Melek ve İnsan
Melek olmak istemiyorum…

“Çok şükür ayakkabımın ipini bağladım.” dedi.
“Ayakkabının ipini bağlarken bile şükür mü ediyorsun.” dedi yanındaki.
“Evet.” dedi, gayet kendinden emin bir şekilde.
“Peki ondan daha önemli olan şeyler var; nefes almak gibi mesela. Her nefes alış verişinde dahi şükür mü edeceksin?” İstihza eder gibi hafif gülümsedi. “Buna güç yetiremezsin.” diye ekledi.
“Biliyorum. Ama gücüm olsa her nefes alış verişimde de şükür edeceğimi Allah biliyor.” dedi. Düşünüyormuş gibi bir müddet yere bakıp sustu. “Ama milyarlarca yıl secdede kalıp Allah’a şükreden meleklerin olduğunu duymuştum. Ben de o melekler gibi olmak isterdim.” Bir an için kendisini melekler gibi milyarlarca yıl secde halinde düşününce mutlu oldu.
“Ben o melekler gibi olmak istemezdim.” dedi yanındaki.
Şaşırdı ayakkabısının ipini bağlayan. “Neden ki dedi? Kim melek olmayı istemez ki?”
“Ben istemem.” dedi, dudağını büzerek. “Ben iradem ile seçmeyi, seçebilmeyi seviyorum. Bu bana özgür olduğumu hissettiriyor. Ve eminim ki Tanrı da benim ona sevgimi, bir meleğin sevgisinden daha üstün tutuyordur, çünkü ben kendi iradem ile üstelik sevmeme tercihim olduğu halde hatta görmeden seviyorum, melek ise görerek ve iradesiz seviyor.”
“Hımm. Aslında üzerinde düşününce dediğin mantıklı.”
“Bence de mantıklı.” dedi. Göz kırptı yanındaki.
Tepkiniz nedir?






