ZİHİN BULANTISI

Eylül 1, 2022 - 21:48
 0
ZİHİN BULANTISI

Bulutlar gökyüzünü tutsak etmiş , kuşlar sesini çiçeklere kadar savuruyor . Hafif esen rüzgar kirpiklerinin ucuna hüküm sürüyordu. Oturduğum çimenlerin ıslaklığını hissediyor , havanın sarsıcı güzelliğinin tadını çıkarıyordum. Yoldan geçen arabaları ve içindekileri seyredip , insanların yüz ifadelerini yüzümde barındırdığım , bazen alay bazense tebessümle izliyordum. Birbiri ardını takip eden aynı suratlar . Bir zamanın peşine takılmış dünyalılar. Fazla gösteriş bolca kibir. Sadece kıyafetlerle sarılı bedenler . Beden demeye bin şahit, et yığınları. Derin bir nefes aldım . Yetmiyordu işte , ne aldığım nefes ne de yaşadığım hayat . Yetmiyordu ! Dudaklarım yoruldum dese de , ruhum kabul etmiyordu . Neydi o zaman derdim ? Ne almalıydım hayattan ? Bana göre dert çok , yapacak bir şey yoktu . Düşündüklerim duyduklarımla uyuşmuyordu. Hep daha fazlasını istediğim yerde ; hep daha azını almak , o hırsla çıktığım merdivenleri yüzümde ağlamaklı bir ifade ile inmeme neden oluyordu. Yorulmamıştım halbuki... Bazen kendimi takım elbisenin önemli parçası olan kravat gibi hissediyordum. İçindeki adam kravatı sevmese de, onu boğsa da ihtiyacı vardı ona. Kravatsız olursan ne saygı kalır ne de ciddiyet . Ancak iş bitti mi boynundan çıkarılan , bir köşeye fırlatılan bir kumaş parçası olmaktan geri alınamıyordu. O kumaş parçası gibi hem önemliydim hem de sıkıcı. Sıkıyordum herkesi . Bazen de topuklu ayakkabı bir kadının en önemli aksesuarı ama acı veren , sanki bir bıçak üstünde yürüyormuş hissi veren topuklu ayakkabı . Hem sıkıp hem can acıtıyordum. Normal miydi bu durum ? Hiç sanmıyorum . Yalnızlık etrafımda sinsi bir yılan gibiydi. Doğru zamanı bulsa zehirleyecek ... İçime zincirler vuruluyor acı acı. Canımı ezmek istercesine . Uçan bir kuşa takıldı bakışlarım . Özgür. Gökyüzünün hakimleri . Günün kanatları, uçmanın en güzel yanı . Yanık sesli bir türkücü gibi dillerinde dolanan notalar . Deniz karaya vurdukça saz gibi eşlik ediyor onlara . Gökyüzünün hakimleri... Sonra yavaş yavaş veda eden gün . Kuşlar daha çok canlanmış güneş yüzümü delice dövüyor. Korkmadan meydan okuyorum ona . Karşında güçlü durabildiğim güneş, darbelerini indirmeye devam ediyor. Direnmiyorum, kaçmıyorum. Galibiyet benim . Güneş uzaklaşıyor sükunetle. Günler geçiyor ama yetmiyor . Geceyi o kadar hızlı yaşıyoruz ki yıldızları kucaklamak zorlaşıyor. Gün gün eriyip bitiyoruz . Geceye teslim edildik . Sonra anlıyorum ki meğer kazanan güneşmiş ben kaçtığını sanarken o geceye devrediyormuş biz dünyalıları . Gece ve gündüz hüküm sürüyor üzerimizde. Ne kaçabiliyoruz ne de saklanabiliyoruz . Bir köşede çürümeyi bekliyoruz. Zihnim , oyun oynuyormuş gibi sildi birden düşüncelerimi. Ayağa kalkıp , üzerimi silkeledim. Sokak lambalarının , kaldırımları yuttuğu karanlık bir kuytuya doğru ilerlemeye başladım . Sürüklenerek sokakta kayboldum. Silinerek zihnimi kaybettim . Karadeliğe düştüm..

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow