ÖLÜMÜN PELERİNİ

Bir karmaşa içerisinde benliğimi bulmak isterken karmaşaya kapılıp kayboldum. Tanrı'ya kucak açıp koşsam da geriledim. Ne ben Tanrı'nın cennetine girmeye hak kazandım ne de cehenneminde yanacak kadar kabul görülen bir kulu oldum.

Aralık 13, 2021 - 00:59
Aralık 13, 2021 - 00:14
 0
ÖLÜMÜN PELERİNİ

                                            ÖLÜMÜN PELERİNİ / BÖLÜM 1

Tik tak, tik tak, tik tak... Beynimin içi, bozuk plak gibi sürekli zamanın geçiş sesini tekrarlatıyordu. Zaman geçiyor ve ölümün soğuk varlığını ensemde hissetmeye başlıyordum. Çektiğim çileler son buluyordu. Damarlarımdaki kan çekildi ve üzerime ölümün cesareti bindi. 

 Ölüm bir bedene hapsolsaydı eğer kesinlikle benim bedenim olurdu. Yaşarken ölmek, ölüme adım atmaktan daha zordu. 

 Terleyen avuç içlerimi pantolonuma silip bir adım daha attım. Soğuk hava bile vücudumun terlemesine engel olamıyordu. Dalgaların sert biçimde kıyıya vurması ve esen rüzgarın soğukluğu içimde bir şeyleri değiştirmek için kaynayıp volkan gibi gün yüzüne çıkmaya hazırlanırken fikrimin değişmesine engel olmak için bir adım daha attım. 

Belki dakikalar sonra bu dünyadan yok olacaktım, belki kimse ölü bedenimi bulamayacaktı. Belki de buldukları zaman balıklar her tarafımı kemirip çürütecekti. Ya da en kötüsü denizin derinliklerinde benliğimden bir iz bile kalmayacaktı. 

Ölüme bir adım daha attım. Ay gökte bu gece benim için son kez parlıyordu, rüzgar son kez tüm şiddetiyle etrafı kavuruyordu, deniz son kez şiddetli dalgalarla çarpıyordu. Ben ise son nefeslerimi alıyordum. Kafamı semaya kaldırıp son kez baktım. 

Ey hayat! Yıkıp geçtin beni. Tüm benliğimi hiçe saydın ve ne kadar acın varsa tattırdın bana. Şimdi ise yıkıp geçiyorum seni tüm acılarını hiçe sayarak.

Son bir adımı daha atıp kendimi boşluğa bıraktım. Bir yaprak tanesi gibi savrulup uaştım denizin tüm soğukluğuna. Tuzlu su bedenimdeki taze yaraları yıkıp geçerken istemsizce çırpınmaya başladım. Bedenim denizin derinliklerine inerken sanki bunu kendi isteğimle yapmamış gibi yüzeye çıkmak istedim. 

Nasıl oluyordu da hem ölmek için cesaretlenip hem de yaşamak için çaba sarf ediyordum? Çırpınmalarıma son verip kollarımı bacaklarımın etrafında doladım ve ciğerlerimin su ile dolmasına izin verdim. 

Canım yandıkça ağlamaya başlamıştım. Denizin derinliklerinde kaybolmaya başlamışken acı hayatım geçti gözlerimin önünden. Ölüm nasıl oluyor da kulağa bu kadar cazip gelirken acıları diriltip diriltip yaşatıyordu? 

Belki birazdan melek olacak, belki de kendi canımı aldığım için hiç affedilmeyen bir kul olacaktım Tanrı'nın gözünde. Tanrı affetmeyecek olsa bile ona kollarımı açarak gidecektim. Belki beni bir gün affeder diye beklerdim ama burada daha fazla acı üzerine hayatımı sürdüremezdim. 

Bedenim ve ruhum daha fazla bu acıya dayanamayarak gözlerimi sonsuzluğa kapatmamı emretti. 

      Üzerimde ölümün pelerini, ardımda sadece adımı bırakarak kapattım gözlerimi son kez.

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow