ADI CAN OLSUN
Hayatın provasında bir çok iz bırakanlar anlar olur yaşantımızda... Kalemim elimde, Sözüm dilimde...

ADI CAN OLSUN
Sevimli,masum,sevecen bir bebek dünyaya gözünü açtığında ismi ne olsun diye fikirler üretildi.Hiç bir isim onun bu karakterine uymazdı.Sonunda ailesi adı CAN olsun dedi. İsmi gibi hayata can olsun diye adı CAN konulmuştu.
Bebekliğini pek hatırlamaz kimse!.. CAN da bunlardan biriydi.Yavaş yavaş serpilip yürümeye ve konuşmaya başlayınca, herkes tarafından ilgi görmeye ve sevilmeye başlandı.Mahalle arkadaşlarıyla kaynaşmış kimi zaman toplanıp sokak başında arkadaşlarıyla sohbet eder,mahalle arkadaşlarıyla da hafta sonları maç yapardı.
CAN,gençlik dönemine girdi.Ama bu yaşına kadar neler geçirdi?Bir derdi var mı?Paylaşmak istediği bir şey olur mu diye düşünen olmadı!...Yaşamdan ne isterdi?Hayali neydi?Bu sorular hep içinde birikti. Yaşam zordu anlamıştı,anlamasına ama! ona destek verecek kimsede yoktu.
Can,herkese koşar herkesin işini görürdü.Yardımsever,hayata hep pozitif bakan,güler yüzlü hiç kimseyi kırmayan bir yapıya sahipti.Kimseye HAYIR! demezdi.Belki de bu yüzden hep kendini yorgun hissediyordu. Herkese koşan ama kendini unutan bir yapıya sahipti…
Her yaz tatilinde akranları tatil yaparken o ise hep çalıştı.İlk,Orta,Lise derken okul bitti. Askerlik zamanı geldi çattı.CAN şöyle geriye dönüp baktı.Yaş olmuş YİRMİ dedi kendi kendine.Ne oldu?Nasıl geçti zaman?Neler yaşadım? Gibi sorularla biraz geçmişe bir yolculuk yaptı.Aklında deli sorular ve hiçbir zaman çözümlenmemiş cevaplar vardı…
Yaşam o kadar çabuk geçiyor ki,kimse nasıl geçtiğini ve nasıl geçeceğini bilemez oluyor.Can,kendi doğduğu topraklardan biraz uzaklaşmak ve kendi yaşamını daha iyi idame ettirmek adına,şehir dışına gider.Gittiği şehre çabuk alışır ve çalışmaya başlar.Kendine göre bir ev kiralar sabah işe,akşam eve gelir.İzin günlerinde bazen arkadaşlarını ziyarete gider.Yaşamını iyi idame ettiren,haytalık peşinde koşmayan ve herkes tarafından sevilen biri olarak alışır oranın yaşantısına. Gel gör ki!Can düzenini kurduğu,Alıştığı, Gürültüsüne bile katlandığı bu şehirden gitmek zorunda kalır.Aradan geçen onca seneden sonra memleketine ailesinin yanına döner.Hiç bir şey yıllar önce ardında bıraktığı şehir gibi olmayacaktı.Sadece şehir mi;Hayır!İnsanları bile yabancı gelecekti .Ne de olsa doğup,büyüdüğü şehirdi burası.Alışmayacak ta;ne yapacaktı?İş bulması gerekiyordu ama burası büyükşehir gibi iş imkanı çok olan bir şehir değildi.Mücadele verdi her defasında,çalmadık kapı bırakmadı ama!İş yoktu.buna rağmen manevi olarak bir işe sarıldı hem çevresine hem de ailesine faydalı bir birey olup,her defasında yardıma koştu.Her daim insanların ve ailesinin gönlünde köprü kurdu…Büyük,küçük herkesle iyi geçinir onlarla iyi anlaşırdı.Yediden yetmişe herkes onu çok severdi…
Can’ın ailesi onunla gurur duyardı.Oysaki, CAN yaşamdan eskisi gibi tat almaz ve hep üzüntülü bir şekilde yaşamına devam eder oldu.Yaşayacağı ömürde sadece küçük mutluluklarla kendini avutacak ve zaman böylece akıp gidecekti …
Ve CAN,
Her zamanki gibi yine kendi kabuğunda,temiz kalbi ile yaşayıp gidecekti…
Tepkiniz nedir?






