavuşmuş , hatırı sayılır paralarda kazanmıştı ama öyle evinde kendi halinde yaşayan  biyolojik yaşı genç, ruh yaşı ihtiyar bir adama dönüşmüştü.  Son günlerde bu konu aklından çıkmıyordu. Ne hata yapmıştı oğlunu yetiştirirken,hangi duygusunu eksik bırakmıştı? Bu konuyu oğluylada konuşmuştu ama dişe dokunur bir cevap  alamamıştı. Günlerce düşündü ve bulduğu tek cevap, kendi ününün ve hareketli hayatının içinde oğlunu eksik bırakmıştı. Hafta sonları biraraya gelinen kahvaltı ve öğleden sonra ailece yapılan klasik etkinlikler. Oğlunun okuluna hiç gitmemişti mesela, maçlarına, yada başka bir şeylere. Bir düzine ebeveynlere ders veren  yazdığı kitap vardı ama gözünün önündeki kendi çocuğuna baba olamamıştı.  Çocukluğunda ve gençliğinde kimsesiz bıraktığı oğlu şimdide kimsesizlik içinde kendi romanını yazıyordu. 

   Oğluna telefon açtı. "Oğlum artık birarada kalsak olmaz mı? İkimizde yalnızız. "  Oğlu sessizdi.  Ne demeliydi bilmiyordu, kırmakta istemiyordu. Belki babasının son günleriydi. "Tamam baba. Ama sen bana taşın, senin eve sığamayız." Baba mutluydu. Hızlıca dertop ettiği valiziyle yarım saate oğlunun kapısındaydı. Bir dakika bile kaçırmak istemiyordu. 

   İçeri girdiğinde evin temizliği ve düzeni karşısında şaşırırdı. Annesi gibiydi. 

-Annen gibi düzenlisin.

-Nerde baba, bu gün temizlik günü, tesadüf ettin. Teyze daha yeni gitti. Nerden çıktı bu birlikte oturma merakı..

   Baba uzun uzun duygularını anlattı, eksik bıraktıklarını. Oğlu bilinçsizce daldı, babasına gülümsedi. 

- Baba inan ben bunların eksikliğini hiç duymadım. 

- Pekiyi oğlum, neden yalnızsın.

-Babaaa ,  sende yazarsın anlaman gerek. Yazmak için yalnızım.

- Yapma oğlum yalnız olabilirsin ama kimsesizlik ayrı. Bir sevgilin bile yok. 

- Oldu ama şu an yok. Samimiyetsiz , ün sevdalısı buluyor , ondan vazgeçtim.

   Babası  birşey söylemedi. Belliki oğlu çok konuşmak istemiyordu. Odasına geçti. Kapısı çaldı.

-Baba ben ölüyorum. Direk böyle demek istemezdim ama nasıl olsa öğreneceksin. Uzun konuşmalar yapmak istemiyorum. Sadece sönüm yakın bunu biliyorum.

    Babası sustu sustu. Oğlu kapıyı kapatıp çıktı. Öylece kaldı. Kimsesiz dediği oğlu şimdi onu kimsesiz bırakıp gidecekti. Ağlamak istedi ama olmadı. Sadece ılık nefesinin azaldığını hissetti. 

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Gülbeyaz Gürsoy Uzun yıllardır devam eden bir yazma yolculuğu. Nazarımda her hayat bir hikaye, her duygu hayata açılan bir yol. Karadeniz Ziraat Mühendisi Kişisel gelişim konularında iyi bir araştırmacı ve eğitmen.