Sevgi Çemberini Ters Okuyanlar
Bazı insanlar vardır; sevgiyi bilirler ama uygulamayı hep yanlış yerden başlatırlar.
Kendi hayatının merkezindeki, onu gerçekten seven ve en çok düşünen o bir avuç insana karşı sabırsız, kırıcı ve hoyrattırlar…
Dışarıdakilere ise aşırı nazik, abartılı derecede anlayışlı, neredeyse gerçek dışı bir hoşgörüyle yaklaşırlar.
Hayatının merkezinde duran insanlara karşı umursamaz ve kırıcı davranırken, aslında kendi iyiliğini dahi umursamayan dışarıdaki insanlara daha çok emek verir; enerjisini, zamanını ve nezaketini yanlış yöne harcarlar.
Bu tuhaf bir çelişkidir:
Sevgi çemberinin içindekiler dikenli tellerin arasında; dışındakiler pamuklara sarılı.
“İnsan kendine şu soruyu sormalıdır:
Neden nezaketim ve sevgim en çok hak edenlere ulaşmıyor?
Neden beni ve geleceğimi umursamayanlara karşı bu kadar yumuşak ve hoşgörülüyken, sağlığımı, mutluluğumu ve yarınımı düşünen insanlara karşı bu kadar hoyrat olabiliyorum?”
Çünkü olması gereken tam tersidir.
İnsan, iç çemberine, yani kalbinin yükünü taşıyanlara, daha ılımlı, daha sabırlı, daha merhametli davranmalı ve emeğini onlara vermelidir.
Dışarıya ise gerektiği kadar; fazla değil, sahte değil, mecbur olduğu kadar…
Fakat birçok kişi bunu başaramaz.
Neden?
Çünkü dışarıda herkesin karşısında iyi görünmek isterler.
Onay ararlar.
Beğenilmek isterler.
“Ne kadar iyi, ne kadar muhteşem bir insan!” dedirtmek için kendilerini parçalarlar.
Gerçekçiliklerini, sınırlarını, netliklerini yabancıların önünde cesurca ortaya koyamazlar.
Fakat sıra kendi sevgi çemberine gelince…
işte orada içlerindeki gerçek benlik açığa çıkar:
Sabırsız, üstten bakan, kırıcı, eleştirel, hoyrat ve önemsemeyen.
Dışarıya karşı gösterdikleri abartılı nezaketi, kalplerine en yakın olanlara göstermek akıllarına bile gelmez.
Sanki kendisini seven insanların duyguları daha dayanıklıymış gibi…
Sanki kırıldıklarında daha hızlı iyileşebilirlermiş gibi…
Bu davranış farkında olmadan şunu söyler:
“Size kırılma hakkı tanımıyorum. Ben şu anda dışarıda iyi görünmekle meşgulüm.”
Oysa doğrusu şudur:
Gerçek iyilik, yabancıya yapılmaz.
Gerçek iyilik, kendi çemberine taşıyabildiğindir.
Sana en yakın olanları incitmeden yaşamak, dışarıdakileri memnun etmekten çok daha değerlidir.
Dışarıdakilere karşı gerçekçi olmak, sınırlarını korumak, mesafenin ve saygının değerini bilmek…
Ve içerdekilere karşı daha şefkatli, daha hoşgörülü, daha insaflı davranmak, emek vermek gerekir.
Çünkü dışarıdaki insanlar hayatının fonudur.
Ama sevgi çemberinin içindekiler, hayatının gerçek taşıyıcı kolonlarıdır.
Bir insan kendi çemberini koruyamıyorsa,
dışarıya gösterdiği kibarlık sadece bir maskedir.
Ve maskeler, en çok kalbimizin en yakınındakilerin yanında düşer.
Yazan
Korhan KÜLÇE
Tepkiniz nedir?
Beğen
0
Beğenmedim
0
Sevdim
0
Eğlenceli
0
Sinirli
0
Üzgün
0
Vay
0