Uğursuz - Final
16. Bölüm Final
Sıfır dört, sıfır sekiz.
Karanlık her yer, sessiz ve ıssız. Yağmur yağıyor, soğuk çok soğuk. Üşüyen bedenim değil, ruhumdu. Üstümde ince bir hırka ve eşofmanım var. Benim dışımda kimse gecenin bu saatinde kaldırımda oturamazdı tabii. Yere düşen her yağmur tanesi içimi ürpertiyordu. Bir yanım korkak diğer yanım cesuru oynuyordu. Evde, sıcacık yatağımda uyumak varken neden mi buradayım?
Gecenin bir saatinde telefonum çaldı. Bize dönmek için yola çıkan abimin arabası tırın altında kalmış. Ve kurtarılamamış. Tır şoförünün durumu ise ağırmış. Benim yüzümden. Henüz bitmedi. Babam, bana yeni dönmüşken ölüm sırası ona ve kardeşlerime gelmesin diye evden ayrıldılar. Benim yüzümden. Elini bana uzatan herkes kötü bir şekilde nasibini alıyordu. Emin olduğum bir şey vardı. Şu ana kadar hiç inanmamıştım ya da inanmak istememiştim fakat tüm olanların nedenini buna bağlıyordum. Uğursuz'dum ve bu benim lanetim olmuştu. Bedelini ise sevdiklerimin canı ile ödüyordum. Kendi ellerim ile almıştım canlarını. Sevdiklerimin katiliydim ben. Keşke, keşke her şeyi değiştirebilseydim. İlk kendi canımı alırdım.
------------
Elimde sıkıca tuttuğum anahtara baktım. Bir şey yapmalıydım. Islanan saçlarımı gözümün önünden çektim. Yağmurun şiddeti artıyordu. Ayağa kalktım. Hırkayı çıkartıp yere fırlattım. Korunmam değil korumam gerekiyordu. Olmadı. Teker teker çıktım merdivenleri. Anahtarı deliğe sokup sola çevirerek açtım kapıyı. Girdim içeri, kapattım kapıyı. Anahtarı yere attım. Boş evde yankılanan ses kulağımı acıtmıştı. Çok dağınıktı ev. Her gün toplamak için saatlerimi harcadığım ev benim ellerimle dağılmıştı. Ayakkabılarımı çıkarttım. Yanyana getirip kenara koydum. Cam parçalarının üzerinde yürümeye başladım. Hissizdim artık. Canım acımıyordu artık. İnsan kaybedince öğreniyormuş demek ki bazı şeyleri. Sessizdim, kimsesizdim yine. Bitik bir haldeydim. Abimin ölümünü öğrenince sinir krizi geçirmiştim. Babam da apar topar çocuklar ile çıkıp gidince sakinleştirecek kimsem kalmamıştı. Kendi kızının Uğursuz'luğuna şahit olmuştu. Korkmuştu benden. Düne kadar yaralarımı sarmak isteyen adam benden korkup kaçmıştı. Yine yapmıştı bunu. Yaşanan her bir olay benim suçumdu. Benim! Doğmamış olmayı dilerdim. Hiç var olmamış olmayı, aldırılmayı dilerdim. En başından kıymalıydım canıma. Sevdiklerimi bu dünyadan silmemiş olurdum.
Yerlerde cam kırıkları, duvarlarda fırlatılan cisimlerin izleri, parçalanmış yastıklar, bağırmaktan kısılan ses ve kan çanağına dönmüş gözler. Attığım her adımda bir cam parçası saplanıyordu ayağıma. Umurumda değildi. Kalp sızımın yanında bu bir hiçti. Kendimi silmek için hala bir şansım vardı değil mi?
Cam parçalarına dikkat etmeden banyoya ilerledim. Aynadaki görüntüm midemi bulandırıyordu. Kendimi bir hayalet gibi hissediyorum. Tüm mutlu hayatların olduğu bir yerde, perde arkasında görünmez bir şekilde dolaşıyordum. Kendimden öyle nefret ediyordum ki bunu yapacaktım. Suyu sonuna kadar açtım ve küveti doldurmasına izin verdim. Kardeşlerimin önceden kaldığı odaya ilerledim. Oyuncakları, kuyafetleri yerli yerindeydi. Dişlerimi sıktım, zor olsa da yutkundum. Benim yüzümden. Her şey benim yüzümden. Elime, kokularının en çok sindiği pijamalarını alıp banyoya geri döndüm. Paspas benim kanımla renklenmişti. Su yarısına kadar dolmuştu bile. Küvetin içine girdim. Bacaklarımı uzattım su ise akmaya devam ediyordu. Su hafif kırmızılaşıyordu. Elimde tuttuğun pijamaları burnuma götürerek kokuyu içime çektim. Masumluğun, saflığın kokusu vardı adeta. Bu kokudan bile mahrum bırakmıştım kendimi. Bugün bu iş bitecekti..
'Allah'ım bunun için bana kızma olur mu? Halimi görüyorsun. Elimden başka hiçbir şey gelmiyor. Tek çarem bu. Benim dikenim herkesin canını acıtıyor. Herkesin hayatını solduruyorum. Bu defa kendi dikenimi kendime batıracağım. Affet beni lütfen..'
Su boynuma kadar yükselmişti. Yavaş yavaş yolun sonuna geliyordum. Günah olduğunu bile bile işliyordum. Umarım affedilirim. Sarıldığım pijamalar ile birlikte gömüldük suya.
'Ben Eslem, diğer adı ile Uğursuz.
Annesinin aşkını elinden alan, babasının gözünü korkutan, abisinin ve ablasının hayatını karartan biri. Doğduğum an hayat ile mücadelem başlamıştı. Her şeyden bir haberdim. Bu denli sonuçlanacağını bilemedim. Çocuktum, benim sokakta ip atlamam gerekirdi. O iple kendimi asmayı düşünmem değil. Hiç arkadaşım olmadı, hiç okula gitmedim. Ablamla abla-kardeş ilişkimiz hiç olmadı. Onu da ben kopardım hayattan. Kendimi tanımıyorum bile. Hangi rengi, hangi yemeği severim bilmiyorum bile. Şimdi sıra kendimde. Hayatsız hayatıma son noktayı koyacağım..'
'Yanınıza gelmeyeceğim. Uğursuz'luğumu bu kez uzak tutacağım sizden. Affedin beni. Abla, abi sizi çok seviyorum. Huzurla uyuyun..'
Tepkiniz nedir?
Beğen
0
Beğenmedim
0
Sevdim
0
Eğlenceli
0
Sinirli
0
Üzgün
0
Vay
0