Zaman
Zamanın hükmettiği labirentte karanlığa dost, yanlızlığa mahkum...
Zaman kavramını 7-8 yaşlarımda, saliselerin gözlerime yaş diye bıraktığı dakikalara saatlerce gömülüp, hıçkırıklara boğulurken aldığım nefesle öğrenmeye başladım. Akrebin tek bir hareketiyle yelkovan ve saniyeyi deliler gibi döndürdüğünü, her başlangıcımın geçmişime atılan yepyeni adımlar olduğunu öğrenmeye başladığım zaman; çıkmaz bir labirentte olduğumu anladım. Labirentin duvarlarına işlenmiş yaşantılarım ve yalnızlığım, çığlıklarımın susturduğu sessizliğim ve zifiri karanlığımla bir ömür pesimist olmaya zorlanmıştım.Günler geçtikçe rendelediğim acılarım yapışsaydı birbirine, her şey eskisi gibi olabilseydi keşke. Yorgunluğumu dile getirecek birkaç kelime bulabilsem ordan oraya savurabilseydim gönlümce, tüm yorgunluğum bu olsa sadece. Zamana yenik düşen ben değil de yaşadıklarım olsa, karşımda durcağına yanımda dursa hayat; belkide nefes aldığım yerde boğulmazdım, pesimistliğimin içinde...
Tepkiniz nedir?