Mumun Üzerindeki Özlem Ateşi

Şimdi masam da yanan, etrafa sarı ışıklar yanan mumumun sönme vakti, aynı içimde geçmişe karşı yanan özlem ateşi gibi.

Nisan 29, 2022 - 17:20
Ağustos 8, 2022 - 20:19
 0
Mumun Üzerindeki Özlem Ateşi

Dışarıda damlaların akış hızının arttığına dair gelen seslerle birlikte kesilen elektrikleri evimiz karanlığa bürünmüş, ufak bir korkuya hapsetmişti beni. 

Her çocuk gibi karanlıkla aramda pek de iyi bir bağ bulunmazdı. Ondan korkardım ama bir yandan da ona karşı olan merakımı dizginlemeye çalışırdım.  

Evde elektriklerin gitmesiyle beraber yalnız olduğum odada beni ufak bir telaş sarar, yalnız kalmak istediğim bu odada ki yalnızlığıma lanet ederdim.  

Mutfakta elleri köpük köpük olan annem artık ezbere bildiği eşyalarının arasından bir bez alarak ellerini hemen öylesine kurular, dolapta yine ezbere bildiği mumlardan birkaç tanesini alırdı. 

Aldığı mumlar için çekmeceden demir, pek kullanmadığımız bardak altlıklarını çıkartır, yaktığı mumu eriterek mumun sabit kalması için tabağa akıtırdı.  

Her zaman mumların düşmesinden korkan ben, elektrikler geldiği zaman söndürmesine bayılırdım. Hangi çocuk sevmezdi ki mumu üflemeyi? 

Gerek pastanın üzerinde olsun gerekse korktuğumuz karanlığı aydınlatan sarı birer yıldız olsun, söndürmesi her zaman çok zevkli gelirdi.  

Sadece hiçbir zaman üflenen pasta mumlarıyla dilenen dileklere anlam veremez, sadece üflemek ile yetinirdim.  

Neden bir ateşi söndürdüğümde sırf söndürdüğüm gün doğduğum gün diye dileğim gerçek olacaktı ki? 

Annem tabaklara yerleştirdiği mumlar ile yanıma gelir, karanlıktan korktuğumu bildiği için benimle konuşmaya ve gülmemi sağlamaya çalışırdı. 

Ama bilirdim ki, korktuğumu söylersem bunun bir saçmalık olduğunu söyler, beni bilmeden üzerdi.  

Bende susmayı tercih ederek yavaşça karanlığa alışan gözlerimle kendimi koltuğa atar, uyuyacağımı bile bile uyumam diyerek üzerimi bir battaniye ile örterdim.  

Karanlığı dışında severdim aslına birden giden elektrikleri. 

Gözlerimin alıştığı o karanlıkta yatmak, sobanın içeriye yaydığı sıcaklığa daha da fazla odaklanmamı ve hissetmemi sağlardı. O zamanlar uyumak daha bir keyifli olurdu, babamın sobaya özellikle attığı portakal kabuklarıyla.  

Şimdi şöyle dönüp bakıyorum da hayatımın en kalıcı anlarının o karanlıktan oluştuğunu görüyorum rahatlıkla, o anları yaşarken pek rahat olamasam da.  

Bu benim için aynı, bir kâğıdı siyaha boyayıp kirlenen ellerime üzülmem gibi. Ama sonrasında kendime siyaha boyadığım sayfalar için aldığım beyaz kalemimle çizdiklerim ve yazdıklarım var, ruhumun sanıldığı gibi siyah değil de beyaz olduğunu kanıtlayan.  

Ve ben bugün burada oturmuş, dün kesilen elektriklerin ardından geçmişin bana getirdiği o şeyleri akıtıyorum buraya, siyah bir renkle.  

Geçmiş bazen, öylesine okunmuş kitap sayfaları gibi çıkıveriyor karşımıza. Ve biz o sayfaları açıp tekrardan okuduğumuz da hiç bilmediğim şeyleri görerek kendimize kızıyoruz. Çünkü okuduğumuzu sanmıştık... 

Şimdi masam da yanan, etrafa sarı ışıklar yanan mumumun sönme vakti, aynı içimde geçmişe karşı yanan özlem ateşi gibi. 

 

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow