ANEMOR SERİSİ

Anemor Serisi Dehşet Cehennemi 1.Bölüm

Ocak 6, 2022 - 19:16
 0
ANEMOR SERİSİ

◾▪️GEZEGENLERİN OLUŞUMU▪️◾

“Bir suçun binlerce yıl cezası olabilir”

Tanıtım II: Giselle Soyu


   Çok uzun zaman önce, bir geleceği olmayan Rodella birçok gezegenden sürgün edilmişti. Suçu ise bir Giselle (Tanrıça Giselle'nin kurduğu büyük Hypata Krallığı'nın son varisi) soyundan geliyor olmasıydı. Büyücüler, krallar, insanlar ve diğer tüm canlılar tarafından dışlanmıştı. Şimdi ise peşindelerdi. Kaçması artık onu yormuş ve birçok kez Ryona (kız kardeşi) gibi intihar etmeyi düşünmüştü.
Bir tanrıça soyundan geldiği için basit yöntemlerle kendini öldüremezdi. Öncelikle, sadece Tanrı ve Tanrıça soyundan gelebilen türlerin girebileceği tek gezegen Rivena’ya gitmeliydi ve büyük Domnita nehrine girmeliydi sonra Shaoshing ağacının kutsal sayılan Böryu meyvesini yemeliydi. Bu onun için bir utanç kaynağı olmaya yetse bile kaderinin Süve ve onun gibi acımasız olan diğer tanrılar tarafından yazılmasını istemiyordu, kendi kaderini kendi yazmalı ve yaşamına son vermeliydi.

Bir gezegeni, yaşayabileceği bir yeri yoktu. Tehlikeli gezegenlere gitmeyi düşünüyordu ama acımasız türlere yem olmak, onlarla savaş içinde olmak hiç ona göre bir kurtuluş yöntemi değildi. Rodella son kararını vermişti. Rivena gezegenine gidip soyuna yakışmayan son yöntemi deneyecekti; tüm kötü sözlerin, acımasız bakışların çevrildiği o intihar yöntemi şimdilik onun için tek kurtuluş kapısıydı.

Gezegene gitmek için ona bahşedilen portal açma yöntemlerini kullanıyordu. Şimdi ise Rivenadaydı. Büyük ve kutsal nehrin hemen yanı başında duruyordu. Serin suya kendini teslim ettiğinde, yutmaması gereken o damlayı yutmuştu. Bu onu soyunda en güçlü kişi yapabilirdi belki ama artık çok geçti; çünkü ona ait bir soy kalmamıştı.
Dişi bir varlığa lütfedilen doğurganlığı lanetli bir büyü ile yok edilmişti. Buna aldırmadı ve suyu çıkarmak için uğraşmadı. Sonuçta ona kutsal bir soy, kutsal bir aile bahşedilmeyecekti diğer tanrılar tarafından. Bunun için üzgün değildi sadece küçük bir yerde yaşama arzusunu bir an da bitireceği için üzülüyor ve bunun sebebi olan Süve’ye kötü sözler söylüyordu.

Shaoshing ağacına doğru yürüdü ve kıyafetlerini çıkardı. Saçlarını düzenledi ve ölüm için hazır olduğunu hissetti. Tek düşüncesi annesi Ateifa'ya ne diyeceğiydi. Tanrı soyundan gelen bir soylu kendini öldürdüğünde annesine hesap verirdi. Annesi onu affederse kutsal ve sonsuz Avery'e geçerdi ama onu affetmezse Tama alemine gönderilirdi ve tanrı soyundan gelen tüm özelliklerini kaybederdi.

Rodella ağaca uzandı ve bir meyveyi dalından kopardı. Son kez kafasını kaldırıp etrafına baktı ve derin bir nefes aldı. Kızıl meyveden bir ısırık aldığında hissettiği tatlılığın onu nasıl öldürebileceğini düşündü. Çok geçmeden bir tüy hafifliğinde yere yığıldı. Artık altın sarısı gözleri kapalıydı...
Yüzüne düşen bir damla Rose ile gözlerini araladı. Sanki suyun içinde boğuluyormuş gibi hızla doğruldu ve derin bir nefes aldı. Etrafına bakındığında yine aynı yerde olduğunu gördü. Şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra ağaca doğru koştu ve bir meyve daha koparmaya çalıştı. Ama koparamadı çünkü ağaç bir kalkan büyüsüyle korunmaya alınmıştı.

Rodella üzerindeki ihtişamlı elbiseye bakındı. Bunu daha önce görmemişti. Ellerini havaya kaldırdı gergin hareketlerle. Nehre doğru koştu, suya kendini teslim etmeden hemen önce yansımasından saçlarının inci gibi beyazladığını gözlerinin ise zümrüt gibi parladığını fark etti. Suya bir adım attığında ise hiçbir uzvunun ıslanmadığını gördü.
Şaşkınlığı onu meyus halden çıkarmıştı ama merakı hâlâ dinmemişti. Bir an karnında bir sızı hissettiğinde kendini geriye doğru itti. Derin nefesler alıyordu elinde olmadan. Ona ne oluyordu? Yine lanetli bir büyücü tarafından çeşitli büyülere maruz kaldığını düşündü ama yanılıyordu. Nehir ve meyve ona bir armağanda bulunmuştu, karşısında parlak saçlı bir kız çocuğu öylece gülümsüyordu. Rodella onun oluşmasını sağlamıştı. Artık soyunun tükendiği söylenemezdi. İntihar etmek için geldiği bu gezegen ona bir lütufta bulunmuştu. Bir kız çocuğunu fark etmeden doğurmuştu. Bu durumun Tanrılar tarafından yasaklandığını biliyordu oysa. Ama gerçeğin kader Tanrısı ona acımış olabilirdi, çünkü Tanrıçalar asla azizelik mertebesine ulaşmadan bir çocuk sahibi olamazlardı.

Rodella, henüz tüm Tanrılar ve Tanrıçalar tarafından lanetlenmiş sayılmazdı, bu yüzden o şimdi azize olmuş ve annelik makamına ulaşmıştı, bu durum ise Giselle soyunu devam ettirecek ve onlarca tür Giselle kanını taşıyacaktı.

Günler ve aylar geçerken onları tedirgin edecek hiçbir tehditle karşılaşmamışlardı. Yine de tüm bu sakinliğe karşı kendilerini koruyacakları bir yere gitmeliydiler. Rodella bebeğini de alıp bir portalın içine sığındı ama bu da pek korunaklı değildi.
Bebeği Jhessail o portalın içinde kocaman bir kız olmuştu. Artık bir tanrıça sayılırdı. Güçlerini keşfetmesi için annesinden yardım aldı ve tek başına bir gezegen yarattı. Bu her tanrıçaya verilen bir özellik değildi. Hatta tanrılar ve tanrıçalar arasında gezegen yaratan sadece beş güç çıkmıştı.

Jhessail tek başına Diamanda (Gökyüzü), Olexa (İçilebilen su) ve Nepuralar'ı (Dağlar, taşlar ve kayalıklar) yarattı. Sonra gücünden Diamanda'ya güç verdi ve Kaleenalar (Gökyüzündeki Periler ve büyülü olan iyi yaratıklar) oluştu. Saçından bir tutam Olexa'ya serpti ve altı erkek tanrıyı yarattı. Onları çeşitli güçlerle ve görevlerle donattı. Lumber karanlığın, Glore denizlerin, Briar yıldırımın, Ra'auni savaşın, Vorian bilgeliğin, Aesril korumanın tanrısı olmuştu. Vorian'ın dişi bir Kaleena ile birleşmesi sonucu dört tanrıça oluştu. Asil kandan gelen tanrı ve tanrıçaların gücüyle gezegen büyütüldü, sonsuz sayıda elementler oluştu ve bilgeliğin tanrısı olarak bilinen Vorian büyük bir element tanrısı da olmuştu. Oluşturulan Keira gezegeni sonsuz bir güçle ünlenmişti. Doğan dört tanrıça gezegenin dört yanına gönderilmişti ve soyları hızla artıyordu.

Tanrıçalardan İviss bir Lylpol (Tanrıların Kaleenalar ile birleşmesi sonucu oluşan insansı türlerdir. Büyü güçleri yoktur, sadece asil bir kan taşırlar) ile birleştiğinde Vaealar'ın (Melez olan Elf ırkı), Blomlar'ın (Su perileridir. Kara da ve denizde yaşayabilirler. Ölümsüz değillerdir ama hep genç ve güzel kalırlar) ve Poemalar'ın (Denizlere yakın mağaralarda yaşarlar, büyük dağlar ve adalarda yaşadıkları da bilinen deniz canlılarıdır. Yarı balık insansı vücutları vardır. Sihirli sözleri ve büyülü sesleri vardır. Hatta bu şekilde avlarını ayaklarına getirirler) oluşmasını sağladı.

Diğer tanrıça Lexa ise yasak olmasına rağmen bir Poem (kötü ruhlu, zararlı ve çirkin yaratıklardır. Değişik yetenekleri ve şekilleri vardır) ile birleşti ve Emarieler'in (Yarı insan yarı boğa olarak tasvir edilen yaratıklardır), Wichartlar'ın (savaşçı yaratıklar), Tanierler'in (keskin dişleri olan zehirli bir köpek şeklinde tasvir edilir) oluşmasını sağladı.
Jhessail, Olexalar'ın efendisi Orintur ile birleşti ve deniz canlılarını oluşturdu, Atalalar (denizkızları), Mirelindalar (büyü yapabilen deniz canlılarıdır, yapıları denizkızlarına benzer) ve Hirikolar’ın (Dehşet verici bir canlıdır, denizlerde yaşar ve acımasız ölüm şekilleriyle avlarını parçalar) var olmasını sağladı ve onlara canından can verdi.

Jhessail ve Orintur'un birleşmesiyle oluşan Hirikolar'dan iğrenen Lumber, onları lanetleme kararına vardı. Annesi buna karşı çıktığında ise annesini kendi yarattığı Qoramir (Kara) gezegenine hapsetti. Rodella, kızını kurtarmaya çalıştı ve Lumber'i kendi yarattığı gezegende ona bahşedilen bir güçle öldürdü.
Lumer'in kara toprağa saçılan kanlarından Souriller (kanatlı atlar), Carecalmolar (Canavarların tanrıları olan Nino ve Dyad'ın acımasız ejderhaları), Norioniller (Devler) doğdu. Kara toprakta açan yeşil Walinwie (Büyülü ve hoş kokulu eflatun bir çiçek türü) bitkisine akan kanından ise tüm efsanelerde adı geçecek, güzelliği ile ün kazanmış Elanduya (Güzellik tanrıçası) var oldu.
Fortisa (Asil kan taşıyanların arasında en güçlü olanı) adında bir Lylpol denizi ve yıldırımları görevine kattığında Glore ve Briar buna karşı çıkmıştı. Üç tanrının çekişmesiyle çıkan savaşta Fortisa'nın kaybetmesi büyük bir cezayla ona geri döndü. Briar onu Ager adı verilen dört başlı sürüngene çevirmişti. Ama onun kardeşi Glore'yi öldüreceğini tahmin etmemişti. Parçalara ayrılan Glore, kutsal nehrin derinliklerine gömüldü.

Bir gece Bonvo yıldızı (Gezegenleri oluşturan yıldız) kutsal nehrin üzerine düştü. Glore'nin parçaları yedi yere dağıldı. Bonvo yıldızının bir parçaya çarpmasıyla Süve oluştu. Aslında o hep tanrıydı, sadece güçler ile bir bedene bürünmüştü. Süve bütün türlerin ileride tehdit oluşturacağını düşünüyordu ve Mirelindalar ile iş birliği yaptı. Bütün Keira gezegeni önce kalkan büyüsüyle kapatıldı ve bazı türler dışında gezegendeki tüm tanrı ve bazı canlılar su altında kaldı. O su altında bedene büründü ve o gezegendeki kimi tanrıları ebediyen yok etti.

Yaşayan türlere ise yedi sıra gezegenini bahşetti. Süve girdiği bedenden ayrılmak için kutsal suya girdiğinde sudan çıkan bir Tiefling (Kanatlı, konuşabilen, insansı tür) ailesini öldürdüğü için ona kızgındı ve Süve'ye ağır darbeler verdi. Onu Otiara Dağı'nın (Kutsal gezegenin en yüksek dağı) tepesinden aşağıya bıraktı. Öldüğünü düşünerek ona yardım etmedi ve böylece diğer türler Tieflingler'e lanetlenmiş gözüyle baktı onları böyle kabul etti.

Yaşayan türleri ise yedi gezegene eşit şekilde yerleştirdi. Süve onları çeşitli türlere ayırdı ve aralarında barışı korumalarını emretti. Barış korunmaz savaş çıkarsa helak edileceklerini onlara yazıyla aktardı...

▪️SÖZLÜK▪️
Rivena: Kurgusal mitolojide yer alan dini bir gezegendir. Tanrıların ve tanrıçaların burada yer alan nehirden oluşmaya başladıkları anlatılır.

Domnita Nehri: Rivena gezegeninin doğusunda yer alan tanrıların ve soyluların kutsal saydıkları bir nehirdir. Eşit olmayan bir rekabetin önüne geçmek için bazı efsanelere göre bu nehrin suyu yutulmamalıdır.
Shaoshing Ağacı: Kurgusal mitolojiye göre yıllardır yaşayan bu ağaç bir dilek ağacına benzetilir. Soylular genelde bu ağaca sırlarını dökmek için gelir. Kimisi ise burada yer alan Böryu meyvesini yemek için gelir. Bu meyve intihar meyvesidir.

Ateifa: Çiçeklerin annesi olarak bilinir. Kendisi sayısız güllerin bulunduğu bir gezegende yaşar. Diğer tanrılarla anlaşmazlık yaşadığı için sadece Kamer (Işık Tanrıçası) tarafından bilinen bir gezegene sürgün edilir.

Avery: Sonsuzluk alemi olarak bilinen cennettir.

Tama: Bir soylunun yaptığı hatadan dolayı fakirlik ve yurtsuzluk ile cezalandırılması anlamına gelir. Soylular cehennemi olarak tasvir edilir.

Rose: Kamui kuşu büyük bir kuştur. Büyük dağlarda ve tepelerde yaşar. Rose ise sadece dişi Kamuiler'in salgıladığı özel bir sıvıdır -süt gibi-




Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Muhammet579_ Muhammet Aydın {18}